Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1192 E. 2022/172 K. 08.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/1192 Esas
KARAR NO: 2022/172
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/10/2018
KARAR TARİHİ : 08/03/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin her nevi inşaat işleri ve inşaat malzemelerinin temini, üretimi ve satımı konularında seçkin bir kuruluş olduğunu, davalı borçlunun çelik projelerine göre imalat, inşaat işleri ve malzeme temini hususlarında ekte sunulu sipariş ve teklif formları neticesi anlaşma sağlanmış olduğunu, işbu anlaşmaya bağlı kalmaksızın cari hesap ilişkisi içerisinde taraflar arasında ticari alışveriş gerçekleştiğini, müvekkili şirketin ekte sunulu fatura ve sevk irsaliyeleri mukabili detayları fatura muhteviyatında —– tamamının imalatını gerçekleştirdiğini, davalıya teslim ettiğini, davalının yukarıda bilgileri yazılı faturaların tamamını ticari defterlerine işlediğini ve fatura muhteviyatına itiraz etmeksizin içeriğini kabul ettiğini, TTK’nın 21/2. maddesinde “Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır.” hükmünün öngörülmüş olduğunu, fatura içeriklerinin davalı tarafça kabul edildiğinin izahtan vareste olduğunu, ekte sunulan karşıt inceleme tespit tutanakları ve muavin defter kayıtlarından da fatura içeriklerinin davalı tarafça kabul edildiğinin belli olduğunu, davalının müvekkili şirketin banka hesabına ekte sunulu ödeme dekontları mukabili kısmi ödemeler yaptığını ve yine ekte sureti sunulu — yetkilisi olduğu — bedelli çeki keşide ederek müvekkili şirkete teslim ettiğini, müvekkili şirketin tüm uğraş ve çabalarına rağmen — bakiye alacağını alamadığını, davalının türlü bahanelerle müvekkili şirketi ödeme hususunda sürekli oyaladığını, davalı şirket aleyhine—sayılı dosyası ile toplamda —–bakiye alacak yönünden ilamsız takip başlatıldığını, işbu takip ile düzenlenen ödeme emrinin — tarihinde davalı borçlu tarafından tebellüğ edildiğini, davalının —- tarihinde icra müdürlüğüne “alacaklı görünen tarafa herhangi bir borcu bulunmadığı” gerekçesi ile haksız olarak itiraz ederek takibin durdurulmasına sebebiyet verdiğini, işbu itirazın alacaklıyı ızrar kastı ile haklı takip sürecini uzatmaya yönelik ve kötü niyetli olduğunu, tarafların ticari defter ve kayıtlarının bilirkişi vasıtası ile incelenmesi ve bağlı bulundukları vergi dairelerinden —-celbi ile müvekkili şirketin davalı taraftan alacaklı olduğunun anlaşılacağını belirterek, davalı-borçlunun —- dosyasına yaptığı haksız ve kötü niyetli itirazın iptali ile icra takibinin devamına ve davalı aleyhine yüzde yimiden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmolunmasına, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı tarafa dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş olup, davaya cevap vermemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE
Dava hukuki niteliği itibari ile tacirler arası açık hesap ilişkisinden kaynaklı başlatılan icra takibine yapılan itiraz üzerine duran takipte , açılan itirazın iptali davasıdır.
—- dosyası getirtilerek dosyamız içerisine alınmıştır. Dosyada yapılan incelemede ödeme emrinin — tarihinde davalı borçluya tebliğ edildiği davalının — tarihinde itiraz ederek takibi durdurduğu , duran takip üzerine—- tarihinde davanın açıldığı, itirazın ve takibin süresinde olduğu anlaşılmıştır.
Usulüne uygun taraf teşkili sağlanarak deliller toplanmış ve tahkikat aşamasında değerlendirilmiştir.
Taraflar tacir oldukları ve ticari defter ve kayıtlara delil olarak dayandıklarından taraf delilleri üzerinde inceleme yapılmasına karar verilmiş olup inceleme günü davacı taraf defterlerini ibraz etmiş ancak davalı taraf defterlerini ibraz etmemiştir.
Davacı defterleri üzerinde yaptırılan inceleme neticesinde ; davacı defterlerinin usulüne uygun tutulduğu ve defter kayıtlarına göre — alacaklı olduğu rapor edilmiştir. Ayrıca uyuşmazlığı konu faturanın davalı tarafından —— bildirildiği anlaşılmıştır.
— Mahkemece yapılacak —- dayanağı faturaların davalı tarafından bağlı olduğu —–formuyla bildirilmiş olup olmadığı ilgili vergi dairesinden sorularak bildirilmişse bu faturanın kendi defterine kayıtlıymış gibi kabul edilip fatura içeriği malın teslim alındığı karinesini kabul etmekten ibarettir.” —– kararları çerçevesinde davalının malları teslim aldığı kabul edilmiştir.
—-Sayılı ilamında da ticari defterlerin delil kabiliyeti “…6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) hükümlerine göre: Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4).
Taraflar, kendilerinin veya karşı tarafın delil olarak dayandıkları ve ellerinde bulunan tüm belgeleri mahkemeye ibraz etmek zorundadırlar. Elektronik belgeler ise belgenin çıktısı alınarak ve talep edildiğinde incelemeye elverişli şekilde elektronik ortama kaydedilerek mahkemeye ibraz edilir (HMK 219/1). Ticari defterler gibi devamlı kullanılan belgelerin sadece ilgili kısımlarının onaylı örnekleri mahkemeye ibraz edilebilir (HMK 219/2).
İbrazı istenen belgenin, ileri sürülen hususun ispatı için zorunlu ve bu isteğin kanuna uygun olduğuna mahkemece kanaat getirildiği ve karşı taraf da bu belgenin elinde olduğunu ikrar ettiği veya ileri sürülen talep üzerine sükut ettiği yahut belgenin var olduğu resmî bir kayıtla anlaşıldığı veya başka bir belgede ikrar olunduğu takdirde, mahkeme bu belgenin ibrazı için kesin bir süre verir (HMK 220/1). Belgeyi ibraz etmesine karar verilen taraf, kendisine verilen sürede belgeyi ibraz etmez ve aynı sürede, delilleriyle birlikte ibraz etmemesi hakkında kabul edilebilir bir mazeret göstermez ya da belgenin elinde bulunduğunu inkâr eder ve teklif edilen yemini kabul veya icra etmezse, mahkeme, duruma göre belgenin içeriği konusunda diğer tarafın beyanını kabul edebilir (HMK 220/3)
Bu kurallar birlikte değerlendirildiğinde ticari davalarda yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasa’da delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır.
Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri yasada belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Karşı taraf defterleri incelenmediği takdirde dayanan tarafın kendi defterindeki kayıtların lehe delil olması mümkün değildir. Davacının da bu durumu bilerek ticari defterlere delil olarak dayandığı ve karşı tarafın ticari defterlerinin de incelenmesini istediği kabul edilmelidir. Aksinin kabulü halinde davacının ticari defterleri tek başına delil niteliği taşımadığından dayanılan böyle bir delilin incelenmesine gerek de olmayacaktır. Karşı taraf ticari defterlerini sunar ise birlikte incelenip değerlendirildiğinden delil olup olmadığı sonucuna göre değerlendirilebilecektir. Karşı taraf ticari defterlerini sunmadığı takdirde ise bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılmalıdır. Tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde, belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK 220/3. madde gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki (ticari defterlerindeki) kayıtların, karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğunu mahkeme kabul edebilir. Aksinin kabulü durumunda; karşı tarafın ticari defterlerini sunmaması halinde sunan tarafın muntazam tutulmuş ticari defterlerinin lehe delil olarak kabul edilemeyeceği şeklinde bir sonuç ortaya çıkar ki bu ticari defterleri ve karşı taraf elinde olduğu ileri sürülen belgeleri delil olarak kabul edip sunulmaması halinde sonuçlarını belirleyen HMK’ndaki açık düzenlemelere aykırı bir yorum olacaktır…” şeklinde açıklanmıştır.
Davaya konu uyuşmazlıkta davacı defterlerinin usulüne uygun tutulduğu ve defter kayıtlarına göre alacaklı olduğu, davalının uyuşmazlık konusu faturayı —– bildirdiği, defter ibrazından kaçındığı nazara alınarak davacının davasının kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kabulü ile; davalının—- sayılı icra dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaline, takibin —üzerinden devamına,
Alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına,
2-Alacak likit ve itiraz haksız olduğundan alacağın %20 ‘si oranındaki —- icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacı tarafa verilmesine,
3-Alınması gereken 6.921,08-TL karar harcına karşılık peşin alınan 1.730,28-TL’nin mahsubu ile bakiye 5.190,80-TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafından sarfolunan 3.486,14-TL yargılama gideri ile 1.730,28-TL harç gideri toplamı 5.216,42-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı lehine AAÜT uyarınca taktir olunan 13.575,29-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Dair, Gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere tarafların yokluğunda karar verildi. 08/03/2022