Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1056 E. 2020/406 K. 10.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/1056 Esas
KARAR NO: 2020/406
DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/10/2017
KARAR TARİHİ : 10/09/2020
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: davalının ————-İcra Müdürlüğünün ——-esas sayılı dosya ile müvekkiline haksız olarak icra takibi başlattığını, süresi içinde yetkiye ve borca itiraz ettiklerini, yetki itirazının kabul edildiğini ve yetkili icra dairesi olarak ——-İcra Müdürlüğünün ———— sayılı dosya ile takibe devam edildiğini, yapılan takipten çıkartılan tebligatların müvekkiline ulaşmadığını, tebligatların usulsüz olmasına rağmen takibin kesinleştiğini, davalının kötü niyetli olarak icra takibine devam ettiğini, müvekkile miras kalan paylı mülkiyete konu taşınmazların satışı için —–İcra Hukuk Mahkemesi ——– sayılı ilam ile yetki alındığını, alınan yetki neticesinde ——– Sulh Hukuk Mahkemesi——— dosya ile müvekkilin paydaş olduğu ————bulunan taşınmaz için ortaklığın giderilmesi davası açıldığını, davanın halen derdest olduğunu, icra takibine dayanak olarak ————vade tarihli ———- vade tarihli iki adet senet gösterildiğini, ——— tutarındaki senedin vade tarihinde oynandığının görüleceğini, senetlerin ikisinin de takip tarihi itibari ile zamanaşımına uğradığını, kambiyo vasıflarını kaybettiğini, davalı tarafa hiçbir borcunun bulunmadığını iddia ederek; ———-İcra Müdürlüğünün———-sayılı dosyanın öncelikle teminatsız olarak, mahkeme aksi kanaatte ise uygun bir teminat ile takibin tedbiren durdurulmasını, müvekkilinin iş bu dosya kapsamında davalıya borçlu olmadığının tespitini, davanın kabulünü, asıl alacak ve işlemiş faizi ile birlikte talep edilen ——— üzerinden %40’dan az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :Davalı vekilinin cevap dilekçesinde, özetle, ödeme emrine itiraz etmeyen borçlunun takip konusu alacağın takip talebinden önceki dönemde zaman aşımına uğramış olduğunu bildirerek menfi tespit davası açamayacağını, davacı borçlunun ödeme emrine itiraz edilmeden kesinleşen icra takibine aradan —- yıl geçtikten sonra zamanaşımı sebebi ile iş bu davayı açması usul ve yasalara aykırı olup davanın reddi gerektiğini, dava dilekçesinde çelişki olduğunu, davacının dava dilekçesinde hem borçlu olmadığını ileriye sürdüğünü hem de alacağa konu olan evraklarda bulunan tarihlerde oynama olduğunu dile getirdiğini, davacının bu borcuna karşılık alacaklı ——- tarihinde ———–niteliğinde sözleşme yaptığını, davacının kötü niyetli olarak dava açtığını savunarak; davanın usulden ve esastan reddini, tedbir talebinin reddini, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını talep ve beyan etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE :
Dava, menfi tespit istemine ilişkindir.
Davacı, davalı tarafından başlatılan —–İcra Dairesi’nin ———-sayılı icra takibinin haksız olduğunu, davalıya hiçbir borcunun bulunmadığını, takibe dayanak olarak gösterilen senetler üzerinde oynama yapılmış olduğunu, senetlerinin kambiyo vasfının bulunmadığını beyan ederek menfi tespit istemiyle bu davayı açmıştır.
Davalı ise, davacının icra takibi sırasında ödeme emrine itiraz etmediğini bu nedenle bu davada zaman aşımı iddiasının ileri süremeyeceğini, menfi tespit davası açılmasında hukuki yarar bulunmadığını, esas yönünden de davanın haksız olduğunu, — tarihli ————kapsamında taşınmaz devrinin davacı tarafından verilmemesi nedeniyle davacının borçlu olduğunu, davacının —Sulh Hukuk Mahkemesi’nin ——- dosyası ile yargılaması yapılan ortaklığın giderilmesin davası sırasında——–tarihli celsede borcu ikrar ettiğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Davacının açmış olduğu bu menfi tespit davası ile “Takibe konu senetlerin zaman aşımına uğradığını, senet metninde oynama yapıldığını ve esas olarak borcunun bulunmadığını” ileri sürdüğü görülmüştür.
Tarafların sunmuş oldukları delil ve belgeler toplandıktan sonra dosya mali müşavir ve sorumluluk uzmanı bilirkişilerden oluşan heyete tevdi edilerek rapor aldırılmıştır. Dosyaya sunulan bilirkişi raporu ve tarafların itirazı üzerine aldırılan ek rapor uyarınca takibe konu edilen iki adet senedin zamanaşımına uğramış olduğundan kıymetli evrak vasfını yitirdiği, senetlerin yazılı delil başlangıcı niteliğinde olduğu, — Sulh Hukuk Mahkemesi’nin —-.sayılı dosyasında görülen davanın ———- tarihli celselerinde davacının davalıya borçlu bulunduğunu açıkça ikrar ettiği, bu nedenle davacının davalıya aralarındaki temel ilişkiden dolayı———-borçlu olduğu, senetler zamanaşımına uğrayıp kıymetli evrak vasfını yitirmiş olduğundan davacının senetlerde yazılı olan vadede temerrüde düştüğü kabul edilemeyeceğinden davacının takip tarihine kadar işlemiş faiz borcunun bulunmadığı, davacının ————i gereğince taşınmaz mülkiyetine devretmesi halinde borcunun sona ereceği ancak dosya kapsamından bu devrin yapılmadığının anlaşıldığı ayrıntılı olarak açıklanmıştır.
Türk Ticaret Kanunu’nun 749/1. Maddesindeki “Poliçeyi kabul edene karşı ileri sürülecek poliçeden doğan istemler vadenin geldiği tarihten itibaren 3 yıl geçmekle zaman aşımına uğrar.” düzenleme uyarınca davaya konu takipteki senetlerin ——— tarihlerinde zamanaşımına uğradıkları anlaşılmıştır. Bu durumda senetler yönünden kambiyo hukukundan kaynaklanan hakların kullanılamayacağı, ancak senetlerin yazılı delil başlangıcı hükmünde olduğu kabul edilerek, genel zamanaşımı süresi içinde alacağın varlığının her türlü delille ispatlanabileceği kabul edilmelidir.
Davacı ile davalı arasında —— tarihli ——- bulunduğu, takibe konu her iki senedin sözleşme kapsamında düzenlendikleri, davacının sözleşme uyarınca belirtilen taşınmazların devrini davalıya devretmemesi nedeniyle düzenlenen senetlerin esas itibariyle geçerli bir borç ilişkisini yansıttıkları, bu kapsamda taraflar arasında miras paylaşımı için açılmış ve görülmekte olan — Sulh Hukuk Mahkemesi’nin——-sayılı dosyasında görülen davanın ———– tarihli celselerinde davacının davalıya senetler kapsamında borçlu olduğunu ve ödeme yapacağını açıkça ikrar ettiği, mahkeme huzurunda yapılan bu ikrarın kesin delil niteliğinde olduğu ve bu konuda başkaca bir ispatın gerekmediği anlaşıldığından, icra takibindeki asıl alacak miktarı olan ———- yönünden menfi tespit isteminin yerinde olmadığı; ancak senetlerin yukarıda açıklanan şekilde zamanaşımına uğramış olması ve kıymetli evrak vasfını yitirmiş olması nedeniyle davacının senetlerde yazılı olan vadelerde temerrüde düştüğü kabul edilemeyeceğinden, davacının takip tarihine kadar işlemiş faiz borcunun bulunmadığı, buna göre takipte temerrüt faizi olarak gösterilen ——– yönünden davacının menfi tespit isteminin yerinde olduğu anlaşıldığından davanın bu kapsamda kısmen kabulüne karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davacının davasının kısmen kabulüyle; davacının ——– İcra Müdürlüğü’nün —–sayılı icra dosyası kapsamında takip tarihine kadar işletilen temerrüt faizini yerinde olmaması nedeniyle temerrüt faizi olarak gösterilen ——– bölüm yönünden menfi tespit talebinin kabulüyle bu miktar kapsamında davalıya borçlu olmadığının tespitine, davacının takipteki asıl alacağına yönelik menfi tespit talebinin reddine,
2-Alınması gereken 4.134,52-TL harcın, davacı tarafından peşin yatırılan 1.716,74-TL harçtan mahsubu ile bakiye 2.417,78-TL’nin’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından bilirkişi ve tebligat ücreti olarak yapılan 3.174,50 TL yargılama gideri, 1.176,74-TL peşin harç, 31,40-TL başvuru harcı toplamı 4.382,64-TL’nin ret ve kabul oranı dikkate alındığında bakiye 2.638,75-TL’nin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, arta kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Kabul oranı dikkate alındığında davacı lehine AAÜT göre takdir olunan 8.668,37-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
6-Ret olunan miktar üzerinden davalı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT göre takdir olunan 6.000,00-TL’nin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
7-Taraflarca yatırılan ancak sarf olunmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 10/09/2020