Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/91 E. 2021/921 K. 23.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/91 Esas
KARAR NO : 2021/921

DAVA : İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/01/2017
KARAR TARİHİ : 23/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, Müvekkil taşınmazına —- — dosyasından davalıya ihale edildiğini,—müvekkilinin yüksek oranda zarar ettiğini, tahliye işlemi hakkında —- sayılı dosyasından açtıkları davada müvekkilinin çek ile ödediği 8.000 TL’yi dosyaya bildirilmeyen davalının ödeme makbuzunu dosyaya sunmadığını, — işlemiş faizin tahsili talebi ile muris —— başlatılan takibe mirasçı sıfatıyla pasif hasım olduğunu, alacaklının icra aşamalarında ödenen bedeli bildirmediğini, Müvekkilinin alacaklı olduğu 3.şahsın keşide ettiği çekin davalıya makbuz ile verildiğini ve ödendiğini,—- —aldığını kendi el yazısıyla —- karşılığında beyan ederek — verdiğini, makbuz ve evrak bilgileri tarihleri ile kendi beyanlarıyla yazısıyla dosyada mevcut olduğunu, Asıl alacak olan dosya tutarındaki 15.000 TL’den 8.000 TL düşülmediğini, —- alınan — tarihli keşide edilen çeki koymadığı için dosyanın faizlerinin bugün ödenmeyecek şekilde kendilerini zorda bıraktığını, oysa o gün gerçek alacak üzerinden kalan 7.000 TL ödenecek durumdayken dosyayı zora soktuklarını beyan ederek, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak — dosyasından müvekkiline ait olup satışı yapılan taşınmazın; Mahkemenin karar tarihindeki rayiç bedelinin davalıdan tahsiline veya taşınmazın müvekkiline iadesine, anılan dosyada müvekkilinin taşınmazın satışı sonrasında kalan bedel üzerinden borçlu olmadığının tespitine sebepsiz zenginleşmenin aynen iadesine, karar verilmesin, talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davanın süresinde açılmadığını, hacizli taşınmazın kıymet takdiri kesinleşerek yapılan ihalesinin Yargıtay denetiminden geçmek suretiyle kesinleştiğini, davacının ihalede satılan taşınmazdan tahliyeyi uzatıp/ geciktirip zaman kazanmak için huzurdaki davayı açtığını, — sayılı davayı da borçlunun tahliyeyi uzatmak için açtığını davanın halen derdest olduğunu, 8.000 TL çek verilerek bu meblagın borçtan düşülmediği iddiasının doğru olduğu — dahi borçlunun kalan borcu satışı yapılan gayrimenkulun satış değerinden çok fazla olduğunu, icra dosyası kapak hesabı yapıldığında görüleceğini, beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE
Taraflar arasındaki ihtilaf, davacı tarafından davalıya, aynı alacak için mükerrer senet verilip verilmediği, davacının davalıya vermiş olduğu senetler sebebiyle açılan takipte haricen ödenen tutarın mahsubu halinde, icraen satılan —haczin haksız haciz mahiyetinde olup olmayacağı, haksız haciz mahiyetinde ise, uğranılan zararın tazmini noktalarında toplanmaktadır.
Kıymetli evraklar — dayandıklarından, alt ilişkiye bağlı olan temel alacak herhangi bir şekilde ortadan — düzenleyenin, lehdara karşı şahsi bedelsizlik definde bulunması mümkündür. Bu bakımdan — alt ilişkiden bağımsız olmakla birlikte, bağlı olduğu alacağın hiç var olmaması veya sonradan ortadan kalkması hallerinde senet bedelsiz hale gelebilmektedir.
Davacı da, bu kapsamda şahsi defi olarak senetlerin aynı alacağa bağlı olarak mükerreren verildiği, ilgili alacakların ödendiğini ileri sürmektedir. Senede karşı senetle ispat kuralı gereği, böyle bir mükerrerliği, alt ilişkiden kaynaklanan borcu gösterir mahiyette takibe konu senetlerin mükerrerliğini karşılaştırabilecek bir sözleşme ya da belgeyle ortaya konması gerekmektedir. Davacının ticari defterleri için yapılan bilirkişi incelemesinde , davacının ‘noter onaysız düzensiz elle tutulmuş kasa defter başlıklı belge sunduğu bildirilmiştir. Bu sebeple talebi ortaya koyabilecek belge ve davacının ticari defterlerinde yapılan incelemelere binaen, takibe konu edilen senetlerin bedelsiz oldukları ispat edilememiştir.
Davacının diğer talebi olan haksız haczin söz konusu olabilmesi için, ya hacze konu bir borç bulunmamalı ya da borçlu olmayan bir kişinin malı haczedilmiş olmalıdır.
Taraflar arasında 3. Kişinin malının haczedilmesi ile ilgili bir ihtilaf bulunmadığından ve dava konusu takip kesinleştiğinden, haczedilen—, davacının davalıya icra dosyası kapsamında bir borcu olup olmadığı önem arz etmektedir.
Bunun için yaptırılan bilirkişi incelemesinde— alacaklı olduğu tespit edildiğinden, gayrimenkul üzerindeki haczi haksız olmadığı ve davalı alacaklının— talep edilebileceği anlaşıldığından, davanın reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30-TL karar harcına karşılık peşin alınan 256,17-TL’nin mahsubu ile bakiye 196,87-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davacı tarafından sarfolunan 3.724,30-TL yargılama gideri ile 31,40-TL peşin harç toplamı 3.755,70-TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacı — uyarınca taktir olunan 5.100,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Dair, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstinaf yolu açık olmak üzere davacı asil ile vekilinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.