Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1060 E. 2020/707 K. 01.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/1054 Esas
KARAR NO: 2020/771
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 15/08/2017
KARAR TARİHİ : 09/12/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketi de bünyesinde ———– fazla ülkede yaklaşık —— fazla çalışanıyla önde gelen tedarik zinciri servis sağlayıcılarından biri olduğunu, enerji ve sermaye sektörünün önde gelen firmalarına ait talepleri karşılamak üzere kurulmuş ve özel olarak bu tarzdaki müşterilere hizmet sunduğunu, davalılardan——– tarihinde müvekkili şirket bünyesinde göreve başladığını, işten çıkış tarihi olan —- tarihine kadar ———olarak görev yaptığını, davalı ———– müvekkili adına tescil işlemlerini yürüten, aynı zamanda liman hizmetleri ve ardiye ödemelerini müvekkili şirket adına yapan ve bu giderleri müvekkili şirkete dekont eden onaylı bir tedarikçi firma olduğunu, dava dışı————— davalılar ile birlikte hareket etmek suretiyle davaya konu fiilleri gerçekleştiren firma olduğunu, müvekkili şirketin davalıların sahtecilik fiilleri başta olmak üzere haksız eylem ve işlemlerinden ötürü ciddi boyutta dolandırıldığını, çok ciddi bir maddi kayıp içerisinde olduğunu, kayba neden olan dosyalarda ———– müvekkili şirkete birden fazla dekont ilettiğini, bunlardan birinin gerçek hizmetler karşılığında edilen dekont iken ikincisi ve diğerlerinin hizmeti alınmayan ve karşılığında evrakta sahtecilik yapılarak ekine sahte faturalar konulan bir dekont olduğunu, bazı dosyalarda da fatura tutarı üzerinde oynama yapılmak sureti ile fatura tutarının arttırıldığını, dekontların ve faturaların ortak yanının tamamının operasyonu yöneten ————– çalışanı———adına gönderilmiş olması ve dosyalarının tamamının —- yürüttüğü dosyalar olduğunu,——- bu dekontların muhasebe sistemine işlenmesini sağlayıp müvekkili tarafından ödemelerini sapladığını, gerçek ve sahte olmak üzere müvekkiline iletilen dekontların toplamı ———– banka transferi ile ödendiğini, bu şekilde faturalar nedeni ile oldukça yüklü miktarda ödeme————-yapıldığını, olayın müvekkili şirket yetkililerince tespit edildiğinde derhal ——— görüşüldüğünü,——— gerçeğe aykırı dekontların —– tarafından talep edildiğini ve ödemelerin ——belirttiği dava dışı ———– yapıldığını belirttiklerini, işbu davaya konu edilen olayın ———çalışılan tedarikçi firmalardan birinin düzenlemiş olduğu —-yılına ilişkin faturaların ———tarihinde müvekkili şirketin finans departmanına ulaşması ve şirkette deniz departmanında görevli ——– faturaların giriş yapılacağı dosya numaralarının talep edilmesiyle ortaya çıktığını, bahsi geçen faturalarla ilgili yapılan kontrollerde bir kısım dosyalarda her nasılsa bir takım gerçeğe aykırı faturaların ve ödeme dekontlarının sisteme entegre edildiğine muttali olunduğunu, hizmet alınmamasına rağmen hizmet alınmış gibi gösterilen ve bu —–aykırı faturalar ve ödeme dekontları düzenlenerek ve müvekkili şirket muhasebe kayıtlarına kaydedilerek müvekkilinin —— tutarında zarara uğratıldığını, zararın tazmini için müvekkili şirket tarafından ———- sayılı dosyası üzerinden her iki davalı hakkında da icra takibi başlatıldığını ancak borçluların itiraz etmeleri üzerine takibin durduğunu belirterek öncelikle dava sonucunda tahsil imkanı kalmama ihtimali olan alacaklarının garanti altına alınması için davalıların malvarlıklarını 3.kişilere devretmelerinin engellenmesi için HMK 391.maddesi uyarınca teminatsız olarak ihtiyati tedbir konulmasına, davanın kabulü ile davalıların takibe itirazlarının ana para miktarı olan ——– üzerinden iptaline, davalılar aleyhine %20 ‘den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ——cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin davacı şirkette deniz nakliye departman şefi ———kontrolünde çalıştığını ve tüm işlemlerini