Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/827 E. 2021/439 K. 01.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/827 Esas
DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/07/2017
KARAR TARİHİ : 01/06/2021
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından verilen dava dilekçesinde özetle “Davacı ——– tarihinde yürürlük tarihi olarak belirlenen distribütörlük sözleşmesinde belirlenen münhasır bölgelerde satış ve dağıtım faaliyetlerini —yılından beri yerine getiren,—- yılına kadar ticari ilişkinin sürekliliğini sağlayan bir şirkettir. — Davacı ile——- akdedilen ilk sözleşme esas alınarak ticarete —devam etmiş, araç sayısını —– çıkartmış ve bu ———— yılına kadar ticari ilişkinin sürekliliğini sağlayan davacı, sözleşme edimlerini yerine getirmek için gerekli yatırımları yaparak, müşteri taleplerine yetecek, düzeni, büyüklüğü sağlamış ve bulunduğu bu bölgeler itibariyle, araç ve personel sayısını arttırmış, faaliyet gösterdiği alanlarda, reklam ve pazarlama stratejisini doğru uygulayarak —— hakkıyla yerine getirmeye devam etmiş, davalıların teşvik ve talebiyle daha büyük depo tutarak ciddi miktarda müşteri sayısına ulaşmıştır. ——– devam eden distribütörlük sözleşmesi süresince;—– yılından itibaren davacıdan birçok bölgenin —- kademeli olarak fiilen alınarak satış ve dağıtım faaliyeti fiilen sona erdirilmiştir. —– tarihinde taraflar arasında akdedilen distribütörlük sözleşmesine aykırı olarak davacıya ait münhasır bölgelerde bulunan—— ve dağıtımı davalı tarafından kendi bünyesindeki—– satış ve dağıtımı —- davacıya ihbar edilmeksizin, onayı alınmaksızın dava dışı —- fiilen devredilmiş,—– davacının da müşterisi olan —— devredilmiş, bu bölgelerden kalan — bölgelere entegre edilerek davacı tarafça —— davacıya herhangi bir ihbar olmaksızın, davacının onayı alınmaksızın, zarara uğrayıp-uğramayacağı düşünülmeksizin—- tarihlerinde davalı firmaların hissedarlarının yakını olan kişilerce kurulan—- Davacı firmaya ait —– herhangi bir ihbar olmaksızın, davacının onayı alınmaksızın, keşidecinin bu bölgedeki müşterisi —- davalılarca fiilen devredilmiştir. ——— davalılardan —–olduğu hesaplar arası —- yapılmış—- davacının müşterisi——- tarihinde davalılardan—- tarafı olduğu hesaplar arası —- talimatı yapılmış, ——tarihinde davalı şirketlerin hissedarlarının yakını olan kişinin kurduğu—— davalılardan —- olduğu hesaplar arası —–talimatı yapılmış, —- tarihinde davalı şirketlerin hissedarlarının yakını olan kişinin kurduğu —– olduğu hesaplar arası—- yapılmış, ——- tarihinde ise davacının müşterisi olan ———- tarafı olduğu hesaplar arası—talimatı yapılmıştı——- belirtilen faaliyet bölgeleri davacıya hiçbir ihtar ve bildirimde bulunulmadan, kademeli bir şekilde davalı firmalar tarafından çalışma şartlarındaki değişiklikler bildirilmeksizin, yukarıda belirtilen zamanlarda, dağıtım verilen şirketlere veya şahıslara fiilen devredilmiş olup davacı da bu devirlere muvafakat etmeye fiilen zorlanmıştır. Davacı dağıtım ve satış yaptığı ürünlerin bedellerinin tahsilini temin için yukarıda belirtilen tarihlerde bölgeleri—– alacaklarını temlik etmek zorunda kalmıştır.———– münhasır yetkili satıcısı olarak atanmaktadır.” hükmü ile korunmaktadır. ——- sonrasında, davacı kendisinin oluşturduğu veya önemli ölçüde geliştirdiği müşteri çevresinden artık yararlanma şansını kaybetmiş, satış ve dağıtım faaliyetlerine son vermek zorunda kaldığı gibi, daha önce satış yaptığı 3. Şahıs ve firmaların kendisinin üstünde distribütör haline gelişine seyirci kalmak zorunda bırakılmıştır——– duruma ek olarak davalı firmalar tarafından özellikle yakın ilişkiler içerisinde olunan faklı bölgelerdeki distribütörlere farklı fiyat uygulamaları da yapılarak keşideci açısından haksız rekabet ortamı oluşturulmuştur. Örneğin davalılar tarafından ——– müvekkil firmanın distribütörü olduğu aynı nitelikte ürünler daha makul şartlarda ve koşullarda verilmiş, bu şekliyle de bu ayrıcalıktan yararlanan firmalara karşı davacının ticari itibarı sarsılmıştır ve dolayısıyla davacı nezdinde büyük ticari zararlar meydana gelmiştir.—– hususlar göz önüne alındığında, davacının satışını ve dağıtımını yapmış olduğu bölgelerin 3. Şahıs ve şirketlere devredilmesiyle birlikte haksız rekabet ’in meydana geldiği göz ardı edilmemelidir.—– talebi doğrultusunda ve bölgelerin gerektirdiği boyutlarda kiralanan depo, bölgelerin fiilen geri alınması sonucunda depolanacak malların miktarlarının da düşmesiyle davacıya fazla gelmesine rağmen davacı tarafından kira ödemesi mecburi olarak devam etmiştir, davalılar kendilerinden kaynaklanmasına rağmen kira bedeline katkıyı da ödememişlerdir. —— davalılar tarafından feshedilince davacı—– sözleşmesinin gerektirdiği miktardaki personelin iş akdini feshetmek zorunda kalmış, iş akdinin işverence feshine bağlı tazminatlar davacı tarafından ödenmiş olup bu hususta davalıların herhangi bir katkısı olmamıştır.—— verildiğinde genişletilen araç filosunda münhasır bölgelerin fiilen geri alınmasıyla mecburi olarak daralmaya gidilmiş, alım – satımdan kaynaklanan zararlar karşılanmamıştır.—– ciro kaybı ve davalılar tarafından maruz bırakılan ticari hayatındaki dalgalanmalar sebebiyle ödeme dengesindeki sarsılma nedeniyle kredibilitesi bozulmuş, finansman maliyetleri artmış, bankalardan/finans kuruluşlarından kredi alımı zorlaşmış, davacı kredi çekebilmek için daha fazla teminat göstermek zorunda kalmış, kredilendirme maliyetleri yükselmiş ve davacı bu zararı karşılamak zorunda kalmıştır.——- olan müşteri kitlesini davalılara hasretmiş, sayısını koruyarak artırmış, davalılara ciddi miktarda müşteri kitlesi kazandırmak amacıyla masraf yapmış, bu masrafları muhataplarca karşılanmamıştır.—–, davalıların kusurlu davranışları neticesinde beklenen ciroların oluşmaması nedeni ile büyük oranda kar kaybına uğramıştır.—– olarak; davacının bölgedeki ağırlığı olumsuz etkilenmiş, piyasadaki ——- beri koruyarak artırdığı müşteri kitlesi tedricen azalmış, pazar payları sıfırlanmış olup, ciro oranlarında ciddi anlamda kayıpları olmuştur. Bu nedenle, davacının ticaret yaptığı diğer işlerinde de dolaylı ve yansıma zararları meydana gelmiş, şirketin mevcut ve muhtemel değerleri sekteye uğramıştır.– Davalılarla davacı arasında akdedilen —– kapsamında——— önceden yazılı ihbarda bulunmak koşuluyla işbu sözleşmeyi fesih edebilir.” şeklinde düzenleme mevcut olup, muhataplarca ihbar öneline uyulmaksızın haksız nedenle sözleşme tedricen ve fiilen feshedilmiştir” demek suretiyle taraflar arasındaki —— tarafından ihbar bildirimine uyulmaksızın,—– tedricen artan fiili uygulamalarla, haksız nedenler ve kötüniyetle —- feshedilmesi sonucu ciro kaybı nedeni ile uğranılan zarar için —- değerinin düşmesi nedeni ile uğranılan zararlar için —- kaybedilen müşteri çevresi nedeni ile aynı çevreyi yeniden elde etme sürecinde yoksun kalınan gelirler —- müşteri portföy tazminatı — tazminat ödenmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili tarafından verilen cevap dilekçesinde özetle —— sözleşmesi akdedilmiştir. Sözleşmeye —– yılık uzama süresi konulmuştur. Müvekkil davalı —— tarihli —– imzalamıştır. Sözleşmeye 1 er yılık uzama süresi konulmuştur. Sözleşmenin imzası ile müvekkil ———– distribütörlüğünü davacı şirkete devretmiş ve ——- tarihten sonra davacı tarafından yapılmıştır. Söz konusu müşteriler diğer müşteriler gibi müvekkil davalıların uzun yıllardır çalıştığı ve ürünlerinin satışını yapan müşterilerdir. Ayrıca söz konusu müşterilerin müvekkil davalıların ürünlerini satmasının sebebi müvekkil davalıların ürün kalitesi, reklam çalışmaları ve uzun yılların verdiği çalışmaların sonucundan kaynaklanmaktadır.————— alacağın temliki sözleşmesi yaparak müvekkil şirketlerdeki alacaklarını devretmiş ve söz konusu şirketlerin faaliyet gösterdiği bölgelerde distribütörlük faaliyetine kendi isteği ile son vermiştir. Davacı taraf dava dilekçesinde söz konusu şirketler ile zorla sözleşme imzaladığını iddia etmiş ise de işbu iddia gerçeği yansıtmamakta olup kabul etmiyoruz. Öncelikli olarak davacı şirket ticari bir şirket olup yapacağı işlemlerde basiretli tacir gibi davranma yükümlülüğü bulunmaktadır. Söz konusu sözleşmelerin farklı tarih ve hatta yıllarda yapıldığı dikkate alındığını davacının kendi haklarını kendi özgür iradesiyle devrettiği tespit edilecektir. Ayrıca iddia edildiği gibi zorlama durumu söz konusu ise söz konusu sözleşmelerin tarafı müvekkil davalı şirketler olmadığı gibi böyle bir iddianın ileri sürülme hak düşürücü süresi de geçmiştir. Söz konusu alacağın temliki sözleşmelerinde müvekkil davalı şirketlerin taraf olmadığı, farklı farklı şirketlerle farklı tarihlerde hatta yıllarda sözleşme yapıldığı dikkate alındığında davacı tarafın zorla imzalatıldığı yönündeki iddiasının asılsız ve mesnetsiz olduğu tespit edilecektir.—– işbu alacağın temliki sözleşmelerinden sonra da müvekkil davalılara ———talimatı vererek müvekkil davalı şirketlerdeki cari hesabının alacağını temlik ettiği şirketlere aktarılmasını talep etmiştir. Davacı şirketin talebi ve——- talimatı doğrultusunda —- talimatlarında belirtilen tutarlar ilgili şirketlerin cari hesabına aktarılmıştır —- davalılar ile davacı arasında akdedilen —– bendinde yer alan hükümde belirtildiği üzere devir halinde distribütör herhangi bir hakka, imtiyaza veya hareket yetkisine sahip olmadığı açıkça hüküm altına alınmıştır. ——konusu sözleşmeler davacı tarafından haklı neden olmaksızın feshedilmiştir. Davacı tarafın dava dışı şirketlerle yaptığı alacağın temliki sözleşmeleri dahi tek başına sözleşmelerin davacı tarafından haksız olarak feshedildiğini göstermektedir. Müvekkil davalılar ile davacı arasında akdedilen sözleşmeler davacı tarafından feshedilmiştir. Müvekkil davalıların tüm tazminat talep haklarını saklı tutuyoruz. Müvekkil davalılardan —–alarak davacı tarafa verdiği—–davacı tarafından başka şirketlere devredilmiştir. Müvekkil davalılardan —— tarafa verilmesinden sonra davacı tarafın lojistik alt yapısı yetersiz gelmiş ve müvekkil davalıların müşteri çevresine dağıtımı yapamamıştır. Yükümlülüklerini yerine getiremeyen davacı taraf kendi iradesi ile kısım kısım yerleri başka şirketlere devretmiştir. Davacı tarafın bu devirlere müvekkil davalıların zorladığı yönündeki iddiası abesle iştigaldir. ——taraf müvekkil davalı şirketler dışında başka firmaların da distribütörlüğünü yapmaktadır. Ancak şifahi duyumlarımıza göre davacı taraf bu firmalar ile de sözleşmelerini sonlandırmıştır. Davacı taraf elinde hizmet verdiği firma kalmayınca muhtemelen kendisine haksız kaynak sağlamak mantığıyla haksız ve mesnetsiz iddialar ile işbu davayı —– Davacı tarafın ——-talimatı sonucunda cari hesabını farklı tarihlerde farklı şirketlere —– sonrasında müvekkil davalı şirketler ile davacı şirket arasında mutabakat sağlanmış ve imza altına alınmıştır.—– imzalanan mutabakat mektupları sonrasında davacı taraf —– ——–numaralı ihtarnamesi ile mutabık kalınan tutarın ödenmesi için ihtarname göndermiş ve bu ihtardan sonra da davacı tarafın son cari bakiyesi de gönderilmiş ve herhangi bir alacağı kalmamıştır. Davacı tarafın tüm hareketleri sözleşmenin davacı tarafından sonlandırıldığını ispatlamaktadır. —– konusu ile ilgisi bulunmayan dava dilekçesinde yer alan; farklı bölgelerdeki distribütörlere farklı fiyat uygulamaları yapıldığı yönündeki iddiada gerçeği yansıtmamakta olup kabul etmiyoruz.—— de açıkça belirtildiği üzere distribütör kendi iş yerlerine, depolarına ve araçlarına ilişkin her türlü kanuni ve sıhhi mükellefiyetlerin yerine getirilmesinden bizzat sorumludur. Ürünlerin uygun koşullarda muhafaza edilmesinde davacı bizzat sorumludur. Bu sebeple de; iddia ettiği gibi depolar kendisine fazla geldi ise bunun sebebi davacı taraftır. Müvekkil davalı şirketlerin bu hususta herhangi bir sorumluluğu bulunmamaktadır. Basiretli tacir gibi davranma yükümlülüğü olan davacı tarafın böyle bir durum varsa bile bu durumu kendisinin öngörmesi gerekirdir” demek suretiyle davanın reddine karar verilmesini iddia ve talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE
Dava hukuki niteliği itibari ile taraflar arasındaki sözleşmenin usulsüz fesh edildiğinden bahisle davacının uğradığını iddia ettiği portföy tazminatı, şirketin değer kaybı tazminatı, ciro kaybı ve yoksun kalınan kar’a ilişkin tazminat davasıdır.
Usulüne uygun taraf teşkili sağlanmış ve taraf delilleri toplanmıştır.
Taraflar arasında bayilik sözleşmeleri bulunduğu, davacının sözleşmelerden kaynaklanan haklarını peyder pey dava dışı bir takım şirketlere devrettiği, bu durumun taraflar arasındaki sözleşmelerin fiilen sona ermesine yol açtığı hususlarında bir ihtilaf bulunmamaktadır.
Davacı taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinden kaynaklanan hakların uzun süreden beri davalıların baskıları sonucu başka firmalara devretmek zorunda kaldığını, bu sebeple sözleşmenin davalılar tarafından fiili olarak haksız bir şeklide feshedilmiş olduğu sözleşmenin feshine davalıların sebep olduğunu , bu bakımdan oluşan zararların tespit ve tazmin edilmesi gerektiğini iddaa etmiştir. Davalılar, davacının kendi rızasıyla sözleşmeden doğan haklarını devrettiği, herhangi bir baskı olmadığını, bu yöndeki iddianın davacı tarafından ispat edilmesi gerektiği şeklinde savunma yapmıştır.
Taraflar arasında en son —– sözleşmeleri yapıldığı görülmektedir. Davacı—– düzenlenen alacağın temliki sözleşmesiyle, cari hesap mutabakatına konu –alacağın, davacı ile —- alacağın temliki sözleşmesiyle cari hesap mutabakatına konu —- alacağın, davacı ile —- arasında düzenlenen alacağın temliki sözleşmesiyle cari hesap mutabakatına konu — alacağın, davacı—–düzenlenen alacağın temliki sözleşmesiyle cari hesap mutabakatına konu —alacağın; davacı ile —- düzenlenen alacağın temliki sözleşmesiyle cari hesap mutabakatına konu ——- alacağın davacı tarafından temlik edilmiş olduğu, yapılan bu devirler ile birlikte taraflar arasındaki ticari ilişkinin de sona erdiği anlaşılmaktadır.
Dava dosyasında bulunan ve davalılar tarafından düzenlenerek davacıya gönderilen iki adet —- tarihli cari hesap mutabakat yazısında; davalıların — tarihi İtibarıyla cari hesap bakiyesinin——- bakiyesi olduğu yönünde davacı ile mutabık kaldıkları, cari hesap mutabakat yazısının davacı tarafından imzalanarak davalılara verdiği tespit edilmiştir.
İspat kuralına ilişkin MK. m. 6 hükmüne göre: “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür”. HMK. m. 190/1 hükmüne göre: “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir”. Bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf o vakıayı ispat etmeye mecburdur. Dolayısıyla anılan hükümler uyarınca, davacı tarafından “taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinden kaynaklanan hakların uzun süreden beri davalıların baskıları sonucu başka firmalara peyden pey devretmek zorunda kaldığını, bu şekilde sözleşmenin davalılar tarafından fiili olarak haksız bir şeklide feshedilmiş olduğu” yönündeki iddiaların geçerli delillerle kanıtlaması gerekmektedir. Davacı tarafından bu yönlerde herhangi bir somut delil sunulmamıştır. Bu bakımdan sözleşmelerden kaynaklanan hakların davalıların baskıları sonucu devredilmek zorunda kalındığına ve böylece davalıların taraflar arasındaki sözleşmeleri eylemli olarak sona erdirdiklerine ilişkin davacının iddialarının kabulüne olanak yoktur. Dolayısıyla davacının tazminat talepleri yerinde değildir.
Temlik sözleşmelerinin sözleşme yapma özgürlüğü çerçevesinde yapılmış olduğu, kanunun emredici hükümlerine, ahlaka ve kamu düzenine aykırı bir durumun söz konusu olmadığı, davacının tacir ve yapılan işin de ticari bir iş olduğu, davalıların aksi yönde delil sunmasında herhangi bir sınırlama da bulunmadığı göz önünde bulundurulduğunda basiretli davranma yükümlülüğü nedeniyle kararlaştırılan sözleşme hükümlerinin“zarar görenin zor durumda kalmasından veya düşüncesizliğinden ya da deneyimsizliğinden yararlanılmak suretiyle gerçekleştirildiğinin” ileri sürülmesinin olanaksız olduğu sonucuna varılmaktadır. Bu durumda davacının yapmış olduğu temlik sözleşmelerinin gabin ve genel işlem koşullarına aykırılık nedeniyle ya da irade sakatlıkları gerekçesiyle hükümsüzlüğünün ileri sürülemeyeceği sonucuna da varılmaktadır.
Dosyada mübrez ve davalılar tarafından düzenlenerek davacıya gönderilen iki adet —- tarihli cari hesap mutabakat yazısında; davalıların —- İtibarıyla cari hesap bakiyesinin —- bakiyesi olduğu yönünde davacı ile mutabık kaldıkları, cari hesap mutabakat yazısının davacı tarafından imzalanarak davalılara verdiği de görülmektedir. Davacının herhangi bir ihtirazi kayıt ileri sürmeksizin bu mutabakatları imzalaması da yukarıda varmış olduğumuz sonucu teyit eden diğer bir husustur. İhtirazi kayıt ileri sürülmeden ilişkiye devam edilmesinin —- hak kaybına yol açacağı hususu, ——— vermiş olduğu bir kararında şu şekilde dile getirmiştir: “Dava, bayilik sözleşmesiyle belirlenen eksik ürün alımı hali için öngörülen cezai şartın tahsili istemine ilişkindir. Davacının, yıllık ürün alım taahhüdüne uymaması nedeniyle davalılardan cezai şart talep etmesinde kural olarak bir usulsüzlük bulunmamaktadır. Ancak davacının bu cezai şartı talep edebilmesi için cezai şartın oluştuğu yıldan sonraki yıllarda ürün verirken ihtirazı kayıt koyarak bu hakkını saklı tutması gerekir. Dosya kapsamından davacının söz konusu dönemden sonra herhangi bir ihtirazı kayıt ileri sürmeksizin davalılara ürün vermeye devam ettiği anlaşıldığından, talep konusu dönem için davalılardan cezai şart isteyemez—–
Davacı tarafın davalı ile aralarındaki sözleşmenin davacının basklıları soncu sona erdiği hususunu ispata yarar delil sunamadığı, —- tarihli cari hesap mutabakat yazısında; davalıların —- tarihi İtibarıyla cari hesap bakiyesinin —- Alacak bakiyesi olduğu yönünde davacı ile mutabık kaldıkları nazara alınarak davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30-TL karar harcına karşılık peşin alınan 1.024,65-TL’nin mahsubu ile bakiye 965,35-TL’nin karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından sarfolunan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalılar lehine AAÜT uyarınca taktir olunan 8.600,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
Dair, Gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.01/06/2021