Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1027 E. 2019/138 K. 14.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2018/1027 Esas
KARAR NO : 2019/138

DAVA : Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h))
DAVA TARİHİ : 07/09/2018
KARAR TARİHİ : 14/02/2019

Mahkememizde görülmekte olan Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ——————— beton santrali kurmak, işletmek, kurulmuş olanları satın almak, belirtilen işler için gerekli olan tesis makineleri, taşıtları satın almak, her türlü inşaat atahhüt işlerinde bulunmak, inşaat malzemeleri alım ve satımı yapmak, karayolu vasıtasıyla yurt içi ve dışı nakiyeciliği yapmak amacıyla Eylül 1995 yılında, İstanbul Ticaret sicil memurluğunun ——— sicil numaraı ve “————-.” ticari ünvanı ile kurulduğunu, 1995 yılında kurulan müvekili şirketin 10/11/2010 tarihli olağanüstü genel kurulda alınan karar ile ticari ünvanını ——– olarak değiştirerek faaliyetine devam ettiğini, ————— çalışmalarıyla sürekli büyüyen, güçlü ve saygın bir şirket olarak faaliyetlerini sürdürdüğünü, ———— başladığı agrega üretimine, 2012 yılında bölgenin en yüksek kapasiteli işletmesi olan ——-tesisisni de ekleyerek İstanbul’un en büyük ——- üreticisi konumuna yükseldiğini, ————– 2017 yılında üretimden satış (net) rakamını 296.659,857 TL. olarak gerçekleştirerek Türkiye’nin en büyük sanayi kuruluşları içerisine 2017 yılında————.sıradaki yerini aldığını, ———————— 3 santral 10 silo, Gebze’de ——- santral 11 silo, ———————1 santral çift dolumlu, ——————– santral 5 silo ile ayrıca 75 transmikser, 20 pompa, 60 tır, 10 hidrolik dağıtıcı ve uzman kadrosuyla yıllık 2.000.000 m3 hazır beton ürettiğini, müvekkili ———————-nin ise Mart 1991 yılında kurulduğunu, çimento, tuğla, taş mıcır, kereste, parke ve sair orman ürünleri, fayans, seramik, yer karoları, çini vs. her türlü inşaat malzemelerini satın almak, toptan ve perakende olarak satmak, her türlü inşaat, yol müteahhitliği, hafriyat, dekapaj, nakliye işleri… ile iştigal ettiğini, son yıllarda yaşanan ve dünyayı saran siyasal/sosyal çalkantılar ve ekonomik global belirsizlikler, ülkelerin büyüme hızlarını düşürmesinin ve kredi piyasalarını daraltmasının Türkiye ekonominisene de ciddi zararı olduğunu, bu ana sebepler doğrultusunda ülkemizde kredi faiz oranlarının arttığını, kurların yükseldiğini, büyüme hızının düşmüş ve ekonomi de ciddi daralmalara sebebiyet verdiğini, özellikle dış borçlanmanın imkanları ve maliyetleri zorladığını, müvekkili şirketlerinde bu önemli sıkıntılardan kendilerine düşen payı aldıklarını, özelde ise; inşaat sektöründe son yıllarda yaşanan darboğaz, bu şirketlerle çalışan müvekkillerini de olumsuz yönde etkilediğini, zira yaşanan ekonomik kriz ve sıkıntılar sebebiyle tahsilat problemleri sebebiyle inşaat sektöründeki maliyet artışlarının kompanse edilemediğini, fiyat farkı taleplerinin kabul edilmediğini, kesilen hakediş faturalarının ödenmediğin ve ayrıca alacak ve borç vadeleri arasındaki uyumsuzluğun da nakit akışını olumsuz yönde etkilediğini, haliyel doğrudan inşaat sektörü ile başlantılı çalışan şirketlerinde de aynı sıkıntıların baş gösterdiğini, akaryakıt sektöründeki ufak bir artışın bile maliyetlerin oldukça artmasına sebebiyet verdiğini, bünyesinde oldukça fazla araç bulunduran müvekkili şirketlerin söz konusu araçların muhafazası için hali hazırdaki park yerinin yetersiz kalması sebebiyle yenilemeye gittiklerini, yenilemenin finasmanı için ise Euro üzerinden kreid kullanılmak zorunda kaldıklarını, kurdaki artışların da söz konusu kredi ödemelerini olumsuz yönde etkilediğini, müvekkili şirketlerle daha evvel nakit olarak çalışan müşterilerinin çek ile ödemeye döndüklerini ve bu sebeple de nakit akışında aksamalar olduğunu, müvekkili şirketlerin işletme giderlerini karşılamak amacıyla bankalardan oldukça yüksek faiz oranları ile kredi kulanmak zorunda kaldıklarını, bahse konu sıkıntılar sebebiyle borçların ödenmesinde yaşanan aksamaların müvekkili şirketlerini TTK 377 ile İİK 285 ve devamı maddelerine dayanarak konkordato talep etmeye sevk ettiğini, müvekkili şirketlerin faaliyetine devam edebilmesi ve malvarlığının korunabilmesi için gerekli tedbir kararlarının verilmesi gerektiğini beyan ederek, müvekkili şirketler hakkında İİK 287.maddesi gereğince öncelikle 3 aylık geçici mühlet kararı verilmesini ve komsier görevlendirilmesini, gerekli görüldüğünde İİK 284/4 maddesi gereğince bu sürenin 2 ay daha uzatılmasına karar verilmesini, akabinde İİK 289 maddesi gereğince 1 yıllık kesin mühlet kararı verilmesine ve yine gerekli görüldüğünde İİK 289/5 maddesi gereğince bu sürenin 6 ay daha uzatılmasına karar verilmesini, İİK 305 maddede belirtilen şartları taşıyan Konkordatonun tasdikine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkememizce 10/09/2018 tarihli tensip zaptı ile davacı şirketlere iflas avansı ve konkordato gider avansını tamamlamak üzere süre verilmiş, verilen süre içerisinde tamamlandığı anlaşılarak mahkememizin 11/09/2018 tarihli kararı ile davacı şirketlere geçici mühlet kararı verilmek suretiyle konkordato tedbirleri konulmuştur.
