Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/86 E. 2021/389 K. 18.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/86 Esas
KARAR NO: 2021/389
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/01/2017
KARAR TARİHİ : 18/05/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; müvekkili şirketin üretim binasının——–adresinde yer aldığını ve bu adreste üretim yaptığını, şirketin bu binasının müvekkili sanayi bölgesine sanayi bölgesi yönetimine güvenlik dahil olmak üzere bölgede yapılacak hizmetler——– sitede güvenliğin sağlanması için davalılardan —— güvenliğin sağlanması işinin bu şirket tarafından yapıldığını, müvekkilinin—- yerinde resmi tatil günü olan —-tarihinde —- saatleri civarında iki hırsızlık olayı gerçekleştiğini, hırsızlık olayı sonrasında müvekkilinin yaklaşık değeri— civarında olan ——- çalındığını, iş yeri içinde bulunan kameralardan elde edilen görüntülerden çalınan malzemenin miktar ve değerinin bilirkişi aracılığıyla tespitinin mümkün olduğunu, hırsızlığı yapan kişilerin sabah saatlerinde müvekkiline ait iş yerinin önüne 3 adet araç ile geldiğini, müvekkilinin iş yerinin kilidini kırdığı ve malzemeyi yükleyip hırsızlık yaptıklarını, güvenlik engeli ile karşılaşmayan hırsızların akşam üzeri ikinci kez aynı şekilde hırsızlık yaptıklarını, bu aşamada müvekkilinin iş yeri —– yakın olmasına ve kendi internet sitesinde güvenliğin sürekli devriye gezdiğini, belirtilmesine rağmen hırsızların hiçbir güvenlik sorunu yaşamadan hırsızlığı gerçekleştirdiklerini, hırsızlığın olduğu günün resmi tatil olduğu için site girişinde araçlara kontrollü geçiş yatırıldığını, giriş yapan tüm araçların plakasının alındığının bilindiğini ancak güvenlik firmasının hırsızlıkta kullanılan araçların plakasını almadan geçişini sağladığını ve hırsızlığın önlenmesi için üzerine düşen hiçbir görevi yerine getirmediklerini, davalılardan güvenlik şirketi ile arasında bulunan sözleşme gereğince kendisine yüklenen görevleri yerine getirmediklerini ve müvekkilinin zarara uğramasına sebebiyet verdiğini, davalılardan ———- denetim yükümlülüğünü yerine getirmediğini açık olduğunu, anılan nedenlerle fazlaya dair tüm hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik——– olmak üzere ve bilirkişi raporu ile talebi artıralabilecek olmak kaydıyla müvekkilinin uğradığı zararın olay tarihi olan —-tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacıya ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı — cevap dilekçesi ile özetle; müvekkilinin —- sağlama yükümlülüğünün bulunmadığını, müvekkilinin —– faaliyet gösterdiğini, yönetmeliğin güvenlik başlıklı 176. Maddesinin hükümlerine göre görev yapan ——- oluşturulabileceğini, —- içinde—- içindeki koruma ve güvenliklerini, kendi kuracakları —– sağlayabileceği hükmüne amir olup maddenin lafzından da açıkça anlaşılacağı üzere—— güvenlik birimi kurma ve —– sağlama zorunlulu getirilmediğini, aksine güvenlik biriminin oluşturulup oluşturulmaması hususunun —– takdirine bırakıldığını, kanun koyucunun ———- tüzel kişiliklerine bölgenin güvenliğini sağlama zorunluluğu getirilmediğinden maddenin 2. fıkrası ile sanayi bölgesinde yer alan kuruluşların kendi güvenliklerini sağlayabilecekleri yönünde düzenleme getirdiği, yani bünyesinde kendine bağlı bir güvenlik birimi oluşturmadığını, ——-yer alan kuruluşların kendi güvenliklerini kendilerinin sağlamakla yükümlü olduğunu, bünyesine bağlı bir