Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/982 E. 2019/590 K. 23.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/982 Esas
KARAR NO : 2019/590
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 12/09/2017
KARAR TARİHİ: 23/05/2019
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı tarafından müvekkili aleyhine İstanbul Anadolu 18. İcra Müdürlüğü ‘nün ————- esas sayılı dosyası ile ödeme emri gönderildiğini, bu ödeme emrinde müvekkilinin kendisine takip masraflarıyla beraber 108.598,92 (asıl borç 95.750,00 TL) borçlu olduğunu iddia ettiğini, ancak bu iddianın gerçek dışı olduğunu, davalının söz konusu borca dayanak olarak gösterdiği çekin bir teminat çeki olduğunu, müvekkilleri ile icra takibi ile alacaklı olduğunu iddia eden şirket arasında 26.10.2016 tarihinde satış sözleşmesi imzalandığını, sözleşmede yazan edimlerini müvekkili sözleşmeye uygun bir şekilde yerine getirdiğini, yer düzenlemesi sonrasında satış sözleşmesinde belirtildiği şekli ile kararlaştırılan ve toplam tutarı 605.978,00 TL olan satış konusu ekipmanın müvekkili tarafından alındığını ve bedellerin tamamının banka yolu ile ödendiğini, teminat çeki verirken iyi niyetli olan müvekkilin satış sözleşmesinde belirtilen ücretin tamamını davalı şirkete ödediğini ve çekin geri verilmesi için davalı şirkete birçok kez ihtarda bulunmasına rağmen çeki geri alamadığını, davalı şirket borcunun tamamını ödeyen müvekkilinden sözleşmede belirtildiği için aldığı çeki müvekkiline vermeyerek kötü niyetli olarak takibe koyduğunu, müvekkili ile davalı arasında tek ticari ilişinin satış sözleşmesi ilişkisi olduğunu, müvekkili şirket tüm borcunu ödediği için davalı şirketin müvekkillerinden herhangi bir alacağı kalmadığını belirtmiş olup, açıklanan nedenlerle müvekkillerinin davalı lehine herhangi bir borcu bulunmadığının tespitine, %20 ‘den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, takibin tedbiren durdurulmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu çekin teminat çeki olmadığını, davacının borcundan dolayı müvekkiline verildiğini, ödemeyince de davacı aleyhine İstanbul Anadolu 18.İcra Müdürlüğü ‘nün ———– esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davacı ödem emrini tebliğ aldığı halde herhangi bir itirazda bulunmayarak borcu kabul ettiğini, davacının teminat çeki ise hangi borç ilişkisinin teminatı olduğunu yazılı delil ile ispat etmesi gerektiğini, davacının belirttiği 26.10.2016 tarihli satış sözleşmesinin ve banka dekontlarının işbu davaya konu çekle herhangi bir ilişkisinin bulunmadığını, davacının 06.10.2015 tarih 14168006 sayılı sözleşme ile dava dışı ————- kapsamında ————— isimli ——–Taahhütlü Kredi Sözleşmesi imzaladığını, anılan sözleşmeye istinaden 605.978,00 TL bedelli davalının da dava dilekçesinde zikrettiği sözleşmeyi müvekkili ile imzalayarak müvekkilinden makine ve ekipman satın aldığını, bu kapsamda keşide edilen— no.lu ——- tarih —— TL bedelli, ——- tarih ——- TL bedelli, ———— no.lu ———- tarih ——- TL faturalar nedeniyle davacının davalı müvekkiline toplam ———- TL borcu bulunduğunu, davacı sözleşme konusu mal ve hizmeti teslim alarak çiftliği faaliyete geçirmiş olup bu konunun ihtilafsız olduğunu, dava dışı Tarım İl Müdürlüğü ‘nün hibe taahhütlü kredisini onaylaması için davacının müvekkili ile imzaladığı sözleşmeden kaynaklanan borcu ödemiş olması ve çiftliği fiilen faaliyete geçirmesinin şart olduğunu, davacı sözde ödemeleri müvekkiline gönderip müvekkilinden borç adı altında tekrar iade aldığını aynı parayı tekrar müvekkiline göndererek bu işlem 6-7 kez tekrarlandığını, söz konusu gönderilere ait banka dekontlarını ve sair belgeleri tarım il müdürlüğüne sunarak borcunu ödediğine yönelik bir intiba oluşturduğunu, davacı bu şekilde 7 kalemde toplam 656.000 TL müvekkiline para gönderdiğini, müvekkilinde 6 kalemde toplam 605.100,00 TL tutarında davacıya borç para verdiğini, tarım il müdürlüğü yerinde tespit yaparak sözleşmeden kaynaklanan borcun ödendiği, çiftliğin fiilen faaliyete geçtiğini tespit ettikten sonra davacının hibe kredisini serbest bıraktığını, davacı hibe kredisini kullandığı halde sözleşmeden ve müvekkilinden aldığı borçtan kaynaklanan bir kısmını ödediğini ancak mütebaki ——— TL kısmını ödemediğini, dava dışı ———— kendisine ait deniz bank hesabından müvekkiline ait garanti bankası hesabına ————- tarihinde gönderdiği ———– TL’nin, davacının ———- vadeli —sayılı ————- TL bedelli karşılıksız çıkan çek ile aynı tarihli —— Sayılı ———- TL ‘lik karşılıksız çıkan çekine mahsup edildiğini, dava dışı ————kendisine ait deniz bank hesabından müvekkiline ait ——hesabına———– tarihinde gönderdiği ——- TL’nin ise davacının —– Şubesi ——– vadeli —– sayılı ————–TL bedelli karşılıksız çıkan çekine mahsuben ödendiğini belirtmiş olup, açıklanan nedenlerle haksız davanın reddine, davacı aleyhinde %20 ‘den az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME GEREKÇE :
Dava, niteliği itibariyle icra takibine konu edilen çek hakkında borçlu olunmadığı iddiası ile açılmış menfi tespit istemine ilişkindir.
İstanbul Anadolu 18.İcra Müdürlüğünün ———- E sayılı dosyası uyap sistemi üzerinden getirtilerek dosyamız içine alınmıştır. Dosyanın incelenmesinden mahkememiz davacısının icra dosyasında borçlu sıfatında olduğu, takip konusunun borçlu olunmadığının tespiti istenilen …’ ye ait ——-keşide tarihli —- çek no.lu ve ———– TL bedelli çek olduğu, lehtarın ve ilk cirantanın davalı … olduğu, anlaşılmıştır.
Takibin 05.05.2017 tarihinde başlatıldığı ödeme emrinin davacı/borçluya———– tarihinde tebliğ edildiği tespit edilmiştir.
Yargılama sürecinde taraf delilleri usulüne uygun toplanmış olup ticari defterleri üzerinde inceleme yaptırılmış uzman uzman bilirkişiden rapor aldırılmıştır. Bilirkişi 31.01.2019 tarihli raporunda sonuç olarak ‘… Huzurdaki davanın konusu, davalı tarafından davacı aleyhine başlatılan icra takibine konu çekten dolayı davacının davalıya borçlu olup olmadığının tespitine ilişkindir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı tarafından verilen takip konusu çekin teminat çeki olmadığını, taraflar arasında imzalanan sözleşme gereği davacıya 614.915,06 TL tutarlı mal ve hizmet verdiğini, karşılığında davalının 144.765,06 TL’lik bakiye borcunu ödemediğini, dava konusu çekin taraflar arasındaki sözleşme ile bir ilgisinin bulunmadığını belirtmiş olup, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Verilen yetki ile tacir olan tarafların defterleri incelenmiş olup, TTK ve VUK hükümlerine göre usulüne uygun tutuldukları, davacı şirketin kendi defterlerinde 2016 yılı sonu itibariyle davalı şirkete 606.000,00 TL BORÇ kaydettiği, karşılığında 606.000,00 TL ALACAK kaydı girmek suretiyle herhangi bir borç/alacak bakiyesi bulunmadığı, davalı şirketin kendi defterlerinde ise davacı şirkete 1.676.665,66 TL BORÇ kaydettiği, karşılığında 1.531.750,00 TL ALACAK kaydetmek suretiyle, davalı şirket 30.01.2017 tarihi itibariyle 144.915,66 TL alacaklı gözüktüğü tespit edilmiştir.
Davalı tarafından dava dosyasına sunulan faturaların, taraflar arasında imzalanan satış sözleşmesine istinaden davacıya teslim edilen makine ve ekipmanlara ilişkin oldukları ve toplam bedellerinin —–TL olduğu, faturaların teslim alan bölümünde isim ve imzanın bulunmadığı,——–tarih, ———- no.lu,————TL tutarlı faturanın her iki şirket defterlerinde kayıtlı olduğu, bu fatura yönünden teslim/ifa konusunda zaten bir ihtilafın bulunmadığı,
Ancak, diğer iki faturanın ———— davacı defterlerinde kayıtlı olmadığından, her ne kadar dava dosyasında——— başlıklı belge olsa da, teslim alınan makineler garanti kapsamında olduğundan zaten tarihleri de örtüşmeyen faturanın servis formları ile ilişkilendirilemeyeceği, böylelikle davalının da zikredilen bu iki fatura yönünden teslim edimini ispat edemediği değerlendirilmiştir.
Dava dosyasına sunulan dekontların incelenmesinde; davacı şirket tarafından davalı şirkete ——–TL gönderilmiş olduğu, davacı şirket tarafından davalı şirkete 656.000,00 TL gönderilmiş olduğu görülmüştür. Karşılıklı bu para alışverişinde, teşvikli alınan makine için, davacının yaptığı ödemenin aynı gün davalı tarafından geriye iade edildiği, bu para alışverişinde 50.000 TL hariç birebir aynı tutarın girdi-çıktı yapılmış olduğu, dava dışı ————- kapsamında ————– isimli Hibe Taahhütlü Kredi Sözleşmesi kapsamında bir takım teşviklerin alınmasının şartı için yapıldığına ilişkin beyanın taraflarca ihtilafsız olduğu anlaşılmıştır.
Somut olayda; taraflar arasında 27.04.2016 tarihinde imzalanmış Satış Sözleşmesi ile ticari ilişkinin ihtilafsız olduğu, davalı şirketin sözleşmeye istinaden davacı şirkete toplam 614.915,06 TL tutarlı 3 adet fatura tanzim ettiği, işbu faturalardan sadece 605.978,00 TL tutarlı faturanın davacı şirket defterlerinde kayıtlı olduğu, davacı şirket tarafından işbu fatura tutarı kadar ödeme kaydı girilerek bakiyenin kapatılmış olduğu, ancak davacı tarafından yapılan ödemelerin aynı gün davalı şirket tarafından iade edildiği, daha sonra bu işlemin yine tekrarlamış olduğu, davacının 656.000,00 TL ödemesine karşılık, davalı tarafından 606.000,00 TL’nin davacının hesabına gönderilmiş olduğundan 606.000,00 TL tutarlı ödemenin davacı borcundan düşmeyeceği değerlendirilmiştir.
Dava dosyasında bulunan bilgi ve belgelerle, tarafların defter & belgelerinin incelenmesi, Sayın Mahkemece bilirkişiye verilen görev ile sınırlı olarak mezkûr surette tahakkuk eden değerlendirme neticesinde;
A-Takip konusu çekin teminat çeki olup olmadığı yönünden; Taraflar arasında imzalanan 27.04.2016 tarihli Satış Sözleşmesi’ne konu ürünlerin satış bedelinin 395.750,00 TL + KDV olduğu, ödemelerin, Peşinat 50.000 TL, 30.05.2016 tarihinde 50.000 ve 30.06.2016 tarihinde 50.000 TL çek ile 245.750,00 TL kalan kısım———– ödemesi ile kalan kısım için teminat çeki alınacağına kararlaştırılmış olduğu, ancak davalı şirketin sözleşme gereği sözleşmede belirlenen tutardan daha fazla 605.978,00 TL tutarlı fatura içeriği mal verdiğinin bu faturanın her iki şirket defterlerinde de kayıtlı olması sebebiyle ihtilafsız olduğu,ifadesi yer alsa da sözleşmede de toplam borcun azalmasında anlamının çıktığı, takip konusu çekin sözleşmeye konu borcundan cari hesaba mahsuben verilmiş şekilde kayıtlara alındığı,
B- Davacı tarafından yapılan ödemeler ve davalı tarafından iade edilen ödemeler yönünden; Dava dosyasına sunulan dekontlar ve Bankalardan gelen yazı cevaplarının incelenmesinde; davacı tarafından davalıya gönderilen 656.000,00 TL tutarlı ödemeye karşılık, 606.000,00 TL’sinin davalı şirket tarafından aynı gün davacı şirkete borç açıklamalı iade etmiş olduğu, dolayısıyla davacı tarafından gönderilen 606.000,00 TL tutarlı ödemenin sözleşmeye istinaden düzenlenen fatura borcundan değil, dava dışı Tarım İl Müdürlüğünün teşvikli projesinden faydalanmak amaçlı prosedürün yerine getirilmesi amaçlı tahsilat-tediye şeklinde karşılıklı işlem olduğu, düşmeyeceği,
C-Davacının borçlu olup olmadığı yönünden; Taraflar arasında ——— tarihinde imzalanmış Satış Sözleşmesi ile ticari ilişkinin ihtilafsız olduğu, Tarafların incelenen 2016-2017 yılı ticari defterlerinin TTK ve VUK hükümlerine göre usulüne uygun tutulduğu, davalı şirketin sözleşmeye istinaden davacı şirkete toplam ——- TL tutarlı 3 adet fatura tanzim ettiği, faturalardan ———- tarih,——— TL tutarlı ve —— tarih, ———- TL tutarlı olmak üzere toplam 8.937,66 tutarlı faturaların davalı defterlerinde kayıtlı olmadığı, faturaların teslim alan bölümünde isim ve imza bulunmadığından bu iki faturanın ispata muhtaç olduğu, işbu faturalardan sadece 605.978,00 TL tutarlı faturanın davacı şirket defterlerinde kayıtlı olduğu, davacı şirket tarafından işbu fatura tutarı kadar ödeme kaydı girilerek bakiyenin kapatılmış olduğu, ancak davacı tarafından yapılan ödemelerin aynı gün davalı şirket tarafından iade edildiği, daha sonra bu işlemin yine tekrarlamış olduğu, davacının 656.000,00 TL ödemesine karşılık, davalı tarafından 606.000,00 TL’nin davacının hesabına gönderilmiş olduğundan 606.000,00 TL tutarlı ödemenin davacı borcundan düşmeyeceği, davalı şirketin defterlerinin incelenmesinde; davacı şirket tarafından yapılan havale ödemeleri ve çek ödemeleri mahsup edildiğinde, davalının 144.915,66 TL alacaklı gözüktüğü, işbu davalı alacağından ispata muhtaç olan 2 adet fatura toplamı 8.937,66 TL mahsup edildiğinde, ———-TL davalının alacaklı olduğu değerlendirildiğinde, davacının takip konusu, muhatap bankası ————–Şubesi, Keşidecisi ——————- ÇEK NO.LU, 95.750 TL çekten dolayı davalıya borcunun bulunduğu değerlendirilmiştir.
Ancak, Sayın Mahkemenin gerek savunmalarının tümü ve gerekse faize hasren tamamen davacı müdafaaları yönünde hüküm kurmak hususunda da hiç şüphesiz muhtar bulunduğu, İCRA İNKÂR TAZMİNATI VE sair hususların yüce yargı makamının münhasır takdiri içinde kaldığı, kanaatlerine ulaşılmıştır.’ şeklinde mütalaa vermiştir. Düzenlenen rapor bilimsel denetlenebilir olduğundan hükme esas alınmıştır. Davacı her ne kadar söz konusu çekin teminat çeki olduğu iddiasında bulunmuş ise de iddiasını ispatlayamadığından davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 44,40-TL karar harcına karşılık peşin alınan 1.854,60-TL harçtan alınarak ile bakiye 1.810,20-TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı lehine AAÜT uyarınca takdir edilen 11.437,91-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Bakiye gider avansının talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.23/05/2019