Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/126 E. 2020/348 K. 16.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2018/126 Esas
KARAR NO : 2020/348

DAVA : Ticari Şirket (Kar Ve Zarar Dağıtma Kararına İtiraza İlişkin)
DAVA TARİHİ : 31/01/2018
KARAR TARİHİ : 16/07/2020

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Kar Ve Zarar Dağıtma Kararına İtiraza İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: kar dağıtımı yapmayan davalının engelli kişilere eğitim hizmeti vermek maksadıyla kurulduğunu, şirketin 10.000,00 TL’lik sermayesinin kurucu ortaklar arasındaki dağılımının 3.400,00 TL’lik kısmı ——– kısmının ——————– ait olduğu, ilk 15 yıl için ——– şirket müdürü olarak seçildiğini, şirketi münferiden temsil ve ilzama yetkili kılındığı ——– tarihinde vefat ettiğini, —— ait veraset ilamı gereğince 3.400,00 TL’lik sermaye payının 1.200,00 TL’lik kısmının müvekkil …’a, 1.200,00 TL’lik kısmı ——– 800,00 TL’lik kısmının ———– intikal ettiği, bölünemeyen 200,00 TL payın ise 75,00 TL’si …’a, 75,00 TL’si ———— ait olmak üzere tüm varisler arasında paylaştırıldığını, bölünemeyen ve bölünebilen payın müşterek temsilcili olarak …’ın seçildiğini, TTK hükümleri ve yerleşik yargıtay içtihatları gereğince ortaklar kar dağıtımı yapılmaması halinde kar yapının tespiti ve tahsilinin dava ve talep edilebileceğinin kararlaştırıldığını, müvekkilinin 15/12/2013 tarihinden itibaren davalı şirketin kar ettiğinin belirlenmesinin engellenmesi amacıyla ortakları tarafından şirkete alınmadığını, toplantılara davet edilmediğini, müvekkiline herhangi bir kar dağıtımı veya başka bir ad altında ödeme yapılmadığını, müvekkilinin de eğitimci olduğunu, şirketin gelişimi için fazlasıyla katkıda bulunabileceğini, davalı şirket-eğitim kurumunun ortakların görevlerini gereği gibi yerine getirmemelerinden kaynaklı olarak zarar ettiğini düşünerek kayyum atanması talepli İstanbul Anadolu —–.Asliye Ticaret Mahkemesinin ——– esas sayılı numarasında kayıtlı bulunan davayı açtığında şirketin zarar etmediğini, aksine kar ettiğini öğrendiğini iddia ederek;—– tarihinden itibaren kar dağıtılmaması konusunda direnç göstermesi nedeniyle şirket ortağı olan müvekkilinin kar payının tespiti ile bilirkişi incelemesi sonucunda belirlenebilecek olan şimdilik 5.000,00 TL kar payının faiziyle birlikte davalı şirketten tahsilini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :Davalı vekilinin cevap dilekçesinde, özetle,——- tarafından kurulduğunu, kurucu ortaklardan—— tarihinde vefat ettiğini, —- vefatı sonrası sahibi bulunduğu sermaye tutarı olan—–İstanbul Anadolu —–Sulh hukuk Mahkemesinin —— nolu veraset ilamı gereğince 1.200,00 TL’sinin varislerden——– tarihli Üsküdar —–.Noterliğinin——yevmiye nolu ——————– ile şirket ortaklarından———- müvekkil şirketteki payını ve——– payını tüm hak ve borçlarıyla birlikte ————–ile sabit olduğu üzere yapılan toplantılara davetlerin yapıldığını, elektronik postalarla talep üzerine bilgilendirme yapıldığını, kar payı ödenecek aşamaya geldikten sonra 5 yıl içinde şirketten talep edilmezse şirket lehine zamanaşımına uğrayacağını, kar dağıtımına karar verme yetkisinin genel kurula ait olduğunu, yeni TTK gereği kar dağıtma zorunluluğu olmadığını, müvekkili yönünden kar dağıtılmama gerekçesinin keyfi olmadığını, müvekkil şirketin borçlarından dolayı krediler çektiğini savunarak; davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını talep ve beyan etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE :
Dava, davalı şirket ortağı olan davacının kar payının tespiti ve tahsili istemine yöneliktir.
Davacı, davalı şirketin ortağı olduğunu, davalı şirkete ilişkin hissenin 2013 yılında vefat eden babası ———————–miras yoluyla intikal ettiğini, kendilerine davalı şirket tarafından herhangi bir şekilde kar dağıtımı ve ödemenin yapılmaması nedeniyle bu davayı açtıklarını, kar payının tespiti ile tahsilini talep ettiklerini beyan etmiştir.
Davalı ise; davacının miras yoluyla ortak olduğu yönündeki beyanları doğrulamakla birlikte kar dağıtımına karar verme yetkisinin şirket genel kuruluna ait olduğunu, bu nedenle mahkemeden talep edilmesinin doğru olmadığını, Türk Ticaret Kanunu gereğince kar dağıtma zorunluluğunun bulunmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Mahkememizce tarafların bildirmiş oldukları delil ve belgeler toplanmış, akabinde mali müşavir ve sorumluluk uzmanı bilirkişilerden oluşan heyetten rapor aldırılmıştır. Dosyaya sunulan 23/10/2019 tarihli bu raporda; davacının davalı şirketin %12,75 payına ortak olduğu, davalı şirketin ortağı olan ve davacının babası —— vefat etmesi üzerine davalı şirketin tüm mirasçıları ihtarname ile toplantıya çağırdığı, davacının murisi—– tarihinde—– şirket adına 51.700,00 TL kredi çekerek şahsi hesabına aktardığı, davalı şirketin 2013-2016 tarihleri arasındaki hesapların incelenmesi sonucunda şirketin finansal yapısının zayıf olduğunun ve borçlarının öz kaynakları ile karşılamada güçlük çektiğinin belirlendiği, davalı şirketin hizmet sektöründe olması nedeniyle faaliyet karının yüksek ve başarı oranla seyrettiği, ancak faaliyet giderlerinin de yüksek oranda olduğu, şirketin elde ettiği net dönem karlarını dağıtması ile finansal yönden daha da zayıflayacağı, öz kaynaklarının azalacağı, elde edilen net karın şirket bünyesinde kalmasının şirket ve ortaklar yararına olacağı, ayrıca TTK 408.maddesi gereğince “Kar dağıtım kararının genel kurulun yetkisinde olduğu” ve bu nedenle davalı şirketin genel kurul kararı almadan kar dağıtımı yapmasının zorunlu olmayacağı, ayrıntılı olarak açıklanmıştır.
Belirtilen bilirkişi raporuna davacı tarafın itirazının bulunduğu görülerek, oluşturulan yeni bilirkişi heyetinden yeniden rapor aldırılmıştır. Dosyaya sunulan 18/02/2020 tarihli bu yeni raporda; somut olayın şartları değerlendirildiğinde davalı şirketin kar dağıtımı konusunda aldığı olumlu ya da olumsuz bir genel kurul kararı bulunmadığı, diğer yandan şirketin mevcut karını dağıtmaması için getirilen açıklamaların da ekonomik anlamda ikna edici olmadığı, Yargıtayın yerleşik uygulamaları ile “Mahkemelerin şirket genel kurulu yerine geçerek bir kar dağıtım kararı almasının şirket içi dengeleri bozacağı”nın kabul edildiği ayrıntılı olarak açıklanmıştır.
Mahkememizce aldırılan her iki bilirkişi raporunun yerinde olduğu ve birbiriyle çelişkili hüküm içermediği, hukuki değerlendirmenin mahkememize ait olduğu düşüncesiyle yeniden rapor aldırılması yoluna gidilmemiştir. Yapılan tüm açıklamalar ve tespitler ışığında; davacının davalı şirketin ortağı olan babası ——– yılında vefatı nedeniyle miras hükümleri uyarınca davalı şirketin %12.75 oranında hissedarı olduğu, davacının 15/12/2013 tarihinden itibaren kar payının tespiti ve tahsilini talep etmiş olmasına rağmen TTK 408.maddesi gereğince “Kar dağıtım kararının genel kurulun yetkisinde olduğu”, dosyaya celp edilen şirket kayıtları ve yaptırılan bilirkişi incelemeleri ile davalı şirketin genel kurulu tarafından alınmış kar payı dağıtımına ilişkin bir kararın bulunmadığı, Yargıtayın yerleşik içtihatları (Yargıtay —-.Hukuk dairesinin —- Karar sayılı kararında olduğu gibi) uyarınca “şirketin ortaklarına kar payı dağıtılabilmesi için öncelikle ortaklara kar payı dağıtılması yönünde ortaklar kurulunca bir kararın alınmasının gerektiği”, somut olayda böyle bir kararın bulunmadığı, mahkemenin genel kurulun yerine geçerek kar payı dağıtımına karar vermesinin şirket içi dengeleri bozacağından, mahkememizce kar payı dağıtılması yönündeki bir kararın usul ve yasaya aykırı olacağı anlaşıldığından davanın reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın reddine,
2-Alınması gereken 54,40-TL harcın, davacı tarafından peşin yatırılan 35,90-TL harçtan mahsubu ile bakiye 18,50 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı kendini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan—–göre takdir olunan 3.400.00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan ancak sarf olunmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa verilmesine,
Gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.