Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1181 E. 2020/30 K. 21.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/1181 Esas
KARAR NO: 2020/30
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 10/10/2018
KARAR TARİHİ: 21/01/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Davacı şirket ile davalı taraf arasında süregelen alım satıma dayalı bir ticari ilişkinin mevcut olduğunu, davalı şirket tarafından, davacı şirkete aralarındaki ticari ilişki kapsamında —– adet ısı alma kartuşu,——— adet numune alma kartuşu ürünü siparişi verildiğini, söz konusu siparişin, davalı tarafça imzalanarak davacı şirkete iletilen ——— tarihli sipariş formu ile sabit olduğunu, sipariş formunda, teslimat yerinin —— ibaresi ile, davacı şirketin adresi olarak gösterildiğini, Ayrıca yine sipariş formunda ödeme vadesinin de fatura tarihi itibariyle — gün olarak belirlendiğini, davalı tarafın siparişinin davacı şirket tarafından kabul edildiğini ve taraflar arasında bir satış sözleşmesi kurulduğunu, bu satış sözleşmesi kapsamında davacı şirket, davalı şirket tarafından sipariş edilen ürünleri, davalı şirketin talebine göre kısım kısım olmak üzere farklı sevkiyatlar ile davalı şirkete davacı şirketin ——– kendi deposunda teslim ettiğini, ürünlerin teslimi gösterir irsaliyelerin, davalı şirketin nakliyecisi tarafından imza edildiğini, söz konusu ürünlere ilişkin faturaların ise, davacı şirket tarafından yapılan sevkiyatlara istinaden e-fatura olarak düzenlenerek davalı şirkete sistem üzerinden gönderildiğini, davacı şirket tarafından düzenlenen e-faturaların davalı şirketin kayıtlarına girdiğini, sonrasında davalı şirket tarafından herhangi bir itirazda bulunulmadığını, davalı şirket tarafından cari hesap ilişkisinden ve belirtilen faturalardan kaynaklanan toplam ——–TL bakiyeyi vadelerinde ödemediğini, davacı şirket tarafından e-posta ile bilahare yapılan yazılı talepler neticesinde de ödeme alınamadığını, bunun üzerine, alacağın tahsili amacıyla borçlu şirket aleyhinde ——— İcraMüdürlüğü ——- Esas sayılı dosyası ile ilamsız takip yapıldığını davalının takibe itiraz ettiğini ve takibin durduğunu davalının yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davalı aleyhinde ———.İcra Müdürlüğü’nde ——- Esas numarası ile davacı tavafından başlatılan ilamsız icra takibine yetkiye ve borcun esasına itiraz edildiğinden, davacı tarafından işbu davanın açıldığını, İİK 50. Maddesi “Para veya teminat borcu için takip hususunda Hukuk Usuiü Muhakemeleri Kanununun yetkiye dair hükümleri kıyas yolu ile tatbik olunur.” denilmekte olduğunu, HMKT nın 6. Maddesi “Genelyetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir. “Amir hükmünü ihtiva ettiğinden; genel yetkili icra dairesi borçlunun yerleşim yeri icra dairesi olduğunu, davalının yerleşim yerinin de ——ilçesi olduğundan yetkili icra dairesinin — ilçesinin adli yönden bağlı olduğu—– Mahkemeleri ve icra daireleri olduğunu, davalı vekilince süresinde yetki itirazında bulunulduğunu, davacı tarafından ileri sürülen sözleşme ilişkisinin davalı tarafça kabul edilmediğini, bu nedenle somut olayda İİK’nun 50 ve HMK’nın 6. Maddesi uyarınca yetkili icra dairesinin belirleneceği, davalı şirketin merkezinin davalı tarafında yapılan yetki itirazının yerinde olduğu gerekçesiyle HMK114,115 maddeleri uyarınca dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verildiğini, davalı firma tarafından sipariş talep edilmediğini, davacıya ait herhangi bir hammadde teslim alınmadığı gibi davalı tarafından zımni kabul anlamına gelebilecek bir emare de bulunmadığını, Ayrıca dava dilekçesinde bahsi geçen ——- ve——- nin de davalıya ait olduğunu kabul etmediklerini, bu sebeplerle usul ve yasaya aykırı işbu davanın, yetkisiz yer icra dairesinde açılmış olmasından ve davalının davacı tarafa herhangi bir borcu bulunmamasından dolayı reddini isteme zaruretinin hasıl olduğunu, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE : Dava, hukuki niteliği itibari ile davacı tarafça alacaklı sıfatı ile faturadan kaynaklı alacak için yapılan icra takibine davalı tarafça yapılan itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasına ilişkindir.
Dosyamız arasına alınan ———İcra Müdürlüğü’nün—– Esas sayılı icra dosyasının yapılan incelemesinde takibin —–tarihinde takip başlatıldığı ödeme emrinin davalı/borçluya —- tarihinde tebliğ edildiği davalının süresinde —– tarihinde takibe itiraz ettiği ve takibin durduğu anlaşılmıştır.
Davacının; borçlu tarafından yapılan —— tarihli itirazın davacı-alacaklıya tebliğinden itibaren İİK.nun 67.maddesinde belirtilen bir yıllık süre içerisinde mahkememize davayı açtığı anlaşıldığından, açılan davanın süresinde olduğu görülmüştür.
Davada aktif ve pasif taraf husumetinin sağlandığı anlaşılmış olup taraflar arasında bu hususta çekişme yoktur.
Taraflar tacir olup, delil olarak ticari defterlere dayandıklarından; davalının ticari defterlerinin incelenmesi için —— Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılmış olup, inceleme gün ve saatinde belirtilen yıllara ilişkin ticari defter ve kayıtlarını hazır etmeleri aksi halde HMK 220 ve devamı maddeleri gereğince defterlerini sunmayan tarafın ticari defterlerine lehine delil olarak dayanamayacağının ve tekrar sunamayacakları usulüne uygun biçimde ihtar edilmiş; defter inceleme neticesinde dosyamız bilirkişiye tevdii edilmiş olup , bilirkişi mahkememize hitaben sunmuş olduğu raporunda özetle: davalı şirketin —-yılına ait ——– uygun yevmiye kayıtlarından da anlaşılacağı üzere ——- yılından devreden ——– TL alaack bakiyesi açılış kaydında —— satıcılar hesabında alacak kaydı olarak yer aldığı, —– yılında davacıdan alınan —— adet fatura karşılığı —– TL tutarda —— satıcılar hesabına alacak olarak kaydedildiği, —– yılı içerisinde ——- satıcılar hesabında oluşan toplam borç kaydı ——— TL olarak gerçekleştirildiği, davalı şirketin ——- yılına ait ———– yevmişye kayıtlarından anlaşılacağı üzere davalı şirketten davacı şirket hesabına ——– hesabından —adet havale işlemi karşılığı olarak toplam —–TL tutar gönderildiği, ve ——- Satıcılar hesabına borç olarak kaydedildiği, yine ——- hesabından — adet havale işlemi karşılığı olarak da toplam——– TL tutar gönderildiği ve ———-hesabına borç olarak kaydedildiği, ——- yılı içerisinde —————– hesabında oluşan toplam borç kaydı ——TL olarak gerçekleştirildiği, davalı şirketin muhasebe kayıtlarına göre —— yılı sonu itibariyle ——— TL alacak kaydına karşılık ——— TL alacak kaydı oluştuğu böylece icra takip tarihi itibariyle oluşan —– TL alacak bakiyesi olduğu, davalı şirketin sunulan defter ve belgeleri üzerinde yapılan incelemeler neticesinde dava tarihi itibariyle ——– TL davacı şirkete borçlu bulunduğunun tespit edildiğini mütalaa etmiştir.
