Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/724 E. 2019/582 K. 23.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2017/724 Esas
KARAR NO : 2019/582

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/06/2017
KARAR TARİHİ : 23/05/2019

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Davalı tarafından müvekkilleri aleyhinde İstanbul Anadolu —-. İcra Müdürlüğü 2017/15296 E. sayılı dosyası ile çeke dayalı olarak icra takibi başlatıldığını, müvekkillerden keşideci ——————- icra takibine konu olan —– no.lu, 15.06.2017 keşide tarihli, 45.000.00 TL bedeli ve icra takibine konu olmayan —– no.lu 30.06.2017 keşide tarihli 47.000.00 TL bedelli çekleri, diğer müvekkili ——– verdiğini, fakat müvekkillerden——şirketinin mezkur çekleri kaybettiğini veya çaldırdığını, bunun üzerine, —– tarafından, İstanbul Anadolu —-. Asliye Ticaret Mahkemesi—–. sayılı dosyası ile çek iptali davası açıldığını,———- tarafından, %15 teminat yatırılarak, Sayın Mahkemece çeklerin ödenmemesi hususunda ödeme yasağı kararı verildiğini, müvekkili——–icra takibine konu çeki kaybettiğini, davalı …’nin kötü niyetli olarak; çeki elde ettiğini, kötü niyetli hamil olduğunu, müvekkilinin kaybettiği çeki bulduğunu ve bankaya ibraz ettiğini, ayrıca; müvekkilleri aleyhine icra takibi başlattığını, davalı hakkında İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığına ——-soruşturma no ile suç duyurusunda bulunulduğunu, davalının bir mal veya bir iş karşılığı mezkur çekleri almadığından; müvekkilleri aleyhine başlatılan icra takibinin iptal edilmesi gerektiğini, müvekkilleri aleyhine başlatılan icra takibine devam edilmesinin, haciz işlemi yapılması durumunda, telafisi imkansız zararlara sebebiyet vereceğinden ve çek iptali davasında %15 teminat yatırıldığından teminatsız olarak icra takibinin dava sonuna kadar durdurulmasını talep ettiklerini, izah edilen nedenlerle huzurdaki davayı ikame zorunluluğu hasıl olduğunu beyanla; fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile, yukarıda arz ve izah edilen ve resen dikkate alınacak diğer sebeplere binaen haklı taleplerinin kabulüyle; öncelikle müvekkilleri açısından telafisi güç zararlar doğmaması için dava sonuna kadar müvekkiller aleyhine başlatılan icra takibinin teminatsız olarak, (çek iptali dosyasında % 15 teminat yatırıldığından) bu mümkün olmadığı takdirde belirli bir teminat karşılığı durdurulmasına, takip ekindeki çek kaybolduğu ve davalı kötü niyetli hamil olduğu için müvekkiller aleyhine başlatılan İstanbul Anadolu ——–. İcra Müdürlüğü’ Nün 2017/15296 E sayılı dosyasından borçlu olmadıklarının tespiti ile icra takibinin iptaline, haksız ve kötüniyetli icra takibi nedeniyle takip tutarının %20’sinden aşağı olmamak üzere davalının müvekkile tazminat ödemesine, icra takibi devam ettiği takdirde ve takip konusu borç ödenmek durumunda kalındığı takdirde davaya istirdat davası olarak devam edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Huzurdaki davanın hukuki dayanaktan yoksun olup reddedilmesi gerektiğini; Öncelikle Sayın Mahkeme huzurunda ki davanın konusunun kalmadığını, davacılardan ————– ile yapılan 14.08.2017 tarihli ödeme ve ibra protokolü ile taraflar sulh olduğunu, İstanbul Anadolu ———–. İcra Müdürlüğü 2017/15296 E. sayılı dosyası ödendiğini, neticede dosya infaz olmak sureti ile konusuz kaldığını,———– Mühendislik ile yapılan ve sundukları protokol incelendiğinde; huzurda görülen davanın konusuz kaldığını ve feragat edeceğini kabul ve taahhüt ettiğini, konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesini Sayın Mahkeme’den talep ettiklerini, davacı vekili tarafından dava dilekçesinde belirtilen İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’nın —————– soruşturma sayılı dosyasında kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiğini, davacıların kötüniyetli olduklarını, ——-. protokolün imzalanması ile beraber davadan feragati kabul etmesine rağmen kötüniyetli olarak bu güne kadar feragat edilmediğini, davacıların Sayın Mahkeme huzurundaki davayı dahi birlikte açmaları ve takip etmelerinin davacılar arasında hukuki ve organik bağ olduğunun en önemli kanıtı olduğunu, icra dosyası incelendiğinde; diğer davacı olan —— hakkında ise herhangi bir icra-i işlem yapılmadığı, çek aslının da keşideci tarafından alındığı ve dosyanın işlemden kalktığının görüleceğini, bu nedenle maddi hukuk açısından davanın konusunun kalmadığını, konusu kalmayan davanın reddine, kötü niyetli olarak davaya devam edilmesi nedeniyle davalıların %20 az olmamak kaydı ile kötüniyet tazminatına çarptırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME GEREKÇE :
Dava, niteliği itibariyle icra takibine konu edilen çek hakkında borçlu olunmadığı iddiası ile açılmış menfi tespit istemine ilişkindir.
İstanbul Anadolu—–. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/654 E sayılı dosyası dosyamız içine getirtilerek incelenmiş olup davanın zayi nedeniyle çek iptali davası olduğu, mahkememizde yargılamaya konu olan ——– ait olan —- no.lu, 15.06.2017 keşide tarihli, 45.000.00 TL bedeli çekin bu davaya konu olduğu, davamız, davacısı ———–çekler ortaya çıktı gerekçesi ile iş bu davadan 21.08.2017 tarihinde feragat ettiği anlaşılmıştır.
İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığına —- soruşturma nolu dosyası uyap sistemi üzerinden getirtilmiş olup yapılan incelemede davalı … hakkında başlatılan soruşturmanın ‘ müştekinin soyut ve tahine dayalı beyanı dışında delil bulunmadığı’ gerekçesi ile Kovuşturmaya yer Olmadığı Kararı ile sonuçlandırıldığı anlaşılmıştır.
İstanbul Anadolu —–.İcra Müdürlüğünün 2017/15296 E sayılı dosyası getirtilerek dosyamız içine alınmıştır. Dosyanın incelenmesinden mahkememiz davacılarının icra dosyasında borçlu sıfatında oldukları borçlu olunmadığının tespiti istenilen —————- ait olan —- no.lu, —keşide tarihli, 45.000.00 TL bedeli çek olduğu,—————- çekte lehtar olduğu ve ilk ciranta olduğu, davalı ….— son ciranta ve hamil olduğu, anlaşılmıştır.
Yargılama sürecinde taraflar tacir oldukları ve delil olarak ticari defterlere dayandıklarından tarafların ticari defterleri üzerinde inceleme yaptırılmış uzman bilirkişi 30.04.2018 tarihli raporunda sonuç olarak ‘ Davacılar——– şirketlerinin özet ticaret sicil kayıtlarına göre; farklı alanlarda ve adreslerde faaliyette olmaları, ortaklarının farklı kişiler olması gibi nedenlerle, grup şirketleri olarak değerlendirilemeyeceği, aralarında organik bağ bulunmadığı,
Sayın Mahkeme tarafından davacıların alacaklı olduğunun kabul edilmesi halinde;
Dava konusu edilen keşidecisi ———- 15.06.2017 vadeli —- no.lu 45.000,00 TL çekin diğer davacı lehtar—– aralarındaki açık hesap ilişkisine istinaden verildiği—————- kayıtlarında davalı … ile olan herhangi bir kayıt görülemediği,
Davalı …’nin de davacılar gibi bilanço usulüne göre defter tuttuğu, ancak davacılarla ilgili açık hesap ilişkisi olduğuna ilişkin herhangi bir muavin kaydının inceleme sırasında sunulmadığı, ayrıca davalı taraf kebir defterini ibraz etmediğinden; ———- Çekler hesabında dava konusu edilen çekin varlığına ilişkin herhangi bir değerlendirme yapılamadığı,
Davacı … tarafından protokol kapsamında keşidecisi olduğu dava konusu çeke karşılık ödendiği beyan edilen 50.000,00 TL bedele ilişkin dava dosyasında ödeme belgelerinin görülemediği,Ancak tarafların 50.000,00 TL ödeme yapıldığını beyan ettikleri göz önüne alındığında; davacı …’in 50.000,00 TL ödeme yaptığı, ancak taleple bağlılık ilkesi gereği 49.659,04 TL talep edebileceği,’ şeklinde mütalaa vermiştir.
Çek in bedelsiz olduğu iddia edilmesi sureti ile açılan menfi tespit davasında ispat külfeti davacı borçluya düşmektedir. 6102 sayılı TTK 790.maddesi “ cirosu kabil bir çeki elinde bulunduran kişi, son ciro beyaz ciro olsa bile, kendi hakkı müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan anlaşıldığı takdirde yetkili hamil sayılır” 6102 sayılı TTK’nın 792. maddesinde “Çek, herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa, ister hamile yazılı, ister ciro yoluyla devredilebilen bir çek söz konusu olup da hamil hakkını 790’ıncı maddeye göre ispat etsin, çek eline geçmiş bulunan yeni hamil ancak çeki kötüniyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu takdirde o çeki geri vermekle yükümlüdür.” denilmiştir. Davamıza konu uyuşmazlıkta davacılar çekin davalı hamilce kötü niyetli olarak elde edildiği hususunu ispat edemediklerinden davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-Davanın reddine,
2-Alınması gereken 44,40-TL karar harcına karşılık peşin alınan 848,06-TL harçtan alınarak ile bakiye 803,66-TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı lehine —————-uyarınca takdir edilen 5.812,49-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Bakiye gider avansının talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı