Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1166 E. 2023/138 K. 09.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1166 Esas
KARAR NO : 2023/138

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 05/10/2018
KARAR TARİHİ : 09/02/2023
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Davalı ——sevk ve idaresindeki —— plakalı araç, 23.02.2018 günü gece saat 23.00 sularında önce —— plakalı araca çarptığını, sonra müvekkili ——- kızı ve diğer müvekkil küçük —– ablası olan ——sevk ve idaresindeki——Plakalı araca çarpması sonucunda, —— olay yerinde ölümüne neden olduğunu, akabinde davalı ——aracının motoruyla birlikte araçtan fırlayarak farklı yönlere savrulduğunu ve olaya karışan ——plakalı diğer aracın sürücüsü ——aracına çarparak hafif yaralanmasına neden olduğunu, Davalı —– gerek KTK m. 50, gerekse diğer trafik kurallarını ihlal ederek yaşı tutmadığı halde araç kullandığını, saatte 150 kilometrenin üzerinde bi hızla viraja girecek derecede süratli araç kullanarak sorumsuzca hareket eden davalının kullandığı aracın 3 araca çarptığını ve bir kişinin ölümüne neden olduğunu, davacının kullandığı aracın kaza sonrasında bakıldığında ibresinin 150 Km’de takılı kaldığının görüldüğü ve aracın motorunun araçtan ayrıldığı hususunun, ——Cumhuriyet Başsavcılığı’nca görevlendirilen bilirkişlerce de rapor edildiğini, kaza mahalline gelen basın mensuplarının kaza yerini çektiklerini ve bu görüntülerin video şeklinde televizyon kanallarında, sosyal medya araçlarında yayınlandığını, meydana gelen ölümlü ve yaralanmalı trafik kazası sonrasında—— hakkında —– Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi’nin —– Sayılı dosyası ile ceza davası açıldığını, davalı—— sigorta şirketi—–sigortalısının işleteni bulunduğu aracın maliki olan davalının sorumluğunda gerçekleşmesi ve kazadan —– plakalı aracın tam kusurlu bulunması sebebiyle poliçe kapsamı uyarınca müvekkilinin zararlarının karşılanması için başvuruda bulunulduğunu,——-ait aracın zorunlu mali sonumluluk sigortası—– ait olduğu, KTK’nın 85/1 inci maddesinde hükme bağlanan sorumluluğu sigorta güvencesine alındığını, —– doğan zararlardan poliçe kapsamı ile sınırlı olmak üzere sorumlu olduğunu, ——-yaptıkları talepleri konusunda yapılan ihtar sonucun da 137,592,39TL maddi tazminatın ödemesi yapılarak neticelendiğini, ancak davalı sigorta şirketinin konuyla ilgili emsal mahiyette olan Yargıtay kararlarına aykırı olarak Sigorta Genel Şartnamesini baz alıp tazminat hesaplaması yaptığını, davalının 16 yaşında ve ehliyetsiz olduğunu, araç sürücüsü ——olay tarihinde 16 yaşında olduğunu,—–Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi ——Sayılı dava dosyası içindeki kazaya dair belgeler ve dasyadaki —— ait ifadelerden açıkça anlaşılacağı, Araç maliki —– babası) olayın gerçekleşmesinde ağır kusunu olduğunu, 16 yaşındaki çocuğun bakım ve gözetim yükümlülüğünde ağır ihmali olduğu gibi çocuğun aracı alıp trafiğe çıkmasında ve trafikteki cesareti, dikkate alındığında ağır kusurunun tartışmasız olduğu, KTK anlamında işleten ve TMK anlamında araç maliki ve baba olan ——hukuki sorumluluğu tereddüte mahal bırakmayacak şekilde müşterek ve müteselsil olduğu, bu nedenle maddi ve manevi tazminatın tamamından sorumlu olduğu, araç sürücüsü ——- sosyal paylaşım sitelerindeki bazı paylaşımlarının screenshot (Ekran Görüntüsü) alınabildiğini, Sanık çocuğun ve arkadaşlarının tüm paylaşımlarının hız, hizli araba görüntüleri ve araba yarışları ile ilgili olduğu, bu yönde aşırı ilgisi olan bir çocuğa araç kullanmanın öğretilmesi, trafiğe çıkmasına göz yumulması, kazanın ana hazırlayıcı unsuru olduğunu, yine sosyal hesaplardaki paylaşımların kaldırılması (Çocuğun hastanede yattığı gözetildiğinde) açıkça kötü niyetli olduğunu, bu sebeplere 23.02.2018 tarihinde meydana gelen ölümlü trafik kazası nedeniyle HMK 107.maddesi gereğince talep ararım ve fazlaya dair her türlü talep hakkımız saklı tutarak ——-yönelik taleplerimiz poliçe kapsamı ile sınırlı olmak üzere haklı davanın kabulüne; Davalıların malvarlıklarına ihtiyati haciz taleplerinin kabulüne, 1.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminannın 28.02.2018 tarihinden itibaren reeskont faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, Her bir davacı için 100.000 TL manevi olmak üzere toplam 300.00 ‘TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 28.02.2018 tarihinden itibaren reeskont faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalılara tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı —–Sigorta vekili cevap dilekçesinde özetle; —— adına kayıtlı——- plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde ——poliçe no ile 08.01.2018 – 08.01.2019 tarihleri arasında geçerli olmak üzere Karayolları Trafik Kanunu Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Poliçesi ile teminat altına alındığını, Müvekkili şirketin poliçe kapsamında sorumluluğu, poliçe üzerinde yazılı azami teminat limitleri ile sınırlı olmak üzere, poliçede yazılı özel şartlar ve trafik sigortası genel şartları kapsamı ile sınırlı olduğunu, müvekkil şirketin sorumluluğunun bedeni zararlarda 360.000,00-TL azami poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, Teminat limiti bildirmeleri başvuruyu kabul anlamına gelmediğini, manevi tazminat taleplerinin Karayolları Trafik Kanunu Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Poliçesi teminatı dışında olduğunu, zorunlu trafik sigortası bir meblağ sigortası olmayıp bir zarar sigortası olduğunu, kısaca açıklamak gerekirse, söz konusu teminat limitinin tamamının defaten ödenmesinin söz konusu olmadığı, zarar görenlerin kaza nedeniyle uğradığı gerçek maddi zararın tespiti ve sigortalının kusuru oranında bu gerçek zararın tazmininin esas olduğunu, davacılar vekili tarafından müvekkil sigorta şirketine davaya konu kaza nedeniyle yapılan başvuru üzerine ——- numaralı hasar dosyası açıldığını, bu hasar dosyası kapsamında 31.08.2018 tarihinde davacılara 137.592,39 TL ödeme yapıldığını, müvekkil sigorta şirketi tarafından 31.08.2018 tarihinde davacılara yapılan ödemenin güncellenerek indirilmesi halinde davacılara ödenmesi gereken farkın tazminat miktarı kalmayacağını, herhalde müvekkil sigorta şirketi ödeme yapmış olduğu herhangi bir hukuki sorumluluğu kalmadığından davanın reddinin gerektiği, müvekkil şirket tarafından kazaya karışan ——- plakalı araca ilişkin Karayolları Trafik Zorunlu Mali Sorumluluk Poliçesi düzenlenmiş olması tek başına poliçede yer alan teminat tutarının tamamının müvekkil şirket tarafından ödeneceği anlamını taşımadığını, öncelikle müvekkil şirket sigortalısı ——- plakalı araç sürücüsünün dava konusu kazanın meydana gelmesinde kusurunun bulunduğunun davacı yan tarafından ispatı gerektiğini, Dava konusu kazanın ardından düzenlenen trafik kazası tespit tutanağı herhangi bir teknik açıklamaya yer vermediğinden dolayı kabul edilemeyeceğini, davaya konu kazada tarafların kusur tespiti her türlü verinin gözden geçirilerek hazırlanmış olması gerektiğini, davaya konu kazanın hangi sebeple meydana geldiği her durumda araştırılması gerektiği, davacılar tarafından destekten yoksun kalma tazminatı talep edilebilmesi için müteveffa ile davacılar yönünden düzenli ve eylemli yardımın varlığı gerektiğini, bu nedenle davacıların müteveffanın desteğine – yardımına ihtiyaç duyup duymadığının araştırılması gerektiğini, destekten yoksun kalma tazminatının belirlenebilmesi açısından davacıların maddi durumunun önem taşıması nedeniyle, davacıların maddi durumu ve geliri mutlaka araştırılması gerektiğini, dava konusu kaza nedeniyle tazminat hesabı yapılmasına karar verilmesi halinde tazminat hesabının, sigorta aktüerleri yönetmeliği uyarınca hazine müsteşarlığınca yetkilendirilen aktüerler listesine kayıtlı, lisanslı aktüerler tarafından ve trh 2010 ulusal mortalite tablosunda yer alan verilere göre yapılması gerektiğini, davacıların dava konusu kaza nedeniyle elde ettiği gelir ve tazminatların mahsubunun gerektiği, ——- ölüm nedeniyle bağlanan gelirler, destek görenin bakım ihtiyacını ne ölçüde karşılıyor ise zararın da o ölçüde azalacağı kabul olunması gerektiği, her durumda, müvekkili şirketin sorumluluğunun poliçede belirtilen limit ile sınırlı olduğu, dava konusu kaza nedeniyle birden fazla kişinin zarar görmüş olması halinde teminatın paylaştırılması gerektiği, dava konusu tazminatın ancak dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte talep edilebileceği, re’sen nazara alınacak nedenler ışığında, tüm yasal hakları saklı kalmak kaydıyla, müvekkil sigorta şirketi tarafından ödeme yapılmış olması nedeniyle, herhangi bir sorumlulukları kalmadığından davanın reddine, mahkeme aksi kanaatte ise; – Kusur durumlarının belirlenmesi amacıyla dosyanın—— Üniversitesi Öğretim Üyelerinden oluşturulmuş heyete gönderilmesine, kusur tespitinin ardından aktüeryal hesaplamanın Hazine Müsteşarlığı tarafından belirlenen aktüerler tarafından TRH 2010 Tablosu 1.8 teknik faiz esas alınarak yerine getirilmesine, tazminat hesaplamasında müvekkil şirket tarafından yapılan ödemelerin ve talep edilen indirimlerin de göz önüne alınmasına, —– yazı yazılmak suretiyle dava konusu kaza nedeniyle davacılara ödenen – bağlanan rücuya tabi gelirin peşin sermaye değerinin bulunup bulunmadığı ve var ise tutarı ile tenzile tabi olup olmadığının sorulmasına, herhangi bir tazminata hükmedilmesi durumunda tazminat tutarına uygulanacak faiz tür ve başlangıç tarihinde dilekçemizde belirtilen hususların dikkate alınmasına, davaya yönelik tüm beyanları dikkate alınmak suretiyle, şartların varlığı halinde sigortalı araç sürücüsü ve işletenine rücu hakları saklı kalmak kaydıyla, davanın reddine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine, aksi takdirde hesaplanacak olan tazminat tutarından dilekçede belirtilen indirim sebepleri göz önüne alınarak indirim uygulanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar ——- vekili cevap dilekçesinde özetle ; Öncelikle huzurdaki davanın belirsiz alacak davası olarak açılma imkanı bulunmadığını bu sebeple davanın usul bakımından reddini talep ettiklerini, davaya konu olayın, 23/02/2018 günü müvekkil —– sevk ve idaresinde bulunan——plakalı aracın—— sevk ve idaresindeki—— plakalı araç ile çarpışması sonucunda gerçekleştiği ve ne yazık ki —–plakalı aracın sürücüsü —–vefat ettiği, Davacı tarafın müvekkilinin sevk ve idaresindeki aracın son derece hızlı olduğunu, muhtemelen yarış yaptığını ve kaza sonrasında aracın hız ibresinin 150 km’de takılı kaldığını ve hatta aracın motorunun araçtan ayrılmış halde olduğunu iddia ettiğini, yaşanan talihsiz olay neticesinde meydana gelen kaybın son derece acı olduğu, yaşanan can kaybından dolayı müvekkillerinin de son derece üzüntü duyduklarını ancak yaşanan trafik kazasının davacı tarafça iddia edildiği gibi müvekkil ——aşırı hız yapması ya da iddia edildiği gibi o sırada yarış yapıyor olması sebepleri ile gerçekleşmediği, davacı tarafın aracın hız ibresinin 150 km’de sabit kaldığı ve bunun aşırı hız sebebiyle yaşandığını iddiasının da kabulünün mümkün olmadığı, sabit kalma durumu farklı nedenler ve etkenler dolayısıyla da yaşanabildiğini, olay sırasında şiddetli bir çarpışma yaşanmış olması ve bu sebeple hız ibresinin 150 km’de takılı kalmasının muhtemel olduğu, davacı tarafın da dilekçesinde belirttiği üzere—–Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi’nin ——Sayılı dosyası üzerinden ceza yargılamasının devam ettiğini, ceza dosyası kapsamında alınan bilirkişi raporunda üçüncü bir aracın müvekkil —— araç ile seyrettiği şeride girmiş olması dolayısıyla müvekkilinin çarpmadan kaçma amacıyla karşı şeride geçmesi durumundan bahsedildiğini, gerçekten de kazanın meydana gelmesinden hemen sonra olay yerinde bulunan ve olayı gören kişiler ile yapılan röpörtajlarda üçüncü bir aracın müvekkilin seyrettiği şeride trafik güvenliğini tehlikeye atacak şekilde girdiğine ve müvekkilinin bundan kaçmak amacıyla yolun diğer şeridine geçtiğine ilişkin güçlü beyanlar bulunduğunu, müvekkilinin sorumlu tutulmak istendiğini, Kaza sonrası ana haber kameralarının kaydettiği kazayı gören kişiler ile yapılan röpörtajları içeren kaydını sunacaklarını, davacıların iddialarını asla kabul anlamına gelmemekle birlikte; davacılar tarafından müvekkili —–plakalı aracın zorunlu mali sorumluluk sigortasının bulunduğu —– yapılan başvuru neticesinde kendilerine 137.592,39 TL tutarında bir ödeme yapıldığı, bu bakımdan da davanın reddine karar verilmesi gerektiğinin açık olduğu, müvekkili —– olayın meydana gelmesinde ağır kusurunun bulunduğu iddialarının kabulünün mümkün olmadığı, yaşanan olayın büyük bir talihsizlik olduğu ve ne yazık ki ——ölümü ile sonuçlandığını, olay sonrasında müvekkili ——– uzun bir süre hastanede yattığı, yoğun bakım ünitesinde tedavi gördüğü ve kaza neticesinde kendisinde de birtakım psikolojik ve fiziksel olumsuzluklar yaşandığını, müvekkillerinin davacıların kaybı dolayısıyla ve ——- kaza sonrası yaşadıkları dolayısıyla derin bir üzüntü içerisinde olduğu, yaşanan tüm bu hususlar müvekkil ——- aile başkanı olarak Kanundan kaynaklanan denetim ve gözetim görevi bakımından yetersiz olduğunu veyahut bu görevini layıkıyla yerine getiremediğini ve bu bakımdan sorumlu olduğunu kesinlikle göstermediğini, yaşanan bu tek talihsiz olay ile —— her daim söz konusu aracı aldığı ve belli bir hız seviyesinin üzerinde kullandığı ve—— bu aracı oğluna sürekli olarak verdiği anlamına gelmediğini, —— oğlunu süratli şekilde araç kullanmaya teşvik ettiği ve söz konusu aracın müvekkil —– bilgisinde kullandırıldığının da doğru olmadığını, ——- sosyal çevresinde saygı duyulan iyi bir baba ve Medeni Kanunun kendisine ailesi ile ilgili yüklediği tüm sorumlulukları da yerine getirdiğini, olayın meydana gelmesinde —— ihmali ve kusurunun bulunmadığını——- çok hızlı ve belli bir seviyede araç kullandığı, sosyal medya hesaplarında hız ve araçlara ilişkin paylaşımların bulunduğu iddiaları yaşanan talihsiz kazanın da kesin olarak müvekkillerin kusuru ile gerçekleştiğine karine teşkil etmeyeceğini, müvekkil ——- oldukça sorumluluk sahibi bir genç olduğu, müvekkili ——- ailesinin ve çocuklarının gelişimine katlı sağlamak amacıyla elinden gelen tüm gayreti gösterdiğini,——okul ve eğitim hayatı devam eden bir genç olduğunu, davacı tarafın olayın oluş şeklinin ve kazanın yaşandığı saat dolayısıyla söz konusu aracın her daim bu şekilde ——tarafından kullanıldığı ve ailesinin de bu yönde teşviği olduğu iddiası gerçeği yansıtmadığını, ——- her erkek çocuğu gibi küçük yaştan itibaren arabalara karşı ilgi duyduğunu, ancak bu hususun kendisinin her daim tehlike yaratan ve çok hızlı araç kullanan bir kişi olduğu ve yine araba yarışlarına aşırı ilgili olan bir kişi olduğunu anlamına gelmediğini, kaldı ki, asla kabul anlamına gelmemekle birlikte, iddia edildiği gibi —— araba yarışlarına ilgi duyan hız tutkunu biri olsa dahi somut olay koşulları nazara alınmadan dosya kapsamındaki tüm deliller toplanmadan sırf bu karine ile hareket edip müvekkilleri bu hususta itham etmenin hukuki mantığı ile bağdaşmayacağını, davacı tarafın ihtiyati haciz kararı verilmesi yönündeki talebinin kabulünün mümkün olmamakla birlikte dava konusu olay bakımından ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için Kanunda aranan koşulların oluşmadığına dikkat çekmek istediklerini, yargılama sırasında re’sen nazara alınacak sebeplerle; davacı tarafın ihtiyati haciz ve sair tüm taleplerinin reddi ile huzurdaki davanın öncelikle usulden; aksi takdirde esastan reddine, tüm yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacılara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE : Dava, hukuki niteliği itibari ile tarafların kusur oranları, destek durumu, sigorta teminat kapsamı, varsa davacıların talep edebileceği maddi ve manevi tazminat tutarlarının ne olacağı noktalarında toplanmaktadır.——- Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi, Davalı Sigorta Şirketi, Trafik Tescil Şube Müdürlüğüne yazılan müzekkerelere cevap verildiği, müzekkere yazı cevaplarının dosya arasına alındığı görüldü. Davada aktif ve pasif taraf husumetinin sağlandığı anlaşılmış olup taraflar arasında bu hususta çekişme yoktur.Dosya —— Makine Mühendisi bilirkişi heyetine tevdi edilerek aldırılan bilirkişi raporunda özetle ; Yapılan değerlendirme sonucu: Kazada —–plakalı kamyonetin sürücüsü davalı ——% 100 oranında asli kusurlu olduğu, diğer davalı——-olayda kusurunun bulunmadığı, görüş ve kanaatlerini belirten raporlarını mahkememize ibraz etmiştir.
Dosya Aktüer Bilirkişiye tevdi edilerek aldırılan bilirkişi raporunda özetle;——09/10/2020 tarihli —- yayınlanan -17/07/2020 tarihli ve ——sayılı kararı ve—— Bölge Adliye Mahkemesi ——. Hukuk Dairesi ——. Sayılı, 27/10/2020 tarih —- nolu kararı esas alınarak —–) Tablosu esas all arak davacının ve müteveffanın muhtemel yaşam süresinin belirlenmesi; malulün muhtemel gelirinin her yıl için % 10 artırılıp % 10 iskonto edilmesi ile belirlenacek peşin değeri esas alırııp işleypoı ek dönem tazminat hesabı yapıldığını, Baba —— yönünden destekten yoksul kalma tazminatının 128.795,26 TL. Olarak hesaplandığı, Anne ——yönünden destekten yoksun kalma tazminatının 128.796,26 TL olarak hesaplandığı, Toplam tazminat tutarı (baba yönünden 128.795,25 * anne yönünden 126.795,25) olmak üzere toplam 257.590,50 TL, sigorta şirketi tarafından 31.08.2018 tarihinde yapılan ödemenin güncel değeri olan 170.029,80 TL düşüldükten sonra kalan tutar 87.680,70 TL olarak, —–plaka sayılı aracın 23.02.2018 kaza tarihinde —— tarafından düzenlenen 08.01.2016-2019 tarihleti arasını kapsayğın ——poliçe nolu Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik/ZMS) Sigortası pöllçesinin sakatlık ve ölüm teminatın limiti 360.000,00 TL olduğu, davalı sigortacı ZMSS pollçesi düzenlenmiş olmâkla, diğer davalı araç işletenin hukuki sorumluluğunu üstlenmiş olduğu, sigorta teminat limitini aşmadığından sigorta şirketinden telap edilebileceği, huzurdaki davanın davacılarının vekili trafından açılan davada dava tarihi 05.10.2018 tarihi olduğu, bu tarih itibarıyla KTK 97. Md. Yürürlükte olduğu, davacı tarafından dava dilekçesinde, davalı sigorta şirketine davacı tarafından 23.07.2018 tarihinde, müracaat edildiği, sigorta şirketi tarafından talep edilen eksik evrakların tamamlanması sonucu davacı vekili ——- hesabına 31.08.2018 tarihinde 137.592,39 TL ödeme yapıldığı görüldüğünden, mevcut bilgi ve belgelere göre Sigorta Şirketinin 31.08.2018 ödeeme tarihi itlbafıyla temerrüde düştüğü sonucuna ulaşılmış olup, bu konuda hukuki yorum gerektiğinden sigorta şirketinin temerrüdü konusunda takdirin mahkemeye ait olduğu, davacının manevi tazminat talebinini tarafların, masraf, vekâlet ücreti ve benzeri diğer taleplerinin mahkemenin takdirinde kaldığını belirten raporunu mahkememize sunmuştur.
