Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1227 E. 2019/1165 K. 12.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2018/1227 Esas
KARAR NO : 2019/1165 Karar

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/10/2018
KARAR TARİHİ : 12/11/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Davacı şirket ile davalı şirket arasında ticari iş ilişkisi olduğunu, tarafların arasındaki alım-satımlar uyarınca cari hesap tutulduğunu, davacı şirketin muhasebe kayıtları ve taraflar arasındaki cari hesap uyarınca davalı şirketin —— davacı şirkete borçlu olduğunun anlaşıldığını, davacı şirketçe davalıya yapılan ihbar ve ihtarlara rağmen davalı şirketin bakiye borcu ödememekte ısrar ettiğini, cari hesap uyarınca bakiye borcun tahsil edilememesi sebebiyle;—— tarihinde davacı Şirket adına İstanbul Anadolu —— İcra Müdürlüğü —–. Sayılı dosyasıyla İcra takibine gidildiğini, davalı şirketin, davacıya, herhangi bir borcu olmadığından ve icra takibinin yetkisiz yerde başlatıldığından bahisle dava konusu icra takibine itiraz ettiğini, davacı şirketin muhasebe kayıtları ve taraflar arasında cari hesap uyarınca; davalı şirketin —- davacı şirkete borçlu olduğunu, izah edilen sebepler muvacehesinde; davanın kabulü ile davalının İstanbul Anadolu ——.İcra Müdürlüğü’nün ——-. sayılı dosyasına vaki itirazının iptali ile takibin ——asıl alacak ile takıp tarihinden itibaren işleyecek faiz üzerinden devamına ve alacağın tahsiline, davalı tarafından yapılmış ^ olan itiraza karşılık davalı aleyhine hükmolunan meblağın % 20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesin, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle:Davalı şirket merkezinin,”————– ” olduğunu, davacı ile aralarında herhangi bir yazılı sözleşmenin bulunmadığını,bu itibarla, ( hiçbir şekilde davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla ) huzurdaki uyuşmazlığı çözümlemede yargı çevresi itibarıyla İstanbul (Çağlayan) Asliye Ticaret Mahkemelerinin yetkili olduğunu, davacı ile davalı şirketin yapmış olduğu yazılı bir sözleşme, hizmet talimatı veya mutabakat olmamasına rağmen davacı taraf davalıyı ticari ilişkinin tarafı olarak göstermeye çalıştığını, somut olayda, muayyen belirlenebilir likit bir alacağın söz konusu olmadığını, davacının icra inkâr tazminatı talebinin hiçbir yasal dayanağının bulunmadığını, davacının iddia ettiği alacağın—– belirlenebilir bir alacak olmadığını, bu anlamda davalı tarafından bilinebilir, belirlenebilir bir borcun varlığının söz konusu olmadığını ve likit bir alacaktan bahsedilemeyeceğini, bu sebeple davacının icra inkâr tazminatı talebinin reddinin gerektiğini, izah edilen nedenlerle ve Sayın Mahkemenin re’sen göz önünde bulunduracağı sebeplerle, huzurdaki uyuşmazlık yönünden İstanbul (Çağlayan) Asliye Ticaret Mahkemeleri yetkili olduğundan, Sayın Mahkemeniz tarafından yetkisizlik kararı verilmesine, davanın usul ve esastan reddine, davacının aleyhine %20’dan aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE : Dava, hukuki niteliği itibari ile davacı tarafça alacaklı sıfatı ile cari hesap ilişkisinden kaynaklanan icra takibine davalı tarafça yapılan itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasından ibarettir.
————— Müdürlüğü’ne yazılan müzekkerelere ikmalen cevap verildiği cari hesaba konu faturaların 5.000 TL tutarı altında olduğundan bildirim yükümlülüğü olmadığı anlaşılmıştır.
Dosyamız arasına alınan İstanbul Anadolu —–. İcra Müdürlüğü’nün —– Esas sayılı icra dosyasının yapılan incelemesinde takibin—- tarihinde takip başlatıldığı ödeme emrinin davalı/borçluya —- tarihinde tebliğ edildiği davalının süresinde —- tarihinde takibe itiraz ettiği ve takibin durduğu anlaşılmıştır.
