Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/877 E. 2021/806 K. 21.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2017/877 Esas
KARAR NO : 2021/806

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 11/08/2017
KARAR TARİHİ : 21/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 24/09/2016 tarihinde davalı —— plakalı aracın sebebiyet verdiği kaza neticesinde malul kaldığını, müvekkilinin bu kazanın oluşumunda herhangi bir kusurunun bulunmadığını, davalı sigorta şirketinin zararın tazmini hususunda ilgili poliçelerce sorumlu olduğunu, araç sürücüsü ——araç malikinin manevi zararların tazmini hususunda sorumlu olduğunu, müvekkilin davaya konu kaza neticesinde yaralanmış ve uzun süre tedavi gördüğünü, müvekkilinin uğramış olduğu bedensel zararlar nedeniyle manevi yönden büyük acı ve ızdırap çektiğini davalının haksız eylemi nedeniyle müvekkilinin geçirmiş olduğu tedavi süreçlerinden dolayı manevi zararlar bir yana sosyal ve psikolojik yönden büyük zarara uğradığını, beden gücü kaybı nedeniyle işgöremezlik tazminatına hükmedilmesini, 1.000,00-TL maddi, 10.000,00-TL manevi tazminata hükmedilmesini, davanın kabulüne karar verilerek yargılama gideri, harç ve tazminat kalemleri için ayrı ayrı vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı—— Cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin—– maliki olmasından ötürü davaya dahil edilmiş olduğunu, dava konusu kazaya ilişkin——- sayılı dosyasında görülen davada bilirkişi raporu gelmiş olup —- uzman bilirkişi tarafından incelendiğini, araç şoförünün herhangi bir kusuru bulunmadığını, davacının kusuru nedeniyle meydana gelen trafik kazası sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen giderilmesi amacıyla tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, müvekkilinin sorumluluğunun niteliği, davalı müvekkilinin kusurunun bulunmamasının da göz önünde tutularak olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen miktarda, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde zenginleşme sonucu doğurmayacak şekilde bir manevi tazminata karar verilmesi gerektiğini, davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretiin davacı tarafından tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı —– vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın gerçek kişi olduğunu, haksız fiil nedeniyle oluşan zararın tazmini için belirsiz alacak ve tespit davası açıldığını, davalılardan hiçbiri için dava ticari işletme ile ilgili bir husus olmadığını, iş bu nedenle davanın görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, görev hususunun kamu düzeni ile ilgili olduğundan yargılamanın her aşamasında resen dikkate alınması gereken bir konu olduğunu, ceza mahkemesince verilen kusur ve derecesi, zarar tutarı, temyiz gücü ve yükletilme yeterliği, illiyet gibi esasların hukuk hakimini bağlamayacağı konusunda duraksama bulunmadığını, ceza hakiminin tespit ettiği maddi olaylarla ve özellikle “fiilin hukuka aykırılığı” konusuyla hukuk hakiminin tamamen bağlı olacağı kabul edildiğini, hukuk hakiminin ceza mahkemesince verilen suçun fail tarafından işlenmediği yönündeki kesin olgu saptayan beraat kararı ile bağlı olduğunu, yargısal bir kararla maddi bir olgu tespit edildiğini, ceza mahkemesince belirlenecek maddi olayların hukuk mahkemesi yönünden bağlayıcı olduğunu, iş bu nedenle görülen davada karar, ceza mahkemesindeki davanın sonucu beklendikten sonra verilmesi gerekiğini, dava hakkında görevsizlik kararı verilerek mezkur davanın usulden reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE
Dava hukuki niteliği itibari ile cismani zarar sebebi ile sürücü, işleten ve aracın —– maddi ve manevi tazminat istemli tazminat davasıdır.
Usulüne uygun taraf teşkili sağlanarak taraf delilleri toplanmış tahkikat aşamasında değerlendirilmiştir.
Hasar dosyası ve poliçe getirtilmiş——-müdürlüğünden kaza anındaki mülkiyet kayıtları alınmıştır. Bu kapsamda kaza anında araç sürücüsünün —– olduğu araç malikinin diğer davalı ——olduğu tespit edilmiştir.
