Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/100 E. 2019/65 K. 29.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/100 Esas
KARAR NO: 2019/65
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ: 25/01/2018
KARAR TARİHİ: 29/01/2019
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili 17/11/2016 tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkili … tarafından ‘Kredi Sigorta Bedeli’ adı altında 18.11.2014 tarihinde davalıya ödemiş olduğu 153.315,00 TL sının kendisine geri ödenmemesi, herhangi bir sigorta ve kredi işlemi gerçekleşmemesi üzerine sebepsiz zenginleşme ödenen tutarın tahsili talebi il davalı aleyhine haciz yolu ile ilamsız takip başlattığını, davalının söz konusu takibe böyle bir borç bulunmadığı nedeni ile itirazı üzerine takibin durduğunu, davacı müvekkilinin —– Gayrimenkul unvanlı inşaat şirketinin sahibi olup ticari faaliyetlerinde kullanmak ihtiyacı ile kendisine davalı ve beraber çalıştığı dava dışı 3’cü şahıslar tarafından yapılan taahhüt, yazışma ve telkinler üzerine 1.000.000.- € finansman temini hususunda anlaştığını, devam eden aşamalarda davalı ve söz konusu kredinin çekilmesi hususunda aracılık yaparmış gibi görünen (davalı ile beraber çalışan) dava dışı———– yurtdışı bir finansman kuruluşu ile sözde kontak kurduğu, müvekkile 1.000.000.-€ kredinin verilmesi ile ilgili bir takım belgeler düzenleyerek yazışmalar gerçekleştirdiğinin müvekkil ile yapılan görüşmede öğrenildiğini, davalı …’ın —- bölgesinde ——— acenteliği yaptığını, birlikte hareket ettiği aracı firmalar ve kendi işlettiği sigorta acenteliği vasıtasıyla taahhüt ettikleri kredinin çıkma aşamasında olduğunu bunun temini için sigorta bedeli olarak —– TL ödenmesi konusunda müvekkilini ikna ettiğini, bunun üzerine müvekkilinin —- tarihinde davalının —– şubesindeki —-no.lu hesabına —- TL tutarı sigorta bedeli adı ile yatırdığını, davalı … ve birlikte hareket ettiği şahıslar tarafından gerçekleştirilen görüşmelerde devamlı olarak kredi bedeli olan —–€ transferinin——– gibi ülkeler üzerinde gerçekleştirileceğinin ifade edildiğini, ancak ortada bir kredi başvurusu olmadığı gibi herhangi bir sigorta yapılmadığı gibi sigorta poliçesi de düzenlenmediğini, müvekkilini oyalamaya yönelik göstermelik sürecin ardından davalının taahhüt ettiği kredi bağlantısı kurulamadığını, davalının da karşılıksız olarak hesabına geçen bu tutarı geri ödemediğini, açılmış olan icra takibine ise haksız olarak itiraz edildiğini, davalının bir sigorta firmasının acenteliğini yürüttüğünü, mesleği itibariyle kendisine duyulan güven ve itibarı kullanmak suretiyle müvekkilini aldatarak sebepsiz zenginleştiğini, davalının takip ve dava konusu meblağın neye istinaden hesabına yatırıldığını izah etmek zorunda olduğunu, konu ile ilgili olarak Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurunda bulunulduğunu, davalı adına kayıtlı olan —–İlçesinde ki taşınmazların ve——–plakalı aracın üzerine teminatsız olarak İhtiyati Tedbir konulmasına, itirazın iptali ile takibin devamına, davalının %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin aleyhine başlatılan icra takibine itirazında haklı olduğunu, şöyle ki, davacının kredi kullanmak amacı ile kendisine müvekkil ile beraber çalıştığı dava dışı 3’cü şahıslar tarafından taahhüt, yazışma ve telkinler yapılması üzerine —– finansman temini hususunda anlaştığını söylediğini, ancak müvekkili ile davacı arasında akdedilmiş böyle bir dayanak sözleşme olmadığını, davacının kastettiği 3’cü şahıs———-olup, müvekkilinin bu danışmanlık şirketi ile müşterilik dışında herhangi bir alakasının bulunmadığını, bu şirket ile davacı arasında kredi temini konusunda bir sözleşme kurulmuş ve davacıya taahhüt verilmişse bu taahhüt veya sözleşmenin müvekkilini bağlamadığını, dava dışı ———firması ile davalı müvekkilinin davacının dediği gibi beraber çalışmadığını, kredi temini ilişkisinde müvekkilinin taraf sıfatı ile yer almadığını, müvekkilinin sigorta acentesi olması hasebiyle kendisine teklif edilen kredi sigortası konusunda sigorta acentesi olarak üzerine düşen görev ve yükümlülüklerini yerine getirip sigorta sisteminin çalışma usulü gereği sigorta primini tahsil ettiğini, müvekkilinin sigorta acenteliği kapsamında kendisinden kredinin sigortalanmasına dair talep edilen işlemleri usulüne uygun şekilde tesis ettiğini ve söz konusu bedelin sigorta tahsis ücreti olarak kullandığını, müvekkilinin kredi ilişkisinin tarafı olmadığı gibi kredi ilişkisinden kaynaklanan ihtilafların da muhatabı olmadığını, zira müvekkilinin kredi temin edilmesi taahhüdü bakımından 3’cü kişi konumunda olduğunu, hem Sigorta Hukuku mevzuatı hem de BK hükümleri gereğince müvekkilinin yalnızca kendisine verilen sigorta işinin gereğini usulüne uygun yaptığını, kredinin temin edilememiş olmasının finans danışmanlık ve aracılık hizmeti veren ——— sorumluluğunda olup müvekkilinin uhdesinde davacı tarafa ait bir alacak bulunmadığını, söz konusu uyuşmazlıkta müvekkilinin hiçbir alakası olmadığı halde acenteliğinin acenteliğini yaptığı ——–şirketi tarafından —— tarihinde feshedildiğini, bu nedenle mağduriyet yaşadığını, davacı tarafın dava dilekçesinde kredinin temin edilemediği hallerde ödenmiş olan bedelin iade edileceğine dair taleplerinin müvekkili nezdinde bir geçerlilik arz etmediğini, zira sigortacılıkta sigorta ettiren ile sigortadan faydalanan taraf arasındaki sözleşme hükümlerinin aracı sıfatı ile hareket eden sigorta acentesini bağlamadığını, açıklanan nedenlerle haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE
Davanın hukuki niteliği itibari ile itirazın iptali davası olduğu anlaşılmıştır.
İstanbul Anadolu 24.İcra Müdürlüğünün ——– E sayılı dosyası istenerek dosyamız içine alınmış yapılan inceleme neticesinde ödeme emrinin borçluya —— tarihinde tebliğ edildiği borçlunun —–tarihinde borca faize ve ferilerine itiraz ettiği ve takibin durduğu, hem itirazın hemde itirazın iptali davasının süresinde açıldığı anlaşılmıştır.
Taraflar delil olarak ticari defterlere dayandıklarından; tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş ise de davacı vekili inceleme günü davacının herhangi bir ticari defteri olmadığı gerekçesi ile defter ibraz etmemiş , davalı ise 2014 yılı işletme defterini ibraz etmiştir. İşletme defterinin sadece faaliyet konusunun olması ödeme ve tahsilat ile ilgili kayıtların olmaması nedeni ile dava konusu paraya ilişkin bir kaydın olmadığı görülmüştür.
Davalı cevap dilekçesinde ‘ müvekkilinin sigorta acenteleği kapsamında kendisinden kredinin sigortalanmasına dair talep edilen işlemleri usulüne uygun şekilde tesis etmiş ve söz konusu bedel sigorta tahsis ücreti olarak kullanılmıştır ‘ demek suretiyle davaya konu parayı aldığını kabul etmiştir. Dosyaya sunulan——— incelendiğinde tarafların——– olduğu, sözleşmenin konusunun ———– tarafından onaylanan —— konusunda finansal danışmanlık ve aracılık hizmeti verilmesi olduğu,
Sözleşmenin 3. Nolu bendin (a) fıkrası Danışman tarafından sunulacak hizmetin kapsamının ; Kredinin onaylatılıp kredi gereklerinin ve ödeme planının Şirkete verilmesi ; Sigorta poliçesinin yapılmasını müteakip Kredinin —— Banka İş gününde şirket hesabına aktarılmasını sağlamak.
3 nolu bendin (ı) fıkrasında Kredi gerçekleşmediği takdirde veya şirket iptal ettiğinde Sigorta bedelinin iptali için sigorta firmasına yazı ile bildirilir ve 21 banka günü içinde sigorta firması tarafından iade edilir. Şeklinde olduğu sözleşmenin 17.11.2014 tarihinde imzalandığı ve bir gün sonra davalının hesabına 153.315,00 TL yattığı anlaşılmıştır.
Davalı vekilinin 12.06.2018 tarihli dilekçesinde ‘Tarafmızca davacı adına yapılmış herhangi bir sigorta poliçesi bulunmadığından dosyaya sunulamamaktadır. Ancak sigorta poliçesi olmamasının sebebi, müvekkil davalının sigorta poliçesi yapma yükümlülüğü altında olmamasıdır. Zira davacı tarafın kredi temin edilmesi sürecinde söz konusu krediyi sağlamak için görüştüğü ve davacıya kredi temin edilmesi adına yazışma, telkin ve taahhütlerde bulunan şirketler, davacının da dilekçesinde bahsetmiş olduğu diğer 3.şahıslar ve——- şirketidir. Davacı kredi teminine yönelik tüm süreci dava dışı şirketler ile yürütmüş olmasına, müvekkil şirket bu süreçte yalnızca başta aracı konumda bulunmasına rağmen davacının söz konusu bedelleri müvekkilin hesaplarına göndermiş olması sebebiyle icra takibini ve işbu davayı müvekkile karşı ikame etmiştir. Davacı taraf, müvekkilin herhangi bir ilişkiye dayalı olmadan sebepsiz menfaat elde ettiğini iddia etse de ekte sunmuş dekontlardan da görüleceği üzere müvekkil uhdesinde davacı taraftan gelen bir bedel kalmamıştır. Müvekkil, davacının göndermiş olduğu bedelleri, davacının kredi temini için görüşmüş olduğu şirketlerin (sahiplerinin veya çalışanlarının) hesabına aktarmıştır. Bu doğrultuda müvekkil, hem kredi ilişkisinin tarafı olmadığından hem de kendi uhdesinde davacı tarafa ait bir bedel bulundurmadığından bu ihtilafın muhatabı olmayıp müvekkilin davacı tarafa herhangi bir borcu bulunmamaktadır. ‘ demek suretiyle dilekçe ekine 6 adet banka dekontu sunmuş bu dekontlarda
1-Gönderen … tarih —- alıcı ——– Tutar 34.350,00 TL Açıklama-
2-Gönderen … tarih —– alıcı —- 34.350,00 TL Açıklama –
3-Gönderen … tarih —– alıcı-Tutar 32.550,00 TL Açıklama-
4-Gönderen … tarih -alıcı –Tutar 6.000,00 TL Açıklama-
5-Gönderen … tarih – alıcı — Tutar 6.000,00 TL Açıklama –
6-Gönderen … tarih – alıcı – Tutar 7.750,00 TL Açıklama- – şeklinde dağıtılan paralardan sonra davalıda 32.315,00 TL paranın kaldığı anlaşılmıştır.
Davalı cevap dilekçesinde dava konusu parayı sigorta ücreti olarak tahsil ettiği savunmasında bulunmuş ise de 12.06.2018 tarihli dilekçesinde sigorta yapmadığını bu sebeple poliçe sunamayacağı savunması yapmak sureti ile davaya konu paranın kendisine verilme sebebini açıklayamamıştır. Davalının parayı davadışı kimseler gönderdiği için sorumlu olmayacağı savunmasına hukuki bir dayanağı olmadığı için itibar edilmemiştir.
Bu haliyle dava konusu uyuşmazlığa 6098 sayılı TBK nın 77 maddesinde tanımlanan sebepsiz zenginleşme hükümleri uygulanacaktır. Çünkü davalı haklı bir neden olmaksızın davacının malvarlığından zenginleşmiştir ve haksız zenginleşmenin iadesi gerekecektir. Yukarıdaki izah edilen nedenlerden dolayı davalının iyi niyetinden bahsedilemeyeceği için TBK 117/2 gereği sebepsiz zenginleşmenin gerçekleştiği tarihte temerrüde düşmüş olacaktır.
Davacı ödemiş olduğu 153.315.00 TL ye ödeme tarihi olan 18.11.2014 tarihinden 06.05.2016 takip tarihine kadar %9 yasal işlemiş faiz isteyebileceği ve işlemiş faizin 20.237,58 TL olmasına rağmen davacının takip talebinde 20.224,98 TL talep ettiği ve taleple bağlılık ilkesi gereği bu bedelin kabulü gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
1-Davanın KABULÜ ile, davalının İstanbul Anadolu 24. İcra Müdürlüğünün —— Esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamına,
2-Alacak likit olmakla birlikte dava konusu 173.539,98 TL alacağın %20’si oranındaki 34.707,99 TL inkar tazminatının davacı lehine davalıdan tahsiline,
3- Alınması gereken 11.854,52-TL karar harcına karşılık peşin alınan 2.095,93-TL’nin mahsubu ile bakiye 9.758,59-TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafından sarf olunan 1.000,00-TL bilirkişi ücreti, 165,00-TL tebligat-müzekkere gideri, 2.095,93-TL başvurma harcı, 29,20-TL peşin harç ve icra dosyasında alınan 867,70-TL harç toplamı 4.157,83-TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı lehine AAÜT uyarınca taktir olunan 16.362,40-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafından sarf olunan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
7-Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Dair, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 29/01/2019