Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1172 E. 2020/358 K. 16.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2018/1172 Esas
KARAR NO : 2020/358

DAVA : Alacak (Kefalet Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
DAVA TARİHİ : 08/10/2018
KARAR TARİHİ : 16/07/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Kefalet Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkilinin dava dışı ——- şirket müdürü ve ortağı olduğunu, Üsküdar —–.Noterliğinin—- tarih ve —- yevmiye nolu sözleşmesi ile şirketteki ortaklık hissesine ilişkin tüm haklarını dava dışı——– devrettiğini, söz konusu ihtarnamenin muhataplarına tebliğ edildiğini, muhataplarca ihtarname gereği işlemin tesis edilmediğini ve hisse devrinin ticaret sicil müdürlüğü kayıtlarına işlenmediğini, dava dışı ——- amme alacaklarının tahsili amacı ile takip başlatıldığını ve müvekkilinin maaş haczi uygulaması ile haberi olduğunu, haciz baskısı sonucu 41.760,49 TL ödeme yaptığını, amme borcunun tam olarak hangi dönemleri kapsadığının denetiminin yapılamadığını, vergi dairesine yapılan ödeme esnasında ekli itirazi kayıt dilekçesi de ibraz edildiğini, yapılan ödemenin borcun sorumlusuna rücu edilmek istendiğini ve Üsküdar ——Noterliğinin—— yevmiye nolu ihtarname ile davalıdan talep edildiğini, davalının rücu talebine ilişkin başvuruları müracaatsız bıraktığını iddia ederek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak ve tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla 10.000,00 TL alacağın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :Davalı vekilinin cevap dilekçesinde, özetle, müvekkilinin dava dışı ——-ortağı ya da sorumlu müdürü olmadığını, iş bu şirketin borçlarından dolayı sorumlu olmadığı gibi kendisine rücu edilmesinin de mümkün olmadığını, şirket ortaklarının —– olduğunu, müvekkilinin ——– isimli şirketin ortağı ve bir dönem müdürü olan ——-şirketini temsil etmesi anılan şirketin kamu borcundan sorumlu olduğu anlamına gelmeyeceğini, davacı tarafın gönderdiği ihtarnameye Beşiktaş ——.Noterliğinin ——- yevmiye nolu cevabi ihtarname ile cevap verildiğini, davacının daha önce İstanbul Anadolu ———-.İcra müdürlüğünün ———- esas sayılı dosyası ile dava konusu talebiyle ilgili takip başlattığını, takip talebinde borçlu olarak müvekkilinin babası ——- gösterdiğini, ———– takibe itiraz ettiğini, davacının borçluyu ıslah ederek bu defa müvekkilini borçlu olarak gösterdiğini, —— tarihinde takibe ve tüm ferileriyle birlikte borca itiraz edilerek takibin durduğunu, davanın husumet yokluğu nedeniyle reddini talep ettiklerini, bu taleplerin diğer ortaklara yöneltilmesi gerektiğini, davacının borcu ödediğine ilişkin hiçbir belge sunmadığını, dava konusu alacağın zamanaşımına uğradığını savunarak; davanın reddini, yargılama gideleri ve avukatlık ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını talep ve beyan etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE :
Dava, davacının şirket ortağı olarak ödemek zorunda kaldığı amme alacağının şirketin müdüründen tahsili istemine ilişkindir.
Davacı, dava dilekçesinde; dava dışı——–ortağı ve şirket müdürü iken, Üsküdar ——.Noterliğinin ———yevmiye numaralı devir sözleşmesi ile ortaklık hissesini şirketin diğer ortağı —————devrettiğini, ancak muhatapları tarafından gerekli işlemlerin yapılmamış olması nedeniyle devrin ticaret sicil kayıtlarına işlenmediğini, dava dışı şirkete yönelik vergi borcunun tahsili amacıyla başlatılan icra takibi nedeniyle kendisine yönelik de haciz işlemleri yapılması nedeniyle haciz baskısı ile ————– ödeme yaptığını, yaptığı bu ödeme nedeniyle borcun asıl sorumlusuna rücu etmek için önce ihtarname göndererek akabinde bu davayı açtığını beyan etmiştir.
Davalı ise, kamu borcu olduğu iddia edilen dava dışı şirketin ortağı veya sorumlu müdürü olmadığını, bu nedenle herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, davanın öncelikle husumetten, aksi düşünülürse de esastan reddini talep etmiştir.
Davacı vekili ——- tarihli celsedeki imzalı beyanında, davacının hissesini devretme durumu veya talebinin bulunmadığını, davada yöneticinin sorumluluğu yoluna gitmek istediklerini ifade etmiştir.
———- celp edilen dava dışı ——ait sicil kayıtları uyarınca “Şirketin son tescilinin ——– tarihinde yapıldığı, şirket ortaklarının davacı,——— olduğunu, davalının müştereken yetkili şirket müdürü olduğunu, şirketin diğer müdürü olan davacının müdürlükten istifasının ilgililerce tescil ve ilan ettirilmemiş olması nedeniyle 29/08/2013 tarihinde resen tescil edildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce tarafların bildirmiş oldukları delil ve belgeler toplandıktan sonra mali müşavir ve şirketler uzmanı bilirkişilerden oluşan heyetten rapor aldırılmıştır. Dosyaya sunulan ——tarihli bilirkişi raporunda yukarıda özetlenen şirket ticari sicil kayıtları özetlendikten sonra, davalının müdürlük görevi yürütmesinde kusurlu olduğundan bahisle davacının dava dışı şirketin kamu borçlarından dolayı ortak olmasından dolayı yapmış olduğu ödemelerin diğer ortaklardan hisseleri oranında talep edilebileceği değerlendirilmesine yer verildiği görülmüştür.
Yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı gibi, davalı …’ın dava dışı ————– ortağı durumunda bulunmadığı, şirketin sadece müşterek yetkili müdürü olduğu, davacının davanın başlangıcındaki “Ortaklık hissesini devrettiği ancak şirketin ilgilileri tarafından tescil için gerekli işlemlerin yapılmaması nedeniyle ortak göründüğü” yönündeki beyanlarının yargılama sırasında gerek davacı vekili beyanları, gerekse de celp edilen ticaret sicil kayıtları ile doğru olmadığı, davacının dava dışı şirketin kamuya olan borçlarından dolayı ortak olması nedeniyle ödemiş olduğu bedellerin hisseleri oranında diğer ortaklardan talep edebileceği, bunun için de öncelikle dava dışı şirkete müracaat ederek bu şekilde tahsil imkanının olmadığının sabit olmasının gerektiği, somut olayda davacının ödemiş olduğu bedelin dava dışı şirketten tahsili için girişimde bulunduğunu ve sonuçsuz kaldığını gösterir herhangi bir delilin bulunmadığını, davacının “şirket müdürünün sorumluluğu” yönündeki beyanlarının ancak dava dışı şirketin taraf olacağı bir sorumluluk davasında tartışılabileceği anlaşıldığından yerinde olmayan davanın reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın reddine,
2-Alınması gereken 54,40-TL harcın, davacı tarafından peşin yatırılan 171,16-TL harçtan mahsubu ile bakiye 116,76 TL’nin davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı kendini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan ——— göre takdir olunan 3.400.00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan ancak sarf olunmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa verilmesine,
Gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.