Dosya Aktüer Bilirkişiye tevdi edilerek aldırılan ek bilirkişi raporunda özetle; Trafik yasasında yapılan son değişiklik ve yukarıda arz edilen Yargıtay kararlarının değerlendirilmesi Yüce Mahkemeye ait olmak üzere davacının Destekten Yoksun Kalma Hesabi trafik yasasında yapıları değişiklikler ile Yargıtay kararları göz önüne alınarak, davacının meslekte kazanma gücü kaybı hesabı TRH-2010 yaşam tablosuna göre ve ve progresif rant yönteminin kullanılması ile bilinmeyen devredeki gelirlerin her yıl için % 10 artırılıp, 9410 iskonto edilmesi suretiyle hesap yapıldığını, 23.02.2018 tarihinde meydana gelen kaza nedeniyle müteveffa —– hak sahiplerinin destekten yoksunluk zararının davalı sürücünün 4100 kusur oranına göre, a.) Baba —— yönünden destekten yoksun kalma tazminatının 145.750,65 TL. Olarak hesaplandığı, b.) Anne ——yönünden destekten yoksun kalma tazminatının 165.128,25 TL. olarak hesaplandığı, toplam tazminat tutarı (baba yönünden 445.750,65 * anne yönünden 165.128,25) olmak üzere toplam 310.878,90 TL olup, sigorta şirketi tarafından 31.08.2018 tarihinde yapılan ödemenin 31.03.2021 kök rapor tarihi itibarıyla güncel değeri olan 170.029,80 TL düşüldükten sonra kalan tutar 140.849,10 TL olarak hesaplanmıştır.——tarafından bir ödeme yapılmadığından tenzil işlemi yapılmadığını, ——-plaka sayılı aracın 23.02.2018 kaza tarihinde ——- tarafından düzenlenen 08.01.2018-2019 tarihleri arasını kapsayan ——-poliçe nolu Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik/ZMS) Sigortası poliçesinin sakatlık ve ölüm teminatının limiti 360.000,00 TL. olup, davalı sigortacı ZMSS poliçesi düzenlenmiş olmakla, diğer davalı araç işletenin huküki sorumluluğunu üstlenmiş olduğu, sigorta teminat limitini aşmadığından sigorta şirketinden talep edilebileceği, davacının manevi tazminat talebinin, tarafların, masraf, vekâlet ücreti ve benzeri diğer taleplerinin mahkemenin takdirinde kaldığı, sonucuna ulaşıldığına ilişkin raporunu mahkememize sunmuştur.
Dosya Aktüer Bilirkişiye tevdi edilerek aldırılan 15/01/2022 tarihli ek bilirkişi raporunda özetle; Trafik yasasında yapılan son değişiklik ve yukarıda arz edilen Yargıtay kararlarının değerlendirilmesi Yüce Mahkemeye ait olmak üzere davacının Destekten Yoksun Kalma Hesabı trafik yasasında yapılan değişiklikler ile Yargıtay kararları göz önüne alınarak, davacının meslekte kazanma gücü kaybı hesabı TRH-2010 yaşam tablosuna göre ve ve progresif rant yönteminin kullanılması ile bilinmeyen devredeki gelirlerin her yıl için % 10 artırılıp, % 10 iskonto edilmesi suretiyle hesap yapıldığı, 23.02.2018 tarihinde meydana gelen kaza nedeniyle müteveffa——- hak sahiplerinin destekten yoksunluk zararının davalı sürücünün % 100 kusur oranına göre, a.) Baba ——- yönünden destekten yoksun kalma tazminatının 145.750,65 TL. olarak hesaplandığı, b.) Anne ——–yönünden destekten yoksun kalma tazminatının 165.128,25 TL. olarak hesaplandığı, toplam tazminat tutarı (baba yönünden 145.750,65 * anne yönünden 165.128,25) olmak üzere toplam 310.878,90 TL olup, sigorta şirketi tarafından 31.08.2018 tarihinde yapılan 137.592,39 TL ödemenin mahkemenin talimatı doğrultusunda 15.01.2022 ek rapor tarihi itibarıyla güncel değeri olan 180.005,24 TL düşüldükten sonra kalan tutar (310.878,90-180.005,24)- 130.873,66 TL olarak hesaplandığını, ——- tarafından bir ödeme yapılmadığından tenzil işlemi yapılmadığı sonucunu belirten raporunu mahkememize sunmuştur.
Davacı vekilinin talep içeriğini açıklamaya yönelik 17.07.2019 tarihli beyan dilekçesinde, 1000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatını, davacı —–için 400.00 TL, davacı—– için 400,00 TL, davacı —— için ise 200,00 TL olarak açıklamıştır.Davacılar vekili 26/07/2022 tarihli talep arttırım dilekçesi ile özetle; Dava dilekçesinde 1.000 ₺ olarak belirttikleri destek yoksun kalma tazminatı taleplerinin 129.873.66 ₺ arttırılmasına, Müvekkilleri lehine 130.873,66 ₺ destek yoksun kalma tazminatının 28.02.2018 tarihinden itibaren reeskont faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, her bir davacı için 100.000 ₺ manevi tazminat olmak üzere toplam 300.000 ₺ manevi tazminatın 28.02.2018 tarihinden itibaren reeskont faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılardan tahmiline karar verilmesini talep ederiz.
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, aşamalarda aldırılan bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı ile birlikte yapılan değerlendirmede, davalı —–ait ,diğer davalı —– sevk ve idaresindeki ve davalı sigorta şirketine ZMMS ile sigortalı olan —– plakalı aracın 23.02.2018 tarihinde, ——– plakalı araca çarptığı daha sonra davacılar—-kızı diğer davacı —– ablası olan ——sevk ve idaresindeki —— plakalı araca çarpması neticesinde meydana gelen trafik kazasında, —— vefat ettiği, davacıların mahkememizde destekten yoksun kalma tazminatı ile manevi tazminata ilişkin dava açtığı, ceza yargılamasının yapıldığı —— Çocuk Ağır Ceza Mahkemesinin—– Esas sayılı dosyasında aldırılan —– düzenlenen 29.08.2018 tarihli kusur raporunda, davalı —— asli kusurlu olduğu, müteveffa sürücü—— kusursuz olduğunun tespit edildiği, 24.02.2018 tarihli kaza tespit tutanağında, davalı ——- tamamen kusurlu olduğunun tespit edildiği, kusura ilişkin mahkememizce ——- görevli 3’lü bilirkişi heyetinden aldırılan 18.11.2020 tarihli bilirkişi raporunda da;davacıların murisinin kusursuz olduğu, davalı sürücünün ise %100 oranında kusurlu olduğunun belirlendiği, müteveffanın İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Kamu Yönetimi Lisans programında okuduğu, bu doğrultuda —–Ticaret Odası, —– Kamu Çalışanları Sendikaları Federasyonu, —– Başkanlığına emsal ücret ortalamasının belirlenmesine yönelik müzekkere yazıldığı, ancak müzekkerelere emsal ücret alacağının belirlenemediğine yönelik olumsuz cevaplar verildiği, mahkememizce davacıların destekten yoksun kalma tazminatının hesaplanması için dosyanın Aktüerya Bilirkişisine tevdii edildiği, denetime elverişli 15.01.2022 tarihli bilirkişi raporuna göre, davalı sigorta şirketi tarafından davalı tarafa davadan önce ödenen 137.592,39 TL bedelin ödeme tarihindeki verilere göre davacı davacıların zararını karşılamadığı, iş bu bedelin rapor tarihi itibariyle güncel değerinin 180.005,24 TL olarak hesaplandığı baba——yönünden destekten yoksun kalma tazminatının 145.750,65 TL olarak hesaplandığı, davacı anne——için ise 165.128,25 TL olarak hesaplandığı, yapılan ödemenin güncel değerinin mahsubu sonrası davacı ve davalının toplamda 130.873,66 TL tazminata hak kazandığı, anlaşıldığından davacı vekilinin 22.12.2022 tarihli talep arttırım dilekçesi doğrultusunda davacı ——için 65.436,83 TL diğer davacı ——için 65.436,83 TL tazminatın kabulüne karar verilmiştir, ancak davacı ——– kaza tarihi itibariyle destekten yoksun kalma tazminatına hak kazanamadığı, anlaşıldığından, işbu davacı açısından davanın reddine karar vermek gerekmiştir. Davacıların manevi tazminat talebi Türk Borçlar Kanunu ‘ MADDE 56- Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. ‘ ve ——Hâkimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. ——– çerçevesinde davacı ve davalıların ekonomik durumu, kusur oranı, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü nazara alınmak suretiyle ayrıca davalı ——gerek kazadan gerekse yargılama sürecinden pişman olduğuna dair herhangi bir tutum sergilemediği aksine davacı tarafça sunulan ve davalı ——-ait olan sosyal medya hesaplarında hızlı araç kullanmaya yönelik bir takım paylaşımlar yaptığı, trafik kazalarının en az salgın hastalıklar kadar toplumda bir halk sağlığı sorunu olarak gözlemlendiği dikkate alınarak, yakınlarını kaybeden insanların acısını bir nebze olsun hafifletmek amacıyla vicdanen davacılar için ayrı ayrı 100.000 ‘er TL manevi tazminat takdir edilmiştir.

