Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/966 E. 2018/220 K. 08.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/966 Esas
KARAR NO : 2018/220
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 11/09/2017
KARAR TARİHİ : 08/03/2018
Mahkememizde görülen davanın yapılan incelemesi sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA : Davacı vekili daha sonra yetkisizlik kararı veren İstanbul 36. Asliye Ticaret Mahkemesine sunduğu dava dilekçesinde özetle: Müvekkili ile davalı arasında “akaryakıt tüketimi ve ne kadar yol aldıklarını ve ne kadar akaryakıt tükettiklerini güvenli olarak öğrenebilmek ve tüketime ilişkin ödemeleri tek elden yapmak” konularında “yakıtmatik sözleşmesi” imzalandığını, bunlardan birinin davalı- borçlu firma ile davalı borçlu firmanın bayiliğini yapan şirket olduğunu, diğerinin ise davacı firma ile akdedilen sözleşme olduğunu, bu sözleşme kapsamında………….. plakalı 2010 model Fiat marka araca alındığı tarihten itibaren sözleşmeye uygun olarak davalı firmadan yakıt ikmali yapıldığını, 15/06/2011 tarihinde akaryakıt alındıktan bir süre sonra araçta meydana gelen arızadan dolayı servise gidildiğinde, enjektör memelerinde sıkışma ve iç parçalarında aşınma meydana geldiğini, aracın arızalanmasına neden olan durumun zaman içerisinde alınan uygunsuz yakıttan meydana geldiğini, yakıttan alınan numune değerlendirilmesinde de bunun teyit edildiğini, arızanın giderilmesi için davacı tarafından 2.989,75 TL ödeme yapıldığını, ayrıca tamirde geçen 6 günlük süre de gözetildiğinde aracın kullanılmamasından kaynaklanan zarar meydana geldiğini, bu nedenle davalı hakkında İstanbul 12. İcra Müdürlüğünün……….. E. Sayılı dosyası ile takip başlattıklarını, davalının takibe itiraz ettiğini, takibin durduğunu, davalının takibe haksız itirazının iptali ile davalı aleyhinde % 40’tan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ettikleri anlaşılmıştır.
SAVUNMA :Davalı vekili savunmasında özetle: Davacı ile aralarında imzalanan sözleşme bulunmadığını, davacının bayileri olan başka bir şirketle sözleşme imzaladığını, bu sözleşmenin müvekkilini bağlamayacağını, bu nedenle davanın öncelikle husumetten ayrıca da esasen de reddini talep ettikleri anlaşılmıştır.
İNCELEME ve GEREKÇE : Dava, hukuki niteliği itibari ile İİK 67 mad uyarınca itirazın iptali ve inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Yöntemine uygun duruşma açılmış taraf kanıtları toplanmıştır. Uyuşmazlık noktaları resen belirlenerek bilirkişi raporu alınıp sonuca gidilmiştir.
İstanbul 12. İcra Müdürlüğünün …………. sayılı icra dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine 3.089,29 TL asıl alacak 29,31 TL işlemiş faizi olmak üzere toplam 3.127,60 TL alacağın asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile tahsili için icra takibi başlatıldığı, davalının süresinde itirazı ile takibin durduğu, eldeki davanın da İİK 67 mad gereğince bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmış olduğu anlaşılmıştır.
Tarafların iddia ve savunmaları kapsamında ileri sürdükleri deliller, davalının dava dışı yetkili satıcısı ……….. Petrol Ürünleri San .. Ltd Şti ile davacı arasında ve yine davalı ile davacı ve …….Ürünleri San.. Ltd Şti arasında imzalanan sözleşme örnekleri, servis faturaları ile……., ………Otomotik Tic ve San Ltd Şti test sonuçları, denetlenmesi üzerine hükme esas almaya yeterli ve elverişli olduğu soncuna ulaşılan 07/04/2014 tarihli bilirkişi kurulu kök ve taraf itirazlarını giderir surette alınan 09/08/2014 tarihli bilirkişi kurulu ek rapor ve içerikleri ile tüm deliller bütün olarak değerlendirildiğinde;
Her ne kadar davalı davacı ile aralarında sözleşme bulunmadığını bu nedenle husumet yönünden davanın kendilerine yöneltilemeyeceğini ve sorumlu görülemeyeceklerini ileri sürmüş ise de, davalı ile davacı ve davalının yetkili satıcısı olduğu anlaşılan……… Petrol .. Ltd Şti arasında 01/06/2010 tarihinde imzalanan sözleşmede (………..- Müşteri Yakıtmatik Sözleşmesi) her ne kadar davacının imza ve kaşesi yer almasa da sözleşme metninde davacı isminin müşteri olarak geçtiği, sözleşmenin altında sadece borçlularının imzası bulunmasının yeterli olacağından taraflar arasında yakıt satışına ilişkin sözleşme kurulduğu ve alınan yakıttan davalı sorumlu olacağı sonucuna ulaşılmıştır.
Bilirkişi kök ve ek raporlarındaki tespit ve belirlemeler ışığında; davacının dava konusu aracına 21/07/2010 tarihinden 21/06/2011 tarihine kadar yakıtını davalı firma yakıt istasyonlarından aldığı anlaşılmıştır. Sunulan servis bilgilerinden davacıya ait aracın düzenli şekilde servise götürüldüğü, serviste ise filtrelerin kontrol edilip değiştirildiği anlaşılmıştır. Bu surette bilirkişi raporundaki teknik tespitler doğrultusunda servis faturaları il………………….. Tic ve San Ltd Şti test sonuçları değerlendirildiğinde; davacıya ait aracın enjektörlerinde meydana gelen arızanın filtrelerden kaynaklanmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Davacıya ait aracın enjektörlerinde 15/06/2011 tarihinde meydana gelen arızanın davalı Total Şti bayilerinden alınan norm dışı yakıttan kaynaklandığı sonucuna ulaşılmıştır. Bilirkişi rapor içeriğindeki değerlendirmeler ışığında davacıya ait aracın enjektörlerinde meydana gelen hasarın malzeme ve işçilik gideri toplamının 2.989,00 TL kadar olabileceği bu tutarın davacı tarafından davalıdan talep edilebileceği yasal sonucuna ulaşılmış olup davanın 2.989,00 TL üzerinden kısmen kabulüne dair olarak verilen karar Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 12/06/2017 tarih ve ……..Esas…… Karar sayılı ilamı ile bozulmuştur.
Yargıtay Dairesi kararında, “…dava, satın alınan akaryakıtın ayıplı olması nedeniyle araca verdiği zararın tazmini istemine ilişkindir. Öncelikle, taraflar arasında yakıtmatik sözleşmesi bulunması, davacı alıcının yakıtlarının tamamını davalıdan aldığı anlamına gelmez. Davacı, araçta meydana gelen arızanın, davalıdan satın aldığı yakıttan meydana geldiğini somut ve teknik delillerle ortaya koymak zorundadır. Yorum ile salt sözleşmeye atıf yapılarak eksik inceleme ile düzenlenen bilirkişi raporuna göre karar verilmesi doğru görülmemiştir.” gerekçesine yer vermiştir.
Mahkememizce bozmadan sonra yeniden yargılama yapılmış taraflara gerekli tebliğler yapılıp beyanları alındıktan sonra bozmaya uyulmasına karar verilmiştir. Mahkememizce her iki tarafa bozma ilamı çerçevesinde beyanda bulunmak üzere süre verilmiş, tarafların dosyaya önceki aşamalardaki beyanları ile uyumlu yönde beyanda bulundukları görülmüştür.
Yargıtay’ın yukarıda açıklanan bozma gerekçesi doğrultusunda; dosyaya yenilik katacak farklı bir delilin sunulmamış olması nedeniyle yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılmasına gerek görülmemiş, ispat yükü kendisinde olan davacının “davalıdan satın aldığı yakıttan meydana geldiğini somut ve teknik delillerle” ispatlayamamış olması nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 35,90 TL harcın peşin alınan 44,10 TL harçtan mahsubu ile bakiye harcın davacıya iadesine,
3-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince takdir olunan 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davalı tarafından yapılan 575,95 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına,
Gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde Yargıtay yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
08/03/2018