Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/771 E. 2018/1061 K. 25.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/771 Esas
KARAR NO : 2018/1061
DAVA : Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
DAVA TARİHİ : 14/07/2017
KARAR TARİHİ : 25/10/2018
Mahkememizde görülen davanın yapılan incelemesi sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle:Müvekkillerinin murisi merhum … ile davalı sigorta şirketi arasında ……….” bağıtlandığını, Sözleşme içeriğine göre vefat tazminatının 10.500,00 TL olarak belirlendiğini,murisin 03/10/2012 tarihinde vefat ettiğini, Tazminat için başvurduklarında davalı sigorta şirketinin; … sigorta başvuru formunda hipertansiyon,… hastalıklarının beyan edilmediği gerekçesiyle tek taraflı cayma hakkının kullanılıp tazminat ödenmeyeceğini bildirdiğini, Oysa; ölüm sebebinin “beyin kanaması” olduğunu iddia ederek 10.500,00 TL vefat tazminatının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :Davalı savunmasında özetle: Usul yönünden; a. Kesin yetki, b. Dain mürtehin durumunun söz konusu olduğu gerekçesiyle aktif dava ehliyeti bulunmadığı yönünde usuli itirazlarda bulunmuş, esas yönünden de; başvuru formunda hiçbir hastalık bildirilmediğini, gel gelelim; hastane kayıtları ve SGK ilaç listesi içeriklerine göre ise sigortalının hasta olduğunu, bu durumu öğrenince cayma hakkını kullandıklarını beyan ederek davanın reddini istemiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, davacıların murisinin davalı sigorta şirketi nezdinde sigortalı iken vefat etmiş olması nedeniyle alacak istemi ile açılmış bulunan tazminat davasıdır.
Mahkememizce yapılan yargılama, toplanan deliller ve yaptırılan bilirkişi incelemesi ile; davacıların murisi müteveffa …’nun davalı sigorta şirketi nezdinde …… başlangıç tarihli kredi hayat sigorta poliçesi ile sigortalı olduğu, poliçe kapsamında sigortalının ölümü halinde ödenecek vefat tazminatının…… TL olarak belirlendiği ve sigorta priminin peşin olarak ödendiği, müteveffanın……. tarihinde vefat ettiği, vefat üzerine davacıların sigorta şirketine yaptığı başvurunun sigorta şirketi tarafından …… reddedildiği, davalı sigorta şirketinin poliçenin düzenlenmesi anında muriste varolan hastalıkların sigorta başvuru formunda beyan edilmediği ve bu nedenle poliçenin hükümsüz kaldığını iddia ettiği anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın davacıların murisinin ölümüne sebep olan rahatsızlığının poliçe tanzim tarihinden önce mevcut olup olmadığı, murisin kronik hastalığının olup olmadığı, varsa ölümün bu hastalıktan kaynaklanıp kaynaklanmadığı, sigortalının beyan yükümlülüğünü ihlal edip etmediğini ve sigorta şirketinin cayma hakkını kullanıp kullanamayacağı hususlarının ilgili mevzuat hükümleri ile poliçe genel ve özel şartlar çerçevesinde değerlendirilerek sigorta şirketinin tazminat yükümlülüğü bulunup bulunmadığının belirlenmesine ilişkin olduğu görülmüştür.
Sigorta poliçesinin kurulumu sırasında müteveffa sigortalının riskin belirlenmesine esas teşkil edecek sağlık beyanı ile ilgili sorulara yanlış cevap verdiği, sigortalının poliçe tanzim tarihinden önce mevcut rahatsızlıklarını bildirmeyerek kusurlu davrandığı, sigortalının özgeçmişinde 4 yıl önce beyin damarlarında yapısal bozukluk tanısı konulduğu yönünde bilgiye rastlandığı ancak bu teşhise ait herhangi bir tıbbi belgenin bulunamadığı , ölüme yol açan beyin kanamasının bu rahatsızlıktan kaynaklanıp kaynaklanmadığı hususunda kesin bir tespit yapmanın mümkün olmadığı, sigorta şirketine önceki rahatsızlığın bildirilmesi halinde riskin artmış olması nedeniyle sigorta şirketi tarafından ek prim alınacağı gözetilerek teminat tutarı ile ek prim karşılaştırması yapılmak suretiyle ödenebilir tazminat tutarının 3.952,02 TL olduğu belirlendiğinden davanın bu kapsamda kısmen kabulüne dair mahkememizce verilen karar İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi’nin 22/06/2017 tarih ve 2017/798 E. 2017/1017 K. sayılı kararı ile kaldırılmıştır.
