Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/993 E. 2019/319 K. 21.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2017/993 Esas
KARAR NO : 2019/319

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 14/09/2017
KARAR TARİHİ : 21/03/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: davacı şirketin yurt genelinde vinçli taşıma ile nakliye işiyle iştigal ettiğini, davalının birçok defa davacıdan vinçli nakliye hizmeti aldığını bu hizmetlere ilişkin tahakkuk eden ücretlerin davacı tarafından faturalandırılarak davalıya gönderildiğini davalının bu faturalara süresinde itiraz etmediğini, tüm uyarılara rağmen ödememesi üzerine davalı aleyhine İstanbul Anadolu —–. İcra Müdürlüğü’nün 2016/20081 esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davalının takibe itiraz ettiğini davalının yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalıya usulüne uygun dava dilekçesinin tebliğine rağmen dosyaya herhangi bir cevap dilekçesi sunulmamıştır. HMK’nun 128. Maddesi uyarınca; Süresi içinde cevap dilekçesi vermemiş olan davalı, davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaların tamamını inkâr etmiş sayılır.
İNCELEME ve GEREKÇE : Dava, hukuki niteliği itibari ile tacirler arasında faturaya dayalı alacak nedeniyle başlatılan icra takibine itirazın iptali davası ilişkindir.
Dosyamız arasına alınan İstanbul Anadolu ———. İcra Müdürlüğü’nün 2016/20081 Esas sayılı icra dosyasının yapılan incelemesinde takibin 03/10/2016 tarihinde takip başlatıldığı ödeme emrinin davalı/borçluya 06/10/2016 tarihinde tebliğ edildiği davalının süresinde 10/10/2016 tarihinde takibe itiraz ettiği ve takibin durduğu anlaşılmıştır.
Davacının; borçlu tarafından yapılan 10/10/2016 tarihli itirazın İİK.nun 67.maddesinde belirtilen bir yıllık süre içerisinde mahkememize davayı açtığı anlaşıldığından, açılan davanın süresinde olduğu görülmüştür.
Davada aktif ve pasif taraf husumetinin sağlandığı anlaşılmış olup taraflar arasında bu hususta çekişme yoktur.
Taraflar tacir olup, delil olarak ticari defterlere dayandıklarından; taraflara inceleme gün ve saatinde belirtilen yıllara ilişkin ticari defter ve kayıtlarını hazır etmeleri aksi halde HMK 220 ve devamı maddeleri gereğince defterlerini sunmayan tarafın ticari defterlerine lehine delil olarak dayanamayacağının ve tekrar sunamayacakları usulüne uygun biçimde ihtar edilmiş; davalının defterlerinin——- bulunması gözetilerek Zile Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne talimat yazılmış; talimat mahkemesince ihtaratlı davetiye çıkarılmasına rağmen davalı tarafça defterler ibraz edilmemiş; davacının defter inceleme neticesinde dosyamız bilirkişiye tevdii edilmiş olup , bilirkişi mahkememize hitaben sunmuş olduğu raporunda özetle: davalı tarafın defterlerini ibraz etmediğini, davacının e defter kayıtlarında yapılan incelemede 11/08/2016 tarihi itibariyle davacının davalıdan 29.677,00 TL alacaklı olduğunu mütalaa etmiştir.
Bilirkişi raporu HMK 280. Maddesi uyarınca taraflara tebliğ edilmiştir. Bilirkişi raporu yeterli, denetlenebilir ve hüküm kurmaya elverişli olduğundan itibar edilerek hükme esas alınmıştır.
Toplanan deliller, icra takip dosyası, dava dilekçesi, ticari defterler, —– kayıtları, bilirkişi incelemesi bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davacı ile davalı arasında ticari ilişki olduğu davacı tarafın incelenen defterleri ile sabittir. Ticari defterlerin ticari davalarda delil olarak kabul edilmesi için HMK’nun 222. Maddesi uyarınca kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması gerekmektedir. Bilirkişi raporunda davacı taraf defterlerinin HMK 222. Maddesinde belirtilen usulde olduğu tespit edilmiştir. Davalı tarafa ise HMK 220 ve devamı maddeleri gereğince defterlerini sunması için ihtaratlı davetiye gönderilmesine rağmen davalı taraf defterlerini sunmadığından; ticari defterlerine lehine delil olarak dayanamayacağı anlaşılmıştır. Davacı tarafça davalı adına 4 adet vinç kiralama bedeli kaynaklı fatura kesilmiş olup; ——– formlarının incelenmesinde ——– tarihli fatura ve — tarihli fatura bedellerinin bildiriminin davacı tarafça yapıldığı görülmüştür. Davacının ticari defter kayıtları ve — formları davacı lehine; 27.06.2016 tarihli fatura ve 19.07.2016 tarihli faturaya konu vinç kiralama hizmetinin yapıldığı hususunda delildir. 01.08.2016 ve 11.08.2016 tarihli fatura tutarları 5.000,00 TL altında olduğundan — bildirim kapsamında olmadığından bu yönde bir inceleme yapılamamıştır. Davacının delil listesi ekindeki mutabakat metni incelendiğinde; davacı şirket ile davalı …—— arasında 2016 Haziran dönemi ve 2016 Temmuz dönemi için mutabakat metni imzalandığı ve bu doğrultuda davacı şirket tarafından Gelir İdaresine beyan edildiği görülmüştür. Gelir idaresi kayıtları incelendiğinde davacı ile davalı arasında faturaya konu ticari ilişkinin olduğu sabit olup; davacı tarafın ticari defterleri, ticari defter ile örtüşen BA-BS kayıtları, davacı ve davalı tarafın kaşe ve imzalarının bulunduğu mutabakat metni birlikte değerlendirildiğinde dava konusu dört adet faturaya konu hizmetin davacı tarafından davalıya verildiği ispat edilmiş olup; davalının icra takip dosyasındaki faturaya konu asıl alacak bakımından itirazının hukuki dayanaktan yoksun olduğu anlaşıldığından; İstanbul —–. İcra müdürlüğünün 2016-20081 sayılı dosyasındaki alacak miktarına ilişkin davalı borçlu tarafından yapılan itirazın 29.677,00 TL için İİK 67 maddesi gereğince iptaline, takibin işin ticari iş olması ve bu husustaki talep gözetilerek takip tarihinden itibaren işleyecek yıllık %10,50 AVANS faiz üzerinden devamına karar verilmiş; Yargıtayın yerleşik içtihatları gereğince fatura alacağı likit olmakla; asıl alacağın %20’si icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, faturaya konu alacaklar bakımından davalı tarafın usulüne uygun temerrüde düşürüldüğü sabit olmadığından icra takibine faiz yönünden yapılan itiraz yerinde görülmekle itirazın faiz yönünden geçerli olduğu kabul edilerek davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
DAVANIN KISMEN KABUL, KISMEN REDDİ İLE;
1) İstanbul Anadolu —–. İcra müdürlüğünün 2016-20081 sayılı dosyasındaki alacak miktarına ilişkin davalı borçlu tarafından yapılan itirazın 29.677,00 TL’sinin İİK 67 maddesi gereğince İPTALİNE, takibin takip tarihinden itibaren işleyecek %10,50 oranında avans faiz üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2- Faturadan kaynaklanan alacak likit olmakla; 29.677,00 TL asıl alacağın %20’si icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3- Alınması gerekli 2.027,23 TL harcın davacı tarafça yatırılan 366,95 TL peşin harçtan mahsubu ile 1.660,28 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafça yapılan 366,95 TL harç gideri, 149,50 TL posta-tebligat masrafı, 600 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.116,45 TL giderin davanın kabul red oranı gözönünde tutularak
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan —– uyarınca 3.561,24 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davanın kabul red oranı gözönünde tutularak 1.090,50 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin ve davalı asilin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı