Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1128 E. 2020/617 K. 10.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. l Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/1128 Esas
KARAR NO: 2020/617
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan), İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 27/09/2018
KARAR TARİHİ: 10/11/2020
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan), İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
SAVUNMA
İNCELEME ve GEREKÇE :
Dava, menfi tespit ve icra tehdidi altında ödenen bedelin istirdadı istemine ilişkindir.
Davacı, davalı tarafından —– sayılı dosyası üzerinden farklı borçlular aleyhine icra takibi başlatıldığını, borçlulardan ——– farklı tüzel kişilikler olmalarına ve unvanlarının farklı olmasına rağmen bu borçlu ile aralarında —- varmış gibi gösterilmek suretiyle kendilerine haciz işlemleri yapıldığını, istihkak iddialarına rağmen fiili haciz gerçekleştirilince mecburen davaya konu ——- tutarlı bonoyu imzalayarak davalıya verdiklerini ve ayrıca —– nakit ödeme yaptıklarını, bu işlemleri ihtirazi kayıtla yaptıklarını, verilen bono nedeniyle davalıya borçlu olmadıklarını, ayrıca yapılan —— istirdadını talep ettiklerini beyan ve iddia etmiştir.
Davalı ise, davacı iddialarının doğru olmadığını, borçlu şirket ile davacı şirket arasında organik bağın tespit edilmesi nedeniyle davacıya haciz işlemi uygulandığını, haciz esnasında davaya konu bononun davacı tarafından düzenlenerek kendilerine verildiğini ve ayrıca —–ödeme yapıldığını, yapılan işlemlerin hukuka uygun olduğunu, istirdat davasının ancak dosya borçlusu tarafından açılabileceğini, yargılama sırasında ödenen —- yönünden ise hak düşürücü sürenin geçtiğini, davanın tümüyle reddi gerektiğini savunmuştur.
Davalının “Davacının borçlu olmaması nedeniyle istirdat isteminde bulunamayacağı” yönündeki savunması yönünden yapılan incelemede; davacının icra dosyasının tarafı olmamasına rağmen davalı tarafın talebi üzerine talimat icra dairesi tarafından haciz işlemlerine maruz kaldığı ve bu işlemler dolayısıyla dava konusu bononun verilerek ödemelerin yapıldığı anlaşıldığından, haciz baskısı altında yapılan işlemler nedeniyle davacının dava açma hakkının bulunduğu gözetilerek davalı savunması yerinde bulunmamıştır.
Tarafların tacir olmaları nedeniyle tarafların defter ve belgeleri üzerinde mali müşavir bilirkişi aracılığı ile inceleme yaptırılmıştır. İncelenen taraf defterlerinin usulüne uygun olarak tutuldukları ve sahipleri lehine delil niteliği bulunduğu görülmüştür. Dosyaya sunulan bilirkişi raporu ile; —– Talimat sayılı dosyası ile — tarihinde davacıya ait yerde yapılan haciz işlemleri sırasında davacının — tutarlı —– vade tarihli bonoyu davalıya verdiği, aynı tarihte davacının — tutarındaki ödemeyi ——aracılığı ile davalıya yaptığı, taraflar arasında herhangi bir borç ve alacak ilişkisinin bulunmadığı anlaşılmıştır.
Yargılama sırasında davaya konu —– tutarlı bononun davacı tarafından ödendiği ve davanın bu miktar yönünden de istirdada dönüştüğü görülerek davaya davacının talebine uygun olarak tümüyle istirdat davası olarak devam edilmiştir. Her ne kadar davalı, yargılama sırasında ödenen bu bedel yönünden hak düşürücü sürenin geçtiği savunması yapmış ise de, davacının bono kapsamında ——– tarihlerinde ödemeler yaptığı anlaşıldığından, hak düşürücü sürenin geçmediği görülerek aksi yöndeki savunmaya itibar edilmemiştir.
——— sayılı icra dosyası kapsamında verilen talimat nedeniyle —- sayılı dosyası ile — tarihinde davacıya ait yerde yapılan haciz işlemleri sırasında davacının —- tutarlı — vade tarihli bonoyu davalıya verdiği, aynı tarihte davacının —tutarındaki ödemeyi —– Şubesi aracılığı ile davalıya yaptığı, davacının haciz tutanağına ihtirazi kayıt düşerek istihkak iddiasında bulunduğu, akabinde davacı tarafından açılan —– karar sayılı dosyası ile yapılan yargılama sonucunda davacının istihkak iddiasının kabulüne karar verildiği ve hükmün kesin olduğu görülmüştür.
Tüm bu açıklamalar ışığında; davacı ile davalı arasında herhangi bir ticari ilişkinin bulunmadığı, davalının —– sayılı icra dosyası kapsamında — ayrı borçluya yönelik başlattığı icra takibi sırasında davacı ile benzer unvana sahip —–ile davacı şirket arasında organik bağ bulunduğu gerekçesiyle —- tarihinde davacıya ait iş yerinde haciz işlemleri yaptığı, davacının istihkak iddiasını haciz tutanağına geçirdiği ve aynı tarihte ——– tutarlı bonoyu düzenleyerek davalıya verdiği ve yine aynı tarihte — tutarındaki ödemeyi —– Şubesi aracılığı ile davalıya yaptığı, davacı şirket ile dava dışı borçlu ——– tüzel kişilik olduğu ve ortaklarının farklı olduğu, ortakları aynı olsa bile her tüzel kişiliğin kendi borçlarından sorumlu olmasının asıl olduğu, davalı tarafından belirtilen haciz işleminin usule uygun olmadığının yukarıda belirtilen icra hukuk mahkemesi kararı ile de tespit edildiği anlaşıldığından, davacının haciz baskısı altında ödediği toplam —– davalıdan istirdadı talebinin yerinde olduğu anlaşıldığından, davanın kabulüne karar verilmiştir. Davacı dava dilekçesinde faiz talebinde bulunmadığından, faizin başlangıç tarihi olarak ıslah tarihi dikkate alınmıştır.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın kabulü ile; — ıslah tarihi olan —- tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
2-Alınması gereken 2.254,23-TL harcın, davacı tarafından peşin yatırılan 563,56-TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.690,67-TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından bilirkişi ve tebligat ücreti olarak yapılan 1.111,00-TL yargılama gideri ile 563,56-TL peşin harç, 35,90-TL başvuru harcı toplamı1.710,46-TL’nin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından, bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT göre takdir olunan 4.950,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan ancak sarf olunmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.10/11/2020