güvenlik birimi oluşturmayan müvekkili —- alan kuruluşların da 176. maddenin 2. fıkrasına tabi olup kendi güvenliklerini kendilerinin sağlamakla yükümlü olduklarını, müvekkilinin bölgenin güvenliğini sağlama zorunluluğunun bulunmaması nedeniyle katılımcılarına birçok defa kendi kuruluşlarının güvenliklerini sağlaması yönünde duyuru yapıldığını, davacının zarara uğradığını iddia ettiği hırsızlık olayından sonra diğer davalı ——— tarafından tanzim edilen olay raporunda olayın gerçekleştiği binanın girişinde bulunan sürgülü kapının açılmasını sağlayan mekanizmanın manuel olarak kilitlenebilir olması gerekirken bozuk olduğundan dolayı davacı tarafından asma kilit ile tutturulduğunu ve hırsızların asma kilidi kırmak suretiyle binaya giriş yaptıklarının tespit edildiğini, bu durumun —- yönetmeliği gereğince kendi güvenliğini sağlamakla yükümlü olduğu hakkında defalarca uyarılmış olan davacının gerekli güvenlik tedbirlerini almadığını, fabrikasında —- malzemesi varken bina girişini asma kilitli kapı ile korumaya çalıştığını, davacının gerekli güvenlik tedbirlerini almadığını ve zararın doğmasına kusuru ile sebep olduğunu, ayrıca müvekkilinin bir kusuru bulunmadığını, bu nedenlerle davanın reddini, mahkeme masrafları ile ücreti vekaletin davacı tarafa tahmilini talep etmiştir.
Davalı ——vekili cevap dilekçesi ile özetle; müvekkili şirket ile davacı şirket arasında doğrudan sözleşmesel veya kusur atfedilecek bir hukuki ilişki bulunmadığını, müvekkili şirket ile diğer davalı—- bir sözleşme olduğunu, müvekkili şirketin bu sözleşme ve—- talimatları doğrultusunda hareket ettiğini, kaldı ki davacı tarafından ödenen aidatın da müvekkili şirkete değil diğer davalıya ödendiğini, bir başka deyişle müvekkili şirket ile davacı arasında doğrudan hukuki bir bağ bulunmadığından dolayı dosyanın müvekkili şirket açısından pasif husumet yokluğundan ötürü reddedilmesi gerektiğini, davacının—– aralığında iki hırsızlık olayının gerçekleştiğini ve değerinin —– çalındığını iddia ettiğini, ancak davacının iddialarına ilişkin hiçbir delili müvekkili şirkete tebliğ etmediğini, müvekkili şirketin araç plakalarını almadan geçişine izin verdiğini iddia etmekte ise de bu iddianın gerçeği yansıtmadığını, işyeri talimatlarına uygun olarak —- araçların plakalarının alındığını, davalı müvekkilinin sözleşmeye uygun olarak sorumluluğunu yerine getirdiğini, davacının hırsızların —- adet araç ile girdiğini belirtmiş ise de araçların plakalarını, model ve markalarını, üzerinde logo olup olmadığını, tam olarak hangi saatte hırsızlık olayının gerçekleştiğini dava dilekçesinde belirtmediğini, müvekkili şirket ile yapılan sözleşme ve işyeri belirtildiğini, — verilen talimata göre giriş-çıkış noktasında saatte, aracın üzerinde logo olup olmamasına, personel, taşeron, firma çalışanları ve ziyaretçilere göre farklı uygulama yapıldığını, müvekkili şirketin verilen talimata göre hareket ettiğini, üzerine düşen görevi eksiksiz yerine getirdiğini, sanayi bölgesinin tüm noktalarında güvenlik hizmeti verilmesinin söz konusu olmadığını, sözleşme şartlarına ve talimatlarına göre —– verildiğini, bu nedenlerle haksız davanın usul ve esas yönünden reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEMNE VE GEREKÇE
Dava hukuki niteliği itibari ile davacının işyerinde meydana gelen hırsızlık olayı sonucu uğramış olduğu maddi zararın tazminine ilişkin açılan maddi tazminat davasıdır.
