Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1177 E. 2021/94 K. 02.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/1177 Esas
KARAR NO : 2021/94
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/10/2018
KARAR TARİHİ : 02/02/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Davacı şirketin, davalı şirketten organizasyon hizmet bedeli olarak toplamda —– alacağının bulunduğunu, bu alacağın tahsili hususunda davalı ile yapılan bütün görüşmelerin neticesiz kaldığını, bu nedenle davalı hakkında kanuni yola başvurma zorunluluğunun doğduğunu, davalının, davacı şirkete olan borcunu ödememesi nedeni ile hakkında —— dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalıya ödeme emri tebliğ edilmişse de davalının ödemeye yanaşmayarak takibe itiraz ettiğini, davacı, arz ve izah olunan hususlara binaen öncelikle icra dosyasında vaki itirazın asıl alacağa ilişkin kısmının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Huzurda ikame edilen İtirazın iptali davasının konusu olan, —— icra takibine,takibin dayanaklarına,borç ilişkisine, borcun tamamına ve tüm ferilerine yapılan itiraz üzerine icra takibinin durdurulmasına karar verildiğini, borcun sebebi olarak sadece fatura alacağı gösterildiğini, hangi faturalardan kaynaklandığı, bu faturaların hangi tarihlerde tebliğ edildiğinin takipten anlaşılamadığını,ve somut olarak herhangi bir faturaya dayanamadığını, İİK öl.maddesi gereği takibin bir belgeye dayanması halinde belgenin tasdikli bir örneğinin de ödeme emri ile gönderilmesi gerekmektedir.denildiğini, bu nedenle yapılan icra takibinde takipte somut olarak Herhangi bir belgeye dayanılmadığını, İtirazın iptali davasının icra takibinin devamı niteliğinde olduğunu, icra takibinde yer alan takip dayanakları ile sınırlı olarak yapılacak yargılamada somut olarak İİK 61.maddesi gereği dayanılan icra takibi alacaklarını gösteren belgelere göre inceleme yapılarak, icra takibinde gösterilmiş olan belgelerden dolayı alacağın mevcut olup olmadığının araştırılması gerekeceğinden, dava dilekçesinin deliller bölümünde ikinci kısmında faturalar, ticari defterler, cari hesap ekstresi ve diğer ticari defter ve kayıtlar üzerinde somut bir fatura olmadığından hukuki bir inceleme yapılabilmesinin mümkün olmadığını, HMK 26.maddesine göre gerek icra müdürlüğü ve gerekse icra takibi dayanakları çerçevesinde araştırma yapılarak alacağın varlığının araştırılması gerekeceğinden, talepten başka bir şeye karar verilmesinin mümkün olmadığını, bu nedenle davanın konusundan başka bir şey araştırılmasına muvafakatinin olmadığını,İcra dosyasındaki ilişkiye dayanaklara ve borca yapılmış itiraz üzerine itirazın iptali davası icra takibinde alacağın sebebi olarak İİK öl.maddesine göre somut olarak gösterilen belgeler üzerinde inceleme yapılması HMK 26.maddesi gereği zorunlu olduğundan, icra takibinde somut bir faturaya dayanılmadığından HMK 114/h bendi gereği somut bir alacağa belgeye dayanmadan açılan itirazın iptali davasında korunmaya değer bir hukuki menfaat olmadığından, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE : Dava, hukuki niteliği itibari ile Davacı tarafça alacaklı sıfatı ile organizasyon hizmet bedelinden doğan fatura alacağından kaynaklı icra takibine davalı tarafça yapılan itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasına ilişkindir.
Taraf şirketlerin BA-BS formlarının celbi amacıyla ilgili vergi dairelerine müzekkere yazılarak BA-BS formları celp edilerek dosyamız arasına alınmıştır.
Dosyamız arasına alınan —– dosyasının yapılan incelemesinde takibin —- tarihinde takip başlatıldığı ödeme emrinin davalı/borçluya —- tarihinde tebliğ edildiği davalının süresinde — tarihinde takibe itiraz ettiği ve takibin durduğu anlaşılmıştır.
Davacının; borçlu tarafından yapılan —- tarihli itirazın davacı-alacaklıya tebliğinden itibaren İİK.nun 67.maddesinde belirtilen bir yıllık süre içerisinde mahkememize davayı açtığı anlaşıldığından, açılan davanın süresinde olduğu görülmüştür.
Davada aktif ve pasif taraf husumetinin sağlandığı anlaşılmış olup taraflar arasında bu hususta çekişme yoktur.