Davacının; borçlu tarafından —— tarihli itirazın davacı-alacaklıya tebliğinden itibaren İİK.nun 67.maddesinde belirtilen bir yıllık süre içerisinde mahkememize davayı açtığı anlaşıldığından, açılan davanın süresinde olduğu görülmüştür.
Davada aktif ve pasif taraf husumetinin sağlandığı anlaşılmış olup taraflar arasında bu hususta çekişme yoktur.
Taraflar tacir olup, mahkemece; taraflara inceleme gün ve saatinde belirtilen yıllara ilişkin ticari defter ve kayıtlarını hazır etmeleri aksi halde HMK 220 ve devamı maddeleri gereğince defterlerini sunmayan tarafın ticari defterlerine lehine delil olarak dayanamayacağının ve tekrar sunamayacakları usulüne uygun biçimde ihtar edilmiş; defter inceleme neticesinde dosyamız bilirkişiye tevdii edilmiş olup , bilirkişi mahkememize hitaben sunmuş olduğu raporunda özetle: Davacının ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme neticesinde, davacının dava konusu döneme ait ticari defterlerinin tasdiklerinin yasal süresi içinde usulüne uygun şekilde yapılmış olduğu, faturalarla kayıtları uyumlu olan davacı ticari defterlerinin sahipleri lehine delil olma özelliğini haiz olduğu, takibe konu olan davacı alacağının ticari defterlerde kayıtlarının davalı adına tutulan muavin defter kaydında takip ve dava tarihi itibari ile —- borç bakiyesi ile kayıtlı olduğu, davacı tarafından düzenlenen —- tarihli sevk irsaliyesinin tebliğ edildiğine dair imzası olduğu bu irsaliyenin —tarihli — bedelli faturaya ait olduğu, diğer 3 irsaliye de teslim imzasının bulunmadığı, davacının dava konusu alacağa dayanak düzenlediği faturaların e- ticari fatura olduğu, e-ticari faturaların muhatabı tarafından TTK’21 de düzenlenen 8 günlük süre içerisinde e fatura sistemi üzerinden reddetme imkanı olduğu davalının bu faturaları reddettiğine dair beyanı bulunmadığından e-fatura sisteminin öngördüğü 8 günlük süreden sonra teslimin gerçekleştiğinin kabul edilmesi gerektiği, TTK 21e göre 8 gün içinde itiraz edilmeyen faturanın içeriğinin muhatabı tarafından kabul edilmiş karinesini taşıdığı, Vergi Dairesinden celp olunan —- formlarında tarafların dava konusu faturaları beyan etmedikleri, ancak dava konusu faturaların net bedellerinin (KDV hariç) aylık 5.000,00 TL (beşbin) nin altında olduğundan bildirimin bu sebeple yapılmadığının kabulü gerektiği, Mahkeme’nin davacının dava konusu alacağa hak kazandığı kanaatinde olması halinde davacı ticari defterlerine göre davacının dava tarihi itibari ile 12.136,30 TL alacaklı olduğunun kabul edilebileceği, davacının dava konusu alacağa hak kazandığının kabulü halinde ; »taraflar arasında ödeme tarihleri ve temerrüt ile ilgili bir sözleşme veya davacı tarafından davalıya gönderilmiş herhangi bir borç ihtarnamesi bulunmadığından, Fatura üzerinde ödeme tarihi olarak 60 gün belirtildiği ancak davacının takipten itibaren faiz talebi olduğu için temerrüdün takip tarihi itibariyle oluştuğu, tarafların tacir olması ve davacının talebi gözetilerek davacının davalıdan takip tarihinden itibaren —- Avans faizi talep edebileceği yönünde mütalaa etmiştir.
Bilirkişi raporlarının HMK 280. Maddesi uyarınca taraflara tebliğ edilmiştir.