Taraflar tacir olup, delil olarak ticari defterlere dayandıklarından; taraflara inceleme gün ve saatinde belirtilen yıllara ilişkin ticari defter ve kayıtlarını hazır etmeleri aksi halde HMK 220 ve devamı maddeleri gereğince defterlerini sunmayan tarafın ticari defterlerine lehine delil olarak dayanamayacağının ve tekrar sunamayacakları usulüne uygun biçimde ihtar edilmiş; defter inceleme neticesinde dosyamız bilirkişiye tevdii edilmiş olup , bilirkişi mahkememize hitaben sunmuş olduğu raporunda özetle: davacının dava konusu döneme ait ticari defterlerinin tasdiklerinin yasal süresi içinde usulüne uygun şekilde yapılmış olduğu, faturalarla kayıtları uyumlu olan davacı ticari defterlerinin sahipleri lehine delil olma özelliğini haiz olduğu, davalı ticari defterlerinin de ———- Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ——- talimat sayılı dosyasından yapılan tespite göre aynı şekilde dava konusu döneme ait ticari defterlerinin yasal süresi içinde usulüne uygun şekilde yapılmış olduğu davalı ticari defterlerinin sahipleri lehine delil olma özelliği haiz olduğu Takibe konu olan davacı alacağının ticari defterlerde kayıtlarının davalı adına tutulan muavin defter kaydında takip tarihi itibari ile ——— TL borç bakiyesi ile kayıtlı olduğu, davalı ticari defterlerinde ise kayıtları davacı adına tutulan muavin defterde dava tarihi itibari ile davacının davalıdan ——– TL bakiye ile alacaklı olduğu, davacının ——- TL alacaklı olduğunun kabul edilebileceği Tarafların karşılıklı olarak düzenlediği faturaların e- fatura olup temel fatura olarak düzenlendiği ;temel fatura elektronik fatura sistemi üzerinden gönderilen ve muhatabın kabul etmesine bağlı olmadan muhataba iletilen fatura olduğundan dava konusu faturanın tebliğ edildiği; TTK 2 1 e göre —— gün içinde itiraz edilmeyen faturanın içeriğinin muhatabı tarafından kabul edilmiş karinesini taşıdığı, rapor içinde gösterdiğimiz tarafların kayıtlarına almadıkları faturalar olduğu , —- uygulamasında ——– senaryosunda düzenlenen ——-sistem üzerinden müdahale yapılamamakta ancak Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 18’inci maddesinin (3) numaralı fıkrasında belirtilen harici itiraz yollarıyla itiraz edilebildiği , ancak tarafların ticari defter kayıtlarına almadıkları faturalara usulüne uygun itiraz ettiklerinin tespit edilemediği, Tarafların karşılıklı olarak dava konusu fatura bedelinin ——- BA-BS formları ile bildirdiği yerleşmiş Yargıtay uygulamasına göre özellikle davalı tarafından yapılan bu bildirimlerin mal ve hizmet teslimine ilişkin karine olarak kabul edildiğinden dava konusu malların teslim edildiğinin kabul edilebileceği; tarafların karşılıklı olarak vergi dairesine bildirimde bulundukları bedellerin uyumlu olduğu, bu sebeple de dava konusu malların teslim edildiğinin kabul edilebileceği, Taraflar arasında ödeme tarihleri ve temerrüt ile ilgili bir sözleşme veya davacı tarafından davalıya gönderilmiş herhangi bir borç ihtarnamesi bulunmadığı ancak faturalarda ödeme vadesinin —-gün belirlendiği ve aylık %2,5 faiz talep edileceğinin yazılı olduğu, davacının takip talebinde ise işlemiş ticari temerrüt faizi talep ettiği tarafların tacir olması ve davacı talebi gözetilerek davacının takip tarihine kadar ——- TL işlemiş ticari temerrüt faizi talep edebileceğini mütalaa etmiştir.
Bilirkişi raporu HMK 280. Maddesi uyarınca taraflara tebliğ edilmiştir. Bilirkişi raporu yeterli, denetlenebilir ve hüküm kurmaya elverişli olduğundan itibar edilerek hükme esas alınmıştır.
Yargıtay —— Hukuk Dairesi —– E. —- K. Sayılı Kararında;’—.Dava konusu faturanın davalı defterinde kayıtlı olduğunun anlaşılması halinde mahkemece malın teslim edildiğinin kabul edilmesi, ticari defterlerden sonuca gidilemezse davaya konu malın teslimi konusunda yemin teklif edip etmeyeceği davacıya sorularak sonucuna göre tahkikat tamamlanarak karar verilmesi gerekir iken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir. ” şeklindedir.
Takibe konu faturaların davacı taraf ve davalı taraf defterlerinde kayıtlı olduğu, davacı tarafça BS bildiriminin yapıldığı, davalı tarafça BA bildirimlerinin yapıldığı, icra takibine konu—— ‘lik borcun (HMK 26 madde uyarınca taleple bağlılık ilkesi gereğince harcın yatırıldığı miktar) taraf defterleri ile BA/BS kayıtları ile örtüştüğü sabittir.
Toplanan deliller, icra takip dosyası, dava dilekçesi, ticari defterler, , bilirkişi incelemesi bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davacı ile davalı arasında ticari ilişki olduğu davacının ve davalının incelenen defterleri ile sabittir. Ticari defterlerin ticari davalarda delil olarak kabul edilmesi için HMK’nun 222. Maddesi uyarınca kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması gerekmektedir. Bilirkişi raporunda davacı ve davalı taraf defterlerinin HMK 222. Maddesinde belirtilen usulde olduğu tespit edilmiştir. Davacı tarafça davalı adına icra takibine konu faturalar kesilmiş olup; defter incelemesi neticesinde aralarında başkaca bir ticari ilişki olmayıp; kesilen faturanın davacı ve davalı defterlerinde kayıtlı olduğu tespit edilmiştir. Dava konusu faturanın davalı defterinde kayıtlı olduğunun anlaşılması halinde mahkemece malın teslim edildiğinin kabul edilmesi gerektiği Yerleşik Yargıtay içtihatları ve kanun gereğidir. Takibe konu davacı tarafça davalı adına düzenlenmiş faturaların davacı ve davalı defterlerinde kayıtlı olması ve BA bildiriminin yapılmış olması dikkate alındığında faturaya konu malların teslimi davacı tarafça ispatlanmış olup, davalı tarafça fatura konusu bedelin ödediği ispat edilemediğinden; davalının itirazının hukuki dayanaktan yoksun olduğu anlaşıldığından; ———-İcra müdürlüğünün —– esas sayılı dosyasındaki alacak miktarına ilişkin davalı borçlu tarafından yapılan itirazın —– TL İİK 67 maddesi gereğince iptaline karar verilmiştir. Dava dilekçesi ile harç—— TL üzerinden yatırılmış olup HMK 26. Madde uyarınca taleple bağlılık ilkesi gereğince hüküm kurulmakla; mahkemece re’sen icra dosyasında talep edilen işlemiş faiz yönünden değerlendirme yapılmamıştır.
İcra ve İflas Kanunu’nun 67.maddesinin 2.fıkrası hükmünce, icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Borçlunun itirazının kötü niyetli olması ise yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatı, aleyhindeki icra takibine itiraz eden ve işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bunlardan başka, alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Açıklanan yasal kuralların ışığında takip konusu alacak değerlendirildiğinde, fatura alacağı likit olmakla kabul edilen miktar üzerinden icra inkar tazminatına hükmedilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
DAVANIN KABULÜ İLE;
1) ——– İcra müdürlüğünün —- esas sayılı dosyasındaki alacak miktarına ilişkin davalı borçlu tarafından yapılan itirazın —– TL için İİK 67 maddesi gereğince İPTALİNE, takibin takip tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faiz üzerinden devamına,
2- Alacak likit olmakla İİK 67 uyarınca —-TL asıl alacağın %20’si icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
3-Alınması gerekli 4.312,04 TL harcın davacı tarafça yatırılan 1.078,02 TL peşin harçtan mahsubu ile 3.234,02 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafça yapılan 1.078,02 TL harç gideri, 157,70 TL posta-tebligat masrafı, 1.400 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.635,72 TL ‘nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca hesaplanan 9.006,20 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalıların yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı. 21/01/2020