Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/109 E. 2021/440 K. 01.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/109 Esas
KARAR NO : 2021/440
DAVA: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 26/01/2018
KARAR TARİHİ: 01/06/2021
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirket ———– tarihli karar ile şirketi temsil ve ilzama münferiden yetkili kılındığı, tüm şirket çeklerinin ——- imzası taklit edilerek piyasaya verildiği, dava konusu çeklerin de bunlardan biri olduğu, Davalı şirket ile davacı şirket arasında hiçbir ticari ilişki bulunmadığı, davalı şirketin davacı şirket imza yetkilisi ———–ortağı olduğu şirket olduğu, bu durumun savcılık tarafından da incelenmekte olduğu, Davacı şirketin işbu icra takibinden önce —- davasını açmakta hukuki yararı olduğu beyan edilerek —- vade tarihli———- çeklerin üzerindeki imzanın yani çekin sahte olması nedeniyle, davacını borcu bulunmadığının tespitine, çekin iptaline, ihtiyati tedbire, kararı verilmesi talep ve dava edilmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalı şirketin sahibi ve yetkilisi———, davaya taraf şirketler dışında da birlikte başkaca şirket ortaklıkları da kurulduğu ve yönetim organlarında birlikte ve/veya ayrı ayrı yer aldıkları,—- sahip olduğu şirketler ile işbu davaya taraf şirketler ve —— sahip veya yetkilisi olduğu diğer şirketler arasında çeşitli ticari ve hukuki ilişkiler mevcut olup dava konusu çeklerin de bu kapsamda finansman ve teminat amaçlı olarak verildiği, davacının———- davaya konu çekleri sadece kendi imzası ile keşide edebilecek hatta tüm iş ve işlemleri münferit imzası ile gerçekleştirebilecek yetkisi bulunduğu, bu şekilde sınırsız bir yetki mevcutken — imzası taklit edilerek çek keşide edilmesinin hayatın olağan akışına ve mantığa aykırı olduğu, Çeklerin gerçek durumunun davacı şirket ile çek hamili şirket ve kişilerin defterlerinin karşılıklı incelemesi ile ortaya çıkabileceği, dava konusu çeklerin, kurulan işbirliği ve ortaklık çerçevesinde —— kontrolünde olan şirketlere teminat amacıyla kullanılmak üzere verilen çekler karşılığında alınmış çekler olduğu, Diğer bir deyişle işbu davaya taraf şirketler ile hem ——– kontrolünde olan şirketler arasında finansman ve teminat amacına yönelik olarak süregelen çek alışverişi kapsamında alınan bu çekler yönünden davacının taraflar arasında “hiçbir ticari ilişki söz konusu” olmadığı ifadeleri maddi gerçekliğe aykırı olduğu, Sahtecilik iddiasıyla yapılan savcılık şikâyetinin de gerçeğe aykırı, yanıltıcı ve eksik bilgiler içerdiği, davanın öncelikle hukuki yarar yokluğundan reddi gerektiği, aile ve grup şirketi olarak 2 yıllık bir süredir hareket eden şirketler arasındaki tüm ticari ve hukuki ilişkiler dikkate alındığında, ödeme aracı olarak kullanılmayan ve teminat, kredi ve finansman amaçlı olarak keşide edilen ve değiş tokuşları ile mahsuplaşılan çekler açısından cari, gerçek, geçerli ve muaccel bir alacağın varlığından bahsedilemeyeceği, Her halükarda karşılıklı edimler yerine getirilmeden tarafların ödemeye zorlanamayacağı, hak ve borçların bütünsel bir değerlendirme yapılmadan oluşamayacağı, bu hal ve şartlarda her halükarda ödemezlik define dayanılabileceği açık olup bu doğrultuda huzurdaki davanın esastan da reddi gerektiği beyan edilerek davanın reddine karar verilmesi talep edilmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE
Dava hukuki niteliği itibari ile davacının dava konusu çeklerden dolayı borçlu olmadığının tespitine ilişkin menfi tespit davasıdır.
Ticaret Kanunumuzda kambiyo evrakının düzenleme şekline göre, ileri sürülebilecek def’iler sınırlandırılmış olmakla birlikte genel olarak def’iler, geçersizlik def’ileri, senet metninden anlaşılan def’iler ve şahsi def’iler olmak üzere üçe ayrılmaktadır.
Mevzuatımıza göre çekler üzerlerinde “emre yazılı değildir” ibaresi bulunmadıkça emre yazılı olarak kabul edilmektedir. Davacı, davalıya bir borcu olmadığını ve çeklerdeki imzaların kendine ait olmadığını beyan ettiğinden, niza konusu olayda , emre yazılı senetler bakımından ileri sürülebilen şahsi defiler ile geçersizlik defisi olan sahte imza beyanı önem arz etmektedir.
Şahsi def’iler, alt ilişkiden, özel bir anlaşmadan veya talep haklarına ilişkin özel durumlardan kaynaklanan ve sadece ilgili kişiye karşı ileri sürülebilen defilerdir.
Bir kimsenin borçlu olmadığı hâlde, finansman imkânı yaratmak, kredi almak, senedi kırdırmak veya ıskonto olarak satmak amacıyla sanki borçluymuşçasına verdiği kambiyo senetleri olarak kabul edilen hatır senetleri de alt ilişkiden ve taraflar arasındaki özel bir anlaşmadan kaynaklanan şahsi defilerdendir.
Hatır senetlerinde, senet borçlusu, senette yazılı meblağın bizzat kendi ——- ödenmesini mucip bir borcu olmadığı hâlde senet alacaklısının nakdî kredi temin etmesini veya malî durumunu olduğundan daha iyi göstermesini mümkün kılmak için bu senedi tanzim veya kabul etmeyi taahhüt ederken; karşı taraf da bu senede dayanarak borçludan herhangi bir talepte bulunmamayı, senet meblağını ödemesi için senet borçlusuna temin etmeyi veya senedi tedavüle çıkarmamayı taahhüt etmektedir.
Dava konusu olaya bakıldığında davacı kambiyo evrakı ile ilgili alt ilişkinin hiç kurulmadığını ileri sürerken davalı da niza konusu çeklerin, finansman ve teminat amacıyla karşılıklı olarak, davacıya teminat amacıyla kullanılmak üzere verilen çekler karşılığında davalıdan alınan çekler olduğunu beyan etmiştir.
——-tarihli bilirkişi raporlarında da, tarafların ticari defterlerinde yapılan incelemelerde, davacının ticari defterlerine ilgili çekler hiç girmediği, davalının ticari defterlerine ise sadece 3 çekin “müşteriye iade edilen çekler” açıklamasıyla giriş kaydının yapıldığı iki çekin ise hiç kaydının yapılmadığı tespit edilmiştir.
Ticari defter incelemeleri nazara alındığında, taraflar arasında şahsi defi bakımından alt ilişkinin tespit edilemediği, taraf beyanları nazara alındığında da bir alt ilişki olsa dahi, aslında verilen çeklerin hatır senedi mahiyetinde olacağı, bu bakımdan, dava konusu çeklerle ilgili davacının şahsi defilerini davalıya karşı ileri sürebileceği, davacının davalıya niza konusu çekler sebebiyle bir borcu olmadığı anlaşıldığından davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulü ile;
—- vade tarihli —–
— vade tarihli —-
—vade tarihli—-
— vade tarihli —-
— vade tarihli—– adet çeklerden dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine,
2-Alınması gerekli 21.517,65-TL harcın mahkememiz veznesine yatırılan 597,72-TL peşin harç ve 5.379,41-TL tamamlama harcı toplamı olan 5.977,13-TL’den mahsubu ile bakiye 15.540,52-TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 3.134,90-TL yargılama gideri, 597,72-TL peşin harç ve 5.379,41-TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 9.112,03-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 30.500,00- TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan gider avansından kullanılmayan bakiye kısmın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, Gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 01/06/2021