H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-MADDİ TAZMİNAT YÖNÜNDEN
DAVANIN KISMEN KABULÜ KISMEN REDDİ İLE ;
a-Davacı—–maddi tazminat talebinin kabulü ile, ıslah dilekçesi doğrultusunda 65.436,83 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalı Sigorta şirketi bakımından temerrüt tarihi olan 31.08.2018 tarihinden itibaren,diğer davalılar yönünden kaza tarihi olan 23.02.2018 tarihinden itibaren itibaren işleyecek avans faiziyle ile birlikte davalılardan alınarak işbu davacı tarafa verilmesine,(sigorta şirketi açısından sigorta poliçesi limiti dahilinde )
b-Davacı —— maddi tazminat talebinin kabulü ile, ıslah dilekçesi doğrultusunda 65.436,83 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalı Sigorta şirketi bakımından temerrüt tarihi olan 31.08.2018 tarihinden itibaren,diğer davalılar yönünden kaza tarihi olan 23.02.2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle ile birlikte davalılardan alınarak işbu davacı tarafa verilmesine,(sigorta şirketi açısından sigorta poliçesi limiti dahilinde )
c-Davacı ——–davalılar aleyhine açtığı DESTEKTEN YOKSUN KALMA TAZMİNATINA İLİŞKİN davanın REDDİNE ;
-Harçlar kanunu gereğince alınması gereken 179,90-TL harcın davacılardan müştereken müteselsilen alınarak hazineye irad kaydına,-Maddi tazminat davası açısından davalılar kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T (Madde-13) göre hesaplanan 200,00-TL vekalet ücretinin davacı —— müştereken müteselsilen alınarak davalılara verilmesine,
-Davalılar tarafından yapılan herhangi bir yargılama gideri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına;
2-MANEVİ TAZMİNAT YÖNÜNDEN
a- Davacı ——-manevi tazminat talebinin KABULÜ ile, 100.000 TL tazminatın kaza tarihi olan 23.02.2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle ile birlikte davalı sigorta şirketi dışındaki davalılardan alınarak işbu davacı tarafa verilmesine
b- Davacı——- manevi tazminat talebinin KABULÜ ile, 100.000 TL tazminatın kaza tarihi olan 23.02.2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle ile birlikte Davalı sigorta şirketi dışındaki davalılardan alınarak işbu davacı tarafa verilmesine
c- Davacı —— manevi tazminat talebinin KABULÜ ile, 100.000 TL tazminatın kaza tarihi OLAN 23.02.2018 tarihinden itisaren işleyecek avans faiziyle ile birlikte Davalı sigorta şirketi dışındaki davalılardan alınarak işbu davacı tarafa verilmesine,
-Harçlar kanunu gereğince dava değeri üzerinden alınması gereken toplam 29.432,98-TL harçtan daha önceden ödenen toplam 1.504,14-TL harç düşüldükten sonra eksik kalan 27.928,84-TL harcın davalılardan müştereken müteselsilen alınarak hazineye irad kaydına,
-Davacılar kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T (madde-13 Üçüncü Kısım) göre hesaplanan 45.000,00-TL nisbi vekalet ücretinin davalılardan müştereken müteselsilen alınarak davacılara verilmesine,
-Davacılar tarafından yapılan; 35,90-TL Başvuru Harcı, 35,90-TL Peşin/nisbi Harcı, 1.468,24-TL Tamamlama Harcı, 3.050,00-TL Bilirkişi ücreti, 580,40-TL Tebligat, Posta ve diğer masraflar, olmak üzere toplam 5.170,44TL’nin davalılardan müştereken müteselsilen alınarak davacılara verilmesine,
-Fazla yatan gider avansı ile delil avansı var ise karar kesinleştikten sonra istek halinde yatıran taraflara iadesine, Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta içinde —— Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı.