Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE
ESAS NO : 2018/1072 Esas
KARAR NO: 2019/1304
İLGİLİ İCRA DOSYASI: İSTANBUL ANADOLU -.İCRA DAİRESİ – ESAS
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 18/09/2018
KARAR TARİHİ: 05/12/2019
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkili —- ile davalı şirket arasında ticari ilişkinin bulunduğunu, müvekkili tarafından davalı şirkete keşide edilen faturaların bedellerinin ödenmediğini, toplam – EURO’nun tahsili için İstanbul Anadolu -.İcra Dairesinin — esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davalı tarafından takibe itiraz edilerek takibin durduğunu, davalı-borçlu şirketin takip tarihi itibariyle — borcu bulunduğunu, bu durumun takibe konu faturalar ve cari hesap ile de sabit olduğunu, icra takibi sonrası davalı ile – tarihinde ödeme protokolü imzalandığını, icra takibinin — asıl alacak üzerinden başlatıldığını ve takip sonrası – tahsilatın sağlandığını, bu nedenle fatura bakiyesinin —- düştüğünü, faize itirazın hukuka aykırı olduğunu, temerrüt olgusunun gerçekleştiğini, takip öncesi işlemiş faiz taleplerinin hukuka uygun olduğunu, alacağın likit oldğunu ve %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, dava konusu alacağın kredi risk sigortası kapsamında sigortalı olduğunu ve alacağın bir kısmına ilişkin hasar ödemesi, diğer müvekkili sigortacı —- tarafından gerçekleştirildiğini, ödenen tutar bakımından diğer alacaklı şirketin alacak haklarına kısmen ve ödeme tarihinden itibaren işleyecek ferileriyle birlikte yasal halef olduğunu iddia ederek; İstanbul Anadolu -.İcra Dairesinin –esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin devamını, asıl alacak olarak hasar ödemesi dışında kalan — alacak tutarı, hasar ödemesi öncesi işlemiş faiz alacağı olarak — toplam asıl alacak tutarına fatura vade tarihlerinden önce hasar ödemesi tarihi olan – tarihine kadar işlemiş faiz, hasar ödemesi sonrası işlemiş-işleyecek faiz alacağı olarak — asıl alacak tutarına hasar ödemesi tarihinden itibaren işlemiş-işleyecek faiz ile diğer ferilerin davacı sigortalı —adına takip edileceğini; asıl alacak olarak hasar ödemesi tutarına tekabül eden — asıl alacak tutarının, faiz alacağı olarak hasar ödemesi tarihinden itibaren – asıl alacak kesimine işlemiş-işleyecek faizin ve diğer ferilerin — adına takip edileceğini, %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraftan tahsilini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:Davalı vekilinin cevap dilekçesinde, özetle, İstanbul Anadolu -.İcra Dairesinin — esas sayılı dosyası ile yapılan takibe itiraz edilerek takibin durdurulduğunu, davacı tarafın elindeki faturalara dayanak olarak açılan davanın reddi gerektiğini, davacı şirket ile müvekkilinin ticari ilişkisinin bulunduğunu, ancak davacı tarafa herhangi bir borcunun kalmadığını savunarak; davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını talep ve beyan etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE :
Dava, hukuki niteliği itibari ile fatura alacağından kaynaklanan cari hesap alacağına dayalı icra takibine yapılan itirazın iptali davasına ilişkindir.
İstanbul Anadolu -. İcra Müdürlüğü’nün — Esas sayılı dosyası getirtilerek dosyamız içine konmuştur. İcra takibi incelendiğinde, ödeme emrinin — tarihinde borçlu/davalıya tebliğ edildiği, borçlunun — tarihinde borca ve faize itiraz ettiği ettiği, hem icra takibine itirazın hem de iş bu itirazın iptali davasının süresinde açıldığı, uyuşmazlığın borca, faize kısaca esasa ilişkin olduğu, icra müdürlüğünün yetkisine bir itirazın olmadığı anlaşılmıştır.
Davanın İ.İ.K. 67/1 maddesindeki 1 yıllık yasal süre içinde açıldığı anlaşılmıştır.
Davacı, aralarındaki ticari ilişki kapsamında davalıya mal satımı yapıldığını, buna ilişkin olarak düzenlenen fatura bedellerinin ödenmemesi üzerine icra takibi başlatıldığını iddia etmiş; davalı ise, aradaki ticari ilişkiyi kabul etmekle birlikte davacıya herhangi bir borcun kalmadığını savunmuştur.
Tarafların tacir olması nedeniyle defterler üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verildiği, davacı tarafın defterlerini sunduğu, davalı tarafın ise muhtıra gönderilmesine rağmen inceleme günü defterlerini hazır etmediği anlaşılmıştır. İncelenen davacı defterleri uyarınca; davacı defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğu, davaya konu icra takibine dayanak olarak gösterilen faturaların (—- + 1.– Euro olmak üzere) toplam – – olduğu, – tarihinde halef sigorta şirketinden – Euro tahsilat yapıldığı, icra takibi başlatıldıktan sonra – tarihinde davalı tarafından – tutarında ödeme yapıldığı, buna göre davacının davalıdan – alacaklı olduğu anlaşılmıştır.
Davacı vekili, ikinci davacı olarak gösterdiği— yönünden halefiyet kurallarına dayalı olarak istemde bulunmuştur. İtirazın iptali davaları, takibe sıkı sıkıya bağlı davalardan olup açılan itirazın iptali davasının icra takibinin tarafları arasında görülmesi zorunludur. Davacı alacaklı —– takipteki alacağını diğer davacıya temlik etmemiş olup, aralarındaki sigorta poliçesi kapsamında davacı … şirketinin ödediği bedel yönünden diğer davacıya halef olacağının kabulü gerekse de bunun ayrı bir icra takibi veya dava yoluyla ileri sürülmesi gerekecektir. Bu nedenle 2 nolu davacı … şirketinin, tarafı olmadığı bir icra takibinde diğer davacının talep hakları devam ederken, ikinci bir davacı olarak talepte bulunması usule uygun görülmemiştir.
Mahkememizce mali müşavir bilirkişi incelemesi ile yapılan tespit uyarınca davanın —- üzerinden kısmen kabulüne karar verilmiştir. Her ne kadar kısa kararda sehven “Davanın kabulüne” ibaresi kullanılmış ise de, bu yazının maddi hatadan kaynaklandığı anlaşılarak gerekçeli kararın hüküm kısmında maddi hatanın düzeltilmesi yoluna gidilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın kısmen kabulü ile; davalının icra dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptaline, takibin — üzerinden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
Alacağa takip tarihinden itibaren 3095 sayılı kanunun 4/A maddesine göre faiz uygulanmasına,
2-Alacak likit olmadığından davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine,
3-Alınması gereken 1.510,30-TL karar harcının, davacı tarafından peşin yatırılan 1.712,25-TL harçtan mahsubu ile bakiye 201,95-TL’nin davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan 785,70-TL yargılama giderinin ret ve kabul oranı dikkate alındığında bakiye 122,45-TL’sinin ve 35,90 TL başvurma harcı ile 1.510,30-TL peşin harç olmak üzere toplam 1.668,65-TL masrafın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, arta kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı lehine AAÜT uyarınca takdir edilen 2.725,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Reddedilen kısım yönünden davalı lehine 12.330,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.05/12/2019