Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/894 E. 2023/844 K. 25.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/894
KARAR NO : 2023/844

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 15/08/2017
KARAR TARİHİ : 25/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ; müvekkili şirket ile davalı kooperatif arasında 2013 yılından itibaren süregelen bir ticari ilişki söz konusu olduğunu, müvekkili şirketin, yıllardır davalı kooperatife kum temin ettiğini ve işbu kum ticaretine ilişkin alacak ve borç bilgilerini de cari hesap ile kayıt altına aldığını, taraflar arasındaki faturalara dayanan ve müvekkilince kayıt altına alınan—– kodlu söz konusu cari hesap kayıtlarına göre, 01.01.2013-15.11.2016 tarihleri arasında gerçekleşen hesap hareketlerinde en son 17.08.2016 tarihinde davalı kooperatif aleyhine 711.432,71 TL tutarında borç bakiyesinin kaldığını, müvekkili şirketin, verdiği hizmetler karşılığı hak kazandığı söz konusu bakiye alacağını davalı kooperatiften talep etmesine rağmen ödeme alamadığını, şifahi görüşmelerden bir sonuç alınamaması üzerine, davalı kooperatife —– Noterliği’ nin 19.10.2016 tarih ve—– yevmiye numaralı ihtarnamesi gönderildiğini ve söz konusu alacağın ödenmesinin talep edildiğini, davalı kooperatifin ise, gönderdiği —–Noterliği’ nin 26.10.2016 tarih ve —– yevmiye numaralı ihtarnamesi ile borcun yalnızca 249.081,47 TL tutarındaki kısmını kabul ederek, kalan miktarda bir borcu olmadığını bildirdiğini, alacak miktarı ödenmediğinden—-. İcra Müdürlüğü’ nün—— Esas sayılı dosyası kapsamında davalı kooperatif aleyhine icra takibi başlattıklarını, davalı tarafından 21.11.2016 tarihinde icra takibine konu borcun tamamına haksız olarak itiraz edildiğini ve takibin durdurulduğunu beyan ederek davanın kabulüne, davalı yanın kötüniyetli itirazının iptaline ve icra takibinin kaldığı yerden devamına, alacak likit olduğundan, davalı yan aleyhine alacağın %20’sinden aşağı olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı yana tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili kooperatifin, davacı şirketten kum temin ettiğini ve 28.02.2013 tarihinden bu yana davacı taraf ile ticari ilişkilerini sürdürdüğünü, davacı taraf ile müvekkili şirket arasındaki ticari ilişkinin —–isimli şirketin sahibi ve aynı zamanda kooperatif üyesi oları —– kaoperatif ve şirket işlerini yürütmesi adına vekalet verdiği oğlu —–aracılığıyla başladığını, müvekkili kooperatifin talep etmesi halinde kum teminini ortak olduğu bu firma üzerinden sağlayabileceğini belirttiğini, davacı şirket sahibi olduğu bilinen —– müvekkili kooperatif yöneticileri ve kooperatif çalışanları yanında bu bilginin doğru olduğunu ve —–ile ortak iş yürüttüklerini sözlü olarak defalarca beyarı ettiğini, tarafların bu beyanları göz önünde bulundurularak davacı şirketin müvekkili kooperatif ile ticari ilişkisinin başladığını, müvekkili kooperatif ile davacı şirket arasında ticari ilişkilerin başlamasının ardından tarafların ödemelerin tamamının —–aracılığıyla davacı şirkete yapılması hususunda sözlü olarak anlaştıklarını, yapılan bu anlaşma ile 28.02.2013 tarihinden itibaren ödemelerin —– imza karşılığı teslim edilen çekler üzerinden yapıldığını, tarafların ticari ilişkisinin bu şekilde 30.04.2014 tarihine kadar bir yılı aşkın süre devam ettiğini, 30.04.2014 tarihinden sonra —– ödemelerin şirket sahibi olarak kendisine yapılmasını talep ettiğini, müvekkilinin yapılan anlaşma neticesinde —– ödeme yapmayı sona erdirdiğini, dava dilekçesi ekinde sunulan cari kayıtlar ile müvekkili şirketin cari hesap kayıtları karşılaştırıldığında, davacı tarafa —– aracılığıyla yapılan ödemelerin davacı tarafça cari hesabına kaydedilmediğini ve ödemelerin —– yapılmaya başlandığı tarih olan 30.04.2014 tarihine kadar birtakım hususların kaydının yanlış yahut eksik yapıldığının tespit edildiğini, kayıtlar arasındaki farklılığın 2013 ve 2014 yılları içerisinde meydana geldiğini, uzun süreler boyunca taraflar arasında ticari ilişkinin sürdüğünü, davacı tarafın bu şekilde bir yılı aşkın süre boyunca ödeme almamış olduğunu iddia etmesinin, yazılı ya da sözlü hiçbir talepte bulunmamış olmasının hayatın olağan akışına ters olduğunu, davacı şirkete belirtildiği şekilde cari hesap kaynaklı herhangi bir borcu bulunmaması nedeniyle haklı olarak itiraz ettiklerini beyan ederek, davanın tümüyle reddine, haksız ve kötü niyetli başlatılan takip nedeniyle davacı alacaklı aleyhine %20’den az olmamak üzere tazminata hükmedilmesine, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.—- İcra Müdürlüğü’nün—– Esas sayılı takip dosyası celp edilmiş, davacı tarafından davalı aleyhine cari hesap alacağı dayanak yapılarak 711.432,71 TL. asıl alacak için başlatılan takip olduğu, davalının yasal süresinde borca itiraz ettiği, takibin durduğu ve bu davanın yasal sürede açıldığı anlaşılmıştır.
Dava; davacının davalı kooperatife kum temin ettiği iddiasıyla bakiye alacak istemi için başlattığı takibe itirazın iptali davası olup, taraflar arasında sözleşme ilişkisinin varlığı konusunda uyuşmazlık olmayıp, Uyuşmazlığın; takip tarihi itibariyle davacının davalıdan alacağı olup olmadığı, varsa miktarı noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.
—-İcra Müdürlüğünün —— Esas sayılı dosyası, cari hesap dökümü, cari hesaba konu edilen faturalar, karşılıklı ihtarnameler, çek ve senet kayıtları, tahsil bilgileri celp ve ibraz edilmiş, davacının ticari defter ve kayıtları ile davalı kooperatifin ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Davacı —– yetkilisi tarafından davalı —– Noterliği’nin 19.10.2016 tarih ve—— yevmiye numaralı ihtarnamesi gönderilmiş, ihtarnamede ” Sayın Muhatap, 2013 Yılından bu yana kooperatifinize satmış olduğumuz kum bedellerinden bakiye kalan 711,432,00 TL Bedeli iş bu ihtarnamenin tarafınıza tebliğ tarihinden itibaren 7 (yedi) gün içerisinde ister şirketimize gelerek elden ödemenizi, ister —- Şubesi’nde bulunan —— İban numarasına yatırmanızı aksi takdirde alacağın tahsili davası açacağımızı ve bu uğurda yapacağımız bilcümle masrüflarında tarafınızdan talep edileceğini ihtaren ve usulen bildiririz.” açıklamalarına yer verildiği anlaşılmıştır. Söz konusu ihtarname davalı tarafa 24.10.2016 tarihinde tebliğ edilmiştir.