Taraflar arasında, iş yerinden hırsızlık olduğu noktasında bir ihtilaf bulunmamaktadır. İhtilaf hırsızlık sonucu uğranılan zarardan davalıların sorumlu olup olmayacağı, sorumlularsa miktarının tespiti noktalarında toplanmaktadır.
Bir kişinin bir başkasının uğradığı zararı gidermekle yükümlü tutulduğu ilişkilere uygulanan sorumluluk hukuku, sözleşme dışı olgulardan kaynaklanan hukuksal ilişkiler olarak ele alınır. Sorumluluk, genel olarak kusur sorumluluğu ve kusursuz sorumluluk olarak iki başlık altında toplanmaktadır.
Borçlar Kanunu’ nun 49. Maddesinin “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür” hükmüne dayanan kusur sorumluluğunun koşulları, zarar, hukuka aykırılık, kusur ve illiyet bağıdır.
Haksız fiilin objektif unsuru olan hukuka aykırılık, fiilin hukuka aykırı olduğuna ilişkin objektif bir değerlendirmedir ve başkalarını bir zarardan koruma amacı güden bir davranış kuralının ihlali anlamına gelmektedir.
Kasıtla işlenmiş bir iş veya işlemi yapma fiillerinde —— ifadesi aslında “hukuka uygun bir sebep bulunmaması ” anlamına gelmektedir. İhmal ile işlenen bir iş veya işlemi yapmama fiilinin hukuka aykırı olarak nitelendirilebilmesi için ise hukuk düzeninin faile belirli bir şekilde davranma yükümlülüğü yüklemiş olması icabetmektedir.
Dava konusu olaya bakıldığında davalı — şirketi ve davalı —- fiilleri ihmali hareketlerdir. Bu noktada davalıların hukuk düzeni tarafından mevcut hırsızlık fiillerine engel olma yükümlülüklerinin olup olmadığı önem arz etmektedir.
Davalı ——– faaliyet ve iştigal alanı, hizmet verdiği kişilerin can ve mal güvenliğini sağlamaktır. Bu noktada akdetmiş olduğu sözleşmeler ile kendisine hukuken can ve mal güvenliğini sağlama yükümlülüğü getirilmiştir.
Kanunda düzenlenmeyen iş görme sözleşmelerine niteliklerine uygun düştüğü ölçüde vekâlet sözleşmesine ilişkin hükümler uygulanacağından, —— üstlendiği iş ve hizmetler sebebiyle, sadakat ve özen borcu altındadırlar.
Bu bakımdan —– borcunu, gizliliğe riayet etmek, rutinden kaçınmak, uyanık ve şüpheci olmak, sistemli olmak, haberleşmeyi sağlamak, girişimci ve sağduyulu olmak gibi ilkelere riayet etmeleri gerektiği kabul edilmekte olup; —– kendisinden beklenebilecek tüm özeni gösterdiğini ispatlarsa sorumluluktan kurtulabilmektedir.
Dava konusu olayda güvenlik şirketi tarafından hırsızlığa engel olabilecek mahiyette alınmış tedbirlere rastlanılmadığından davalı —- açısından hukuka aykırılık durumunun oluştuğu anlaşılmıştır.
Davalı ——-, belli bir alanda, belirli kriterlere sahip olan işletmelerin yer aldığı bir yapılar topluluğunu barındırmakta, bu işletme ve yapılar topluluğunun ortak gereksinimlerini karşılamaktadır.
Bu gereksinimlerden olan ——- kurma noktasında serbest bırakılmışlardır.
Bu bakımdan güvenlik birimi kurmayan, güvenlik sözleşmesi imzalamayan ya da bölgesinde güvenlik birimi kurulsa ya da hizmet alınsa dahi, bu alımın ———- içindeki kuruluşlar ve firmalar tarafından alındığı hallerde, ——-düzeni tarafından mevcut hırsızlık fiillerine engel olma yükümlülükleri doğmayacaktır.
— tarafından, —- alınması ya da güvenlik birim kurulması hallerinde ise, —- doğacaktır. ————- dahi, işverenin — —- ve yapılan işi denetleme ve kontrol etme yükümlülüğü bulunmaktadır.
Dava konusu olayda üyeler adına —- tarafından güvenlik hizmeti alındığı açıktır. Verilen bu hizmetler karşılığında da üyelerden aidat, ortak gider veya benzeri masraf kalemleri alınmaktadır.
Davalı —– sözleşmesi imzaladığı ve verilen bu hizmetler karşılığında da üyelerden aidat, ortak gider veya benzeri masraf kalemleri aldığı için —— güvenlik hizmeti bakımından, güvenlik şirketini denetleme ve kontrol etme yükümlüğünün olduğu anlaşılmaktadır.
Netice olarak her iki davalının da ihmali hareketleri sonucu, davacının iş yerine hırsız girdiği, davalıların kendilerine düşen görev ve edimleri ifa etmeleri halinde, hırsızlık eyleminin oluşmayacağı kanaatine varıldığından, her iki davalının da, 3. Kişinin işlediği hırsızlık fiili sebebiyle ihmali hareketlerle hukuka aykırı davrandıklarına kanaat edilmiştir.
Kusur haksız fiilin sübjektif unsurudur ve failin fiiline ilişkin iradesiyle kasti veya ihmali olarak işlenebilir. Kasti işlenen fiillerde failin iradesi açıkken ihmali hareketlerle işlenen haksız fiillerde objektif özen yükümlülüğüne bakılması gerekir.
Objektif özen yükümlülüğü, makul üçüncü kişinin somut koşullar altında sergileyeceği davranıştır. Makul kişinin zararın meydana gelebileceğini öngörüp somut olayın failinden daha dikkatli davranması söz konusuysa, bu durumda zarara sebebiyet veren kişi, özen yükümlülüğünü ihlal ettiği tespitine varılarak objektif olarak kusurlu addedilecektir.
Davalılardan,—— iştigal alanı, hizmet verdiği kişilerin can ve mal güvenliğini sağlamaktır. Bu noktada dava konusu olayda güvenlik şirketinin objektif özen yükümlülüğüne aykırı davranarak, mal güvenliğini sağlarken gerekli dikkat ve özeni göstermediğinin kabulü gerekir.
Ayrıca — —- sözleşmenin — şartlar bölümünün 2. Maddesinin d bendinde “Mesai saatleri içerinde özellikle logosu olmayan ve giriş yapmak isteyen,——– araç sorgulanacağı, irsaliye veya kapı çıkış pusulası olmayan araçların çıkışımı müsaade edilmeyeceği, mesai sonrası giren her aracın sorgulanacağı ve kayıt altına alınacağı da bildirilmiştir.
Dava konusu olayda bu işlemler ihmal edilerek yerine getirilmediğinden davalı —– kusurlu olduğu anlaşılmaktadır.
Davalı —- kusuru ise objektif özen yükümlülüğüne aykırı davranarak, Güvenlik Mevzuatına göre, işverenin —- yapılan işi denetleme ve kontrol etme yükümlülüğüne riayet etmeyerek, dikkat ve özen yükümlüğünün ihmalinden kaynaklanmaktadır.
Zira olay resmi tatil günü gerçekleşmiş, buna ilişkin güvenlik şirketince gerekli tedbirler alınmamış, güvenlik hizmetini alan ——- ise bu noktada bir denetim yapmadığı anlaşılmıştır.
Her iki davalının da ihmali hareketleri sonucu, davacının iş yerine hırsız girdiği, davalıların kendilerine düşen görev ve edimleri ifa etmeleri halinde, hırsızlık eyleminin oluşmayacağı kanaatine varıldığından davalıların kusurlu oldukları anlaşılmıştır.
Dosyadan alınan bilirkişi raporunda da, —- giriş ve çıkışının kontrolü haricinde, —- alanı içerisindeki can ve mal emniyetini sağlamakla da yükümlü olmasına rağmen, görev alanında suç işlenmesini engelleyici tedbirlerin yeterince alınmaması, dikkatsizlik ve tedbirsizlik neticesi, özen yükümlülüğüne uymaması sebebiyle dava konusu hırsızlığın gerçekleştiği,
Görev alanı içinde kamu güvenliğini tamamlayıcı mahiyette koruma ve güvenliğin sağlanmasından sorumlu olduğu halde, hırsızlık olayının meydana gelmesine engel olunamadığı anlaşıldığından,—– meydana gelen olayda %50 (yüzde elli) oranında kusurlu olduğu,
—-İşverenin — —yapılan işi denetleme ve kontrol etme yükümlülüğü bulunduğu,—- aidat toplandığı, dava konusu hırsızlık olayının — güvenlik önlemleriyle ilgili uyarı yazının —— Raporunun, işgören ve işveren olarak birlikte değerlendirilerek hırsızlığı önleyici tedbirlerin birlikte geliştirilmesi gerektiği,
İş sahibine yüklenen —— gerekliliklerinin yapılmamış olmasından kaynaklanan güvenlik zafiyetleri ile incelenen hırsızlık olayı arasında illiyet bağı bulunduğu anlaşıldığından, meydana gelen olayda —–; % 30 (yüzde otuz) oranında kusurlu olduğu,
Davacı işyerinin de,—- — geçişe ve toplu taşıma araçlarına açık olması ve araç sirkülasyonunun fazlalığı nedeniyle giriş ve çıkış denetiminin zorlaştığı, bu bağlamda, ——tarafından iş yeri sahiplerine kendi güvenliklerinin sağlanması konusunda uyarılmalarına rağmen, iş yerinde üretimi yapılan malzemelerin değerine bakıldığında, alarm ve güvenlik kamerası dışında, ek güvenlik tedbiri alması gerektiği halde almadığı, bahçe kapısının itmek suretiyle açıldığı, iş yeri kapısının hırsızlar tarafından açıldığı, daha muhkem olması gerektiği, bu şekilde meydana gelen hırsızlık olayında dikkatsiz ve tedbirsiz davrandığı anlaşıldığından, meydana gelen dava konuş hırsızlık olayında % 20 (yüzde yirmi) oranında kusurlu olduğu tespit edilmiştir.
Uğranılan zarar bakımından da, kolluk kuvvetlerine verilen ifadeler, davacının ticari defterleri ile stok tutarları nazara alınarak düzenlenen raporda, çalınan ürünlerin —olduğu tespit edilmiştir. Davacı dava değerini — olarak belirlemiş ise de dilekçesinde zararın — olduğunu bildiği ve belirsiz açılamayacağı anlaşıldığından ön inceleme duruşmasında — üzerinden harç tamamlatılmış davaya değeri ——–olarak devam edilmiştir.
Meydana gelen zarar ile davalıların hukuka aykırı fiilleri arasındaki illiyet bağını kesen başkaca bir hususa da rastlanılmadığından, davacı talebi ile bağlı kalınarak davacı tarafın kusur oranı indirilmek suretiyle davalıların müşterek ve müteselsil sorumlu olmaları kaydıyla aşağıdaki şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kısmen kabülü kısmen reddi ile; —–maddi tazminatın davalılardan müteselsil ve müştereken sorumluluk kapsamında alınarak davacı tarafa verilmesine,
2-Alacağa olay tarihi olan —- tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına,
3-Alınması gereken — karar harcına karşılık peşin alınan —– tamamlama harcının mahsubu ile bakiye 4.883,46-TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafından sarfolunan 2.506,50-TL yargılama giderinin davanın kabul kısmına isabet eden 2.005,20-TL’si ile peşin alınan 170,78-TL harç ile 2.050,00-TL tamamlama harcı toplamı 4.225,98-TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı —- tarafından sarfolunan 2.150,00-TL yargılama giderinin davanın reddedilen kısmına isabet eden 430,00-TL’nin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
6-Davalı ——- yargılama gideri sarfolunmadığından bu konuda karar vermeye yer olmadığına,
7-Davacı lehine AAÜT uyarınca taktir olunan 13.830,00-TL nispi vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalılar lehine AAÜT uyarınca taktir olunan 4.080,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
9-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Dair, Gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin, davalı — vekilinin ve Davalı —–yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.. 18/05/2021