Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1005 E. 2020/645 K. 17.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 1.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/1005 Esas
KARAR NO: 2020/645
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 02/09/2018
KARAR TARİHİ: 17/11/2020
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil şirketin müdürlük hizmet sahasında, ————adresi önünde, ——— ekiplerinin yapmış olduğu yağmur suyu giderleri çalışması sırasmda müvekkil şirkete ait kablolara zarar verdiği, söz konusu hasar bedelinin ödenmesi için davalı —— müracaat ettiğini, sözkonusu zararın kendilerinin müteahhitliğini yapan davalı—— vermiş olduğunu belirttiğini, ödeme talebini reddettiğini, bilindiği üzere mevzuat ve –uygulamasına göre, verilmiş olan zarar nedeniyle hem ———–müştereken ve müteselsİlen sorumlu olduğu, müvekkil şirkete verilen hasar nedeniyle, ekte sunulan belgelerden anlaşılacağı üzere müvekkil şirket elemanlarınca hasar tespit edildiği, hasar keşif tutan formu ve malzeme-işçilik cetveli düzenlendiği, akabinde kamusal hizmet niteliğinde olan iletişimin aksamaması adına müteahhit firma tarafından zararın giderildiği, fazlaya dair talep ve dava haklan saklı kalmak kaydıyla —- müvekkil şirket alacağının —— tarih olan hasar tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi, dava masrafları ve ücreti vekaletin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini yönünde talep ve dava etmiştir.
Davalı ————— vekilinin cevap dilekçesinde özetle; Müvekkil şirkete açılan davanın husumet yokluğundan reddinin gerektiği, dolayısıyla davacı alacak iddialarını müvekkil şirkete yöneltemeyeceğİ, taleplerin reddi gerektiği, müvekkil şirketin davalıyı zarara uğratan bir eylemi ve işlemi bulunmadığı, davacını davasını hem kusur yönünden hem de zarar yönünden ispatla mükellef olduğu, ancak dosyada yer alan belge ve bilgiler bu hususları ispatlayacak yeterlilikte olmadığı, davalı tek taraflı olarak düzenlenebilen delillere dayanarak alacak talebi ileri sürüldüğü, bu zamana kadar davacıdan müvekkil şirkete oluşan zararla ilgili sözlü ve ya da yazılı talepte bulunmadığı, bu hasarla ilgili olarak gerek müvekkil şirket yönetiminden gerekse de şantiye sahasından yapmış oldukları araştırmada, iddia konusu hasardan haberdar olan birine rastlanılmadığı, davacı şirket dava dışı ve tam ticari unvanını veremediği bir şirket eliyle giderimini sağladığını ifade ettiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte davacının hasan ederinden çok fazla bir bedelle tanzim yoluna gittiğini ve kamu ve tekel gücüne dayanarak müvekkil şirketin zaranm artırdığım, bu eylemin kötü niyetli olduğunu düşündüklerini, talep edilen miktar, fahiş tutarda bir bedel olduğu, öncelikle davacının bir zarar gördüğünü ardından zarann giderimi için yapılan masrafı ispat etmesi gerektiği, oysa davacının delilleri hasar keşif formu, işletme zarar tablosu, günlük şantiye defteri gibi delillerin tamamı tek taraflı ve her zaman düzenlenen belgeler olması hasebiyle delil olma vasfında olmadığı, bu delilleri kabul etmediklerini, davanın, husumet yokluğundan reddini, haksız ve hukuka aykın devam eden davanın esastan reddini talep etmiştir.
