Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1322 E. 2023/881 K. 02.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/1322 Esas
KARAR NO: 2023/881
DAVA: Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 06/11/2018
KARAR TARİHİ: 02/11/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;
Davacı ile davalı aralarında “——- Sok. ——– Cad. ——— adresinde bulunan ——– pafta, ——– Ada, ——— Parsel’de mukim yapımına başlanmış olan konut inşaatının mekanik montajlı dış cephe seramik ve porselen kaplama işinin yapılması hususunda tarihsiz olarak sözleşme akdedildiğini, işbu sözleşmede alt yüklenici sıfatıyla davacı müvekkili (şahıs firması), işveren sıfatıyla ise davalı (şahıs firması) bulunduğunu, müvekkilinin söz konusu üzerine düşen yükümlülüğü eksiksiz olarak yerine getirdiğini ancak davalı tarafça kendisine sözleşme ücreti bir takım haksız ve usulsüz kesintiler yapıldığı bahanesiyle ödenmediğini, müvekkilinin işi bitirip teslim etmesine rağmen müvekkili tarafından dile getirilmesine rağmen davalı tarafından kötü niyetli işin kesin kabulü verilmediğini, ——– D.İş sayılı dosya ile delil tespiti yapıldığını, delil tespitinde müvekkilinin işini tam ve eksiksiz olarak yapıldığının açıkça görüldüğünü, ancak davalı tarafından kötü niyetli olarak müvekkiline ihtarname çekildiğini ve işbu ihtarname ile bir takım haksız taleplerde bulunulduğunu, müvekkilinden haksız olarak 136 gün gecikme cezası kesintisi yapıldığını, müvekkilinden haksız olarak 4 ay şantiye şefi olmadığı adı altında kesinti yapıldığını, müvekkilinden gelen malzemeden fire fazlası adı altında haksız ceza kesintisi yapıldığını, ilaveten yine müvekkilinden eksik kalan ray alımı, eksik kalan demirci imalatları için getirilen demirci, 12 boy profil alımı yapıldığını, pencere çevirmelerinin kırılıp yeniden yapılması adları altında birçok haksız kesinti yapıldığını, davanın kabulü ile davalı tarafından davacının ödemelerinden yapılan kesintilerin haksız olduğunun tespiti ile, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla yapılacak bilirkişi incelemesi sonucu taleplerini ıslah yoluyla artırma haklarını saklı tutarak şimdilik 10.000 TL alacağın davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;
Sözleşme gereğince işin teslim tarihinin 26.10.2017 tarihi olduğunu, bu tarih yer teslim tarihi ve işe başlama tarihi sayılacağı için yer teslim tutanağı düzenlemeye gerek olmadığını, davacının işe daha geç başladığı iddiasının tümüyle gerçek dışı olduğunu, davacı tarafından iddia edilenin aksine sözleşmeye konu işin 07.04.2018 tarihinde değil, 22.05.2018 tarihinde tamamlandığını, davacının sözleşme ve işin icabı gereği işi bitirip, teslime hazır olduğunu müvekkiline bildirmesi gerekirken bunu yapmadığını, işin kabulü konusunda da davacının müvekkilinin davetlerine icabet etmediğini, müvekkilinden tahsil etmiş olduğu bedellere ilişkin fatura kesmediğini, eksik ve ayıplı imalatları gidermediğini, teminatları yatırmadığını, ——– beyanını eksik verdiğini, mevcut sigorta borçlarını ödemediğini ve cezai şart kesintilerini kabul etmediğini bildirerek geçici kabule icabet etmediğini, davacının sözleşmeye aykırı davranmasından ötürü haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, hukuki niteliği itibariyle; eser sözleşmesinden doğan alacağın tahsili istemine ilişkin kısmi alacak davasıdır.
Dava basit yargılıma usulüne tabi olup, yöntemine uygun olarak hazırlanan tensip zabtı uyarınca yapılan ön inceleme duruşmasında belirlenen uyuşmazlık noktaları kapsamında tahkikata geçilmiş, taraflarca gösterilen deliller toplanmış, bilirkişi raporları alınmış ve dava, usulüne uygun olarak yapılan ıslah ile birlikte değerlendirilerek yargılama sonuçlandırılmıştır.Taraflarca delil olarak gösterilen, 20/07/2017 tarihli sözleşme örneği, ——— D.İş sayılı dosyası, ———- Noterliği’nin 03/10/2018 tarihli ———-; 08/03/2019 tarihli ———- yevmiye numaralı ihtarname suretleri, ——— kayıtları, ———- şirketi kayıtları, hakediş icmaller, irsaliye ve faturalar celp edilerek dosya içerisine alınarak incelenmiştir. Taraflar arasında kurulan 20/07/2017 tarihli sözleşme incelendiğinde, ‘——- Mahallesi ———– Apartmanı Konut Projesi Yapım İşinin Mekanik Montajlı Dış Cephe Seramik ve Porselen Kaplama İşlerini ve Kara Sıva İşlerini Sözleşmesi” başlıklı adi yazılı sözleşme ile taraflar arasında TBK m. 470 hükmüne göre eser sözleşmesine ilişkin ticari ilişki kurulduğu, davacının “yüklenici”, davalının ise “işsahibi” sıfatını haiz olduğu; sözleşmenin 5. maddesinde yer teslim tarihinin 26.10.2017 olduğunun, yer teslim tarihinin işe başlama tarihi (vadesi) sayılacağının, sözleşmenin 6. maddesinde ise işin, yerin teslim tarihinden itibaren 90 gün sonunda (açık bir şekilde beyan edilerek “26.01.2018”) tarihinde (“belirli vade”de) tamamlanacağının kararlaştırıldığı görülmüştür.——- D.İş sayılı dosyasına bilirkişi İnşaat Mühendisi ———- tarafından sunulan 31/08/2018 tarihli raporda özetle; işin eksiksiz olarak teslim edildiği, imaların malzeme ve işçilik olarak teknik standartlara uygun olarak yapıldığı, kesin kabulün ivedilikle yapılması gerektiğinin belirtildiği görülmüştür.Taraflarca gösterilen tanıklar bizzat dinlenilmiş beyanları tutanak altına alınarak incelenmiştir. Belirlenen uyuşmazlık noktalarının çözümü teknik değerlendirmeyi gerektirdiğinden dosya mali müşavir ————, inşaat mühendisi ———— ve nitelikli hesaplamalar uzmanı ———— oluşan heyete tevdi edilerek rapor alınmış; anılan bilirkişilerden oluşan heyet tarafından sunulan 29/06/2020 tarihli raporda özetle; taraflar arasında ———- Mahallesi ———- Apartmanı Konut Projesi Yapım İşinin Mekanik Montajlı Dış Cephe Seramik ve Porselen Kaplama İşlerini ve Kara Sıva İşlerini Sözleşmesine ilişkin eser sözleşmesi kapsamında ticari ilişki kurulduğu, davacının incelenen 2017-2018 ve 2019 yılları ticari defter ve kayıtlarının sahibi lehine delil vasfını haiz olduğu ve davalıdan 172.662,79 TL alacaklı olduğu, davalının ise anılan yıllar ticari defter ve kayıtlarına göre davacıya 18.430,01 TL borcu olduğu, taraflarca düzenlenen fatura ve iade faturalarına itirazların mahkemenin takdirinde olduğu, yapılan inceleme değerlendirmeler neticesinde davacının davalıdan 95.857,27TL alacağı olduğu kanaatine varıldığı bildirilmiş; taraf vekillerince rapora yapılan itirazlar kapsamında dosyaaynı heyete tevdi edilerek ek rapor alınmış; 09/04/2021 tarihinde sunulan ek raporda ise bu kez davacının 53 gün işi geç teslim ettiği ve davacıya şantiye şefi ilr ilgili cezai şart uygulanmaması hususları doğrultusunda davacı alacağının 118.357,27 TL olduğu yönünde kanaat bildirilmiş; iş bu rapora da yapılan itirazlar doğrultusunda mahkememizce dosya bu kez farklı bilirkişilerden oluşan heyete tevdi edilerek rapor alınmış; bilirkişiler inşaat mühendisi ———-, mali müşavir ———— ve nitelikli hesaplamalar uzmanı ———– tarafından sunulan 12/10/2021 tarihli raporda davacının dava tarihi itibariyle 92.783,47 TL alacağı olduğu yönünde kanaat bildirildiği görülmüştür. İki farklı bilirkişi heyeti tarafından alınan raporlar arasında çelişki bulunması sebebiyle bu kez önceki bilirkişi heyetlerinde yer almayan inşaat mühendisi ———–, mali müşavir ————- ve borçlar hukuku alanında nitelikli hesap uzmanı ————- oluşan heyetten rapor alınmasına karar verilmiş bilirkişiler tarafından sunulan 16/01/2023 tarihli rapor HMK m.282 hükmü kapsamında denetime eşverişli görülerek hükme esas alınmıştır.Davacı vekili sunmuş olduğu, bila tarihli ancak 05/09/2023 Uyap işlem kütüğü kayıt tarihli dilekçesi ile dava konusu talebini 101.213,48 TL artırarak 111.213,48 TL’ye yükseltmiş, bakiye harcı tamamlamış; davalı vekili tarafından ıslaha karşı zamanaşımı defi’inde bulunulduğu görülmüş, dava ile zamanaşımı süresinin kesildiği ve yeniden başladığı dikkate alınarak zamanaşımı definin yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır. Dava konusu uyuşmazlık; taraflar arasında düzenlenen eser sözleşmesi uyarınca, tarafların karşılıklı yüklendikleri edimlerin sözleşmeye uygun şekilde ve zamanında yerine getirilip getirilmediği, varsa; hiç ifa edilmeyen, geç ifa edilen, sözleşmeye aykırı şekilde ifa edilen, ayıplı ifa edilen edimlerin neler olduğu, ayıplı ifa söz konusu ise süresinde ayıp ihbarı yapılıp yapılmadığı, davacının hangi tarihte işe başlaması gerektiği, hangi tarihte işe başladığı, işe başlamak için yer teslimi ve malzeme tedarikinin zorunlu olup olmadığı, zorunlu ise yer tesliminin ve gerekli malzeme tedarikinin zamanında sağlanıp sağlanmadığı, davalının ifaya hazırlık hareketlerinde temerrüdünün söz konusu olup olmadığı, davacının işi hangi tarihte bitirdiği, davacının üstlendiği işi zamanında bitirip bitirmediği, zamanında bitirmediyse gecikme süresinin ne olduğu, gecikme söz konusu ise sözleşme koşulları ve teslim şekli dikkate alınarak geç teslim nedeniyle, davalının davacının alacağından cezai şart kesintisi yapıp yapamayacağı, davacının edimin ifası sırasında şantiye şefi bulundurup bulundurmadığı, bulundurmadıysa bu durumun edimin ifası ve sonuçlarına etkisi olup olmadığı, sözleşme koşulları ve teslim şekli dikkate alınarak, şantiye şefi bulundurup bulundurulmaması nedeniyle davalının davacının alacağından cezai şart kesintisi yapıp yapamayacağı, davacının kendisine tedarik edilen malzemede, sözleşmeden kararlaştırılan miktardan daha fazla fireye neden olup olmadığı, fazla fireden dolayı davalının davacının alacağından kesinti yapıp yapamayacağı, gecikme, şantiye şefi bulundurmama ve fazla fire dışında kesintilerin olup olmadığı, davalının yaptığı kesintilerin sözleşme ve yasaya uygun olup olmadığı, davacının sözleşme ve yasaya kesintileri varsa miktarının ne olduğu, eksik ve ayıplı imalatlar varsa bedelinin olduğu, edimlerin yerine getirilme durumu ve yapılan kesintilerin haklılık durumu doğrultusunda davacının davalıdan talep edeceği alacak miktarının ne olduğu hususlarında toplanmaktadır.Tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasında 20/07/2017 tarihli sözleşme ile “—— Mahallesi ———– Apartmanı Konut Projesi Yapım İşinin Mekanik Montajlı Dış Cephe Seramik ve Porselen Kaplama İşlerini ve Kara Sıva İşlerini Sözleşmesi” başlıklı adi yazılı sözleşme ile TBK m. 470 hükmüne göre eser sözleşmesine ilişkin ticari ilişki kurulduğu, davacının “yüklenici”, davalının ise “işsahibi” sıfatını haiz olduğu; sözleşmenin 5. maddesinde yer teslim tarihinin 26.10.2017 olduğunun, yer teslim tarihinin işe başlama tarihi (vadesi) sayılacağının, sözleşmenin 6. maddesinde ise işin, yerin teslim tarihinden itibaren 90 gün sonunda (açık bir şekilde beyan edilerek “26.01.2018”) tarihinde (“belirli vade”de) tamamlanacağının kararlaştırıldığı, hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının sözleşmeden doğan edimlerini zamanında ve tam olarak yaptığı, ayıplı ve eksik imalatının bulunmadığı, ——— D.İş dosyasına sunulan 31.08.2018 tarihli bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere işin tam ve eksiksiz olarak teslim edildiği, işin teknik standartlara uygun yapıldığı kanaatine varıldığı, ancak eser imalatı haricindeki diğer borçlar kapsamında davacı yüklenicinin üstlendiği borçlardan ——— ödemelerini zamanında yapmadığı, işi zamanında teslim etmediği, sözleşme gereği seramik temini ve iskele temininin davalıya ait olduğu fakat 26.10.2017 işe başlama tarihinde şantiyeye işe başlamak için gerekli malzemelerin davacıya temin edilmemesi sebebiyle davacının bu malzemelerin teminindeki gecikmeden sorumlu tutulamayacağı, davacı, sözleşme konusu inşaat işini davalının iş sahasında (davalının şantiyedeki inşaatta) yaptığı için işi bitirip işyerini terk etmesinin ve davalının da bu durumu bilmesinin, davacının işi teslim ettiği anlamına geldiği, davacının 22.05.2018 tarihinde şantiyeyi terk ettiğini davalının bilmemesinin ise hayatın olağan akışına göre mümkün olmadığı; dolayısıyla davacının işi 22.05.2018 tarihinde teslim ettiği kanaatine varıldığı, sözleşmenin 25. maddesinin 6. paragrafında “Alt yüklenici, işveren tarafından verilecek malzemeleri asgari zayiatla kullanacaktır.” hükmü kararlaştırılmış olup sözleşmede yer alan diğer irade beyanları gereğince işsahibi davalının, yüklenici davacıya işe başlamak için gerekli malzemeleri (şantiyede işe başlamak için davacı yükleniciye temin edilmesi gereken malzemeleri) temin etmek zorunda olduğu; bu halde yüklenici davacıya işe başlamak için gerekli malzemeyi temin etmeyen davalı işsahibinin, TBK m. 106/I hükmü gereğince davacı yüklenicinin (borçlunun) borcunu ifa edebilmesi için kendisi (davalı işsahibi) tarafından yapılması gereken “hazırlık fiillerini” yapmaktan kaçınarak “alacaklının temerrüdüne” düştüğü; TBK m. 106/I hükmüne göre alacaklının temerrüdüne düşen kimsenin, aynı olguya dayanarak karşı tarafın TBK m. 117 hükmüne göre borçlunun temerrüdüne düştüğünü ve kendisinin borçlu olmadığını iddia edemeyeceği başka bir ifadeyle davalı işsahibi alacaklının üzerine düşen hazırlık fiillerini ifa etmekten haklı bir sebep olmaksızın kaçınması sebebiyle artık davacı yüklenicinin eser sözleşmesinden doğan borçları açısından TBK m. 117 vd. hükümlerince borçlunun temerrüdüne düşeceğinden de (TMK m. 2 hükmünce) bahsedilemeyeceği, dolayısıyla davalının borçlandığı malzemenin teminindeki 35 günlük gecikmeden dolayı davacı yüklenicinin sorumlu olmayacağı, sözleşmenin 6. maddesinin 3. paragrafında davacının, işin bitim süresini geçmesi (işi kararlaştırılan sürede teslim etmemesi) durumunda “her gün için 500TL. ödeyeceği” kararlaştırıldığı, bu hükümde düzenlenen ceza koşulunun TBK m. 179/II hükmü gereğince “ifayla birlikte istenen/ifaya eklenen ceza koşulu (cezai şart)” olduğu, işin tamamlanma süresinin (sözleşmenin 5. ve 6. maddesinde kararlaştırıldığı üzere) 26.10.2017/26.01.2018 tarihleri arasında 90 gün olduğu, davacı yüklenicinin, 22.05.2018 tarihinde şantiyeyi terk ettiği için davacının işi 22.05.2018 tarihinde teslim ettiği kanaatine varıldığı, böylece işin gecikme süresinin 116 gün olduğu, davalının taahhüdünde bulunan malzeme temininde 35 gün geciktiği ve bu gecikmenin teslim süresine eklenmesi gerektiği, dolayısıyla işin başlama tarihi olan 26.10.2017 tarihi ile işin tamamlama tarihi olan 22.05.2018 tarihleri arasında geçen süreden davalının taahhüdünde bulunan malzeme teminindeki 35 günlük ek süre düşüldüğünde iş tesliminde 81 gün gecikme olduğu, 81 günlük gecikmenin davacı yükleniciden kaynaklandığı kanaatine varılarak davalı işsahibin kesinti yapabileceği ceza koşulu (cezai şart) bedelinin 40.500,00 TL (81 gün x 500TL=) olduğu, ancak davalının, işbu gecikme cezası tutarını davacının hakediş alacağından kesmeye (düşmeye) hak kazanması için TBK m.179/II hükmü uyarınca davacıdan işi teslim aldığı sırada veya öncesinde, gecikme cezası alacağını talep etme hakkını saklı tutmuş olması gerektiği; davacının iş sahasını terkettiği 22.05.2018 tarihte veya bu tarihten daha kısa bir süre sonra anılan ceza koşuluna diar alacağını TBK m. 179/II hükmüne göre saklı tuttuğunun dosya kapsamında anlaşılmadığı, bu nedenle davalının, davacının hakediş alacağından ceza koşulunu (cezai şartı) kesme (düşme) hakkının bulunmadığı, sözleşmenin 20. maddesinde davacının, davacının işe başlama tarihinden itibaren en az 4 yıl deneyimli bir adet şantiye şefini işyerinde devamlı olarak bulunduracağının kararlaştırıldığı, aksi takdirde davacının hakedişinden günlük 250TL.lik cezanın kesileceği hususu kararlaştırıltığı, bu hükümde de düzenlenen ceza koşulunun (cezai şartın) TBK m. 179/I hükmü gereğince “ifa yerine eda/ceza koşulu (cezai şart)” olduğu ve dolayısıyla TBK m. 179/II hükmündeki gibi “alacaklının, hakkından açıkça feragat etmiş veya ifayı çekincesiz olarak kabul etmiş olmasının” kanunen gerekli olmadığı, davacı yüklenicinin şantiye şefi bulundurmamasının edimin ifasına ve sonuçlarına etkisi olduğu ve sözleşme konusu işin 26/10/2017-22/05/2018 tarihleri arasında 208 günde ifa edildiği, 35 gün ek süre düşünüldüğünü sözleşmenin 20. maddesine göre davacının teknik personel bulundurmadığı 173 gün için (173 gün x 250TL=) 43.250TL.lik teknik personel bulundurmama cezasının davacının hakedişinden düşülmesi gerektiği, TBK m. 472/II hükmü gereğince malzemenin işsahibi tarafından sağlanması durumunda yüklenicinin, malzemeyi gereken özeni göstererek kullanmakla ve bundan dolayı hesap ve artanı geri vermekle yükümlü olduğu, her ne kadar sözleşmedeki açık bir şekilde davalı işsahibi tarafından temin edilen malzemedeki firenin davacı yüklenicinin hakedişinden düşüleceğinin kararlaştırıldığı bir hükme rastlanmıyor olsa da (sadece sözleşmenin 25. maddesinin 6. paragrafının 2. cümlesinde “——— analizlerindeki zayiat nispetlerini aşan miktarın bedeli (davalı) işverence tespit olunarak alt yüklenici (davacı) hakkedişinden ve/veya teminatından kesilir.” hükmüne yer verilmiş olup) bu hükmün kıyasen uygulanması ve TMK m. 2 hükmünce dürüstlük kuralı ile TBK m. 472/II hükmü gereğince yüklenicinin hakedişinden fire farkının düşülmesi gerektiği, bilirkişi raporundaki teknik değerlendirmede işsahibi davalının, yüklenici davacının alacağından 18.199,31TL. tutarındaki fire farkı malzeme bedelini kesmeye hak kazandığının tespit edildiği, yine ———– ödemesi ile ilgili olarak, sözleşmenin 33. maddesinde sosyal sigortalar priminin davacı yükleniciye ait olduğunun; sözleşmenin 31. maddesinde ise davacı yüklenicinin ———-, işçiye, vergi dairesine, maliyeye vb. olan borçlarının alacaklarından ve teminatlarından mahsup edileceğinin açık bir şekilde kararlaştırıldığı, davacının işe başlama tarihi olan 26/11/2017 tarihi itibari ile ———- bildirimde bulunmadığı Kasım, Aralık 2017 ve Ocak, Şubat 2018 dönemlerinde ———– Prim Bildirgesi vermediği, çalışanlarını beyan etmediği; davalının davacı teminatından 11.567,94TL ———- primi ödediği ve teminat bakiyesi 6.862,07TL’nin davalı tarafından davacıya banka havalesi ile ödendiği, bu nedenlerle davalının davacı teminatından 11.567,94TL.lik ———- ödemesini (sözleşmenin 31. maddesine göre) kesmeye hak kazandığı ve bu miktarın davacı tarafından davalının teminatından tahsil edilmiş olduğu; kira bedeli ödemesi ile ilgili olarak ise sözleşmenin 31. maddesinde ise davacı yüklenicinin ———-, işçiye, vergi dairesine, maliyeye vb. olan borçlarının alacaklarından ve teminatlarından mahsup edileceği açık bir şekilde kararlaştırılmış olsa da davalı işsahibinin, başka kişiler ile kurduğu sözleşmesel ilişkiden dolayı onlara yaptığı ödemelere ilişkin olarak davacı yüklenicinin alacağından veya teminatlarından kesinti yapabileceğine ilişkin sözleşmede açık bir hükme rastlanmadığı; dolayısıyla bu yönüyle davalı işsahibinin davacı yüklenicinin alacağından kesinti yapma hakkına sahip olmadığı, edimlerin yerine getirilme durumu ve yapılan kesintilerin haklılık durumu doğrultusunda davacı yüklenicinin 172.662,79TL.lik bakiye hakediş alacağından, 18.199,31TL.lik karolaj fire farkı, 43.250TL.lik teknik personel bulundurmama bedeli kesmeye hakkının bulunduğu, bu kesintiler yapıldığında davacının davalıdan 111.213,48 TL (172.662,79TL.- (18.199,31TL.+43.250TL=) hakediş alacağının olduğu, davacı tarafından usulüne uygun olarak ıslah dilekçesi sunularak eksik harcın tamamlandığı, davalı vekilince süresi içerisinde sunulan beyan dilekçesi ile TBK m.147/1, b.6 ve TBK m.479/1 hükümleri uyarınca eser sözleşmesinden doğan alacakların 5 yıllık süre içerisinde zamanaşımına uğrayacağı belirtilmiş ise de dosya kapsamı ile davacının eseri 22.05.2018 tarihinde teslim ettiğinin kabul edildiği, iş bu davanın 06/11/2018 tarihinde açıldığı ve dava tarihi itibari zamanaşımının TBK 154 hükmü gereğince kesildiği, dava konusu alacağa ilişkin olarak kesilen zamanaşımı süresinin bu tarih itibari ile yeniden başladığı dolayısıyla artırılan kısım yönünden alacağın zamanaşımına uğramadığı anlaşıldığından bu hususta öne sürülen definin yerinde olmadığı, bunun yanında her ne kadar kısa kararda dava ve ıslah dilekçesi dikkate alınarak tüm talep yönünden ıslah tarihinden itibaren hüküm kurulmuş ise de iş bu yargılama ile kabul edilen alacak miktarı olan 111.213,48 TL’nin dava dilekçesindeki talep olan 10.000,00 TL yönünden 06/11/2018 (dava) tarihinden, ıslah ile artırılan 101.213,48 TL yönünden ise 05/09/2023 (ıslah) tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar vermek gerekirken tüm alacak yönünden ıslah tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verildiği gerekçe yazım aşamasında farkedilmiş ancak kısa karar ile hüküm farklı olamayacağından bu husus gerekçede açıklanmak suretiyle giderilmeye çalışılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Dava ve ıslah dilekçeleri doğrultusunda davanın kabulü ile, 111.213,48 TL’nin 05/09/2023 ıslah tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gereken 7.596,99 TL harcın davacı tarafından peşin yatırılan 170,78 TL peşin harç, 1.721,00 TL tamamlama harcı toplamı 1.891,78 TL harçtan mahsubu ile bakiye 5.705,21 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından bilirkişi, tebligat ve yazışma gideri olarak yapılan 12.813,00 TL yargılama gideri ile 170,78 TL peşin harç, 1.721,00 TL tamamlama harcı, 35,90 TL başvuru harcı toplamı 14.740,68 TL’nin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT göre takdir olunan 17.900,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan ancak sarf olunmayan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, Taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde ———- Bölge Adliye Mahkemesi’nde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 02/11/2023