Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1239 E. 2022/568 K. 30.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1239 Esas
KARAR NO : 2022/568

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/10/2018
KARAR TARİHİ : 30/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Davacı şirketin davalıdan olan alacağın tahsili amacıyla—–. sayılı dosyası ile davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalıya ödeme emri gönderildiğini, davalının icra dairesinin yetkisine ve takibe konu borca itiraz etmesi üzerine takibin durdurulduğunu, akabinde davacı tarafından davalının yetki itirazı kabul edilerek dosyanın yetkili —- sisteminden gönderilen dilekçe ile talep edildiğini ve —-Esasına kayıt edildiğini, davacı adına yeniden gönderilen ödeme emrine karşı davalının bir kez daha itiraz etmesi üzerine takibin durduğunu, davalı ve davacı şirket arasında ticari ilişkinin mevcut olduğunu, bu ticari ilişkinin yerleşik teamüllerde “açık hesap” olarak tabii edilen cari hesap ilişkisi şeklinde takip edilmekte olduğunu, davacı şirketin, davalıya fatura karşılığı mal sattığını ve tüm bu işlemlerin cari hesaba işlendiğini, davacı şirket ile davalı arasında sürdürülen ticari ilişki sırasında davalıdan, satılan malların bedellerinin tahsil edilemediğini, icra takip tarihi itibariyle davalının cari hesaptan kaynaklanan borcunun 62.936,85 TL olduğundan, takibin bu miktar üzerinden başlatıldığını, davalı tarafından, yetkisiz yerde başlatılan takip tarihinden sonra, yetki itirazının davacı tarafından kabul edilmesinden önceki dönemde birtakım iade faturaları ile mal iadeleri yapıldığını, davalı tarafından yapılan iadelerde dikkate alınarak davalının güncel borcunun 61.157,65 TL üzerinden icra takibine vaki itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ettiklerini, davacı şirketin, davalıdan olan alacağının likit bir alacak olduğunu belirtmiş olup, fazlaya ilişkin her türlü dava, takip ve şikayet haklarının saklı kalması kaydıyla, davalının itirazının iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine asıl alacağın % 20’sinden az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davacı şirket arasındaki ticari ilişkinin cari hesap ilişkisi uyarınca sürdürüldüğünü, davalı şirketin davacı tarafından teslim edilen ve iadesi yapılmayan mallara ilişkin tüm ödemelerini yaptığını ve herhangi bir borç bakiyesinin bulunmadığını, tarafların hesabı kat edip mutabakat sağlanmadan cari hesap alacağını icra takibine konu edemeyeceğinin yerleşik Yargıtay içtihatları ile sabit olduğunu, davacı tarafından hesabın kat edilerek mutabakat sağlanması için hiçbir yazılı talebinin de olmadığını, dolayısıyla davacının iade konusu malları teslim almadan, cari hesap kat edilmeden ve mutabakat sağlanmadan, likit ve talep edilebilir bir alacağın varlığının kabulünün mümkün bulunmadığını ve davacının taleplerinin reddinin gerektiğini belirtmiş olup, davalı şirketin fazlaya dair her türlü hakkının saklı kalması kaydıyla, davanın reddine, davacının icra takibi nedeniyle % 20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, dava giderleri ve vekalet ücretlerinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE : Dava, hukuki niteliği itibari ile Davacı tarafça alacaklı sıfatı ile cari hesap ilişkisinden kaynaklanan icra takibine davalı tarafça yapılan itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasında ilişkindir.
—– cevap verildiği, müzekkere yazı cevaplarının dosya arasına alındığı görüldü.
Dosyamız arasına alınan —– dosyasının yapılan incelemesinde —-tarihinde takip başlatıldığı davalının süresinde 14/09/2018 borçluya tebliğ edildiği, borçlunun 20/09/2018 tarihinde takibe itiraz ettiği ve takibin durduğu anlaşılmıştır.
Davacının; borçlu tarafından yapılan itirazın davacı-alacaklıya tebliğinden itibaren İİK.nun 67.maddesinde belirtilen bir yıllık süre içerisinde mahkememize davayı açtığı anlaşıldığından, açılan davanın süresinde olduğu görülmüştür.
Davada aktif ve pasif taraf husumetinin sağlandığı anlaşılmış olup taraflar arasında bu hususta çekişme yoktur.
Dosyanın bilirkişi heyetine tevdine karar verilmiş olup, bilirkişilerin mahkememize sunmuş olduğu raporda özetle: Davacının ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme neticesinde davacının dava konusu döneme ait ticari defterlerinin tasdiklerinin yasal süresi içinde usulüne uygun şekilde yapılmış olduğu, faturalarla kayıtları uyumlu olan davacı ticari defterlerinin sahipleri lehine delil olma özelliğini haiz olduğu, davalı ticari defterlerinin de aynı şekilde dava konusu döneme ait ticari defterlerinin yasal süresi içinde usulüne uygun şekilde yapılmış olduğu davalı ticari defterlerinin sahipleri lehine delil olma özelliği haiz olduğu, takibe konu olan davacı alacağının ticari defterlerde kayıtlarının davalı adına tutulan muavin defter kaydında takip tarihi itibari ile 61.157,65 TL borç bakiyesi ile kayıtlı olduğu, davalı ticari defterlerinde ise kayıtları davacı adına tutulan muavin defterde dava tarihi itibari ile —- davacının davalıdan 15.943,58 TL bakiye ile alacaklı olduğu, tarafların karşılıklı olarak düzenlediği —- olarak düzenlendiği; temel fatura—- üzerinden gönderilen ve muhatabın kabul etmesine bağlı olmadan muhataba iletilen fatura olduğundan dava konusu faturanın tebliğ edildiği; TTK 21 e göre 8 gün içinde itiraz edilmeyen faturanın içeriğinin muhatabı tarafından kabul edilmiş karinesini taşıdığı, rapor içinde gösterdiğimiz tarafların kayıtlarına almadıkları faturalar olduğu——–sistem üzerinden müdahale yapılamamakta ancak Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 18’inci maddesinin (3) numaralı fıkrasında belirtilen harici itiraz yollarıyla itiraz edilebildiği, ancak tarafların ticari defter kayıtlarına almadıkları faturalara usulüne uygun itiraz ettiklerinin tespit edilemediği, tarafların karşılıklı olarak dava konusu fatura bedelinin—-bildirdiği yerleşmiş Yargıtay uygulamasına göre özellikle davalı tarafından yapılan bu bildirimlerin mal ve hizmet teslimine ilişkin karine olarak kabul edildiğinden dava konusu malların teslim edildiğinin kabul edilebileceği; ancak tarafların karşılıklı olarak vergi dairesine bildirimde bulundukları bedellerin uyumlu olmadığı tarafların karşılıklı olarak rapor içeriğinde gösterdiğimiz ticari defter kayıtlarına almadığı faturaların değerlendirmeye esas kabul edilmesi gerektiği bu halde davacının dava tarihi itibari ile davalıdan 15.943,58 TL alacaklı olduğunun kabul edilebileceği, taraflar arasında ödeme tarihleri ve temerrüt ile ilgili bir sözleşme veya davacı tarafından davalıya gönderilmiş herhangi bir borç ihtarnamesi bulunmadığından, temerrüdün takip tarihi itibariyle oluştuğu, tarafların tacir olması ve davacının talebi gözetilerek davacının davalıdan takip tarihinden itibaren reeskont avans faizi talep edebileceğini belirten raporunu mahkememize sunmuştur.