Davalı —–Kooperatifi vekili tarafından davacı—–. Noterliği’nin 26.10.2016 tarih ve—- yevmiye numaralı ihtarnamesi gönderilmiş, ihtarnamede ” Muhatap şirket tarafından müvekkile—–Noterliği’nin |19.10.2016 tarih ve —– yevmiye numaralı ihtarname gönderilmiştir. İşbu ihtarname ile müvekkilin 2013 yılından bu yana almış olduğu kum bedellerinden bakiye kalan 711,432,00 TL tutarın 7 iŞ günü içerisinde ödenmesi, aksi halde alacağın tahsili amacıyla dava açılağağı müvekkile ihtar olunmuştur. Ancak ne var ki, muhatap tarafından işbu ihtarnamede belirtilen bakiye tutar müvekkil şirketin ticari defter kayıtları ile örtüşmemekte olup, müvekkil firmanın ticari kayıtlarına göre muhataba ödenmesi gereken toplam tutar 249.081,47 TL olarak yer almaktadır. Müvekkil şirketin ticari defter katyıtlarına göre muhataba 249,081,47 TL borcu bulunduğundan, ihtarnamede belirtilen kalan tutarın tarafımızca kabulü mümkün değildir. Yukarıda aktarılanlar doğrultusunda, muhatap tarafından —- Noterliği’nin 19.10.2016 tarih ve —- yevmiye numarası ile müvekkile gönderilen ihtarnamede belirtilen bakiye tutarın müvekkil tidari defter kayıtları ile uyuşmadığını belirtir, ihtarnamede belirtilen toplam bedelin 249.081,47 TL dışında kalan tutarına itiraz ettiğimizi ihtaren bildiririz. ” açıklamalarına yer verildiği anlaşılmıştır.Tarafların 2013 ila 2017 yıllarına ilişkin ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmıştır. Davacının incelenen 2013, 2014, 2015, 2016 yıllarına ait ticari defterlerinin açılış ve kapanış onaylarının yasal süresi içerisinde yaptırılmış olduğu, yevmiye defterleri ve defteri kebirlerin kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulduğu, bu defter kayıtlarının birbirini doğruladığı, envanter defterlerinin yazdırılmamış (boş) olduğu, envanter defterleri yazdırılmadığı için diğer defter kayıtları ile birbirini doğrulayıp doğrulamadığının tespit edilemediği,Davacının incelenen 2017 yılına ait yevmiye defteri ve defteri kebirinin açılış onaylarının yasal süresi içerisinde yaptırılmış olduğu, kapanış onaylarının 04.06.2018 tarihine kadar yaptırılması gerekirken 06.06.2018 tarihinde yaptırıldığı, yani yasal süresinden 2 gün sonra yaptırılmış olduğu, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulduğu, bu defter kayıtlarının birbirini doğruladığı, ekvanter defterinin davacı tarafından ibraz edilmediği için incelenemediği, açılış onayının yasal süresi içerisinde yaptırılıp yaptırılmadığının, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulup tutulmadığının, diğer defter kayıtları ile birbirini doğrulayıp doğrulamadığımın tespit edilemediği,
Davalının incelenen 2013, 2014, 2015, 2016, 2017 yıllarına ait ticari defterlerinin açılış ve kapanış onaylarının yasal süresi içerisinde yaptırılmış olduğu, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulduğu, defter kayıtlarının birbirini doğruladığı,
Davacının 2013, 2014, 2015, 2016, 2017 yıllarına ait yevmiye defteri ve defteri kebir kayıtlarına göre; davacının davalıdan 14.11.2016 takip tarihi itibariyle—–Alıcılar hesabından dolayı 916.160,79 TL alacaklı olduğu, davacının davalıya —- Satıcılar hesabından dolayı 197.481,96 TL borçlu olduğu, nihai olarak davacının davalıdan 718.678,83 TL alacaklı olduğu,
Davalının 2013, 2014, 2015, 2016, 2017 yıllarına ait ticari defter kayıtlarına göre; davalının davacıya 14.11.2016 takip tarihi itibarıyla 249.081,47 TL borçlu olduğu, Tarafların ticari defter kayıtları arasında takip tarihi itibarıyla 469.597,36 TL fark bulunduğu anlaşılmıştır.
Taraflar arasında satış sözleşmesinin varlığı, davacının takip dayanağı cari hesaba konu faturalarda yazılı malları davalıya tesİim ettiği ve bedellerine hak kazandığı konusunun ihtilaf yoktur. Uyuşmazlık, davalının ödeme yaptığını savunduğu —– ve—– isimli kişilerin davacının temsilcisi olup olmadığı, yapılan ödeme miktarı ve bunun sonucu kalan alacak miktarı konusundadır.10.05.2013 – 23.05.2014 tarihleri arasında davalı tarafından davacıya çekler ile yapılan ödemelerin —— yapıldığı, Çek/Senet Çıkışı belgesi ile teslim edilen çeklerin büyük kısmının davacının ticari defterlerinde davalı adına açılmış olan hesapta kayıtlı olduğu, 2 adet Çek/Senet Çıkışı belgesinde yer alan çeklerden bir kısmının davacının ticari defterlerinde davalı adına açılmış olan hesapta kayıtlı olduğu, bir kısmının ise kayıtlı olmadığı, 8 adet Çek/Senet Çıkışı belgesinde yer alan çeklerin tamamının davacının ticari defterlerinde davalı adına açılmış olan hesapta kayıtlı olmadığı Çek/Senet Çıkışı belgelerinin dosyaya sunulmuş olduğu anlaşılmıştır.Ayrıca 23.05.2014 tarihinden sonra davalı tarafından davacıya çekler ile yapılan ödemelerin davacı şirket yetkilisine yapıldığı, bu tarihten sonraki Çek/Senet Çıkışı belgelerinde yer alan çeklerin tamamının davacının ticari defterlerinde davalı adına açılmış olan hesapta kayıtlı olduğu, Çek/Senet çıkışı belgelerinin dosyaya sunulmuş olduğu anlaşılmıştır.Dava dosyasında, davalının ödeme olarak çekleri teslim ettiği dava dışı üçüncü şahısların davacının yetkili temsilcisi ya da vekili olduğuna dair bir kayıt ve belge bulunmadığı gibi davacının ödemelerin bu şahıslara yapılmasına dair davalıya verdiği yazılı bir talimat da bulunmadığı anlaşılmaktadır.Her ne kadar davalının dava dışı 3.kişilere bir yıl boyunca ödeme olarak teslim ettiği çeklerin büyük bir kısmının davacı tarafından ticari defterlere işlenmiş olduğu tespit edilmiş olsa bile dava dışı 3.şahıslar —— davacı şirketin yetkili temsilcisi olmadığı, bu şahısların davalıdan tahsilat yapmasının davacı tarafından onaylandığına ilişkin dosyaya bir delil sunulmadığı, davalının adı geçen bu şahıslara yaptığı ödemelerin davacıya yapılan bir ödeme olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığı, buna göre davacının davalıdan takip tarihi itibariyle 718.678,83 TL. alacaklı olduğu anlaşılmış, takip talebindeki miktarla bağlı kalınarak takibe itirazın iptali ve takibin devamına karar verilmiş, işlemiş faiz talebi bulunmadığından bu konuda karar verilmemiş, takipten sonra işleyecek faiz türü belirtilmemiş olduğundan asıl alacağa yasal faiz yürütülmesine karar verilerek likit olan alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatı talebinin de yerinde olduğu kanaatine varılarak davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULU ile, davalının —-. İcra Müdürlüğü’nün——Esas sayılı dosyasında borca itirazının iptali ile takibin devamına, takipten itibaren ( faizin türü belirtilmemiş olduğundan) asıl alacağa yasal faiz yürütülmesine,
2-Alacak likit olduğundan alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar kanunu uyarınca alınması gereken 48.597,97 TL harçtan, peşin alınan 8.592,34 TL ve icra dosyasında alınan 3.557,16 TL toplamı 12.149,50 TL. harcın mahsubu ile bakiye 36.448,47 TL. nin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan; 8.850,00 TL bilirkişi gideri ve 430,00 TL posta gideri toplamı 9.280,00 TL yargılama gideri ile 12.210,10 TL harç gideri olmak üzere toplam 21.490,10 TL’nin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
5-Davacı lehine AAÜT uyarınca taktir edilen 105.600,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.