Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/826 E. 2020/156 K. 26.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/826 Esas
KARAR NO : 2020/156
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 04/09/2013
KARAR TARİHİ: 26/02/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile icra dosyasında borçlu sıfatında bulunan – ————- şirkete kar-zarar ortaklığı konusunda anlaşma yapıldığını, bu ortaklıkla ilgili olarak ———- düzenlenen belgenin bulunduğunu, dava dışı ——- yetkisiyle şirketin diğer ortağı davalı … ile davacı arasında ———- tarihli anlaşma tutanağı akdedildiği, söz konusu protokolde davacının —- karşılığında dava dışı şirkete — oranında kar ve zarar dağılımına ortak olacağı, ———– tarihi itibariyle kazanılacak karın veya oluşacak zararın 1/3 oranında taraflar arasında paylaştırılacağı, ortaklığın sona ermesi durumunda davacının ortaklığın kuruluşu sırasında vermiş olduğu —— ve şirketten ayrılık tarihine kadar oluşacak değerin yarısının verileceğinin hüküm altına alındığını, davacının anlaşma uyarınca şirket ortaklarından dava dışı——- tarihinde — para transferi yaptığını, müvekkilinin şimdiye kadar yaklaşık— Euro verdiğini ancak bu paradan —- davacıya döndüğünü, davalıların kar dağıtımı yapmadıklarından dolayı şirketten ayrılmak istediğini, davalıların şirketten ayrılınca protokol gereği ödeyecekleri — ödemeyince——–. İcra Müdürlüğü’nün ———— Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalıların itirazı ile takibin durduğunu beyanla itirazın iptali ile davalıların %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesi ile; müvekkili davalı ile davacı arasında yapılan bir anlaşma ve aralarında her hangi bir hukuki ilişkinin olmadığını, müvekkilinin taraf sıfatının bulunmadığını, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava, taraflar arasında akdedilen sözleşmeye istinaden kurulan ortaklığın sona ermesi sebebiyle sermaye olarak verilen paranın geri ödenmemesinden dolayı başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali davasına ilişkindir. İtirazın iptali davasının davacı tarafından süresinde açıldığı anlaşılmıştır.
Davaya konu ——.İcra Müdürlüğü’nün—— takip dosyasının incelenmesinde; davacı/alacaklı tarafından, davalıların da aralarında bulunduğu dört borçlu aleyhine, —-tarihli Anlaşma Tutanağı ile — tarihli, —- tutarlı havale dekontu dayanak gösterilerek,— asıl alacak ve — işlemiş faiz olmak üzere toplam — alacağın tahsili için — başlatılan ilamsız takip olduğu, davalı/borçluların itirazları üzerine, davalılar yönünden takibin durduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizden verilen — tarih ve — Esas, —-Karar sayılı kısmen kabul kararına karşı davalılar tarafından temyiz başvurusunda bulunlmuş olup, Yargıtay -Hukuk Dairesi’nin- tarih ve – Esas, — Karar sayılı ilamıyla ” Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, her iki davalı yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Ancak, davalı … yönünden cevap lahiyasında husumet itirazında bulunulmuştur. Davacının dayandığı belgelerin hiçbirinde borçlu olarak isim ve imzası bulunmamasına ve alınan bilirkişi raporunda da bu sonuca varılıp davalı …’a husumet düşmemesi gerektiğine ilişkin görüş belirtilmesine rağmen mahkemece hiçbir gerekçeye yer verilmeksizin davalı … yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır.
Davalı … yönünden ise, davanın devamı sırasında davalı tarafından ————– arasında tanzim edilen ve noter huzurunda yapılan bir mutabakat metni ve bu mutabakat metni gereğince davacıya ödeme yapıldığına dair bir kısım belgeler ibraz edilmiştir. Mutabakat metninde, —- ödendiği ve geriye kalan —- ise alacaklı ———- hesabına ödeneceği belirtilmiştir. Davalı tarafından ——- ödendiğine dair belge ibraz edilmiş ise de dosya içerisinde evrakın aslı bulunmamaktadır. Bilirkişi, davalılar tarafından ibraz edilen belgelerin apostil şerhli bulunmadığı, onaylı olmadığı, eksik belgelerin olduğu, eksik belgelerin ikmali halinde değerlendirileceği belirtilmiş ise de mahkemece eksik belgelerin tedariki yoluna gidilmediği gibi bu belgeler konusunda herhangi bir değerlendirme yapılmadan kısmen kabul kararı verilmiştir. Bu durumda, davacı tarafından —- dosyada mevcut evraklardan anlaşıldığı üzere —- gönderildiği, ———— tasfiyesi konusunda davacı ile protokol tanzim ettiği fotokopi olan dosyadaki belgelerden anlaşılmakla mahkemece, bu belgelerin ve ayrıca ödeme makbuzlarının tasdikli sureti ve tercümesini dosyaya sunmak üzere taraflara mehil verilmesi, taraflarca bu belgelerin sunulması halinde belgelerde değerlendirilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken bu belgeler konusunda değerlendirme yapılmadan eksik inceleme ile karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. ” şeklindeki gerekçeyle bozulmakla, dava mahkememizin————- esasına kaydı yapılmıştır.
Mahkememizce bozma ilamına uyma kararı verilerek, bozma ilamı doğrultusunda davacı vekilince delili belgelerin dosyaya daha önce sunulduğuna dair beyanları da nazara alınarak mevcut deliller uyarınca değerlendirme yapılmak üzere dosya bilirkişi heyetine tevdi edilerek bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi kurulu ———- tarihinde sunduğu raporunda; davacının dava konusu alacağına dayanak yaptığı —– —- temsilci veya asil olarak imzası bulunmadığı gibi, adı da geçmediğinden ve — tarihli ———— devralan sıfatının bulumaması nedeniyle davalı …’ın bu davada taraf sıfatının bulunmadığı; noter önünde akdedildiği anlaşılan ve davalı …’ın da ”hisse devralan” sıfatıyla imzası bulunan —————– başlıklı 2. maddesinin son cümlesinde yer alan ”satın alma tutarları ödenmiştir” ibaresine göre bu sözleşme uyarınca hisse devralanların ödemekle yükümlü oldukları devir bedeli tutarının davacıya (hisse devredene) ödendiği, bu ibarenin, ispat gücünde bir yazılı (kesin) delil niteliğinde olduğu, davacının aksi delil sunmadığı değerlendirilerek ve ayrıca davalı …’ın sözleşmeyi dava dışı ———— temsilen imzaladığı, sözleşmenin tarafı olmadığı, tarafı olmadığı bir sözleşmeden dolayı borçlu olamayacağı kanaatiyle davacının takip tarihi itibariyle davalı …’dan herhangi bir alacağı bulunmadığı yönünde görüş bildirmişlerdir.
Davacı asil———– tarihli dilekçesi ile; davanın HMK’nun 176-180. maddeleri gereği tamamen ıslahı ile davalıların hileli işlemleri nedeniyle İİK’nun 177. maddesi gereği doğrudan iflaslarına karar verilmesi talepli olarak davanın ıslah edilmesini talep etmiştir.
Davacının ıslahı üzerine dosya heyete tevdi edilmekle mahkememizin heyetçe yapılan ———— tarihli duruşmasında verilen karar ile; ıslah ancak tahkikatın bitimine kadar yapılabileceğinden, Yargıtay aşamasından da geçen bu dosyada davacının geçersiz ıslah talebinin reddine, davaya itirazın iptali davası olarak devam edilmesine karar verilmiştir.
Dava, taraflar arasında akdedilen sözleşmeye istinaden kurulan ortaklığın sona ermesi sebebiyle sermaye olarak verilen paranın geri ödenmemesinden dolayı başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkin olup, alacak talebi ———- tarihli anlaşma tutanağı ve bu anlaşma uyarınca ödendiği belirtilen katılım tutarına ilişkin banka dekontuna dayandırılmıştır.
Yargıtay bozma ilamı ve aldırılan bilirkişi raporları ile de belirlendiği üzere; sunulan ve takip ve davaya dayanak gösterilen belgede davalı ———–adı geçmemekle bu davalının, davacının ileri sürdüğü alacak talebinin muhatabı olamayacağı, bu nedenle açılan davada ileri sürülen alacak talebi bu davalıya yöneltilemeyeceğinden davalı —–aleyhindeki davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı … aleyhindeki dava yönünden ise; dosyaya sunulan belgelerden anlaşıldığı üzere; davacı ile —- yetkisiyle davalı … arasında — tarihinde ——– başlıklı belgenin imzalandığı, bu belgenin içeriği itibariyle bir tür kara ve zarara katılmalı ödünç anlaşması niteliğinde olduğu, davacının bu sözleşme karşılığında dava dışı — —- ödeyeceği, ortaklıktan ayrılma zamanı geldiğinde bu paranın davacı tarafından geri alınacağının karalaştırıldığı, ————-tarafından yetkilendirilmiş vekil olduğu görülmüştür.
Davalı —davacı ile yapmış olduğu anlaşmayı ——— vekaleten yapmış olmakla bu davalıdan tahsili gereken her hangi bir alacağının bulunmadığı, takip ve davaya konu edilen sözleşme nedeniyle davalı ———-şahsen sorumluluğu yoluna gidilemeyeceğinden bu davalı aleyhindeki davanın da reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının … aleyhine açmış olduğu davanın husumet nedeniyle reddine,
2-Davacının … aleyhine açmış olduğu itirazın iptali davasının subut bulmaması nedeniyle reddine,
Davalının kötü niyet tazminatı talebinin şartları oluşmadığından reddine,
3-Alınması gereken 54,40 TL karar harcının peşin alınan 3.110,10 TL harçtan mahsubu ile bakiye 3.055,70 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından sarf olunan tüm yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı … tarafından yapılan 20 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
6-Davalı … lehine AAÜT uyarınca taktir edilen 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
7-Davalı … lehine AAÜT uyarınca taktir edilen 25.986,55 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
8-Bakiye gider avanslarının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
İlişkin olarak taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde Yargıtay temyiz yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.26/02/2020