Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1099 E. 2020/471 K. 13.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/1099 Esas
KARAR NO: 2020/471 Karar
DAVA : Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/09/2014
KARAR TARİHİ: 13/10/2020
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: ————— aracılığı ile sigorta satışı yaptığı, sigorta ile ilgili tüm hizmetleri yalnızca ——— üzerinde yaptığı ve tüm satışlar ——-çalışanları aracılığı ile gerçekleşterdiğini, davalılardan —-davacı şirket arasında — tarihinde ———– imzalandığı, sözleşme uyarınca davalının davacı şirkette görev yapmaya başladığı, ———- tarihinde iş sözleşmesinin sona erdiği, davalı ——- davacı şirkette üstlendiği görevi dolasıyla davacı şirketin tüm çalışma ve kayıtlarına ulaşma imkanına sahip olduğu, davacı şirketten ayrıldıktan sonra, ———– kurduğu, ve ——– tarihinden itibaren davacı şirketle aynı işkolu ve faaliyetlere başlandığı, bu nedenlerle haksız rekabetin tespiti, meni ve ———- tutarındaki tazminatın müvekkil şirkete ödenmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle:——–kendisine ait —– üzerinden satış yapan ———— tarihinde takım lideri olarak çalışmaya başladığını, —– üzerinden yapılan her satıştan prim alan davalının işyerini sahiplendiğini ve kendi işiymiş gibi çalışmaya başladığını,—– yılında yönetim değişikliği nedeni ile işten çıkarıldığını ve ödemelerini alamadığını, bu nedenle yeni bir şirket kurduğu ve kendi çapında ———- vermeye çalıştığını, davalının yanında çalışan işçilerine asgari ücret üzerinden ödeme yaptığı, bu nedenle davacı şirketin ————- zararı olduğu tespitinin yapıldığı, ancak raporun tamamen yanlış olarak hazırlandığını, kabulünün mümkün olamıyacağını, davacı tarafından talep edilen zararın ne olduğunun belli olmadığı, öncelikel davanın reddini, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE : Dava, hukuki niteliği itibari ile tazminat davasına ilişkindir.
Mahkememizden verilen ———- sayılı kararı ———— sayılı ilamıyla bozulmakla, dava mahkememizin yukarıdaki esasına kaydının yapıldığı görüldü.
—————- İş Mahkemesi’ne yazılan müzekkerelere ikmalen cevap verildiği görüldü.
Yargılama aşamasında dosyamız ————- tevdiine karar verilmiş olup, bilirkişi mahkememize hitaben hazırlamış olduğu raporunda özetle: ————diğer davalı———- ticaret unvanı olduğu ve herhangi bir tüzel kişiliği ifade etmeyen bu unvan belirtilerek ayrıca husumet yöneltilemeyeceği, davalı ————–eylemlerinin TTK m. 55/I-b kapsamında ve TTK m. 54 kapsamında haksız rekabet teşkil etmeyeceği yönünde mütalaa etmiştir.
Bozmadan önceki rapor ile bozmadan sonraki rapor arasında haksız rekabetin tespiti yönünden çelişki oluştuğundan dosyanın yeni haksız rekabet uzmanı bilirkişiye tevdi ile denetime esas dosyada mevcut tüm deliller,——- kayıtları, tanık beyanları , önceden alınan her —- bilirkişi raporunu irdeler biçimde, ———– ilamı doğrultusunda rapor hazırlanması istenilmiş olup, bilirkişi hazırlamış olduğu raporunda özetle: Dosya kapsamında davacının çalışanlarının iş akitlerini hukuka ve kanun aykırı bir şekilde feshettiklerine dair belgelerin tespit edilmemesinden ve davalının ilgili çalışanları dürüstlük kuralına aykırı bir şekilde feshetmeye teşvik etmesi tespit edilmemesinden davalı ——- personele iş teklifinde bulunmasının ve söz konusu kişilerin davalı ——– ait iş yerinde çalışmaya başlamasının TTK m 54/2 kapsamında dürüstlük kuralına aykırılık teşkil etmediği yönünde mütalaa etmiştir.
Bilirkişi raporu HMK 280. Maddesi uyarınca taraflara tebliğ edilmiştir.
Dava dilekçesi, tanık beyanları, ———— ilamı, aşamalarda aldırılan bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı gereği yapılan değerlendirmede; Davacının, davalının kendi iş yerinden ayrıldıktan sonra, kurduğu ——— yerindeki yedi çalışanının çalışmaya başlaması sebebi ile, haksız rekabet hükümleri gereğince, haksız rekabetin tespiti ve meni ile davalılardan tazminat talep ettiği, bu çerçevede yapılan değerlendirmede hüküm kurmaya ve denetime elverişli ——— tarihli ve ——— tarihli bilirkişi raporlarında, işaret edildiği üzere, TTK mad. 54/2 haksız rekabete ilişkin temel ilkelerin düzenlendiği, bu hükme göre “rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır” hükmü gereğince, herkesin rekabet hakkını kullanırken dürüstlük kuralına uygun davranmakla yükümlü olduğu, dürüstlük kuralına aykırı davranış ve uygulamalar haksız rekabet teşkil ettiği, bir eylemin haksız rekabet teşkil etmesi için yarar sağlama, kusura ve zarara gerek bulunmadığı, TTK m. 55’te bazı haksız rekabet hallerine örnekler verildiği, TTK m. 55’te sayılan davranış ve uygulamalar mevcutsa haksız rekabetin mevcut olduğunun kabul edilebileceği, bu çerçevede yapılan değerlendirmede, dava konusu uyuşmazlıkta davacının işyerinden ayrılan 7 kişinin davalı ——– ait işyerinde çalışmaya başlamasının, doğrudan TTK m. 55/1-b kapsamında kalmadığı kanaatine varılmıştır. Zira, TTK m.55/l-b-2 numaralı bentte, üçüncü kişilerin işçilerini, vekillerini ve diğer yardımcı kişiler işlerinin ifasında yükümlülüklerine aykırı davranmaya yöneltmek ve bundan kendisine veya başkalarına çıkar sağlamak amacı ile bu kimselere hak etmedikleri menfaat sağlamak veya önermek, haksız fiil olarak nitelendirilmiştir. Ancak davaya konu uyuşmazlıkta söz konusu çalışanların sadece iş sözleşmelerinin sona ermiş olmasından dolayı bu maddenin uygulanması mümkün değildir, zira Yargıtay’ın benzer bir çok kararında şirket çalışanlarını, başka bir şirkete geçmesinin başlı başına haksız rekabet teşkil etmeyeceği hususu vurgulanmıştır. Öte yandan TTK. M. 55/l-b-3’te ise işletmede çalışan yardımcıların, tacirle arasındaki sözleşmesel ilişiler nedeniyle öğrendikleri söz konusu sırları ihlal etmemekle yükümlü oldukları, üçüncü kişilerin bu sırları öğrenmek maksadıyla, işçileri, vekilleri veya diğer yardımcı kişileri, işverenlerinin veya müvekkillerinin üretim ve iş sırlarını ifşa etmeye ve ele geçirmeye yöneltmelerinin haksız rekabet hali sayılacağı hususunun düzenlendiği, ancak somut uyuşmazlıkta, dosya kapsamındaki belgelerde ve tanık ifadelerinde bu durumu ispat edecek bir delil ortaya konulamadığı anlaşılmıştır. Huzurdaki uyuşmazlık TTK m. 55’de sayılan haksız rekabet hallerine tam olarak uymadığından ve bu hallerin kapsamına örnekseme yolu ile dolaylı olarak da dahil edilemediğinden genel hüküm niteliğinde ki TTK m. 54/2 kapsamında değerlendirme yapılmıştır. Dava konusu uyuşmazlıkta davacının iş yerinde çalışmakta olan çalışanların davalının iş yerine geçişi ve orada çalışmaya başladığı, bu durumun işletme personelinin ayartılması olarak ifade edildiği, aslında ayartma serbest iktisadi rekabetin bir doğal sonucu olduğu, serbest piyasa ekonomisinde işletmelerin, diğer işletmelerde çalışan işçi, müşteri veya tedarikçi çevresinin rakip işletmelerce ele geçirilmesine karşı mutlak koruma altında olmadığı, özel istisnai durumlarda çalışanın ayartılması haksız rekabet teşkil edebileceği, ayartma eyleminin haksız rekabet teşkil edebilmesi için her şeyden önce rekabeti etkileyebilecek bir eylemin mevcut olması ve bu eylemin dürüstlük kuralına aykırı olması gerektiği, başka bir ifadeyle, ayartma eylemi TTK m. 54’deki şartları gerçekleştirmişse haksız rekabet teşkil edeceği, somut olayda davalının saiki, amacı, çalışanları usulsüz feshe yöneltip yöneltmediği gibi faktörlerin dikkate alınması gerektiği, eğer çalışanın işverenle olan akdi ihlal edilmesi, asli yükümlülüklerini yerine getirmemesi veya iş akdinin usulüne aykırı feshi teşvik ediliyorsa bu eylemlerin dürüstlük kuralına aykırılığı ve dolayısıyla haksız rekabet söz konusu olabileceği, ancak çalışanın işverenle olan iş sözleşmesini usulüne göre sona erdirilmesinin teşvik edilmesi ise kural olarak haksız rekabet teşkil etmeyeceğini, davacının yedi çalışanının iş sözleşmelerinin usulüne uygun olmayan bir şekilde fesih ettiğine yönelik bir iddiası ile ilgili somut bir delilinin olmadığı, ayrıca davalının dürüstlük kuralına aykırı bir şekilde çalışanların iş akitlerinin feshetmeye yönelttiği hususunun ispatlanamadığı,————- dolayısıyla davalının eylemlerine TTK mad. 54 ve devamı hükümleri gereğince, haksız rekabet teşkil etmediği kanaatine varılmıştır. Her ne kadar ———- tarihli bilirkişi raporunda işçilerin ayartılarak davalının bünyesinde çalışmaya başlamasının TTK 54 mad. Kapsamında haksız rekabet teşkil ettiğine ilişkin görüş bildirilmiş ise de, somut uyuşmazlıkta davalının davacı ile aynı faaliyet alanında ticari işletme kurmasına yasal bir engel bulunmadığı, kişinin başka bir işletmenin çalışanlarını, kendisi ile sözleşme yapmaya ikna etmesi, sözleşmenin sona erdirilmesinde kanuna ve sözleşmeye aykırı bir durum yoksa, yasaya aykırı bir durum oluşturulmayacağı, bir kimsenin sürekli olarak aynı iş yerinde çalışmasına yönelik beklentinin hem Anayasa ile güvence altına alınmış kişilik haklarına ve çalışma hürriyetine aykırılık teşkil edeceği, dolayısıyla somut uyuşmazlıkta, davalının eylemlerinin TTK mad. 54/2 kapsamında dürüstlük kuralına aykırılık teşkil etmediği aksinin davacı tarafça da ispatlanamadığı kanaatine varıldığından, davacının davasının reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
Davacının davasının REDDİNE,
1-Alınması gerekli 54,40 TL harcın davacı tarafça yatırılan 2.060,20 TL peşin harçtan mahsubu ile 2.005,80 TL’nin bakiye harcın davacıya iadesine,
2-Davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
3-Davalı ————- yapmış olduğu, 54,50 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı ————— verilmesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. uyarınca 15.410,38 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı ——— verilmesine,
5-Kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta içinde ———— Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 13/10/2020