Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/899 E. 2019/86 K. 31.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2017/899 Esas
KARAR NO: 2019/86
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 16/08/2017
KARAR TARİHİ: 31/01/2019
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; müvekkilinin —– tanzim tarihli, —- vade tarihli, —-TL bedelli senedi her ne kadar üzerine teminat ibaresi yazmamış olsa da teminat olarak 9 yaşındaki davalı ———- ödeyeceğine dair senet düzenlediğini, ayrıca senet üzerine ihtiyari olarak—– ibaresi eklendiğini, —– ibaresi olmasının yerleşik Yargıtay içtihatlarında da bilindiği üzere senet borçlusu ve alacaklısı arasında bir mal alışverişi olduğu anlamına geldiğini, müvekkilinin ticari defter ve kayıtları kayıtları incelendiğinde davalı ile aralarında herhangi bir mal tesliminin olmadığının açık ve net olduğunu, kaldı ki her ne kadar alacaklının malın teslimine ilişkin bir ispat zorunluluğu olmasa da malın teslim edilmediğnini açık ve net olduğunu, müvekkilinin 9 yaşındaki davalı ile arasında hiçbir mal alış-verişine dair ticaretin olması hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, her ne kadar icra takibine konu olan senet üzerine teminat ibaresi yazılmamışsa da müvekkilinin senedi düzenleme amacının davalının yasal vasisi annesi ile yapılacak ticari işe ilişkin teminat niteliğinde verildiğini, bu sebeple müvekkilinin de teminat niteliğinde olsun diye kızı adına ödeyeceğine dair senet düzenlediğini, senet her ne kadar teminat olarak verilmiş ise de davalının yasal vasisi ile arasında bir ticari ilişki olmasa dahi ilgili senedin kötü niyetli olarak icra takibine konu edildiğini, bu nedenlerle ilgili senedin ve borcun miktarı gözönünde bulundurularak icra takibinin tedbiren öncelikle teminazsız, mahkeme aksi görüşte ise mahkemece belirlenecek oran üzerinden teminaten durdurulmasına, müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine, davalarının kabulüne, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle; davacı yanın iddiaları doğrultusunda İstanbul Anadolu 16. İcra Hukuk MAhkemesinin ——- Karar asyılı ilamı ile Yargılama yaptığını ve davacının davasının reddedilerek bu kararın kesinleştiğini, ortada kesin bir mahkeme ilamı varken davacının aynı iddialarının hiçbir delil ve yeni gelişme olmadan farklı bir mahkemede yeniden ileri sürmesinin açıkça davacının kötü niyetinden başka bir anlam taşımadığını, davacı …’ın müvekkiline borçlu olduğunu ve bu borcunu da ödemek zorunda olduğunu, davacının haksız ve kötü niyetli itirazının reddi ile, icra takibi durmamış olsa dahi %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, bu nedenlerle davacının davasının kesin hüküm nedeniyle reddine, davacının %20’den az olmamak üzere kötüniyet tazminatı ödemesine, yargılama harç ve masrafları ile avukatlık ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE : Dava, niteliği itibariyle davaya konu edilen 60.000,00 TL tutarlı Bono yönünden davacının davalılara karşı menfi tespit istemine ilişkindir.
Davacı, —— keşide tarihli—– vade tarihli —- TL bedelli – yaşındaki———lehine keşide ettiğini, ihtiyari olarak —– ibaresi koyulduğunu , ticari defterler incelendiğinde herhangi bir mal tesliminin olmadığının açık ve net olduğunu, senedi düzenleme amacının davalının yasal vasisi olan annesi ile yapılacak ticari işe ilişkin teminat niteliğinde olduğunu, ticari ilişkinin gerçekleşmediğini ancak davalının söz konusu bonoyu takibe koyduğunu iddia ettiği anlaşılmıştır.
İstanbul Anadolu 4. İcra Müdürlüğünün————E sayılı dosyası getirtilerek dosyamız içine alınmıştır.
Davacının ticari defterlerinin incelenmesi için Çorum 3.Asliye Hukuk Mahkemesine talimat yazılmış Talimat mahkemesince davacının ticari defterleri mali müşavir bilirkişi aracılığı ile incelenmiş düzenlenen rapor mahkememiz dosyasına girmiştir. Raporda özetle dava konu bononun davacının ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı, davacı ile davalı arasında ticari ilişki olmadığı sonucuna varıldığı anlaşılmıştır.
Yargılamanın ön inceleme safhasında davalı vekili söz alarak ‘ … işin aslı şudur davacı küçük ——– vefat eden babasına borçludur. Hatta bu borç Euro cinsindendir. Ancak ödememiştir.—- babası — vefat edince anne—- davacıdan borcunu ödemesini istemiş davacı ölen —- ilk eşinden olan iki büyük oğluna borcunu euro cinsinden ödüyor ancak müvekkile senet düzenliyor hatta müvekkili kandırarak hem —–yazıyor hemde TL cinsinden senet düzenliyor. Davacı petrolcüdür varlıklıdır. Borcunu ödememiştir. Arada herhangi bir ticari ilişki yoktur. … da davacıya iş makinası satacak bir pozisyonda değildir. Demek suretiyle aradaki ticari ilişkiyi red edip senedi talil ederek bononun mal karşılığı alınmadığını, davalının babasına olan borç karşılığı alındığını söylediği anlaşılmıştır.
Temel borç ilişkisinin bir sözcükle senede yansıtılması şeklinde ortaya çıkan bedel kaydının varlığı ya da yokluğu senedin bono niteliğini etkilemez. Zira bono, bağımsız borç ikrarını içeren bir senettir. Bu nedenle, bir illete bağlı olması gerekmez.
Bedel kayıtları daha çok keşideci ile lehdar arasındaki iç ilişki yönünden ve ispat konusunda önem taşır. Kişisel def’i nedenlerinin varlığının kanıtlanmasını kolaylaştırır.
Sözü edilen kayıtlar özellikle ispat hukuku açısından ilgilileri bağlayıcı niteliktedir. Bedel kaydı içeren bononun lehdarı, artık senedin “kayıtsız ve koşulsuz bir borç ikrarı olduğu” yolundaki soyutluk kuralına dayanamayacaktır.
Bono nedeniyle borçlu olunmadığının tespitini içeren davada ispat yükü, kural olarak senedin bedelsiz olduğunu iddia eden tarafa aittir. Ancak, bir defa bir mal alışverişine dayandığı —– kaydıyla ya da bir alacak borç ilişkisine dayandığı —— kaydı ile senede yazılmışsa, artık buna uyulmak gerekir. Bu kayıtların aksinin savunulması senedin talili —- anlamına gelir ki, böyle bir durumda ispat yükü yer değiştirir. Temel borç ilişkisinin bir sözcükle senede yansıtılması şeklinde ortaya çıkan bedel kaydının varlığı ya da yokluğu senedin bono niteliğini etkilemez. Zira bono, bağımsız borç ikrarını içeren bir senettir. Bu nedenle, bir illete bağlı olması gerekmez.
Bedel kayıtları daha çok keşideci ile lehdar arasındaki iç ilişki yönünden ve ispat konusunda önem taşır. Kişisel def’i nedenlerinin varlığının kanıtlanmasını kolaylaştırır.
Sözü edilen kayıtlar özellikle ispat hukuku açısından ilgilileri bağlayıcı niteliktedir. Bedel kaydı içeren bononun lehdarı, artık senedin “kayıtsız ve koşulsuz bir borç ikrarı olduğu” yolundaki soyutluk kuralına dayanamayacaktır.
Bono nedeniyle borçlu olunmadığının tespitini içeren davada ispat yükü, kural olarak senedin bedelsiz olduğunu iddia eden tarafa aittir. Ancak, bir defa bir mal alışverişine dayandığı—–kaydıyla ya da bir alacak borç ilişkisine dayandığı ——– kaydı ile senede yazılmışsa, artık buna uyulmak gerekir. Bu kayıtların aksinin savunulması senedin talili (nedene, illete bağlanması) anlamına gelir ki, böyle bir durumda ispat yükü yer değiştirir.
Davalı vekili senedi talil etmek suretiyle ispat yükünü üzerine almış, senedin davacının davalı—– babasına olan borç sebebi ile verildiğini iddia etmiş ise de bu iddiasını ispata yarar bir delil sunmadığından aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kabulü ile; davacının İstanbul Anadolu 4. İcra Müdürlüğünün —— Esas sayılı takip dosyasına dayanak teşkil eden — vadeli—– TL bedelli —davalıya borçlu olmadığının tespitine,
2-Alınması gereken 4.098,60-TL karar harcına karşılık peşin alınan 1.045,86-TL harcın mahsubu ile bakiye 3.052,74-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından sarf olunan 600,00-TL bilirkişi gideri, 130,00-TL tebligat-müzekkere gideri, 1.045,86-TL peşin harç ve 31,40-TL başvurma harcı gideri toplamı 1.807,26-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı lehine AAÜT uyarınca taktir olunan 6.950,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 31/01/2019