Taraflar tacir olup, delil olarak ticari defterlere dayandıklarından; taraflara inceleme gün ve saatinde belirtilen yıllara ilişkin ticari defter ve kayıtlarını hazır etmeleri aksi halde HMK 220 ve devamı maddeleri gereğince defterlerini sunmayan tarafın ticari defterlerine lehine delil olarak dayanamayacağının ve tekrar sunamayacakları usulüne uygun biçimde ihtar edilmiş; defter inceleme neticesinde dosyamız bilirkişiye tevdii edilmiş olup , bilirkişi mahkememize hitaben sunmuş olduğu raporunda özetle: davalı vekili dilekçe ile davalı ticari defter ve belgelerinin yerinde incelenmesi talebinde bulunmuş olsa da davalı vekili ile yaptıkları iletişim neticesinde rapor yazım tarihine kadar yerinde inceleme randevusu oluşturulmadığından davalının ticari defterlerinin incelenemediğini, davacının dava konusu döneme ait ticari defterlerinin tasdiklerinin yasal süresi içinde usulüne uygun şekilde yapılmış olduğu, faturalarla kayıtları uyumlu olan davacı ticari defterlerinin sahipleri lehine delil olma özelliğini haiz olduğu, takibe konu olan davacı alacağının ticari defterlerde kayıtlarının davalı adına tutulan muavin defterde —– bakiyesi ile kayıtlı olduğu, davacının alacağının takip ve dava tarihi itibari ile ticari defter kayıtlarında görüldüğü Tarafların karşılıklı olarak dava konusu fatura bedelini —– bildirdiği , yerleşmiş—– uygulamasına göre özellikle davalı tarafından yapılan bu bildirimlerin mal ve hizmet teslimine ilişkin karine olarak kabul edildiğinden dava konusu hizmetin teslim edildiğinin kabul edilebileceği; davacının dava konusu alacağa hak kazandığının kabulü halinde davacı alacağının —- olduğu, Fatura üzerinde ödeme tarihi belirtilmediğinden ,taraflar arasında ödeme tarihleri ve temerrüt ile ilgili bir sözleşme veya davacı tarafından davalıya gönderilmiş herhangi bir borç ihtarnamesi bulunmadığından, temerrüdün takip tarihi itibariyle oluştuğu, tarafların tacir olması gözetilerek ve davacının talebine göre takip tarihinden itibaren reeskont avans faiz talep edebileceğini mütalaa etmiştir.
Davalı vekilinin rapora itirazları doğrultusunda yeni inceleme günü tayin edilmiş davalı tarafa ihtaratlı olarak tebliğ edilmiş bilirkişinin inceleme gününde davalı şirket merkezine gittiği ancak adres kapalı olduğu ve ticari defterleri sunulmadığından inceleme yapılamadığını beyan ettiği rapor sunduğu görüldü.
Bilirkişi raporu HMK 280. Maddesi uyarınca taraflara tebliğ edilmiştir. Bilirkişi raporu yeterli, denetlenebilir ve hüküm kurmaya elverişli olduğundan itibar edilerek hükme esas alınmıştır.6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun, “Ticari defterlerin ibrazı ve delil olması” başlıklı 222 Maddesinde;
(1) Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.
(2) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
(3) İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir.—– Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
(4) Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.
(5) Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır” düzenlemesi bulunmaktadır.
Bu yasal düzenleme ışığında toplanan deliller, icra takip dosyası, dava dilekçesi, cevap dilekçesi, ticari defterler, bilirkişi incelemesi bir bütün olarak değerlendirildiğinde;Taraflar tacir olduğundan ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapıldığı,davalının defterlerini ibraz etmemesi sebebiyle inceleme yapılamadığı,denetime elverişli bilirkişi raporunda, davacının dava konusu döneme ait ticari defterlerinin tasdiklerinin yasal süresi içinde usulüne uygun şekilde yapılmış olduğu, faturalarla kayıtları uyumlu olan davacı ticari defterlerinin sahipleri lehine delil olma özelliğini haiz olduğu, takibe konu olan davacı alacağının ticari defterlerde kayıtlarının davalı adına tutulan muavin defterde —- bakiyesi ile kayıtlı olduğu, davacının alacağının takip ve dava tarihi itibari ile ticari defter kayıtlarında görüldüğü Tarafların karşılıklı olarak dava konusu fatura bedelini —- formları ile bildirdiği , —- uygulamasına göre özellikle davalı tarafından yapılan bu bildirimlerin mal ve hizmet teslimine ilişkin karine olarak kabul edildiğinden dava konusu hizmetin teslim edildiğinin kabul edilebileceği; davacının dava konusu alacağa hak kazandığının kabulü halinde davacı alacağının—–olduğu anlaşıldığından davanın kabulüne, sadece talep gibi asıl alacak yönünden itirazın kısmen iptaline dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
Davacının DAVASININ KABULÜ ile
Davalı borçlunun —- dosyasına yaptığı İTİRAZIN ASIL ALACAK YÖNÜNDEN KISMEN İPTALİNE ,takibin—– asıl alacak üzerinden devamına asıl alacak üzerinden takip tarihi itibariyle avans faizi işletilmesine
1-Alınması gerekli 16.725,70 TL harcın davacı tarafça yatırılan 2.807,34 TL peşin harçtan mahsubu ile 13.918,36 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca hesaplanan 25.589,50 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davacı tarafça yapılan 2.807,34 TL harç gideri, 800 bilirkişi ücreti, 184,10 TL posta-tebligat masrafı olmak üzere toplam 3.791,44 TL giderin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ,derhal yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta içinde ———Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 02/02/2021