Davamıza konu kazaya ilişkin olarak——-kusur raporu getirtilmiş olup incelenmesi neticesinde davacının olayın oluşunda kusursuz olduğu, davalı sürücünün asli tam kusurlu olduğu anlaşılmıştır.
Davacının iş bu kaza nedeniyle maluliyet oranın tespiti için——aldırılmış ve kaza tarihinde yürürlükte bulunan özürlülük ölçütü yönetmeliği çerçevesinde %19 malul olduğu iyileşme süresinin 9 ay a kadar uzayabileceği mütalaa edilmiştir. Rapor olaya uygun ve tüm tedavi evrakları incelenerek ve davacının muaynesi sonucu düzenlendiğinden yeterli ve uygun bulunmuştur.
Yargılama sürecinde davacı vekili—tarihli dilekçesi ile maddi tazminat hususunda sigorta şirketi ile anlaştıklarını aleyhlerine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemesini , davaya diğer davalılar yönünden manevi tazminat için devam ettiklerini beyan etmiştir. Davalı—— ile bu durumu teyit etmiş davacı ile maddi tazminat hususunda anlaştıklarını beyan ederek vekalet ücreti ve yargılama gideri taleplerinin olmadığını beyan etmiştir. Bu sebeple maddi tazminat talebi konusuz kaldığından bu talep hakkında karar verilmesine yer olmadığı kararı verilmiştir.
Bu aşamadan sonra yargılamaya manevi tazminat bakımından devam edilerek davacı ve davalının ekonomik sosyal durum araştırmaları yaptırılmıştır
Manevi tazminat, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56.maddesinde düzenlenmiştir. Anılan hükme göre, Manevi zarar; mutlak hak olan ve dolayısıyla herkese karşı korunmuş bulunan kişilik haklarının kapsamına giren değerlerden birisinin ihlali ile doğar. Şahsiyet hakkı hukuka aykırı bir şekilde tecavüze uğrayan kişi, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat namı ile bir miktar para ödenmesini talep edebilir. Şahsi menfaatleri ihlal edilen kimseye ihlalin ve kusurun özel ağırlığının haklı kılması halinde hakimin manevi tazminat olarak verilmesine hükmedeceği para miktarının belirlenmesinde hakkaniyet gözetilmelidir. Çünkü kanunun takdir hakkı verdiği hususlarda hakimin hak ve nisfetle hüküm vereceği Medeni Kanun’un 4. maddesinde belirtilmiştir. Ödettirilecek para miktarı ise aslında ne tazminat, ne de cezadır. Çünkü mamelek hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını amaç edinmediği gibi kusurlu olana yalnız hukukun ihlalinden dolayı yapılan bir kötülük de değildir. Aksine olarak zarara uğrayanda bir huzur duygusunu doğurmaktır. Aynı zamanda ruhi ızdırabın dindirilmesini amaç edindiğinden tazminata benzer bir fonksiyonu da vardır. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hâkim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Hâkimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır.—-
Hukuk genel kurulunun belirlediği ilkeler çerçevesinde davalıların mahfına sebebiyet veremeyecek, davacıyı haksız zenginleştirmeyecek şekilde ülkemizin ekonomik durumu, paranın alım gücü, davacının olayda kusursuzluğu ve %19 maluliyet oranı nazara alınarak davacı için 10.000,00 TL manevi tazminatın uygun ve hakkaniyetli olduğu kabul edilmiş ve bu tazminat miktarına olay tarihinden itibaren talep uyarınca yasal faiz işletilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-A-Maddi Tazminat Yönünden :
Konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına ,
2-B- Manevi Tazminat Bakımından
Davanın kabulü ile 10.000,00-TL manevi tazminatın davalılardan müşterek ve müteselsil sorumluluk kapsamında alınarak davacıya verilmesine alacağa olay tarihi olan 24.09.2016 itibaren yasal faiz işletilmesine,
3-Alınması gereken 683,10-TL karar harcına karşılık peşin alınan 187,85-TL’nin mahsubu ile bakiye 495,25-TL’nin davalılar——hazineye irad kaydına,
4-Manevi tazminat yönünden davacı lehin—- vekalet ücretinin Davalılar——— alınarak davacıya verilmesine,
5-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalılar vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.