Konkordato komiserleri 01/10/2018 tarihli ön raporlarında; şirkette gerekli görüşme ve uyarıları yaptıklarını, mevcut mal varlığını tespit ettiklerini, ——– tespiti için teknik bilirkişiye ihtiyaç duyulduğunu, ilerleyen tarihlerde kesin raporlarını sunacaklarını bildirmişlerdir.
Komiser heyeti 06/12/2018 tarihli raporunda; davacı şirketlerin ön projelerine göre şirketlerin öz varlıklarının pozitif olarak göründüğünü,ancak borçları nasıl ve hangi vadede ödeneceği noktasında yeterli açıklama içermediğini,davacı şirketlerden ———————– şirketinin konkordato başvuru tarihi itibariyle durmuş olan beton satışlarına yeniden başladığını, ancak konkordato ön projesindeki hedefleri çok uzağında olduklarını, 31/10/2018 dönemi itibariyle 3.146.238,86 TL. zarar ettiklerini, davacılardan ————— taş ocağı faaliyetleri ile iştigal ettiğini, yine 31/10/2018 tarihi itibariyle konkordato ön projesinde net satış hedeflerinin uzağında bulunduğunu, 31/10/2018 dönemi itibariyle 37.550,13 TL. zarar ettiklerini, ancak raporun hazırlandığı tarih itibariyle teknik bilirkişilerin rayiç değer tespitiyle ilgili raporlarını henüz ibraz etmemiş olmaları sebebiyle öz varlık hesaplaması yapılamadığını, ancak ön projede her iki şirketin öz varlıklarının pozitif olduğunu beyan ettiklerini, davacı şirketlerden ———– şirketinin borçlarında görünen ve bağlantı çekleri olarak adlandırılan 31.100.000,00 TL. Tutarındaki avans çeklerini en az 15 ile 30 gün vadeli ödeme sirkülasyonunu sağlayabilecek nakite ulaşabilirse beton üretimindeki hedeflerine ulaşabileceklerini, davacı şirketlerin mali tablolarına göre ön proje incelendiğinde yakın vadede iyileşmenin mümkün görülmediğini, ancak şirketlerin faaliyetlerine yeniden başlamış olmaları sebebiyle ve şirketlere ait rayiç değerlere ilişkin raporun halen alınamamış olması sebebiyle şirket faaliyetlerinin izlenmesi ve rayiç değer raporlarının alınması suretiyle şirketin mevcut durumunun ön projedeki hedefler ile Aralık ayı sonu itibariyle karşılaştırmasının daha anlamlı olacağı yönünde görüş belirtmiştir.Bu rapor ışığında mahkememizce davacı şirketlere 3 aylık geçici mühlet süresine ek olarak 2 aylık geçici mühletin uzatılması kararı verilmiştir.
Geçici mühletin uzatılması sürecinde teknik bilirkişilerden şirketin öz varlığının hesaplanması için rayiç bedel raporları alınmıştır.
Komiser heyeti rayiç değerler üzerinden şirket kayıtlarıyla yapmış oldukları karşılaştırma, değerlendirme ve hesaplama sonucunda davacılardan ————–.nin 31/12/2018 tarihi itibariyle öz varlığının 54.015.639,21 TL. pozitif seviyede olduğunu ve borca batık olmadığını belirlemişlerdir.Aynı şekilde diğer davacı ———————–rayiç değerleri üzerinden şirket kayıtları ile yapmış oldukları karşılaştırma, değerlendirme ve hesaplama sonucunda öz varlığının 31/12/2018 tarihi itibariyle 7.593.485,67 TL. pozitif seviyede olduğunu ve borca batık olmadığını belirlemişlerdir.
Önceki komsier heyeti raporları ve son alınan komiser heyeti raporuna göre yapılan değerlendirme sonucunda; davacılardan ———– şirketinin mali tablolarına göre konkordato ön projesinin çok uzağında olduğu, gerek hedeflenen net satış, gerekse hedeflenen zarar tutarının önemli ölçüde saptığı, şirketin faaliyetlerinde zarar etmesi sebebiyle bir önceki döneme göre şirket ————alacaklıların zararına olarak azaldığını, şirket zararının başvuru döneminde 1.624.258,39 TL. iken inceleme dönemi olan 31/12/2018 döneminde hedeflenenin üzerinde 3.337.748,55 TL. olarak zararın büyüdüğü, şirket faaliyetlerinin daralma eğiliminde olduğu, 31/11/2018 dönemine nazaran 1 aylık süreçte küçük bir iyileşme yaşandığı, ön projede 2018 yılıdna 1.000.000,00 TL ve 2019 yılında 4.000.000,00 TL olmak üzere toplam 5.000.000,00 TL sermaye artırımı planlanmış iken, son komiser raporunun yazıldığı tarihe kadar şirket ortakları tarafından herhangi bir sermaye ödemesi yapılmadığı, şirket tarafından konkordato talebine konu borçlar için revize projesi sunulduğu, kesin mühletin onayından başlayarak 36 ay vade ile toplam 260.892.491,39 TL. lik borcun ödenmesinin planlandığı ve buna ilişkin revize projesinde kaynakların gösterildiği anlaşılmış ise de; şirketin konkordato projesinde belirlediği hedeflerin uzağında olması, tam kapasite üretim yapamıyor olması, şirketin zararının hızla artması ve bu durumda konkordato projesinin uygulanabilirliği konusunda mahkememizde net bir kanaat oluşmaması sebebiyle bu davacı yönünden kesin mühlet talebinin reddine, şirket borca batık olmadığından iflas kararı verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Diğer davacı—————-‘nin de mali tablolarına ve net satışlarına göre konkordato projesinin çok uzağında olduğu,30/11/2018 ile 31/12/2018 tarihi arasında şirket tarafından hedeflenen zarar tutarının daha düşük gerçekleştiği, bu durumun komiserler tarafından olumlu karşılandığı, ancak ön projede 2018 yılında 500.000,00 TL. ve 2019 yılında 1.500.000,00 TL. olmak üzere planlanan toplam 2.000.000,00 TL. lik sermaye artırımıyla ilgili komiser raporunun düzenlendiği tarihe kadar herhangi bir sermaye ödemesi yapılmadığı ve daha sonra revize ön projesinde sermaye artırımın 5.000.000,00 TL. olarak planlandığı fakat bunun tamamının 2019 yılı için öngörüldüğü anlaşılmıştır.Bu şirket yönünden de revize projesinde borçların ödenmesi için vade 36 ayık süreye çekilmiş olup, toplam 36.406.706,66 TL. Tutarındaki borcun ödenmesi için konkordato kaynaklarının gösterildiği anlaşılmıştır.Davacı şirketin geçici mühlet sürecinde sözleşme imzalama kapasitesi artmış olmakla birlikte hedeflemiş olduğu——– satış miktarının çok gerisinde kaldığı, geçici mühlet içerisinde yapmış olduğu ——- satışından kar ettiği, imzaladığı sözleşmelerdeki —— üretiminin yapabilmesi halinde yüksek oranda kar edebileceği, ancak bunun yeni sözleşmelerle alınan işlerin yapılması durumunda gerçekleşebileceği anlaşılmakla, dosya kapsamına göre konkordato projesinin uygulanabilirliği konusunda mahkememizde net bir kanaat oluşmaması sebebiyle bu davacı yönünden de kesin mühlet talebinin reddine, şirket borca batık olmadığından iflas kararı verilmesine yer olmadığına dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacıların Kesin mühlet taleplerinin REDDİNE, geçici mühletin kaldırılmasına, her iki şirket de borca batık olmadığından iflas kararı verilmesine yer olmadığına,
2-Komiserlerin görevlerine son verilmesine,tüm tedbirlerin kaldırılmasına,
3-İİK. nun 288/3 maddesi uyarınca bu kararın ——— gazetesinde ilanına,
4-Aynı madde uyarınca bu kararın İİK nun 288/2 maddesinde belirtilen ilgili kurumlara bildirilmesine,
5-Alınması gereken 44,40 TL karar harcına karşılık peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 8,50 TL harcın davacılardan alınarak hazineye irad kaydına,
6-Davacı tarafından yapılan tüm yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
7-Bakiye gider avanslarının ve iflas avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, davacılar vekilleri ile bir kısım alacaklılar ve vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı