Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1112 E. 2022/473 K. 31.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1112 Esas
KARAR NO : 2022/473

DAVA : Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/09/2018
KARAR TARİHİ : 31/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
1) Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı —tarihli — malzemeleri alım satım protokolü imzalandığını, anılan bu protokol uyarınca davalının müvekkiline —– — satmayı ve teslim etmeyi taahhüt ettiğini, ürünlerin toplam değerinin 200.000,00 TL olduğunu, söz konusu protokol gereği müvekkilinin davalı şirkete —— tutarlı çekleri teslim ettiğini, çeklerin tamamının lehtarının—- protokol doğrultusunda anılan —- tarihinden itibaren 30.08.2018 tarihine kadar teslim edileceğini, ancak davalının protokol uyarınca üzerine düşen yükümlülüklerini yerine getirmediğini, müvekkiline söz konusu —– malzemelerini teslim etmediğini, bu hususun yargılama sürecinde müvekkilinin ve davalı tarafın ticari kayıtları üzerinde yapılacak inceleme ile ortaya çıkacağını, müvekkilinin davalı şirket yetkilisi ——-kurmaya çalıştığını ancak başarılı olamadığını, tüm çabalarına rağmen kendisine ulaşamadığını, davalının iflas ettiğine dair duyumlar alan müvekkilinin davalı tarafa ——numaralı ihtarnamesini gönderdiğini, bu ihtarname ile sözleşmenin feshedildiğini, davalının müvekkiline hiçbir bildirimde bulunmadığını, bununla beraber protokol uyarınca üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmediği gibi kendisine de hiçbir şekilde ulaşılamadığını, bu durumun davalı tarafın taahhütlerini yerine getirmesinin imkansız hale geldiğini gösterdiğini, dolayısıyla yukarıda belirtilen çeklerin bedellerinin de müvekkili tarafından T.B.K.’nın 97. maddesi ile düzenlenen “ödemezlik def’i” gereği ödenmemesi gerektiğinin açıkça ortada olduğunu, yaptıkları araştırmalar neticesinde duyumlarının kötü niyetli davalının müvekkiline ait çekleri bir takım üçüncü kişilere vererek nakde çevirdiği şeklinde olduğunu, bir takım çeklerin mevcut hamillerinin hangi üçüncü kişiler olduğunun taraflarınca bilinmekte iken diğer bir takım çeklere ilişkin bu konuda bilgiye ulaşılamadığından T.B.K.’nın 188. Maddesi uyarınca, “Borçlu, devri öğrendiği sırada devredene karşı sahip olduğu savunmaları, devralana karşı da ileri sürebilir.” hükmünden hareketle, ödemezlik def’ini çeklerin mevcut hamillerine karşı da ileri sürebileceklerinden ötürü, çeklerin mevcut hamillerine karşı talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla, müvekkilinin davalıya anılan protokol uyarınca borcu olmadığının tespiti ile bedelsiz kalan yukarıda belirtilen—- meblağlı çeklerin ödenmesinin tedbiren durdurulmasını ve iptalini isteme gereği doğduğunu belirterek, yukarıda arz ve izah olunan nedenlerle ve yargılama sürecinde Sayın Mahkeme tarafından re’sen nazara alınacak hususlarla fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla, 03.08.2018 tarihli protokolün şartlarının yerine getirilemeyeceği açıkça belli olduğundan, protokol uyarınca müvekkilinin davalıya yukarıda belirtilen 2 adet toplam 200.000,00 TL meblağlı çeklerden borcu olmadığının tespiti ile davalı yahut devretmiş olduğu kişi ya da kurumların elinde bulunan çeklerin iptaline, bedelsiz kaldığı açıkça belli olan 2 adet toplam 200.000,00 TL meblağlı çeklerin ödenmesinin mümkünse teminatsız Sayın Mahkemenin aksi kanaatte olması durumunda gerekirse uygun bir teminat karşılığında tedbiren dava sonuna kadar durdurulmasına ve tedbir kararının ilgili banka şubelerine bildirilmesine, yargılama giderleri ile ücret-i vekaletin davalı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı tarafa dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş olup, davaya cevap vermiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE
Dava hukuki niteliği itibari ile davacının satım sözleşmesi protokolü kapsamında davalı lehine keşide etmiş olduğu —– keşide tarihli, —- tutarlı çeklerden dolayı borlu olmadığının tespiti istemli açılan dava sürecinde çek bedellerinin 3. Kişilere ödenmesi sonucunda istirdat istemine ilişkindir.
Usulüne uygun taraf teşkili sağlanmış taraf delilleri toplanarak tahkikat aşamasında değerlendirilmiştir.
Davacı ile davalı arasında tarihsiz —- Protokolü düzenlenmiştir. Protokolün 1. Maddesinde davalının — tutarında ürünü davacıya satıp, teslim edeceği kararlaştırılmış, 2. maddesinde teslim edilecek—- neler olduğu belirtilmiş, 4. maddesinde teslim dilecek malzemeler için peşinen davalıya —- numaralı ve ——– numaralı iki adet çekinin verildiği,—tarihinde ——- edildiği belirtilmiş, 5. maddesinde verilen çekler karşılığında davalı tarafından ——- malzemelerinin 30.08.2018 tarihine kadar davacıya teslim edileceği kararlaştırılmış, 6. maddesinde bu süre içinde — malzemelerinin teslim edilmemesi halinde ödenen çeklerin bedelinin ve ayrıca ödenmeyen çeklerin aslının davalı tarafından iade edileceği kararlaştırıldığı anlaşılmıştır.
Davacı tarafından davalı tarafa ——-yevmiye numaralı ihtarnamesi gönderilmiş, —— protokol şartları yerine getirilmediği için feshedildiği bildirilmiş, protokol gereğince teslim edilen çeklerin iadesi talep edildiği görülmüştür.
Bu daval—— yevmiye numaralı ihtarnamesi ile, çeklerin ——– edilmesi sebebiyle iadenin mümkün olmadığı, protokol gereği mal teslimini gerçekleştiremedikleri, davalı şirket hakkında konkordato tedbiri bulunduğunun belirtildiği anlaşılmıştır.
Taraflara arasında prtokol gereği davacının davalıya çekleri verdiği , protokole konu malların davacıya teslim edilmediği ve bu mallar için verilen çeklerin bedelsiz kaldığı bu sebeple davacının davalıya karşı —– çekler sebebiyle borçlu olmadığı anlaşılmaktadır.
Yargılama sürecinde —– seri numaralı — — bedelli çekin, takibe konulduğu —- icra dosyasına binaen, davacı tarafından dava dışı — keşide tarihli, —- bedelli çekin, icra takibi açılmadan, 27.12.2018 tarihinde dava dışı———– ödendiği, anlaşılmıştır.
Davacı ilgili çek bedelleri 3. Kişilere ödendiğinden dolayı, bedellerin istirdatına karar verilmesini talep etmiştir. Hukukumuzda, başkasına ciro edilmiş kambiyo senetleriyle ilgili şahsi defilere dayanılarak açılan menf tespit davalarında, husumet sadece lehdara yöneltilebileceği gibi bilerek borçlunun zararına hareket eden meşru hamile karşı da husumet yöneltilebilir.
Husumet yöneltilen meşru hamilin bilerek borçlunun zararına hareket ettiği tespit edilmesine rağmen açmış olduğu takip sebebiyle borcun tamamı veya bir kısmı dava sonuçlanmadan ödenirse de dava kendiliğinden istirdat davasına dönüşür ve ödenen bedelin istirdadına karar verilebilir.
Meşru hamilin açmış olduğu icra takibinin dava devam ettiği sırada ödeme sebebiyle infaz edilmesine rağmen, menfi tespit davasında meşru hamile husumet yöneltilmemesi halinde ise, bedelin istirdatına karar verilemeyeceği kabul edilmekle beraber yine de lehdar açısından borclu olunmadığına karar verilebileceği kabul edilmektedir. —–
Davacının protokol kapsamında çekleri verdiği ve verilen çeklere ilişkşn olan malları almadığından çeklerin bedelsiz kaldığı, çeklerin 3. Kişilere ödendiği 3. Kişilerin kötü niyetinin ortya konmadığı kaldı ki istirdat davasının ödeme yapılan 3. Kişilere yöneltilmediği nazara alınarak davacının istirdat talebinin reddine davaya konu çeklerden dolayı davalı tarafa borçlu olmadığının tespitine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kabulü ile; davacının ——– çeklerden dolayı davalı tarafa borçlu olmadığının tespitine ,
2-Alınması gereken 13.662-TL karar harcına karşılık peşin alınan 3.415,50-TL harcın mahsubu ile bakiye —- davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından sarfolunan —– tebligat müzekkere gideri, 3.415,50-TL harç gideri toplamı —- davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı lehine —- uyarınca taktir olunan —-nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Dair, Gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.