Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2018/1294 Esas
KARAR NO : 2019/995
DAVA : Tasarrufun İptali (İİK 277 ve Devamı)
DAVA TARİHİ : 14/10/2010
KARAR TARİHİ : 09/10/2019
Mahkememizde görülmekte olan Tasarrufun İptali ile Tapu İptali ve Tescil davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
ASIL DAVADA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; borçlu … tarafından müvekkili lehine —- tanzim ve 05/03/2009 vade tarihli bono düzenlendiğini, bononun vadesinde ödenmemesi üzerine, Ümraniye —.İcra Müdürlüğü’nün 2010/12149 Esas sayılı dosyası ile 27/05/2010 tarihinde borçlu aleyhine kambiyo senetlerine özgü icra takibi başlatıldığını, takibin kesinleşmesi üzerine borçlunun işyeri ve iakmet adreslerine 07/07/2010 tarihinde haciz tatbik edilmiş ise de, haczi kabil mal bulunamadığını, tapu müdürlüklerine, trafik tescil müdürlüklerine ve bankalara yazılan müzekkerelere verilen cevaplarda borçlunun haczi kabil malının bulunmadığının tespit edildiğini, yapılan araştırmalar sonucunda borçlunun ortağı olduğu——–hisselerini diğer davalılara devrettiğinin anlaşıldığını, borçlunun hisselerini alacaklılardan mal kaçırma kastı ile ve gerçek değerinin çok altında devretmesi nedeniyle bu davayı açtıklarını, borçlu ile diğer davalıların hisse devri sırasında yaptıkları protokollerde hisselerin borçlunun bir kısım borçlarını ödeme karşılığında devralındığını, davalıların borçlunun çok fazla alacaklısının olduğunu ve borçlarını ödeyemediğini, hisselerini de alacaklılardan mal kaçırma kastıyla mevcudunu eksiltmek amacıyla devrettiğini bildiklerini, davalıların borçlunun ekonomik durumu hakkında bilgi sahibi olmalarına rağmen hisselerini devralmalarının tasarrufun iptalini gerektirdiğini, yapılan araştırmalarda borçlunun hisselerini rayiç değerlerinin çok altında bir fiyatla diğer davalılara devrettiğinini tespit edildiğini, 26/02/2009 tarihinde tasarrufların yapıldığını, 07/07/2010 tarihinde ise haciz tespit edildiğini, tasarrufların geriye doğru iki yıl içinde yapıldığından İİK md.278/1 şartlarının tahakkuk ettiğinden bahisle, dava konusu hisselerin ve davalı şirket adına kayıtlı bulunan —-kayıtlı taşınmaz ile davalılar adına kayıtlı diğer taşınmaz ve taşınır mallar üzerine İİK md.281/2 gereğince dava sonuna kadar ihtiyati haciz vaz’ına, acz halindeki borçlunun İİK’nun 278, 279 ve 280 maddeleri gereğince alacaklılardan mal kaçırmak maksadıyla yaptığı satış işlemlerine yönelik tasarrufun iptaline, hisselerin devredilmesi halinde davalarının bedel davasına dönüşeceğinden hükmedilecek bedele, dava tarihinden itibaren avans faizi yürütülmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılardan —— şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkillerinin diğer davalı borçlu …’ı davaya konu iptali istenen satışlar öncesi tanımadıklarını, aralarındaki tek ilişkinin davaya konu devir işlemi olduğunu, diğer davalı ile müvekkilleri arasında herhangi bir yakınlık, dostluk da söz konusu olmadığını, yalnızca iki tarafın tacir olduğu bir ticaret ilişkisi kurulduğunu ve ifa edildiğini, müvekkillerinin borçlunun ekonomik durumunu bilmesi veya araştırıp öğrenmesinin mümkün olmadığı gibi kanunca öngörülmüş böyle bir zorunluluğun da olmadığını, davaya konu devir işleminde müvekkillerinin tamamen iyi niyetli olduklarını ve tasarrufun iptalinin mümkün olmadığını, hisse devrinin gerçek değer üzerinden yapıldığını, ayrıca davacı ile borçlu arasında gerçek bir alacak-borç ilişkisinin olup olmadığının da şüpheli olduğundan bahisle haksız ve mesnetsiz açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN KADIKÖY —-.ATM —–ESAS SAYILI DAVADA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; borçlu … tarafından müvekkili lehine 05/03/2007 tanzim ve 05/03/2009 tarihli bono düzenlendiğini, bononun vadesinde ödenmemesi üzerine, Ümraniye—-.