Toplanan deliller, icra takip dosyası, dava dilekçesi, cevap dilekçesi, bilirkişi incelemesi bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davacı ile davalı arasında ticari ilişki olduğu davacının incelenen defterleri ile sabittir. Ticari defterlerin ticari davalarda delil olarak kabul edilmesi için HMK’nun 222. Maddesi uyarınca kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması gerekmektedir. Bilirkişi raporunda davacı taraf defterlerinin defterlerinin HMK 222. Maddesinde belirtilen usulde olduğu tespit edilmiştir. Davalı taraf defterlerinin ise usulüne uygun ihtarata rağmen ibraz edilmediği anlaşılmıştır. Davacı taraf ve davalı taraf delil listesinde açıkça ticari defterlerine dayanmamış olup; mahkemece HMK 222/1 maddesi uyarınca kendiliğinden defter inceleme günü tayin edilmiştir. Davacı taraf delil listesinde kendi ticari defterlerine ve davalının ticari defterlerine açıkça dayanmamış olduğundan HMK 222/3 maddesi uyarınca davalının defterlerini sunmamasının sonuçları davacı lehine uygulanmamıştır. Davacının sunduğu sevk irsaliyesi incelendiğinde icra takibine konu 4 adet faturadan 3.429,67 TL bedelli fatura yönünden sevk irsaliyesinin sunulduğu, diğer 3 adet fatura yönünden sevk irsaliyesi sunulmadığı anlaşılmaktadır. Fatura tek başına alacağın varlığını ispat etmeyip; faturaya konu mal veya hizmetin teslim veya ifa edildiği yönünde ispat yükü davacı taraftadır. Somut olayda davacı taraf ticari defterlerine kayıtlı 3.429,67 TL bedelli fatura yönünden teslim alan kısmında inkar edilmemiş imzası bulunan sevk irsaliyesini sunmakla bu malları teslim ettiğini ispat etmiş; davalı yan bu bedeli ödediğini ispat edememiştir. Bakiye bedel yönünden davacı taraf ticari defterlerine kaydettiği 3 adet faturaya konu malların teslim edildiğini, faturanın ticari defterlere kaydedilmesi tek başına faturaya konu malın teslim edildiğini ispat edemediğinden davalının icra dosyasındaki bu itirazı haklı bulunmuştur. Davalının icra takip dosyasındaki 3.429,67 TL bedelli teslim alan kısmındaki imzası inkar edilmeyen sevk irsaliyesi sunulan fatura yönünden itirazının hukuki dayanaktan yoksun olduğu anlaşıldığından; bu bedel yönünden davanın kabulüne karar verilmiş; işlemiş faiz yönünden faturanın düzenlenmiş olması davalının temerrüde düşürülmesi yönünden tek başına yeterli olmayıp; icra takibinden önce takibe konu faturaya dair davalı tarafın temerrüde düşmediği anlaşılmakla; İstanbul Anadolu —- İcra müdürlüğünün —- sayılı dosyasındaki alacak miktarına ilişkin davalı borçlu tarafından yapılan itirazın —- için İİK 67 maddesi gereğince iptaline, fazlaya ilişkin talebin reddine, takibin devamına karar verilmiş;
İcra inkar tazminatı açısından; İcra ve İflas Kanunu’nun 67.maddesinin 2.fıkrası hükmünce, icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Borçlunun itirazının kötü niyetli olması ise yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatı, aleyhindeki icra takibine itiraz eden ve işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bunlardan başka, alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Açıklanan yasal kuralların ışığında takip konusu alacak değerlendirildiğinde, kabul edilen miktar üzerinden icra inkar tazminatına hükmedilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
DAVANIN KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE;
1- İstanbul Anadolu —-. İcra müdürlüğünün —– sayılı dosyasındaki alacak miktarına ilişkin davalı borçlu tarafından yapılan itirazın —- yönünden İİK 67 maddesi gereğince İPTALİNE, fazlaya ilişkin talebin reddine, takibin devamına,
2-Alacak likit olmakla; 3.429,67 TL alacağın %20’si icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi uyarınca alınması gerekli —— nin davacı tarafından peşin yatırılan —– den mahsubu ile —– nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 750,00 TL bilirkişi gideri, 72,90 TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 822,90 TL nin davanın kabul edilen kısmına isabet eden 232,54 TL si ile 248,36 TL harç gideri toplamı olan 480,90 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Karar tarihinde yürürlükte —–uyarınca —– vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Red edilen kısım yönünden ; Karar tarihinde yürürlükte bulunan —–. uyarınca 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Taraflarca yatırılan kullanılmayan bakiye kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.