Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/731 E. 2018/1175 K. 20.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2017/731 Esas
KARAR NO : 2018/1175 Karar

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle), İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/07/2017
KARAR TARİHİ : 20/11/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle), İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Davalı şirketin müvekkili şirketten bir takım ürünler satın aldığını, davalı şirketin takip tarihi itibariyle 79.692,30 TL borçlu olduğunu, davalı yanın kendisine yapılan tüm ihtarlara rağmen borcunu ödemediğini, bunun üzerine İstanbul Anadolu———–. İcra Müdürlüğünün 2017/13770 Esas sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını, davalının 16/06/2017 tarihinde kötü niyetli olarak takibe itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, davalının icra dosyası kapsamında yapmış olduğu 07/06/2017 tarihli itiraz üzerine İstanbul Anadolu —-. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/731 Esas sayılı dosyası ile itirazın iptali davası açıldığını, halen derdest olduğunu, huzurdaki dava ile hukuki ve fiili münasebet bulunduğundan her iki davanın birleştirilmesi ile tek bir esasdan devam edilmesini, icra takibine vaki 16/06/2017 tarihli itirazın iptali talep ve dava edilmiştir.
Birleşen İstanbul Anadolu —–. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/899 esas sayılı dosyası incelendiğinde; davacı ve davalının aynı olduğu; dava konusunun itirazın iptali olduğu, icra takip dosyasının aynı olduğu; davanın birleştirme talepli açıldığı görülmüştür. Aynı hususta iki dava açılması hususu dava dilekçesinde; borçlunun adının sehven yanlış yazılması nedeniyle iki adet ödeme emri gönderildiği, borçlu tarafından husumet itirazında bulunulduğu ve nedenle her bir ödeme emri bakımından ayrı dava açıldığı şeklinde açıklanmıştır.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Müvekkilinin davacı şirkete herhangi bir borcunun bulunmadığını, davacı tarafından icra takibinde istenilen en yüksek kredi faizi oranın fahiş olduğunu, bu miktardaki oranın kabul edilemeyeceğini, faturadaki malların kendisine teslim edilmediğini, taraflar arasındaki ticari ilişkiye konu yazılı sözleşmenin dosyaya sunulmadığını, faturaya dahil alacakların cari hesap ilişkisini gösterdiğini ve cari hesap ilişkisinden taraflar arasında mutabakat yapılmadığı sürece borç alacak ilişkisinin kesin olarak belirlenemeyeceğinin, bu nedenle davacının taleplerinin haksız olması nedeniyle davanın esastan reddini, kötü niyetli icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE Taraflar arasındaki davaya konu uyuşmazlık; tacirler arası fatura nedeniyle başlatılan icra takibine itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasıdır.
Mahkemiz ile birleşen İstanbul Anadolu —. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/899 esas sayılı dosyasının dosyamız arasına alınmış, tarafların ve dava konusunun aynı olduğu görülmüştür.
Dosyamız arasına alınan İstanbul Anadolu —— İcra Müdürlüğü’nün 2017/13770 Esas sayılı icra dosyasının yapılan incelemesinde takibin 05/06/2017 tarihinde takip başlatıldığı ödeme emrinin davalı/borçluya 15/06/2017 tarihinde tebliğ edildiği davalının süresinde 16/06/2017 tarihinde takibe itiraz ettiği ve takibin durduğu anlaşılmıştır. Davacının; borçlu tarafından yapılan itirazın davacı-alacaklıya tebliğinden itibaren İİK.nun 67.maddesinde belirtilen bir yıllık süre içerisinde mahkememize davayı açtığı anlaşıldığından, açılan davanın süresinde olduğu görülmüştür.
Davada aktif ve pasif taraf husumetinin sağlandığı anlaşılmış olup taraflar arasında bu hususta çekişme yoktur.
Taraflar tacir olup, delil olarak ticari defterlere dayandıklarından; taraflara inceleme gün ve saatinde belirtilen yıllara ilişkin ticari defter ve kayıtlarını hazır etmeleri aksi halde HMK 220 ve devamı maddeleri gereğince defterlerini sunmayan tarafın ticari defterlerine lehine delil olarak dayanamayacağının ve tekrar sunamayacakları usulüne uygun biçimde ihtar edilmiş; defter inceleme neticesinde; dosyamız bilirkişiye tevdii edilmiş olup , bilirkişi mahkememize hitaben sunmuş olduğu raporunda özetle: Davacının davalıdan takip tarihi itibariyle 79.692,30 TL tutarında alacak talep edebileceği yönünde mütalaa etmiştir.
Bilirkişi raporu HMK 280. Maddesi uyarınca taraflara tebliğ edilmiştir.
Toplanan deliller, icra takip dosyası, dava dilekçesi, cevap dilekçesi, ticari defterler, bilirkişi incelemesi bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davacı ile davalı arasında ticari ilişki olduğu tarafların incelenen defterleri ile sabittir. Ticari defterlerin ticari davalarda delil olarak kabul edilmesi için HMK’nun 222. Maddesi uyarınca kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması gerekmektedir. Bilirkişi raporunda davacı ve davalı taraf defterlerinin HMK 222. Maddesinde belirtilen usulde olduğu tespit edilmiştir. Davacı tarafça davalı adına 5 adet 79.692,20 TL tutarlı fatura kesilmiş olup; davalı tarafça bu fatıralar ticari defterlere işlenmiş; bu husus her iki tarafın ticari defterleri ile ayrı ayrı anlaşılmaktadır. HMK’nun 220/3 maddesi uyarınca davacı ticari defterlerindeki kayıtların davalının defterlerindeki kayıtlar ile örtülü olduğu anlaşıldığından davacının ticari defterleri lehine delil vasfı taşımaktadır. Davalı taraf faturalara konu malların teslim edilmediğini iddia etmekte ise de; faturaların irsaliyeli fatura olduğu ve imza ile teslim alındığına dair sevk irsaliyelerin olduğu sabittir. Bununla birlikte ilgili Vergi Dairesi’nden celbedilen BS formları ile davacı tarafça faturaların ilgili Vergi Dairesi’ne bildirildiği anlaşılmaktadır. 31.03.2017 tarihli E posta ile davacının davalıya cari hesap mutabakatı gönderdiği ve TTK 92. Madde gereğince 1 ay içerisinde itiraz veya mutabakat bildirilmediği takdirde faturada mutabık kalacakları ihtarı yapıldığı tespit edilmiştir. Davacı taraf yazılı bir mutabakat metni sunmuştur. Gerek icra takibine gerek dava dosyasına irsaliyeli fatura ekli olmasına rağmen davalı tarafça icraya itiraz safhasında veya cevap dilekçesinde sevk irsaliyesi ile teslim alan kişiler belirli olmasına rağmen bu hususta inkara yönelik beyanda bulunulmayıp; bilirkişi raporuna beyan dilekçesinde teslim alan kişinin davalının çalışanı olup olmadığını tespiti talebi HMK 141 savunmanın genişletilmesi mahiyetinde olup davacı tarafça savunmanın genişletilmesi yönünde açık bir muvafakat de yoktur. Belirtilen hususlar ile faturaya konu malların davalı taraf teslim edildiğini ispat etmiş olup; mahkeme hükme esas alınan denetime esas bilirkişi raporu doğrultusunda; davalının icra takip dosyasındaki itirazının hukuki dayanaktan yoksun olduğu anlaşıldığından; asıl dava yönünden İstanbul Anadolu —–. İcra müdürlüğünün 2017-13770 esas sayılı dosyasındaki alacak miktarına ilişkin İİK 67 maddesi gereğince iptaline, Yargıtayın yerleşik içtihatları gereğince fatura alacağı likit olmakla; asıl alacağın %20’si icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmiş; birleşen İstanbul Anadolu———. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/899 E. Sayılı dava dosyası yönünden; asıl dava ile birleşen davanın aynı olması nedeniyle 6100 sayılı HMK’nun 114/1-u maddesi gereğince derdestlik nedeniyle usulden reddine dair karar verilmekle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
ASIL DAVANIN KABULÜ İLE;
1- İstanbul Anadolu ——-. İcra müdürlüğünün 2017-13770 esas sayılı dosyasındaki alacak miktarına ilişkin davalı borçlu tarafından yapılan itirazın 79.692,30 TL İİK 67 maddesi gereğince İPTALİNE, takibin devamına,
2- Alacak likit olmakla; 79.692,30 TL TL asıl alacağın %20’si icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli 5.443,78 TL harcın mahkememiz veznesine yatırılan 962,49 TL den mahsubu ile 4.481,30 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 36,00 TL ilk masraf, 962,49 TL peşin harç, 84,50 TL posta-tebligat masrafı, 650,00 bilirkişi masrafı olmak üzere toplam 1.732,99 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan —- uyarınca 9.116,15 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yatırılan gider avansından kullanılmayan bakiye kısmın talep halinde davacıya iadesine,
Birleşen İstanbul Anadolu ——– Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/899 E. Sayılı dava dosyası yönünden;
6100 sayılı HMK’nun 114/1-u maddesi gereğince derdestlik nedeniyle USULDEN REDDİNE,
2-Alınması gerekli 31,40 TL red harcının davacı tarafından peşin yatırılan 1.360,95 TL den mahsubu ile bakiye 1329,55 TL harcın davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı tarafça yatırılan gider avansından kullanılmayan bakiye kısmın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin üzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere dosya üzerinden verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı. –