İcra Müdürlüğü’nün 2010/20072 Esas sayılı dosyası ile 13/10/2010 tarihinde borçlu aleyhine icra takibi başlatıldığını, takibin kesinleşmesi üzerine işyeri ve ikamet adresine haciz tatbik edildiğini, ancak hacze kabil mal bulunmadığını, ayrıca tapu sicil müdürlüklerine, bankalara, trafik tescil müdürlüklerine haciz müzekkerelerine verilen cevaplarda da borçlunun hacze kabil malının bulunmadığının tespit edildiğini, yapılan araştırmalar üzerine borçlunun ortağı olduğu İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nde kayıtlı ——hisselerini diğer davalılara devrettiğinin anlaşıldığını, dava konusu devredilen hisseler üzerine İİK’nun 281/2 gereğince dava sonuna kadar ihtiyati haczine, davalının alacaklarını mal kaçırmak amacıyla yaptığı devir işlemlerine yönelik tasarrufunun iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın HMK’nun 166.maddesi ve devamı maddeleri gereği aynı taraflar arasında daha evvel açılan Kadıköy ——Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2010/764 Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesini talep etmiştir.Davaya konu; Ümraniye —–.İcra müdürlüğünün 2010/20072 Esas sayılı, 2010/12149 Esas sayılı icra dosyaları, sicil kayıtları, devir belgeleri, şirketin mali tabloları, tarafların mal varlığı, devir protokolleri, banka dekontları celp ve ibraz edilmiş, teknik ve mali bilirkişi heyeti vasıtasıyla inceleme yapılmıştır.
Davacının—– ülkesinin —— ile ikili anlaşmaya taraf olduğu görülmekle, davalıların teminat itirazının yerinde olmadığı, davacının teminattan muaf olduğu anlaşılmıştır.
Dava; İİK. nun 277 ve devamı maddelerinde düzenlenen Tasarrufun İptali talebine ilişkindir. Bu nedenle öncelikle davalı borçlunun hisselerini değerinin altında devredip devretmediği, aciz vesikası alıp almadığı, iptali istenen tasarrufların ivazlı olup olmadığı, iptale tabi olup olmadığı hususları incelenmiştir.
Davacı tarafından asıl ve birleşen davada dayanak yapılan her iki icra takibinin kesinleşmiş olduğu anlaşılmıştır. Ümraniye —–.icra müdürlüğünün —–Esas sayılı dosyasında; 05/03/2007 tanzim tarihli, borçlu … tarafından düzenlenen 2.000.000 USD ve 3.000.000 USD miktarlı senetler dayanak yapılarak 6.373.800,00 TL. için başlatılan takip olduğu anlaşılmıştır. Ümraniye —-.icra müdürlüğünün 2010/12149 Esas sayılı dosyasında ise; davacı … tarafından borçlu … aleyhine 05/03/2009 vadeli 2.000.000 USD tutarlı senet dayanak yapılarak 500.000 USD alacak üzerinden takip yapıldığı anlaşılmıştır. Bu icra dosyasının daha sonra Istanbul Anadolu —–.icra müdürlüğünün —- Esas sayısını aldığı anlaşılmıştır.
Taraflar, —– tarihli protokol ile devri yapmışlardır. Devreden tarafta;——— bulunmaktadır. Devralan tarafta ise; …, …, … ve … yer almaktadır. Devir bedeli olarak, 6.055.000 USD borçlara ödenmek üzere toplam 7.000.000 USD kararlaştırılmıştır. 17.03.2009 tarihli —– anlaşıldığı üzere; …, 1.798 hisse karşılığı 1.798.000,00 TL. Ye,—– 1 hisse karşılığı 1.000,00 TL. ye, —- 1 hisse karşılığı 1.000,00 TL. ye, ——, 100 hisse karşılığı 100.000,00 TL. Ye,—– 100 hisse karşılığı100.000,00 TL. ye devredilmiştir.
24/03/2009 tarihli (26.2.2009 tarihli protokol sonrası dosyada yer alan gazete) ticaret sicili gazetesinde—— ortaklarının …, …, … ve —— olduğu anlaşılmaktadır. Yukarıda belirtilen protokol ile davalı borçlu hem limited şirket hem de anonim şirketteki hissesini devretmiştir.
Yapılan bu protokolde iki tasarruf işlemi bulunmaktadır. Birincisi, davalı borçlu … —— hisselerini 945.000 USD (bu miktarında hissesi oranındaki bedele satmıştır.) karşılığında devretmesi; ikincisi ise şirketin 6.055.000 USD tutarındaki borçlarının ödenmesi karşılığında bir kısım hisselerin devredilmesidir.
Davalılar arasında yapılan protokol gereğince …, 945.000 USD tutarındaki hissesini diğer davalılara devretmiş ve karşılığını almıştır. Bilindiği gibi şirket hissesi de borçlunun malvarlığına dahil bir değerdir ve haczin konusu olabilir. Bu sebeple hisse devri de diğer şartlarında gerçekleşmesi halinde tasarrufun iptali davasına konusu olabilmektedir.
Dosyada alınan bilirkişi raporlarında, davalı şirketlere yönelik yapılan değerlendirmeler sonucunda devir tarihi itibariyle şirketin toplam değerinin 39.659.030,00 TL. olduğu tespit edilmiştir. Somut olaydaki bilgiler ile birlikte değerlendirildiğinde davalı şirketlerin bilirkişi raporunda tespit edilen değerleri ile hisse devri sırasında belirlenen değerler arasında önemli bir fark bulunduğu anlaşılmaktadır. Hissenin devredildiği tarihte gösterilen satış bedeli ile hissenin aynı tarihteki gerçek değeri arasındaki fark hisse devrine ilişkin tasarrufun iptalini gerektirebilecek boyutta olduğu anlaşılmıştır. Davalılar ayrıca hisse devrine ilişkin ödemelerin tam olarak yapıldığını da ispatlayamamışlardır. Davalılar arasında akdedilen hisse devrine ilişkin
protokolde dikkati çeken bir diğer husus davalı …’ın 6.055.000 USD değerindeki hisseleri, şirketlerin bu oranda borçlarının ödemesi koşuluyla diğer davalılara geçecek olmasıdır, yani hisseyi devralan davalılar hisseleri devralmaları karşılığında davalı şirketin 6.055.000 USD tutarında borcunu ödeyeceklerdir. Protokolün bu hükümleri gereğince davalı borçlu 6.055.000 USD tutarındaki hisselerini diğer devretmiş gibi sonuç ortaya çıksa da aslında burada gerçek anlamda bir hisse devrinden söz etmek mümkün olmayacaktır. Hisse devrine konu olan şirketlerin bu tutarda borçlarının bulunması şirketin gerçek değerinin borçları oranına eksi hanesinde olduğunu göstermektedir. Şirketin borçlarının ödemesi koşuluyla hisselerin devir alınması borç içinde bulunan bir şirketin devralınması anlamına gelecektir. Bu nedenle davalılardan …’ın davalı şirketlerdeki hisselerini devretmesinin İİK. nun 278.maddesi kapsamında iptale tabi bir tasarruf olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
Tasarrufun İptali davası için süre, hacizden veya haczedilecek mal bulunmaması nedeniyle acizden veya iflasın açılmasından başlamak üzere geriye doğru hesaplanır. Başlangıç tarihinden geriye doğru 2 yıl içinde yapılan tasarruflar iptale tabidir. Borçlu … aleyhine verilen aciz belgesi 11/02/2011 tarihlidir. Hisse devir protokolü ise 26/02/2009 tarihinde yapılmıştır. Davanın 2 yıllık süre içerisinde açıldığı ve bu yönüyle dava şartının oluştuğu anlaşılmıştır.
Ayrıca İİK. nun 280.maddesinde borçlunun zarar verme kastından dolayı iptal davası düzenlenmiş olup, bunun için gereken süre iptal konusu hileli işlemin gerçekleşmesinden itibaren 5 yıl içinde borçlu aleyhine takip yapılmış olması şartına bağlıdır. Devir tarihinde tasfiyenin eşiğinde olan bir şirket hissesinin devralınmasının alacaklılardan mal kaçırma kastının devranlan tarafından bilindiği sonucu ortaya çıkarmakta ve bu nedenle davalı …’——–. deki hisse devrinin iptale tabi bir tasarruf olduğu anlaşılmaktadır.
—– Bu devirlerden sonra tasfiye sürecine girmiştir. —- nin en önemli mal varlığı olan —- şirketin yetkililer olan davalılar … ve … tarafından devredilmesi ve sonrasında —– tasfiye sürecine girmiş olması, … ile …’ın bu şirketin en önemli mal varlığı değerlerinin bizzat kendi üzerlerine alarak şirketin tasfiye sürecinin başlatılmasına ve şirkete karşı başlatılacak takiplerin ve davaların sonuçsuz kalmasına sebebiyet verdikleri, bu nedenle … tarafından —- sahibi olduğu—-hisselerinin muvazaalı olarak davalılar … ve …’a devredildiği kanaatine varılmıştır.
Davalılardan … tarafından devralınan hissenin %7 sinin Türkiye —–devredildiği, kamusal niteliği olan Derneğin devir aldığı işlemin iptale tabi tasarruf sayılamayacağı kanaatine varılmakla, bu orandaki hisse karşılığı 2.776.132,10 TL. yönünden bedele dönüştüğü kanaatine varılarak Mahkememizce asıl dosya, birleşen Kadıköy —.ATM’nin —Esas sayılı dosyası ve birleşen İstanbul Anadolu —-.ATM’nin—- Esas sayılı dosyalarında verilen karar davalılar tarafından İstinaf edilmiştir.
Mahkememizden verilen ——– tarihli ” dava konusu —— nin en önemli mal varlığı olan —–hisselerinin, şirketin yetkilileri olan davalılar … ve … tarafından devredilmesi ve sonrasında —–. nin tasfiye sürecine girmiş olması, … ile …’ın bu şirketin en önemli mal varlığı değerlerinin bizzat kendi üzerlerine alarak şirketin tasfiye sürecinin başlatılmasına ve şirkete karşı başlatılacak takiplerin ve davaların sonuçsuz kalmasına sebebiyet verdikleri, bu nedenle … tarafından —– nin sahibi olduğu —- hisselerinin muvazaalı olarak davalılar … ve …’a devredildiği kanaatine varılarak asıl ve birleşen davaların kabulü ile yapılan tasarrufların iptaline ” dair davanın bir kısım davalılar yönünden kabulüne ilişkin karar, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi —– Hukuk Dairesi’nin ——– Karar sayılı ve —–tarihli kararıyla; ” Asıl davanın ve birleştirilen Kadıköy —–. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin —- sayılı davasının 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun yürürlüğe girdiği 01/07/2012 tarihinden önce açıldığı, bu davaların yargılama aşamasında iş bölümü itirazında bulunulmadığı bu hali ile Asliye Ticaret mahkemelerinin görevli olduğu hususunun kesinlik kazandığı, ancak birleştirilen İstanbul —-. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin—– Karar sayılı davasının ise 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra 08/04/2014 tarihinde açıldığı bu tarih itibariyle Asliye Ticaret Mahkemeleri ile Asliye Hukuk Mahkemeleri arasında iş bölümü değil, görev ilişkisinin bulunduğu, bu davanın açıldığı tarih itibariyle tasarrufun iptali davalarında Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğu göz önünde tutulduğunda bu dava yönünden ayırma ve görevsizlik kararı verilerek dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi gerektiği anlaşıldığından, HMK. 353/1-a-3-5 maddeleri uyarınca kararın kaldırılarak belirtilen doğrultuda işlem yapılması için dosyanın mahkemesine iadesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır. ” şeklindeki gerekçeyle kaldırılmış ve Mahkememizin esasına kaydı yapılmıştır.
Her ne kadar asıl dava ve birleşen davalarda aynı hisse devirlerinin ve tasarrufun iptali talep edilmiş ve bu nedenle her üç dava arasında objektif dava birleşmesi olduğundan ve birlikte görülmeleri zorunlu olduğundan Mahkememizce yargılama yapılarak karar verilmiş ise de;
İstinaf Mahkemesi kaldırma kararı doğrultusunda Mahkememizce 06/03/2019 tarihli celsede verilen karar ile birleşen Kapatılan İstanbul Anadolu ——ATM’nin —-Esas sayılı dava dosyasının tefrikine ve —– yeni esas sırasına kaydına karar verilerek, bu dosya üzerinden verilen —— tarihli görevsizlik kararı ile gönderildiği İstanbul Anadolu —.Asliye Hukuk Mahkemesi’nde — Esas numarasını aldığı anlaşılmıştır.
İstinaf mahkemesi tarafından sadece birleşen dosyadaki görev nedeniyle kararın kaldırılmış olduğu nazara alınarak bir önceki kararda verilen gerekçe ile ancak ilk karardaki hisse oranının sehven yanlış yazıldığı anlaşılarak düzeltilmek suretiyle asıl dava ve birleşen Kadıköy —-ATM’nin —– Esas sayılı dosyası yönünden davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
ASIL DAVADA;
1-Davanın —– yönünden kabulü ile,
Davalı …’ın ——– adet %89,9 hissesini davalılar … ve …’a devrine ilişkin 26/02/2009 tarihli tasarrufun iptaline,
2-Yine aynı tarihli ———-%2 hissesini davalılar … ve …’a devrine ilişkin —- tarihli tasarrufun iptaline, davacıya Ümraniye —–. İcra Müdürlüğünün ——Esas sayılı icra dosyasında cebri icraya devam hakkı tanınmasına,
3-Davalı şirketler yönünden taraf sıfatı olmadığından davanın usulden reddine,
4-Alınması gereken 47.994,60 TL. harçtan peşin alınan 10.433,65 TL. harç ve 8.538,75 TL. tamamlama harcı olmak üzere toplamı 18.972,40 TL. harcın mahsubu ile bakiye kalan 29.022,20 TL. harcın davalılar …, … ve …’tan tahsiliyle hazineye irad kaydına,
5-Davacı tarafından yapılan; 6.050,00 TL bilirkişi ücreti, 2.128,00 TL talimat ve posta gideri, 18.972,40 TL harç toplamı olmak üzere toplam 27.150,40 TL yargılama giderinin davalılar …, … ve …’tan alınarak, davacıya verilmesine,
6-Davacı lehine —- uyarınca taktir edilen 42.054,00 TL vekalet ücretinin davalılar …, … ve …’tan alınarak, davacıya verilmesine,
7-Davalılar ———– uyarınca taktir edilen 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak, bu davalılara verilmesine,
BİRLEŞEN KADIKÖY —-. ATM — ESAS SAYILI DAVADA;
Davanın davalılar————yönünden kabulü ile,
1-Davalı …’ın ——— adet %89,9 hissesini davalılar … ve …’a devrine ilişkin 26/02/2009 tarihli tasarrufun iptaline,
2-Yine aynı tarihli ——–i %2 hissesini davalılar … ve …’a devrine ilişkin 26/02/2009 tarihli tasarrufun iptaline, davacıya Ümraniye —–. İcra Müdürlüğü’nün 2010/20072 Esas sayılı icra dosyasında cebri icraya devam hakkı tanınmasına,
3Alınması gereken 157.113,00 TL harçtan peşin alınan 34.155,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 122.958,00 TL harcın davalılar …, … ve …’tan tahsiliyle hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan; 48,00 TL posta gideri ile 34.155,00 TL harç gideri toplamı 34.203,00 TL yargılama giderinin davalılar …, … ve …’tan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı lehine—- uyarınca taktir edilen 84.700,00 TL vekalet ücretinin davalılar …, … ve …’tan alınarak, davacıya verilmesine,
Dair, davacı vekilleri ile bir kısım davalılar vekilinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.