Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2018/1063 Esas
KARAR NO : 2018/1316 Karar
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 17/09/2018
KARAR TARİHİ : 13/12/2018
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: 08/12/2014 tarihinde davalı … şirketine ZMMS poliçesi ile sigortalı bulunan ———plakalı araç sürücüsünün yaptığı tek taraflı trafik kazası nedeniyle araçta yolcu olarak bulunan müvekkilinin yaralandığını, araç sürücüsünün asli ve tam kusurlu olduğunu, davalı tarafından 32.000,00 TL ödeme yapıldığını, yapılan ödemenin eksik ve yetersiz olduğunu belirterek fazlaya dair haklar saklı kalmak üzere şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminatın eksik ödeme tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili süresinde sunduğu cevap dilekçesinde özetle; İstanbul Anadolu Mahkemelerinin yetkili olduğunu, ibraname karşılığında davacıya ödeme yapıldığını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla öncelikle araç sürücüsünün kusurunun ispat edilmesi gerektiğini, geçici iş göremezlik tazminatının tedavi gideri olup müvekkilinin sorumluluğunun bulunmadığını, ancak dava tarihinden itibaren yasal faiz talep edilebileceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE : Dava, trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Ankara ————-. Asliye Ticaret Mahkemesince yetkisizlik kararı verilen 2015/456 esas sayılı dosyası mahkememizin yukarıda belirtilen esasına kaydedildiği görülmüştür. Ankara ——–. Asliye Ticaret Mahkemesi’ 09/03/2016 tarihli celse 1 numaralı ara kararı ile davalının yetki itirazının reddine karar verildiği, dosyanın esasına girilerek bilirkişi raporu safhalarına gelindiği halde, 20/06/2018 tarihli celse de resen yetkisizlik kararı verildiği görülmüştür.
HMK 138. maddesinde; “Mahkeme, öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar hakkında dosya üzerinden karar verir.” hükmü yer almaktadır ve konu ile ilgili Yargıtay Hukuk Genel Kurulu ——— Sayılı kararında; “6100 sayılı HMK.nun 114/c maddesi gereğince dava şartı olan “mahkemenin görevli olması” şartı hakkında taraf teşkili sağlanmadan karar verilip verilemeyeceği ön sorun olarak tartışılmış şu sonuca varılmıştır; Görüşmeler sırasında bazı üyeler; taraf teşkili sağlanmadan görevsizlik kararı verilmesinin 6100 sayılı HMK 27. maddesinde düzenlenen hukuki dinlenilme hakkına aykırı olduğunu, bazı üyeler de, HMK’ nun 137. maddesindeki “dilekçelerin karşılıklı verilmesinden sonra ön inceleme yapılır, mahkeme ön incelemede; dava şartlarını ve ilk itirazları inceler” düzenlemesi ve HMK’ nun 141. maddesindeki; iddianın genişletilmesi ve değiştirilmesi yasağının ikinci cevap dilekçesi ile başlaması hükümleri gözetildiğinde, dilekçeler aşaması tamamlanmadan görevsizlik kararı verilmemesi gerektiği hükmün bu gerekçeyle bozulması gerektiğini savunmuş iseler de, bu görüşler kurul çoğunluğu tarafından yerinde görülmemiş, davanın tensip ile birlikte dava şartı noksanlığından usulden reddedilmesinde HMK 30. maddesi de gözetildiğinde bir isabetsizlik olmadığı kabul edilmiştir.” yönünde karar vermiştir.
Yukarıda değinilen Yargıtay Hukuk Genel Kurulu ———————. Sayılı kararı doğrultusunda yetki hususunda mahkememizce re’sen inceleme yapılmıştır.
Somut uyuşmazlıkta cevap dilekçesinde davalı taraf yetki itirazında bulunmuş olup, mahkemece 09/03/2016 tarihinde yetki itirazının reddine karar verilmiş ve ön inceleme safhası tamamlanmakla tahkikat aşamasına geçilmiş, bilirkişi raporu alınmış ve uyuşmazlığın esası hakkında yargılama yaparken mahkemece re’sen yetkisizlik kararı verilmiş ve dosya mahkememize tevzi edilmiştir.
Somut uyuşmazlık trafik kazasından kaynaklanan tazminatın davalı zorunlu mali mesuliyet sigortasından celbi istemi olup, işbu davada kesin yetki kuralı yoktur. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 19. maddesinin 2. bendi “Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. ” hükmünü içermektedir. Somut olayda davalı tarafça yetki itirazında bulunulmuş ve yetkinin kesin yetki mahiyetinde olmadığı işbu davada mahkemece 09/03/2016 tarihli karar ile ilk itiraz mahiyetinde olan yetki itirazının reddine karar verilmiş ve Ankara————. Asliye Ticaret Mahkemesi tahkikat safhasına geçerek yetkili mahkeme sıfatı ile yargılamaya devam etmiştir. Mahkemece re’sen yetkisizlik kararı verilebilecek haller, dava şartı olan, kesin yetki halleridir. HMK’nun 19/4 maddesi uyarınca ” Yetkinin kesin olmadığı davalarda, davalı, süresi içinde ve usulüne uygun olarak yetki itirazında bulunmazsa, davanın açıldığı mahkeme yetkili hâle gelir.” açık kanun hükmü karşısında Ankara —–. Asliye Ticaret Mahkemesi yetkili hale gelmiştir.
Somut olayda kesin yetki olmadığından ve mahkemece yetki itirazının reddine karar verilmekle; ” HMK 19/4 maddesi uyarınca davanın açıldığı Ankara —–. Asliye Ticaret Mahkemesi yetkili hale gelmesine rağmen, aradan iki yıl geçtikten sonra re’sen, dava şartı olmamasına rağmen 20.06.2018 tarihli celsede yetkisizlik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan mahkememizce karşı yetkisizlik kararı verilmiş ve her iki mahkeme arasında olumsuz yetki uyuşmazlığı çıkmakla farklı Bölge Adliye Mahkemeleri yargı çevresinde olduğundan yetki uyuşmazlığının çözümü için dosyanın Yargıtay ilgili dairesine gönderilmesine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Mahkememizin yetkisizliği nedeniyle HMK’nun 114 ve 115 maddelerine göre dava dilekçesinin usulden reddine, yetkili mahkemenin Ankara Asliye Ticaret Mahkemesi olduğuna,
2-Bu kararın taraflarca İstinaf yoluna başvurulmaksızın kesinleşmesi halinde mahkemeler arasında olumsuz yetki uyuşmazlığı çıktığından; HMK’nun 21 ve 22.maddeleri uyarınca yetkili mahkemenin belirlenmesi için dosyanın karşı yetkisizlik veren iki mahkemenin bağlı bulunduğu İstinaf Mahkemelerinin yargı alanları farklı olduğundan Yargıtay ilgili Hukuk Dairesine gönderilmesine,
3-HMK’nun 331/2 maddesi uyarınca yargılama giderlerinin yetkili mahkemece değerlendirilmesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.