Dosya bilirkişiye tevdi edilmiş aldırılan bilirkişi ek raporunda özetle ; Davacının ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme neticesinde davacının dava konusu döneme ait ticari defterlerinin tasdiklerinin yasal süresi içinde usulüne uygun şekilde yapılmış olduğu, faturalarla kayıtları uyumlu olan davacı ticari defterlerinin sahipleri lehine delil olma özelliğini haiz olduğu, davalı ticari defterlerinin de aynı şekilde dava konusu döneme ait ticari defterlerinin yasal süresi içinde usulüne uygun şekilde yapılmış olduğu davalı ticari defterlerinin sahipleri lehine delil olma özelliği haiz olduğu Takibe konu olan davacı alacağının ticari defterlerde kayıtlarının davalı adına tutulan muavin defter kaydında takip tarihi itibari ile 61.157,65 TL borç bakiyesi ile kayıtlı olduğu, davalı ticari defterlerinde ise kayıtları davacı adına tutulan muavin defterde dava tarihi itibari ile (22.10.2018) davacının davalıdan 15.943,58 TL bakiye ile alacaklı olduğu, tarafların karşılıklı olarak düzenlediği faturaların E- Fatura olup temel fatura olarak düzenlendiği; temel fatura elektronik fatura sistemi üzerinden gönderilen ve muhatabın kabul etmesine bağlı olmadan muhataba iletilen fatura olduğundan dava konusu faturanın tebliğ edildiği; TTK 21 e göre 8 gün içinde itiraz edilmeyen faturanın içeriğinin muhatabı tarafından kabul edilmiş karinesini taşıdığı, rapor içinde gösterdiğimiz tarafların kayıtlarına almadıkları —- düzenlenen e-Faturalara sistem üzerinden müdahale yapılamamakta ancak Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 18’inci maddesinin (3) numaralı fıkrasında belirtilen harici itiraz yollarıyla itiraz edilebildiği, ancak tarafların ticari defter kayıtlarına almadıkları faturalara usulüne uygun itiraz ettiklerinin tespit edilemediği, tarafların karşılıklı olarak dava konusu fatura bedelinin —-bildirdiği yerleşmiş Yargıtay uygulamasına göre özellikle davalı tarafından yapılan bu bildirimlerin mal ve hizmet teslimine ilişkin karine olarak kabul edildiğinden dava konusu malların teslim edildiğinin kabul edilebileceği; ancak tarafların karşılıklı olarak vergi dairesine bildirimde bulundukları bedellerin uyumlu olmadığı, tarafların karşılıklı olarak rapor içeriğinde gösterdiğimiz ticari defter kayıtlarına almadığı faturaların değerlendirmeye esas kabul edilmesi gerektiği bu halde davacının dava tarihi itibari ile davalıdan 15.943,58 TL alacaklı olduğunun kabul edilebileceği, taraflar arasında ödeme tarihleri ve temerrüt ile ilgili bir sözleşme veya davacı tarafından davalıya gönderilmiş herhangi bir borç ihtarnamesi bulunmadığından, temerrüdün takip tarihi itibariyle oluştuğu, tarafların tacir olması ve davacının talebi gözetilerek davacının davalıdan takip tarihinden itibaren reeskont avans faizi talep edebileceği görüş ve kanaatine varıldığına ilişkin ek raporunu mahkememize sunmuştur.
Dosyada aldırılan bilirkişi raporları hüküm kurmaya elvirişsiz olduğundan yeniden bilirkişiye devdi edilmiş aldırılan bilirkişi raporunda özetle ; verilen yetki ile tacir olan tarafların ticari defterleri incelenmiş olup, her iki tarafın 2015-2016-2017 ve 2018 yıllarına ilişkin ticari defterlerinin —- onaylı beratlarının süresinde alınmış olduğu, TTK ve VUK hükümlerine göre usulüne uygun tutulduğu, Davacı Alacağı Yönünden: Raporumuzun Genel Değerlendirme bölümünde detaylı bir şekilde açıklandığı üzere; davacının dosya kapsamına göre 10.09.2018 takip tarihi itibariyle ifası ispatlanan 56.761,84 TL tutarlı alacağını talep edebileceği, Faiz: davacı/alacaklı takip öncesi talepte bulunmadığından bu konuda değerlendirme yapılmayacağını, kısmen ya da tamamen davacı lehine hüküm kurması halinde tarafların tacir olması, işin ticari iş olması, temerrüt faiz oranının önceden kararlaştırılmamış olması münasebetiyle, takip sonrasında hükmolunacak davacı alacağı için 3095 s.k m.2/2 kapsamında ticari faiz talebinin yerinde olduğu, davacının; Davalı tarafından—–olduğu itirazın, hükmolunacak alacak üzerinden iptalini isteyebileceğini, icra inkâr tazminatı ve sair hususların mahkeme takdirinde kaldığını belirten raporunu mahkememize sunmuştur.
Bilirkişiden aldırılan ek raporda özetle ; Kök raporumuzun genel değerlendirme bölümünde detaylı bir şekilde açıklandığı üzere; bilirkişi kök raporumuzdaki kanaatlerin aynen geçerli olduğu, davacının dosya kapsamına göre 10.09.2018 takip tarihi itibariyle ifası ispatlanan 56.761,84 TL tutarlı alacağını talep edebileceği, tarafların ticari defterlerinde uyuşmazlık bulunan kayıtların teslim tesellümünün “e-fatura” olanların RED/İADE işlemine tabi tutulmamasının içeriğinin kabulü anlamında olduğu yönünde hüküm tesis etmek istemesi hali için faturaların e-fatura olması nedeniyle —-üzerinden şirketlerin birbirlerine göndermiş olması, faturaların iadesine ilişkin herhangi bir belge sunulmaması nedeniyle,—- lehine ispatlanmış olarak değerlendirilmesi halinde davacının huzurdaki davada herhangi bir alacağının bulunmayacağının hesaplandığını belirten raporunu mahkememize sunmuştur.
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, 02/11/2021 tarihli kök rapor, 20/04/2022 tarihli ek rapor ve tüm dosya kapsamı ile birlikte yapılan değerlendirmede; davacının, davalı ile arasındaki cari hesap ilişkisine dayanan alacağıyla ilgili davalı aleyhine başlattığı icra takibine davalının itirazı üzerine mahkememizde itirazın iptali davası açıldığı, her ne kadar 03/09/2019 tarihli mali müşavir bilirkişi tarafından, uyuşmazlığa yönelik rapor hazırlanmışsa da işbu raporun denetime elverişli olmadığı anlaşıldığından, dosyanın yeni bir mali müşavir bilirkişiye tevdine karar verildiği, denetime elverişli —- raporda da belirtildiği üzere; tarafların ticari defterlerinin karşılaştırmasında, davacının kendi defterlerinde 61.157,65-TL alacaklı olduğu, davalı şirketin de kendi defterlerinde 15.915,58-TL alacaklı gözüktüğü, tarafların defterleri arasındaki farkın 77.073,23-TL olduğu, işbu farkın da davalı şirket defterlerinde kayıtlı olmayan —- davalı şirket defterlerine kayıtlı olup, davacı şirket defterlerinde kayıtlı olmayan —–tutarlı faturalardan kaynaklandığı, her iki şirket yönünden bu faturaların ispata muhtaç olduğu, ancak davacının 61.157,65-TL tutarlı alacağını ispata muhtaç olan 4.395,81-TL tutarın düşümü yapıldıktan sonra davacının 56.761,84-TL tutarındaki alacağının ifasının ispatlanmış olması sebebiyle talep edilebileceğinin anlaşıldığından, davanın kısmen kabulüne, alacak yargılamayla belirlendiğinden icra inkar tazminatı talebinin reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davacının DAVASININ KISMEN KABULÜ İLE ile Davalı borçlunun —– Esas sayılı dosyasına yaptığı İTİRAZIN İPTALİNE ,takibin 56.761,84 TL asıl alacak üzerinden devamına takip tarihi itibariyle avans faizi işletilmesine ;
Alacak yargılamayla belirlendiğinden icra inkar tazminatı talebinini REDDİNE
2-Harçlar kanunu gereğince kabul edilen değer üzerinden alınması gereken toplam 3.877,40-TL harçtan daha önceden ödenen toplam 1.044,42-TL harç düşüldükten sonra eksik kalan 2.832,98-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden —- göre hesaplanan 8.—– nisbi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden— göre vekalet ücreti red edilen miktarı geçemeyeceğinden 4.395,81-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan; 35,90-TL Başvuru Harcı, 1.044,42-TL Peşin/nisbi Harcı, olmak üzere toplam 1.080,32TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ,
6-Davacı tarafından yapılan; 1.600,00-TL Bilirkişi ücreti, 114,70-TL Tebligat, Posta ve diğer masraflar, olmak üzere toplam 1.714,70-TL yargılama giderinin kabul red oranı dikkate alınarak 1.591,45-TL lik kısmanın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin ise Davacı üzerinde bırakılmasına,
7- Hüküm kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı.