Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/837 E. 2018/522 K. 23.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/837 Esas
KARAR NO : 2018/522
DAVA : Tasfiyenin Durdurulması,İptali-Tasfiye memurunun azli
DAVA TARİHİ : 01/08/2017
KARAR TARİHİ : 23/05/2018
Mahkememizde görülmekte olan Tasfiyenin Durdurulması,İptali-Tasfiye memurunun azli davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; …ı A.Ş ‘nin kurucusunun davacı … olduğunu, şirketin kuruluş hisse adedi 20.000 olup, 4500 hisse davacıya, 5000 hisse yeğeni olan hissedar ……….’e, 4500 hissesi yine yeğeni olan …’e 1500 hissesi …….., 4500 hisses……… isimli rus uyruklu bayana ait olduğunu, kendilerine duyduğu güvenden dolayı yeğenlerini daha çok hisse sahibi yaparak şirkette söz sahibi yaptığını, …ı A.Ş 29/06/2016 tarihinde tasfiye kararı aldıktan 23 gün sonra 22/07/2016 tarihinde Ticaret Sicil gazetesinde tescilini ilan ettirdiğini, tasfiye kararını alan ortaklar diğer ortağın hissesini tasfiye amacı taşıdığı önceden hazırladıkları paravan şirket ile davalı şirketin yapısın bozup sermayesini yok ettiklerini beyan ederek dava konusu şirketin daha fazla zarar görmemesi için şirkete acilen kayyum tayin edilmesini, batıl genel kurul kararı ile yürütülen tasfiyenin tedbiren durdurulması,tasfiye memurunun işten el çektirilmesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesini, masraf ve ücreti vekaletin davalıya yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinin 05/08/2016 tarih ve …. sayılı nüshasının 311.sayfasında tescili yapılan ………Noterliğinin ……. tarih ve ……. sayılı onaylı genel kurul kararı ile şirketin faaliyetine devam etmesinde fayda görülmediğinden tasfiyesine karar verildiğini ve tasfiye memuru olarak …’in atandığını, tasfiye halindeki şirket aleyhine dava açılmasının hukuki bir yararı bulunmadığını, genel kurul toplantısının toplanış biçimi ile alınan karar arasında gerek toplantı sayısı gerekse karar sayısı oluşmuş bulunduğundan davacı arafından ihtirazi kayıt bildirilmesine rağmen yasal süresi içinde iptal davası açmadığını, açılan bu davanın hukuki dayanağının bulunmadığından bahisle haksız ve hukuka aykırı şekilde açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Tasfiye Memuru kendisine yapılan davetiye tebliğine rağmen davaya cevap vermemiş, ancak ön inceleme duruşmasında beyanda bulunmak için süre talep etmiş, ancak herhangi bir yazılı dilekçe sunmamıştır.
Davalı şirketin İTO’dan sicil dosyası, ana sözleşme celp edilmiş, tasfiye sürecine girilmesi konusunda 29/06/2016 tarihinde alınan genel kurul kararı ve hazirun listesi dosya içerisine alınmıştır.
Davacı vekili 14/02/2018 tarihli ıslah dilekçesi sunarak; dava dilekçesinde tedbiren tasfiyenin durdurulmasını talep etmişler ise de, kastedilenin yasaya aykırı alınan tasfiye kararının iptaline karar verilmesini de talep ettiklerini beyan etmiştir.Islah dilekçesi karşı tarafa tebliğ edilmiştir.
Mahkememizin 14/02/2018 tarihli ara kararı ile, dosya ve davalı şirketin tüm ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılarak genel kurulda alınan tasfiye kararında şirketin ortaklık yapısı, karar nisabı gibi hususlar da nazara alınarak butlanda sakatlık olup olmadığı, tasfiyeye son verilmesi yada tasfiye memurunun görevine son verilmesi şartlarının oluşup oluşmadığı, tasfiye kararının iptali gerekip gerekmediği hususlarında rapor alınmasına karar verilmiş,taraflara inceleme gün ve saatinde mahkeme kaleminde hazır olmaları,şirket merkezinde tüm ticari defter ve kayıtların hazır edilmesi, bilirkişi ücreti olarak gider avansı düşüldükten sonra 700,00 TL. lik ücretin davacı tarafından 2 haftalık kesin süre içerisinde yatırılması, aksi halde bu delile dayanmaktan vazgeçmiş sayılacağı hususlarında ihtarat yapılmıştır.
Belirlenen tarihte davacı tarafından bilirkişi ücreti yatırılmadığı gibi davanın tarafları hazır olmadıklarından bilirkişi incelemesi yapılamadığı ve buna ilişkin tutanak tutulduğu anlaşılmıştır.
Şirketin ana sözleşmesi incelendiğinde; 5.maddede şirketin süresinin sınırsız olarak belirlendiği anlaşılmaktadır.
Davacının genel kurulda, tasfiye kararı alınmasına itirazı kayıt koyduğu anlaşılmaktadır.
TTK.nun 529.maddesinde şirketin sona erme sebepleri düzenlenmiştir ve bu maddede alınacak genel kurul kararına ilişkin TTK. nun 421.maddesine atıf yapılmıştır.TTK.nun 421. Maddesinde esas sözleşme değişikliklerinde toplantı ve karar nisabı düzenlenmiştir. Esas saözleşmedeki değişikliğe ilişkin kararlar sermayenin en az %75′ ini oluşturan pay sahiplerinin veya temsilcilerinin olumlu oyları ile alınabilecektir.Şirketin tasfiyeye sokulması esas sözleşme değişikliğine ilişkin bir karardır.Bu nedenle mahkememizce öncelikle alınan kararın genel kurulda gerekli nisapla alınıp alınmadığı denetlenmiş, yapılan incelemede, tasfiye kararının 4500 menfi oya karşılık 15500 müspet oyla alındığı ve dolayısıyla genel kurul toplantı tutanağı ve hazirun listesine göre %75 oranındaki çoğunluğun sağlandığı tespit edilmiştir.Bu duruma göre TTK. nun 447.maddesindeki butlan sebeplerinin mevcut olmadığı anlaşılmıştır.Davacının iptal talebi yönünden yapılan incelemede, 29/06/2016 tarihinde yapılan genel kurulda bizzat hazır bulunan davacının aradan 1 yıldan fazla bir süre geçtikten sonra 01/08/2017 tarihinde bu davayı açtığı, oysa genel kurul kararının iptali davasının 3 aylık hak düşürücü süre içerisinde açılabileceği ve bu sürenin mahkememizce resen denetlenmesi gerektiği, iptal talebinin de hak düşürücü süreden sonra istenmiş olması sebebiyle reddi gerektiği kanaatine varılmakla, davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 35,90 TL karar hacından peşin alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 4,50 TL harcın davacıdan tahsiline, hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı lehine AAÜT uyarınca taktir edilen 2.180,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak, davalı tarafa verilmesine,
5-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı asil ile vekilinin yüzlerine karşı, davalı tarafın yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 23/05/2018