Davalı —— vekili cevap dilekçesinde özetle; TTK 16/2 fıkrası gereğince davalı müvekkilin tacir sayılamayacağı, davalı belediyenin 2886 sayılı Yasanın 1. Maddesi kapsamına giren kuruluşlardan olup davacı ile arasında herhangi bir sözleşme ilişkisi de bulunmadığı, 2886 sayılı yasa uyannca yapılan ihale sonucu sözleşme imzalanan diğer davalı yüklenici firmanın yapmış olduğu kaldırım çalışması sırasında, davacıya ait kablolara verildiği iddia edilen zarann ödetilmesine için huzurda açılan dava 2577 sayılı İYUK 2. Maddesi uyannca tam yargı davası olduğu, bu davalara bakmaya yetkili idari yargı mahkemelerinin görevli olduğu, idari eylem ve işlemlerden dolayı zarar gören kişiler tarafından açılacak tam yargı davalarının idari yargı yerinde çözümlemesi gerektiği, bu konuda —— tarihli karamın olduğu,——– tarihli dilekçe ekinde sunulan örnek içtihadında da kamu hizmeti niteliğindeki idari faaliyet sırasında meydana gelen zararlann İYUK 2. Maddesi hükmünce talebin tam yargı niteliğinde olduğundan bu davalara bakma görevinin idari yargı yerine ait olduğuna dair hüküm kurduğunu, davacının meydana gelen hasara ilişkin, hasardan önce yapılmış olan sigortasının ve poliçesinin olup olmadığını mahkemece sorulmasını talep ettiklerini, eğer davacının hasar tarihinden önce sigorta poliçesi mevcut ise sigortasında öngörülen sınırlar içerisinde dava yoluna gitmeden ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvurması gerektiği, davacı sigorta kuruluşuna başvuru şartını yerine getirmeden dava açılmış ise dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddini talep ettiklerini, diğer davalı ile müvekkil belediye arasında —— uyannca yapılan ihale neticesinde ———- imzalandığı, sözleşme eki teknik şartnamenin 4.10 maddesi gereğince meydana gelen zarardan ihale makamı olan müvekkil idareye husumet yöneltilemeyeceği, ihale doküman lannı oluşturan ve dilekçe ekinde sunulan ——————konu işte oluşan zararda sorumluluğun diğer davalıda olduğu, aynı ——– kararında; ——- hakkında davanın reddettiğini, davacı tarafından dava konusu zararın tespiti ve/veya tazminine yönelik olarak davalı müvekkil belediyeye herhangi bir başvurusu veya ihtarı bulunmadığı, davacı taraf dava dilekçesinde zararının tazminine ilişkin bir başvuruda bulunduğuna ilişkin bir belge de sunmadığı, davacı şirketin dava dilekçesinde ek olarak mahkemeye sunduğu bilgi, belgeler davacının kendi iç yazışmaları, tutanakları v.s olduğu, bu alanda iddia edilen bir durumun gerçekten var olup olmadığına ilişkin delil sunmadığı, bu delilleri bu kapsamda delil olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığı, dava dilekçesi ekinde davacı şirket tarafından düzenlenen tutanaklar, hasar bildirim formaları, resimler dışında meydana gelen zarann yapılan çalışmadan kaynaklandığına dair somut bir belge bulunmadığı, davacının sadece kendi çalışanlannın düzenlediği tutanak ve resimlere istinaden bedel talep etmesinin hukuki dayanağı bulunmadığı, davacının kendi çalışmaları sırasında zarann meydana gelmediğine dair somut bir belgi ve belge dosyaya sunulmadığı, bir an için müvekkil idarenin zarara yol açtığım farz edilirse, bu durumun kabul anlamına gelmediğini, dava şirketin fiber kablolan yüzeye yakın yere döşediğini, oysaki bu gibi durumlar için bu kablolann daha elerine döşenmesi gerektiği, müvekkil belediyenin kamu kurumu olduğunu, yol çalışması kamu hizmeti niteliğinde olduğundan, davacı ile müvekkil belediye arasında herhangi bir sözleşme İlişkisi bulunmadığından ticari avans faizi talebine ve faiz başlangıç tarihine itiraz ettiklerini, İYUK uyannca idari eylemlerden hakları ihlal edilmiş olanlann idari dava açmadan önce, bu eylemleri yazılı bildirim üzerine ve başka suretle öğrendikleri tarihten itibaren bir yıl ve her halde eylem tarihinden beş yıl içinde ilgili idareye başvurarak haklannın yerine getirilmesini istemeleri gerektiği, bu isteklerin kısmen veya tamamen reddi halinde, bu konudaki işlemin tebliğini izleyen günden itibaren —- gün içinde tam yargı davası açılabileceği, davanın dava şartı, görev ve husumet yönünden reddini, esasa girecekse davanın reddini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE
Dava hukuki niteliği itibari ile davacıya ait kabloya zarar verildiği zararın davacı tarafından giderildiği ve bu sebeple zararın davalılardan tazmine yönelik tazminat davasıdır.
Usule uygun taraf teşkili sağlanmış, taraf delilleri getirtilerek tahkikat aşamasında incelenmiştir.
Davacı taraf her ne kadar kablonun kopmasından davalı belediye ve taşeronu firmanın sorumlu olduğu iddiasında bulunmuş ise de delil olarak sunmuş olduğu —- hasar bildirim formunun ve —- tarihli ——– kendi tarafından düzenlendiği davalıların hasarın meydana gelmesine ilişkin kabullerinin olmadığı anlaşılmıştır. Yargılama sürecinde de davalılar hasarın kendileri tarafından meydana geldiğini kabul etmedikleri gibi bu iddiayı red etmişlerdir.
İspat yükü ile ilgili genel kuralı düzenleyen HMK’nin 190 ıncı maddesine göre, “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Davacı taraf sunduğu deliller kapsamında hasara davalıların sebep olduğunu ispatlayamadığından davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 54,40-TL karar harcının peşin alınan 35,90-TL’den mahsubu ile bakiye 18,50-TL’nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından sarfolunan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yargılama gideri sarfolunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalılar ——- lehine AAÜT uyarınca taktir edilen 900,28 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalılara verilmesine,
6-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, kesin olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 17/11/2020