Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/986 E. 2018/1117 K. 08.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/986 Esas
KARAR NO : 2018/1117
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/09/2017
KARAR TARİHİ : 08/11/2018
Mahkememizde görülen davanın yapılan incelemesi sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Davalı … ile müvekkili arasında oluşan ticari ilişki çerçevesinde mal sevkiyatı yapıldığını, bir çok mal alım satımı gerçekleştiğini ve müvekkili tarafından davalıya kesilen faturalardan kaynaklanan borcun davalı tarafça ödenmediğini, borcun tahsili için İstanbul Anadolu 16. İcra Dairesi …. E. sayılı dosyasında başlatılan ilamsız icra takibine … tarihinde davalı tarafından itiraz edildiğini, haksız ve kötü niyetli olarak takibini durdurulduğunu, takibe yapılan itirazın iptali gerektiğini; aradaki ticari ilişki kapsamında davalıya mal sevkiyatı yapıldığını, ancak davalının malların bedelini ödemediğini, müvekkilinin maddi anlamda zarara uğradığını, cari hesap ekstrelerini sunduklarını, müvekkilinin davalı şirketten, 60.130,34 TL asıl alacağı bulunduğunu, alacağın tahsili bakımından müvekkilinin icra takibi yapmak zorunda kaldığını, söz konusu borcun varlığı ve bedelinin davalı tarafça bilindiğini, davalının müvekkilini zarara uğratmak ve borcu Ödemekten kaçınmak maksadında olduğunu, davalının kötü niyetle icra takibine itiraz ettiğini ve talep edilen alacak likit olduğundan, davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ettiklerini, açıklanan nedenlerle huzurdaki davayı açma gerektiğini beyanla, davalının, İstanbul Anadolu 16. İcra Dairesi …. E. sayılı icra takibine yapılan itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA:Davalı vekili savunmasında özetle: Davacının dava dilekçesinin açık olmadığını, dava konusu yaptığı malların hangisi olduğu ve hangi malların bedelini alamadıklarını açıklamadığını, davacının müvekkili şirket ile olan ticari ilişkide alım satıma konu hangi malların faturalandırdığını, müvekkiline gönderdiği hangi malların bedelini alamadığını izah etmediğini, Taraflar arasında yapılan sözleşmede malların cins ve miktarı ile birlikte hangisinin ne zaman gönderildiğinin belirtilmesi gerektiğini, davacının müvekkili ile yaptığı ticari ilişkilere dair bütün faturaları sunduğunu, ancak; 2014 yılından 2015 yılına kadar kestiği faturalı maldan hangisinden ne miktar bedel alamadığını izah etmesi gerektiğini, müvekkilinden alınan, poliçe bono çek gibi ödemeler ve davacının banka hesapları incelendiğinde durumun aydınlığa kavuşacağını, müvekkilinin defterlerinde davacı şirketten alınan mal bedellerinin eksik ödendiği veya hiç ödenmediğine dair bir kayıt bulunmadığını, davacının tüm ticari defter ve kayıtları incelendiğinde; durumun aydınlanacağını, müvekkilinin davacıya hiçbir borcu olmadığının da anlaşılacağını, Bu nedenle açılan davanın hiçbir hukuki sebep ve mesnedi olmadığını, durumun bilirkişi tetkikatından da anlaşılacağını beyanla; davanın usul ve esas yönden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE : Dava, hukuki niteliği itibari ile fatura alacağından kaynaklanan cari hesap alacağına dayalı icra takibine yapılan itirazın iptali davasına ilişkindir.
İstanbul Anadolu 16. İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyası getirtilerek dosyamız içine konmuştur. İcra takibi incelendiğinde, ödeme emrinin 26/04/2017 tarihinde borçlu/davalıya tebliğ edildiği, borçlunun 02/05/2017 tarihinde borca ve faize itiraz ettiği ettiği, hem icra takibine itirazın hem de iş bu itirazın iptali davasının süresinde açıldığı, itirazın borca, faize kısaca esasa ilişkin olduğu, icra müdürlüğünün yetkisine bir itirazın olmadığı anlaşılmıştır.
Davacı, taraflar arasındaki ticari ilişki çerçevesinde davalıya bir takım mal sevkiyatı yapıldığını, faturalardan kaynaklanan cari hesap bakiyesinin ödenmemesi nedeniyle icra takibi başlattıklarını iddia etmiş; davalı ise, aralarındaki ticari ilişkiyi kabul etmekle birlikte davacıdan aldıkları mallara ilişkin olarak bakiye borçlarının bulunmadığını, savunmuştur.
Davalıya dava dilekçesinin 30/09/2017 tarihinde tebliğ edildiği, cevap dilekçesinin ise 26/10/2017 tarihinde sunulduğu görülmekle, 2 haftalık yasal süresi içerisinde sunulmayan cevap dilekçesinin verilmemiş sayılmasına ve davalının münkir addedilmesine karar verilmiştir.
Tarafların tacir olması nedeniyle defterler üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verildiği, davacı tarafın defterlerini sunduğu, davalı tarafın ise yapılan ihtarata rağmen inceleme günü defterlerini hazır etmediği anlaşılmıştır. İncelenen davacı defterleri uyarınca; davacı defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğu, davacının davalıdan takip tarihi itibariyle 60.130,34 TL alacaklı olduğu, ilgili faturaların davacı tarafından form BS beyannamesi ile ilgili vergi dairesine bildirilmiş olduğu, davacının asıl alacak yönünden itirazın iptali isteminin yerinde olduğu, ancak takipten önce temerrüt oluşmadığından davacının işlemiş faiz talebinin yerinde olmadığı anlaşılmakla davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın kısmen kabulü ile; davalının icra dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptaline, takibin 60.130,34 TL üzerinden devamına, takipten önce temerrüt oluşmadığından davacının işlemiş ve fazlaya ilişkin isteminin reddine,
Alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına,
2-Alacak likit ve itiraz haksız olduğundan alacağın %20 ‘si oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacı tarafa verilmesine,
3-Alınması gerekli 4.107,50 TL harçtan peşin alınan 1.067,65 TL harcın mahsubu ile bakiye 3.039,85 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından bilirkişi ve tebligat ücreti olarak yapılan 706,50 TL yargılama giderinin ret ve kabul oranı dikkate alındığında bakiye 679,52 TL’sinin ve 31,40 TL başvurma harcı ile 1.067,65 TL peşin harç olmak üzere toplam 1.778,57 TL masrafın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, arta kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı taraf gider yapmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Taraflarca yatırılan ancak sarf olunmayan gider avansı olması halinde karar kesinleştiğinde talep halinde taraflara iadesine,
7-Hüküm altına alınan miktar üzerindenn AAÜT hükümlerine göre davacı lehine 6.964,34 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Reddedilen kısım yönünden davalı lehine 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 05/12/2018