Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1244 E. 2019/1008 K. 10.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2018/1244 Esas
KARAR NO : 2019/1008

DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/10/2018
KARAR TARİHİ : 10/10/2019

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin davalı şirketten ürün alması şeklinde tarafların anlaşmaya vardıklarını, davalı şirketin talebi ve işlemlerin hızlandırılmasını sağlamak adına avans olarak —— Şubesi’nin— Seri Numaralı —- tarihli —– bedelli çekinin davalı şirkete teslim edildiğini, ancak davalı şirket tarafından müvekkili şirkete mal teslimi yapılmadığını, müvekkili şirketin bu süreçte devamlı davalı şirket yetkililerine ulaşmaya çalışmışsada bu girişimlerinin sonuçsuz kaldığını, çek tarihinin dahi müvekkili şirket ile paylaşılmadığını, davalı şirketin çalışanları ile ilgili sorun çıktığını ileri sürerek devamlı müvekkili şirketi oyalamaya çalıştığını, müvekkili şirketin çek tarihine kadar sabırla beklemişse de mal tesliminin hiçbir şekilde gerçekleşmediğini, dolayısıyla müvekkili şirketin karşılığında hiçbir mal alamadığı bir çeki ödeme yükümlülüğü altında bırakıldığını, öte yandan davalı şirket tarafından mal teslimi yapılacak olsa dahi müvekkili şirketin davalı şirketten aldığı malları satacağı firmayla olan sözleşmesine istinaden yükümlülüklerini zamanında yerine getirememiş durumda olduğunu, bu nedenle de davanın tarafı olmayan firmanın müvekkili şirket ile aralarındaki sözleşmeyi feshettiğini, ayrıca zamanında ürün teslimi yapılmaması neticesinde müvekkili şirketten cezai şart talebinde bulunduğunu, bu bağlamda fazlaya ilişkin her türlü hakları saklı kalmak kaydıyla müvekkili şirket ile davalı şirket arasındaki sözleşmenin feshini talep ettiklerini, ——– Şubesi’nin — Seri Numaralı, 60.000,00 TL bedelli çek tarihinin 30.10.2018 olması nedeni ile işbu davayı ikame etme zaruretinin hasıl olduğunu, zira davalı şirketin söz konusu çekin tahsili yoluna gitmesi halinde haksız şekilde yararlanarak sebepsiz zenginleşmesine neden olunacağını, davalı şirket tarafından söz konusu çekin iade edilmediğini, müvekkili şirketin mağduriyetinin giderilmesi adına mahkeme tarafından çeke ödeme yasağı konulmasını ve nihayetinde bedelsiz çekin iptalini talep ettiklerini, ayrıca çekin bir başka şahsın elinde bulunması halinde söz konusu lehdar için de sorumlulukları söz konusu olmadığından ödemeden men kararının muhatap banka ve çeki elinde bulunduran lehdara bildirilmesini talep ettiklerini, kısaca arz olunduğu üzere davalı şirket ile hiçbir ticari ilişkilerinin bulunmaması, verilen çek nedeni ile hiçbir mal tesliminin sağlanmamış olması, teslim edilen çek nedeni ile icra tehdidi altında olmaları nedeni ile davalı tarafa borçlarının bulunmadığının tespitini talep etmekte olduklarını belirterek, ——-Şubesi’nin — Seri Numaralı— tarihli 60.000,00 TL bedelli çeki hakkında tedbiren ödemeden men kararı verilmesine, —— Şubesi’nin —- Seri Numaralı, — tarihli 60.000,00 TL bedelli çeki yönünden davalı şirkete borçlu olmadıklarının ve çekin bedelsiz kaldığının tespitine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının iddialarının baştan sona kurguya dayalı, asılsız ve mesnetsiz olduğunu, aşağıda ayrıntısı ile dile getirileceği üzere davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davacının dava dilekçesinde dava konusu çeki “ürün alınması şeklinde tarafların anlaşmaya varmaları nedeniyle avans olarak” verdiğini iddia ettiğini, gerçektende dava konusu çekin ürün alınması şeklinde avans olarak verilmişse davacı tarafın şu konuda açıklama yapmasını beklediklerini, tarafların hangi üründen kaç adet satın alınması konusunda anlaştıklarını ve söz konusu ürünlerin kime, ne zaman teslim edileceğini, gerçekten de böyle bir mal satın alınması konusunda tarafların anlaşmış olmaları durumunda basiretli birer tacir gibi tarafların sözleşme yapması gerektiğini, bir an için sözleşme yapılmamış olsa bile tekstil sektöründe talep edilen malların cinsi, ebadı, özelliğinin belirtildiği bir sipariş formunun müvekkile teslim edilmesi gerektiğini, ancak davacı tarafın iddialarının gerçek dışı ve soyut iddialardan ibaret olduğundan dosyaya bu konuda bir belge sunabilmiş olmadıklarını, bu yönüyle davanın haksız olup reddinin gerektiğini, davalı müvekkilinin sahibi olduğu tekstil atölyesinin davacının iddia ettiği gibi tekstil ürünü üretimi işi yapmadığını, müvekkili şirketin tekstil sektöründe ütü ve paketleme üzerine hizmet verdiğini, dolayısıyla davacının müvekkili şirketten ürün alması şeklinde tarafların anlaştığı yönündeki iddianın doğru olmasının mümkün olmadığını, müvekkili şirketin mal üreticisi olmadığından davacıya bir mal satabilmesinin mümkün de olmadığını, müvekkilinin sektörde çalışma tarzının sektördeki diğer şirketlerce de bilindiğini, gerektiğinde mahkemenizce bu konuda yerinde de inceleme yapılabileceğini, davacı tarafından müvekkiline gönderilen Üsküdar —-. Noterliğinin 26.10.2018 tarih ve —yevmiye numaralı ihtarnamesinde de aynı iddialara değinildiğini, buna karşılık olarak taraflarından Üsküdar —-Noterliğinin — tarih ve ————–yevmiye numaralı ihtarnamesinin gönderildiğini, ayrıca yerleşik Yargıtay içtihatlarınca da kabul edildiği üzere çekin bir ödeme vasıtası olup, kural olarak mevcut borcun tasfiyesine yönelik verildiğinin kabulünün gerektiğini, bu karinenin ve BK 182/2. madde hükmüne aykırı olarak çekin avans olarak alacaklıya verildiğinin ve herhangi bir mal alınmadığının yazılı delillerle kanıtlanması gerektiğini, (—-. HD. 04.04.2012 T. 2011/16288; 5627) yine benzer nitelikteki Yargıtay kararlarında belirtildiği üzere; dava konusu çeklerdeki imza inkar edilmediği gibi çeklerin verilme nedeni de gerekçeleri ile açıklanıp belgelenmediğinden menfi tespit davasında ispat yükünün davacıya düştüğünü, (——————- HD. ——-), dava konusu çekin müvekkiline verilme sebebinin davacının iddiasının aksine davacı şirketin sahibi ve çekin keşidecisi ——– ortağı olduğu ve iflas ile kapanan—-’nin müvekkiline olan borcu nedeniyle verildiğini, ekte sunulu şirket ortaklık bilgilerini gösterir ticaret odası kayıtları incelendiğinde de anlaşılacağı üzere —adlı şirketin ortaklarından birinin —— olduğunu, şirket iflas ettikten sonra şirket adına mal varlığı olmayan başkaca şahıslara devrolunduğunu, yine davacı —-. adlı şirketin de tek sahibinin —– olduğunu,—- iflasından sonra adı geçen şirketin davacı müvekkiline olan borcu nedeniyle verilen ——- Şubesi —- tarihli 50.000 TL bedelli çekin karşılıksız çıkması nedeniyle İstanbul Anadolu —–İcra Müdürlüğünün —– sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, ayrıca İstanbul Anadolu —-. İcra Ceza Mahkemesinin —-. sayılı dosyasında da karşılıksız çek keşide etmek suçundan şikayetçi olunduğunu, davacı şirketin ve dava konusu çekin keşideci—-müvekkili ile görüşerek — adlı şirketin cari hesabı borcuna karşılık 09.02.2018 tarihinde, müvekkilinin ——iban numaralı hesabına “cari hesaba mahsuben” açıklaması ile — – gönderdiğini, ayrıca müvekkile adlarına kayıtlı —- ve çevresinde çok sayıda taşınmaz olduğunu — borcuna istinaden bunlardan bir tanesini verebileceğini, benzer nitelikteki alacaklılara bunları verdiğini söyleyerek ekte sunulu tapu örneklerini verdiğini, ayrıca bugüne kadar benzer şekildeki alacaklılara ne şekilde ve ne kadar ödeme yapıldığını gösterir tabloyu teslim ettiğini, müvekkili tarafından gayrimenkulün kabul edilmemesi nedeniyle davacı şirketin sahibinin dava konusu çeki düzenleyip ciro ederek müvekkiline teslim ettiğini, tüm bunlardan anlaşılacağı üzere davacının iddia ettiği gibi müvekkili ile davacı arasında yeni bir ticari ilişki veyahut bir alacak borç ilişkisi doğuracak bir sözleşme hiçbir zaman düzenlenmediğini, dava konusu çekin yine davacının ortağı olduğu şirketin borcuna istinaden verildiğini, gerektiğinde Mahkemenizde müvekkili ile aynı sorunları yaşayan kişilerin tanık olarak dinlendiğinde durumun daha iyi anlaşılacağını, bu nedenle davacının tüm iddialarının yersiz ve mesnetsiz olduğundan davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davacı vekilinin her ne kadar dava dilekçesinin sonuç kısmında dava konusu ——– seri numaralı 30.10.2018 tarihli 60.000 TL bedelli çek hakkında tedbiren ödemeden men kararı verilmesini talep etmişse de söz konusu talebin kabulünün mümkün olmadığını, öyle ki TTK’nın 757. maddesinde “İradesi dışında poliçe elinden çıkan kişi, ödeme veya hamilin yerleşim yerindeki asliye ticaret mahkemesinden, muhatabın poliçeyi ödemekten menedilmesini isteyebilir” şeklindeki düzenleme ile ödemeden men’in talep edilebilmesinin temel koşulu olarak kambiyo senedinin hamilin elinden iradesi dışında çıkması gerekliliğini kabul ettiğini, dava konusu çekin davacının elinden rızası ile çıktığını davacının da ikrar ettiğini, bu nedenle artık ödemeden men kararının verilmesinin açık hukuka aykırı olduğunu belirterek, haksız ve yersiz davanın reddi ile davacının %20 kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE
Huzurdaki dava taraflar arasındaki ticari ilişki nedeni ile avans olarak verildiği iddia edilen çekin bedelsiz kaldığı iddiasına dayanan menfi tespit davasıdır.
Davaya konu ———– Şubesi’nin ——- tarihli 60.000 TL bedelli çekin ibraz edilip edilmediği, ibraz edilmiş ise ödenip ödenmediği ilgili bankadan sorulmuş olup ——tarihli banka cevabında çekin süresinde ibraz edildiği ve karşılıksız çıktığı bilgisi verilmiştir.
Taraflar tacir olup, delil olarak ticari defterlere dayandıklarından; taraflara inceleme gün ve saatinde belirtilen yıllara ilişkin ticari defter ve kayıtlarını hazır etmeleri aksi halde HMK 220 ve devamı maddeleri gereğince defterlerini sunmayan tarafın ticari defterlerine lehine delil olarak dayanamayacağının ve tekrar sunamayacakları usulüne uygun biçimde ihtar edilmiş inceleme günü taraflar defterlerini ibraz etmişler ve yapıulan inceleme neticesinde düzenlenen raporda sonuç olarak ‘1)Davacı tarafın incelenen 2018 yılına ait ticari defterlerinin açılış onaylarının 31.12.2017 tarihine kadar yaptırılması gerekirken 01.02.2018 tarihinde yaptırıldığı yani yasal süresinden sonra yaptırılmış olduğu, yevmiye defteri kapanış onayının yasal süresi içerisinde yaptırılmış olduğu, ticari defterlerin kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulduğu, defter kayıtlarının birbirini doğruladığı,
Davalı tarafın incelenen 2016 yılına ait ticari defterlerinin açılış onaylarının yasal süresi içerisinde yaptırılmış olduğu, yevmiye defterinin kapanış onayının yaptırılmamış olduğu, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulduğu, defter kayıtlarının birbirini doğruladığı,
Davalı tarafın incelenen 2017 yılına ait ticari defterlerinin açılış onaylarının yasal süresi içerisinde yaptırılmış olduğu, yevmiye defterinin kapanış onayının yaptırılmamış olduğu, yevmiye ve kebir defterlerinin kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulduğu, bu iki defter kayıtlarının birbirini doğruladığı, envanter defterinin yazdırılmamış (boş) olduğu, envanter defteri yazdırılmadığı için diğer defter kayıtları ile birbirini doğrulayıp doğrulamadığının tespit edilemediği,
Davalı tarafın incelenen 2018 yılına ait ticari defterlerinin açılış ve kapanış onaylarının yasal süresi içerisinde yaptırılmış olduğu, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmadığı (karşılıksız çekin ve bu çek ile ilgili bankadan tahsil edilen tutarın kaydı yapılmadığı için), defter kayıtlarının birbirini doğruladığı,
Davacı şirketin yetkilisi olan——– tarafından —-bulunan hesabından, davalı …’nın —- bulunan hesabına 09.02.2018 tarihinde, “cari hesaba mahsuben” açıklaması ile 10.000,00 TL ödeme yapıldığı, söz konusu ödemenin davacı—- —————-’nin ticari defter kayıtlarında davalı … adına açılmş olan hesapta yer aldığı, davalı …’nın ticari defter kayıtlarında ise dava dışı üçüncü şahıs —–. adına açılmış olan hesapta yer aldığı,
Dava dosyasında bulunan —Bilgileri dökümlerine göre dava konusu çekin keşidecisi olan — davacı — — — yönetim kurulu başkanı olduğu, aynı zamanda dava dışı üçüncü şahıs ——–.’nin eski yönetim kurulu üyesi olduğu,
Davacı şirketin yetkilisi olan ——–tarafından lehdarı davacı ———- Şubesi’ne ait —- keşide tarihli, 60.000,00 TL bedelli, —— dava konusu çekin düzenlendiği, söz konusu çekin lehtar olan davacı tarafından davalı …’ya ciro edildiği, ciranta tarafından tahsil için bankaya verildiği, çek karşılıksız olduğu için takas sistemi kapsamında 30.10.2018 tarihinde karşılıksız olduğuna dair işlem yapıldığı, ciranta adına vekaleten ——- tarafından bankanın ödemekle yükümlü olduğu 1.600,00 TL tutarın 02.11.2018 tarihinde tahsil edildiği,
Davacı tarafından davalıya teslim edilen dava konusu 30.10.2018 tarihli, 60.000,00 TL bedelli çekin davacı —– 2018 yılına ait ticari defterlerinde davalı … adına açılmş olan hesapta kayıtlı olduğu, davalı …’nın 2016, 2017, 2018 yıllarına ait ticari defterlerinde ise kayıtlı olmadığı,
Davacı tarafın 2018 yılına ait ticari defterlerinin incelenmesinde; 2018 yılı içinde davacı tarafından davalıya banka havalesi ile 10.000,00 TL ve dava konusu çek ile 60.000,00 TL olmak üzere toplam 70.000,00 TL ödeme yapıldığı, davacı ———–.’nin davalı …’dan ticari defter kayıtlarına göre 2018 yıl sonu itibariyle 70.000,00 TL alacaklı olduğu,
Davalı …’nın 2016, 2017, 2018 yıllarına ait ticari defterlerinde davacı ————- ait bir hesap ve kayıt bulunmadığı,
Davalı tarafın 2016, 2017, 2018 yıllarına ait ticari defterlerinin incelenmesinde; davalı …’nın dava dışı üçüncü şahıs———— ticari defter kayıtlarına göre ——- yıl sonu itibariyle 45.410,98 TL TL alacaklı olduğu,
————– Şubesi’nin keşidecisi——–., lehdarı —–. olan, —- keşide tarihli, 50.000,00 TL bedelli, —– karşılıksız kalan çeki ile ilgili olarak davalı …’nın ticari defterlerine borç kaydı işleminin yapılmadığı, bu çekle ilgili bankadan tahsil edilen bankanın ödemekle yükümlü olduğu 1.600,00 TL tutar ile ilgili olarak alacak kaydının yapılmadığı,
Dava konusu —— Şubesi’nin keşidecisi ————-. olan,—- keşide tarihli,—-bedelli, —– çekin davacı tarafından davalı …’ya verildiği tarihte davalı …’nın dava dışı üçüncü şahıs—— olan alacağının ticari defter kayıtları ve ticari defterlere borç kaydı yapılmayan karşılıksız çeke göre 93.810,98 TL olduğu,
Kural olarak çekin bir ödeme vasıtası olup olmadığı, mevcut bir borcun ödenmesine yönelik olarak verildiğinin kabulünün gerekip gerekmediği, davaya konu çekin taahhüt edilen mal karşılığı avans olarak verildiğini ve malın teslim edilmediğini iddia eden davacının, bu yöndeki iddiasını kesin delillerle kanıtlaması gerekip gerekmediği, başka bir ifade ile davacının bu iddiasını yazılı delillerle kanıtlamak zorunda olup olmadığı ile ilgili hukuki değerlendirmenin Mahkemenizin takdirinde olduğu, ‘ şeklinde mütalaa vermiştir.
Bilindiği ve Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesinde düzenlendiği üzere “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olayların varlığını ispatla yükümlüdür.” Yine 6100 Sayılı HMK’nun 190/1.maddesi gereğince “ispat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.
Çek bir ödeme vasıtası olup kural olarak mevcut borcun tasfiyesine yönelik verildiğinin kabulünün gerekir. Davacı her ne kadar davaya konu çeki mal almak için avans verdiğini ancak malların teslim edilmediği ve çekin bedelsiz kaldığını iddia etmiş ise de bu iddialarını yazılı delille kanıtlaması gerekmektedir aksi düşünce çekin mücerretlik ilkesine aykırı düşecektir. Davacı yargılama sürecinde iddialarını yazılı delille ispatlayamamıştır.
Davacı davasını ispat edemediğinden davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 44,40-TL karar harcının peşin alınan 1.024,65-TL’den mahsubu ile bakiye 980,25-TL’nin talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından sarfolunan tüm yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yargılama gideri sarfolunmadığından bu konuda karar vermeye yer olmadığına,
5-Davalı lehine ———uyarınca taktir olunan 2.725,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.