İstinaf mahkemesi kararımızın kaldırılmasına dair kararında, ”…sigorta başvuru formunda kalp hastalığının olup olmadığı, yüksek tansiyonunun bulunup bulunmadığının sorulduğu, sigortalının olumsuz cevap vererek hayır dediği, oysaki sigortalının dosya kapsamı ve İstanbul 1. Adli Tıp İhtisas Kurulu’nun …… tarihli raporuna göre poliçe öncesinde şeker ve yüksek tansiyon rahatsızlıklarının bulunduğu, 4 yıl önce ……. Hastanesi’nde beyin damarlarında yapısal bozukluk tanısı konulduğu, 01/10/2011 tarihinde fenalaştığı 03/10/2012 tarihinde beyin kanamasından 63 yaşında öldüğü, sigorta akdinin kurulduğu 20/04/2012 tarihinde de bu rahatsızlığının mevcut olduğu, tedavi ve kontrol altında olduğu ancak murisin bu rahatsızlıktan dolayı ölüp ölmediğinin adli tıp raporuna göre dosya içeriğinde bu tanıya ait herhangi bir tıbbi belge ve grafi bulunmadığından kesin bir değerlendirme yapılmadığından illiyet bağı kurulmadığı, murisin 2008 yılında ……… hastanesindeki beyin damarlarında yapısal bozukluk tanısına ilişkin bahse konu tüm tıbbi belgelerin getirtilmesinden sonra müteveffanın tıbbi geçmişindeki bu rahatsızlık ile ölüm olayı arasında illiyet bağının bulunup bulunmadığının kesin olarak saptanması gerektiği.” gerekçesine yer verilmiştir.
Mahkememizce yeniden yapılan yargılamada ………. Hastanesi’ne yazı yazılarak murise ait tüm kayıt ve belgeler celp edildikten sonra dosya yeniden Adli Tıp Kurumu’na gönderilmiş ve rapor aldırılmıştır.
Adli Tıp Kurumu 1. Adli Tıp İhtisas Kurulu’nun ….. tarihli raporu ile; ”Kişinin ölümünün patolojik kökenli (travmatik olmayan) beyin kanaması sonucu meydana gelmiş olduğu, 01/10/2012 tarihli tıbbi belgede bildirilen beyin damalarındaki gelişim bozukluğunun ve iddia edilen hipertansiyonun ölüme neden olan beyin kanaması oluşumunda etkisi olacağı, ancak dosya içerisinde sözleşme öncesi tanısı konulduğuna dair herhangi bir tıbbi belge bulunmadığından mevcut verilerle kesin bir değerlendirme yapılamadığı.” mütalaa edilmiştir.
İstinaf incelemesi sonrasında yapılan araştırma sonucunda farklı bir veri elde edilemediğinden; Sigorta poliçesinin kurulumu sırasında müteveffa sigortalının riskin belirlenmesine esas teşkil edecek sağlık beyanı ile ilgili sorulara yanlış cevap verdiği, sigortalının poliçe tanzim tarihinden önce mevcut rahatsızlıklarını bildirmeyerek kusurlu davrandığı, sigortalının özgeçmişinde 4 yıl önce beyin damarlarında yapısal bozukluk tanısı konulduğu yönünde bilgiye rastlandığı ancak bu teşhise ait herhangi bir tıbbi belgenin bulunamadığı , ölüme yol açan beyin kanamasının bu rahatsızlıktan kaynaklanıp kaynaklanmadığı hususunda kesin bir tespit yapmanın mümkün olmadığı, sigorta şirketine önceki rahatsızlığın bildirilmesi halinde riskin artmış olması nedeniyle sigorta şirketi tarafından ek prim alınacağı gözetilerek teminat tutarı ile ek prim karşılaştırması yapılmak suretiyle ödenebilir tazminat tutarının 3.952,02 TL olduğu belirlendiğinden davanın bu kapsamda kısmen kabulüne karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın kısmen kabulü ile, 3.959,02 TL alacağın davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Alınması gerekli 270,45 TL harçtan peşin alınan 179,35 TL harcın mahsubu ile bakiye 91,10 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından bilirkişi ve tebligat ücreti olarak yapılan 1.240,05 TL yargılama giderinin ret ve kabul oranı dikkate alındığında bakiye 467,55 TL’sinin ve 24,30 TL başvurma harcı ile 179,35 TL peşin harç olmak üzere toplam 671,20 TL masrafın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, arta kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından tebligat ve müzekkere gideri olarak yapılan 47,00 TL’nin ret ve kabul oranı dikkate alındığında hesap edilen 17,72 TL’sinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan ancak sarf olunmayan gider avansı olması halinde karar kesinleştiğinde talep halinde taraflara iadesine,
7-Hüküm altına alınan miktar üzerindenn AAÜT hükümlerine göre davacılar lehine 2.180,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Reddedilen kısım yönünden davalı lehine 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
Gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı … vekilinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 25/10/2018