onların kontrolüyle yerine getirdiğini, müvekkilinin iş yerinde resen herhangi bir karar alma yetkisinin söz konusu olmadığını, zira yaptığı tüm işlemlerin———- tarafından kontrol edildiğini, müvekkilinin davacı şirketin kullanmakta olduğu muhasebe programı olan ——— sistemi üzerinde herhangi bir değişiklik yapma yetkisi bulunmadığını, aynı şekilde dosyalar arası masraf aktarımı yapmak ve fatura girişi yapmak yetkilerinin de bulunmadığını, şirket sistemi incelendiğinde fatura girişlerinin müvekkili tarafından yapılamayacağı hususunun anlaşılacağını, müvekkilinin ——— tarihinde insan kaynakları direktörü tarafından arandığını ve ülke direktörünün odasına yönlendirildiğini, burada yönetim kadrosunda ——–daha bulunduğunu ve bu yetkililerin müvekkilinin önüne kendisi ile ilgisi olmayan bir takım faturalar koyarak müvekkilinden bunların açıklanmasını istediklerini, müvekkilinin bu faturalarla ilgili uygunsuz bir işlem yapmadığını ve kendisine gösterilen talimatlara uygun, rutin işlemler yaptığını anlattığını, müvekkilinden birçoğu kendisine ait olmayan dosyaların açıklanmasının beklendiğini ve derhal savunmasını yazmasının istendiğini, müvekkilinin şirket yöneticileri tarafından kendisine uygulanan baskılara dayanamayarak suçlu görüldüğü bir yerde çalışamayacağını belirterek istifa ettiğini, müvekkilinin yolsuz bir işlem yapmadığını, davacı şirketin ——– denetleme şirketi tarafından denetlendiğini, bu şirketin yılda en az dört kez teftiş yaptığını, bu denetimlerde fatura veya işlemlerde hata olması durumunda düzeltileceğini, ayrıca şirket ———– bağlı bulunduğu bölge ————- denetlendiğini, işlemlerde ve faturalarda yapılan herhangi bir yanlışlık olsa idi bu yanlışlığın denetim organları tarafından düzeltileceğini, bütün bu sistem ve denetleme mekanizması içinde müvekkilinin işi ve talimatlar dışında yolsuz işlem yapmasının mümkün olmadığını, sistemdeki mailler incelendiğinde dosya aktarımlarıyla ilgili müvekkilinin değil, ————-onaylarının olduğunun görüleceğini, müvekkilinin bir kusuru olmadığını belirterek davanın esastan reddine, davacı aleyhine %20‘den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ——–vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle zamanaşımı itirazında bulunduklarını, diğer davalının müvekkili firmanın çalışanı olmadığını, davalılar ile hiçbir organik bağlarının olmadığını, davacı şirketin ——- keşide tarihli bir ihtarnameyle ilk olarak müvekkili şirketin hizmetin verilmeksizin ——— ücret aldığı iddiasında bulunduğunu, daha sonra işbu davayı açtığını, müvekkiline yapılan bütün ödemelerin ticari ve hukuki anlamda banka üzerinden resmi ve kayıtlı olarak yapıldığı konusunda ihtilaf olmadığını, müvekkiline yapılan bütün ödemelerin davacı şirketin yetkili çalışanı ———şirket müdürlerinin talimatları doğrultusunda banka üzerinden bildirilen firmalara, yapılan ödemelerin gönderi dekontunda ki açıklama kısmına davacı firmanın ismi belirtilmek suretiyle yapıldığını, bu konuda ———– kayıtların mevcut olduğunu, davacı firmanın —- karşılığında hiçbir hizmet almadan ödeme yaptığı iddiasının kabul edilemez bir iddia olduğunu, —yapılan ———– ödemenin—– yıl sonra herhangi bir hizmet alınmadan ödenmiş olduğu iddiasıyla geri istenmesinin ticari hayatta bir karşılığının bulunmadığını, davacının iddia ettiği gibi belirtilen miktarlardaki ödemelerden davacının haberdar olmamasının mümkün olmadığı gibi bu durumun olağan hayatın akışına da aykırı olduğunu, bu kadar yüksek meblağlı ödemelerin 2 sene sonra fark edilmesi veya hataya düşülmesinin mümkün olmadığını, ticari hayatta tacirin işlerinde basiretli davranması gerektiğini belirterek davanın usulden ve esastan reddine, davacı aleyhine %20 oranında kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dosyanın —— görevsizlik kararı ile gönderildiği ve mahkememizin—– kaydedildiği anlaşılmıştır.
——-sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı—– davalılar ve dava dışı————— aleyhine, ”herhangi bir hizmet verilmemesine rağmen tanzim edilen faturalar, ödeme dekontları ” açıklaması ve dayanağı ile —-asıl alacak ve ——— gecikmiş gün faizi toplamı —- alacağın tahsili için ———– tarihinde başlatılan icra takibi olduğu, davalıların/borçluların ayrı ayrı yapmış oldukları itirazlar üzerine takibin davalılar yönünden durduğu, dava dışı şirket yönünden ise takibin kesinleştiği anlaşılmıştır.
Davaya konu icra dosyası, davalı hakkında yapılan soruşturma evrakları, banka kayıtları, ticari defter ve kayıtlar, ——– dosyasının dava dilekçesi, cevap dilekçesi, karar örneği,————- sayılı dava dilekçesi, cevap dilekçesi, karar örneği celp ve ibraz edilmiş, davalının derdestlik iddiaları değerlendirilmiş, yerinde olmadığı anlaşılmış, ayrıca husumet ve zaman aşımı itirazlarının da yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.
—- bu davanın konusu olan bölüm, ithalat bölümüyle alakalı olup, davacı— göre —- olarak gelen ————— tarafından ihtiyaca göre gümrük işlemlerinin yapılması, dahili nakliyenin realize edilmiş limandan tahliye ile ilgili ——— gerekirse konteyner içindeki malın/malların depoda veya limanda boşaltımı yapılarak millileşen —— alıcıya sevkiyatmı sağlamaktır. Tüm işlemler için ——— görevlendirilmiş, yetkilendirilmiştir. Belirtilen bu görevleri ———– taşeronları vasıtasıyla tümünden sorumlu olarak çalışmakta ve alt taşeronlarından bahsedilen hizmetleri bedeli mukabilinde almak ve alınan bu hizmetler karşılığında ——veri!en numaralanmış, bir nevi irsaliye düzeni belgeleri bildirip, belirli bir yeküne gelince faturalayıp ——- gönderici, alıcı olaıak —————–ödemesinin yapılmasıdır. ——-adıyla düzenlenen belgeler beher iş ve/veya işlemlerde yapılmakta ve oldukça yüklü miktarda referans belgesi sunması/sunulması işlemleridir.
Sistemin çalışabilmesi için ——- bünyesinde çalışanının organizasyonu uygulaması ve uyarlaması gerekir. ——-kontrolle görevli departman——— onayı ödemenin yapıldığı taşeronunda organizasyonda bulunması halinde ancak sistem çalışabilir. Dava konu —–mallarının ————- bölümünün alanıdır.
Davacı ————yukarıda sistemin işleyişinden ötürü uzunca bir zaman sonra farkına vardıkları, olaylar silsilesinde kendi personeli olan ——— organizasyonda ve ortakça———–tarafından kendilerinin dolandırıldığı ve zarara uğrattığı iddiasındadır.
Davalılar ———— sayılı ilamsız – —— ödeme emrine ———– alakası olmadığı cihetle borcum yoktur demektedir, —– takip yapılan günden—-belirtilen hesabına —– karşılığı —–tarafından yukarıda belirtilen ——— yapıldığı anlaşılmaktadır.
Bilirkişiler tarafından hem yerinde hem de dosya kapsamında yapılan inceleme neticesinde; davacı şirketin fiili hizmet alımına dayanmayan bir kısım hizmet ifasına ilişkin dekontların davalı çalışanı —— tarafından muhasebe sistemine borç olarak işlenmesi ve davalı ——— fiilen ödenmesinin yapıldığı, ancak, her bir dosya referansı işlenerek yapılan kayıtlar da dekont içeriği hizmetin alınmadığı anlaşılmıştır. Ayrıca hizmeti alınmamış bu dekontların kaydının yapılmasının ve ödemesinin yapılmasının sağlanmasın iç kontrol sistemine göre davalı eski çalışanın yetkisinde yapıldığı da anlaşılmıştır.
——–Sayılı dosyasında mübrez faturaların —- tarihli olduğu görülmüştür. ——– tarihleri arasında davalı——- davacı şirkette deniz ithalat uzmanı olarak çalıştığı konusunda bir ihtilaf bulunmamaktadır. Bu itibarla, davacı şirket ile davalı ———- ilişkisi bulunmaktadır. İşçi hizmet sözleşmesi kapsamında iş görme edimini özenle yerine getirmek ve edimini yerine getirirken işverenin menfaatini korumak ve işverene ekonomik ve ticari bakımdan zarar verebilecek her türlü davranıştan kaçınma borcu altındadır. Sadakat ve özen borcu TBK n. 396’da “İşçi, yüklendiği işi özenle yapmak ve işverenin haklı menfaatinin korunmasında sadakatle davranmak zorundadır”. Şeklinde düzenleme mevcuttur.
Mali bilirkişi tarafından yapılan incelemede; davalının fatura onaylama yetkisinin olmadığı iddiasının aksine faturaları onaylama yetkisinin bulunduğu, ——- hazırlanan borç dekontlarının davalı —— ——-borç olarak işlendiği, diğer davalı ———- firmasına dekont konusu ödemelerin yapıldığı, ancak dekont konusu hizmetlerin alınmadığı tespit edilmiştir.
Davalı ———- davacı şirket arasında yazılı bir sözleşme dosya kapsamında tespit edilmemiştir. Ancak kural olarak bir sözleşmenin meydana gelebilmesi için belirli bir şekil zorunluluğu bulunmamaktadır. Dolayısıyla hem dava hem cevap dilekçesinde taraflar arasında ticari ilişki reddedilmediğinden taraflar arasında hizmet alımını içeren sözleşmesel bir ilişkinin bulunduğu anlaşılmaktadır.
TBK m. 112 uyarınca sözleşmeye (borç) aykırılık sözleşmeden doğan borçların hiç veya gereği gibi ifa edilmediği hallerde alacaklının uğramış olduğu zararları gidermek için öngörülen bir hukuki imkândır. Bunun yanında dava konusu uyuşmazlıkta sözleşmeye aykırılıkta olduğu gibi borçlarını hiç veya gereği gibi ifa etmediği bir durumdan ziyade davacının borçlu olmadığı bir durumda ——– sanki davalı ——– hizmet almış gibi çok defa karşı edimi ——– yerine getirmesi söz konusudur. Bu nedenle davalı ——- haksız olarak tahsil etmiş olduğu bu parayı iade yükümlülüğü mevcuttur.
Bilirkişi tespitlerine göre, dosya kapsamında yapıları incelemede, dava konusu sahte dekontların toplamının —— olarak hesaplandığı, karşılığında her ne kadar —– ödeme yapılmış olsa taraflar arasında gerçek işleme dayanan işlemler de bulunduğundan bu davada istenebilecek haksız tutarın ——- olabileceği anlaşılmıştır.
Açıklanan sebeplerle davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kısmen kabulü ile davalıların———— dosyasında takibe itirazlarının kısmen iptali ile takibin ——– asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacak yönünden fazlaya ilişkin istemin reddine, işlemiş faiz dava konusu edilmediğinden bu konuda karar vermeye yer olmadığına, takipten itibaren asıl alacağa avans faizi yürütülmesine,
2-Alacak likit olmadığından icra inkar tazminatı talebinin reddine,
3-Davacının kötüniyeti ispatlanamadığından reddedilen kısım üzerinden davalılar lehine kötüniyet tazminatına yer olmadığına,
4-Alınması gereken 37.439,48 TL karar harcına karşılık peşin alınan 6.013,56 TL harç ve icra dosyasında alınan 3.386,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 28.039,22 TL harcın davalılardan tahsiliyle hazineye irad kaydına,
5-Davacı tarafından yapılan; 9.000,00 TL bilirkişi gideri ve 365,50 TL posta gideri olmak üzere toplam 9.365,50 TL’nin davanın kabul edilen kısmına isabet eden 9.325,26 TL’si ile 6.049,56 harç gideri toplamı olan 15.374,82 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı lehine, davanın kabul edilen kısmı üzerinden AAÜT uyarınca taktir edilen 44.454,10 TL nispi vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalılar lehine, davanın reddedilen kısmı üzerinden AAÜT’nin 13/2.maddesi uyarınca taktir edilen 2.364,79 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
8-Bakiye gider avanslarının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair,davacı vekili ile davalı ———-yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.09/12/2020