Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/719 E. 2022/713 K. 28.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2017/719 Esas
KARAR NO:2022/713

DAVA:Tazminat
DAVA TARİHİ:30/06/2017
KARAR TARİHİ:28/09/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı —- tarihinden itibaren müvekkili şirkette —-olarak görev yaptığını ve — tarihinde yaşlılık aylığı almak için işten ayrılıp kıdem tazminatı talebi ile istifa ettiğini, davalı —- çeşitli tarihlerde şirketin ve yöneticilerinin izin ve bilgisi olmaksızın ticari ve mesleki sırları şirket mailinden kendi şahsi mailine gönderdiğini, ayrıca diğer davalı —- aynı şekilde müvekkile ait ticari sır ve kayıtları kendi ve diğer davalı mailine gönderdiğini, bu hususun şirket maili ile tespit edildiğini ve bunun haksız rekabet teşkil edeceğini, dosya niteliği gereği delillerin kaybolma veya ileride ikamesine güçlük çıkması ihtimaline karşın davalılara tebligat yapılmaksızın —-içeriğinde ve davalıların bilgisayarlarında geçmişe dönük müvekkiline ait ticari bilgilerin davalıların şahsi maillerine iletilip iletilmediğinin —vasıtasıyla tespitinin gerektiğini, davalı daha sonrasında kayınpederi ve bacanağının sahibi olduğu dava dışı —- çalışmaya başladığını ve bu dava dışı şirket üzerinden müvekkili şirketin müşterileri ile irtibat kurup iş almaya başladığını, ayrıca davalı — yine müvekkil şirketten ayrılan diğer davalı —ikna ederek beraber çalışmaya başladıklarını, — müvekkil şirkete karşı imzalamış olduğu hizmet sözleşmesine de aykırı davrandığını, müvekkil şirket bünyesinde pazarlama elamanı olarak çalışan, şirkete ait gizli bilgi ve kayıtları kullanmış olduğu iddia edilen ve müvekkil şirket aleyhine gerçekleştirilen eylemlerin TTK.’nın 54 ve devamı maddeleri gereği haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine, mezkur haksız rekabetin durdurulmasına, önlenmesine ve giderilmesine, şimdilik —maddi ve —- manevi tazminat ödemeye mahkum edilmesine, davalılarda bulunan ve müvekkil şirkete ait tüm ticari belgelere el konulmasına ve —-silinmesi mümkün olmaması halinde haksız rekabet işenmesine yarayan araçların ve malların imha edilmesine, davalıların haksız rekabet işlediğinin tespiti ve önlenmesine ilişkin verilecek kararın masrafın davalılardan tahsili ile — çapında triyajı yüksek olan— birinde ilan edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılardan tahsiline karar verilmesine talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili—yılında davacı şirkette çalışmaya başladığını ve — tarihinde emekliliği sebebi ile davacı şirketten ayrıldığını, müvekkili —davacı şirkette işe başlamadan önce yurt dışında farklı firmalarda çalıştığını, alanında iyi olduğunu, tecrübe ve birikimlerini davacı şirkete aktararak şirketin büyümesinde önemli rol oynadığını, müvekkilinin uzun süre davacı şirkette çalıştığını ve yurt dışı müşterileri ile görüşürken kullanmak üzere, iş akdi devam ederken anılan mailleri kendisine gönderdiğini, maillerde şirket sırrı bulunmadığını, müvekkilinin şahsi mailinden sadece kendisine değil diğer şirket personeline de mail attığını ve bu durumun tespiti için davacı şirketin diğer —- hesaplarının da incelenmesinin talep edildiğini, davacı tarafın dayanaklarının soyut iddialardan ibaret olduğunu, salt müşteri isimlerinin bilinmesinin haksız rekabet olarak nitelendirilemeyeceğini,müvekkilinin davacı şirket ile hiç bir ilgisi olmadan kendi bilgi ve birikimi ile işlerini yaptığını, yapılan işlemlerin ise hayatın olağan akışına ve ticarete uygun davranışlar olduğunu, haksız rekabet teşkil edecek işlemler yapmadığını, davacının dava dilekçesinde belirttiği firmalara bakıldığında gizli olan bilgilerin davacı firma yetkilisinin —üyesi olması sebebi ile hukuka aykırı olarak — elde ettiğini, müvekkilinin ticaret yaptığı isimleri ve verdiği teklifleri öğrenip düşük teklif vermeye ve müvekkilini etkisiz bırakmaya çalıştığını ve haksız rekabet yapmaya çalıştıklarını, müvekkili — ait olduğu iddia edilen —hesabının —halen açık olduğunu ve —- davacı tarafta olması sebebi ile kötüye kullanılması ve haksız rekabet yapılabileceği husunun dikkate alınarak —- el konulmasına dair tedbir talep ettiklerini, diğer müvekkili— yönünden ise davacı firmada çalışmasına akrabası da olan — vesile olduğunu, davada delil olarak sunulan — tarihli mailin davacı şirket yetkilisi tarafından müvekkilinden istendiğini ve şirket mailinde sorun olduğunu, bu sebeple kendi mailinden attığının bildirimini de yaptığını,—- ikna yolu ile işten ayrıldığının iddia edilmesi sebebi ile müvekkili —isticvabını talep ettiklerini, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Şirketlerin ticari sicil kayıtları, davacı şirkete ait — davalıların işe giriş-çıkış evrakları, iş sözleşmeleri ve işyeri dosyaları, davaya konu ticari sır olduğu iddia edilen belgelerle ilgili mail dökümleri, davalıların davacı şirket müşterileri ile aralarında gerçekleşen mail dökümleri, davalıların istifa başvuruları celp ve ibraz edilmiş, dosya üzerinde — incelemesi yaptırılmış, —heyeti tarafından düzenlenen rapor sonrasında davanın — tarihli dilekçe ile ıslah edilerek davadaki taleplerinden maddi tazminat talebinin — yükseltildiği anlaşılmıştır. Harç makbuzu sunulduktan sonra dosyanın heyete tevdi edildiği anlaşılmıştır.
Davalı tarafından yasal süre içerisinde kısmi dava olarak açılan bu davada ıslah beyanına karşı zaman aşımı def’inin ileri sürüldüğü anlaşılmıştır.
Dosyada —- heyetinden tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılmak suretiyle ek rapor alınmasına karar verilmiştir.TTK m. 54/f. 2’de bir davranış veya ticari uygulamanın haksız rekabete neden olup olmadığının tespitinde istifade edilebilecek genel ilke ortaya konmuştur. Bu hükme göre, rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile tiçari uygulamalar haksız ve hukuka aykındır. Bir davranış veya ticari uygulamanın haksız rekabet olarak nitelendirilebilmesi için failin kusurunun bulunması ise gerekmez. Haksız rekabet hukuku açısından bakıldığında üretim ve iş sırrını, “bir kimsenin kendi bilgi ve birikimi ile elde ettiği, korunmasında ve gizli kalmasında menfaati olan, hayatın olağan akışı içinde herkesçe bilinmesi olanaklı olamayan bilgiler” olarak tanımlamak mümkündür.
TTK m. 55/f. 1/bent d’ye göre kapsamına giren bir haksız rekabet fiilinden bahsedilebilmesi için, iki şart mevcuttur. Bunlardan ilki, üretim ve iş sırrını ele geçirme eyleminin dürüstlük kuralına aykırı olarak gerçekleşmiş olması, ikincisi ise, üretim ve iş sırrından faydalanmak suretiyle menfaat elde edilmesidir.Davacınım müşteri listeleri, ihracatın nasıl yapılacağını açıklayan belgeleri, dönem raporları, müşteri komisyon bilgileri üretim ve iş sırrı niteliğindedir. Davalı– —, bu belgelerden müşteri listeleri ve ihracatın nasıl yapılacağına ilişkin belgeleri, davalı — ise, bu belgelerin tamamını şahsi—adreslerine göndermişlerdir.
Bu açıdan bakıldığında, dosyada delil olarak sunulu, davalıların elektronik posta kayıtları kapsamında bulunan belgelerin davacının bilgi birikimi ve ticari faaliyeti ile elde ettiği, gizli kalmasında menfaatinin bulunduğu, başkaları tarafından bilinmesinin normal olarak beklenemeyecek bilgiler olduğu görülmektedir. Dolayısıyla bunların, davacının üretim ve iş sırları olduğu konusunda şüphe yoktur.
Davalılar, davacının üretim ve iş sırlarını hizmet sözleşmesi kapsamında gördükleri hizmet sonucunda öğrenmiştir. Ancak, bunları ele geçirme anları, şahsi —adreslerine gönderme anlarıdır. Davalıların, davacıya ait üretim ve iş sırlarını, davacı ile olan iş ilişkileri kapsamı dışına—çıkarması ve böylece ele geçirmesi, dürüstlük kuralına aykırıdır.
TTK m. 55/f. 1/bent d’nin uygulanması bakımından, son olarak, “üretim ve iş sırrından faydalanılmak suretiyle menfaat elde edilmesi” olgusu açısından değerlendirme yapmak gerekir. Dosyaya mübrez belgelerin incelenmesi netiçesinde, davalıların dürüstlük kuralına aykırı olarak ele geçirmiş olduğu üretim ve iş sırlarından hangi menfaatleri elde etmiş olduğuna, davacının üretim ve iş sırlarından faydalanmak suretiyle hangi müşterilerle iş ilişkisi kurduğu hususuna ilişkin herbangi bir somut delile rastlanmamıştır. Deliller kapsamındaki —, davalılar tarafından, yine kendilerine gönderilmiştir. Dolayısıyla, davalıların, davacı ile hizmet sözleşmeleri sonlandıktan sonra, davacının belirtmiş olduğu müşterilere —kapsamında son olarak, —dilekçesi— cevaben, postanın kendisine hata ile gönderildiğini belirttiği görülmüştür.Tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde —– incelemesi yapılarak davacının müşterileri yönünden uğramış olduğu bir zarar, davalıların ise sağladığı bir menfaat olup olmadığı hususunda inceleme yapılarak rapor alınmıştır.
Davacı şirket tarafından ticari ilişkilerin bozulduğunu beyan ettiği müşterileri yönünden inceleme yapılmış, fatura dökümleri celp edilmiştir. Bu müşterilerden — tarihinden önce başlayan ticari ilişkilerin —yıllarında devam ettiği ve fatura dökümlerine göre yıllara göre ticari ilişkinin artarak devam ettiği anlaşılmıştır. Bu müşterilerden —-tarihinden önce başladığı ve fatura dökümlerine göre — yılı sonuna kadar devam ettiği anlaşılmaktadır. Müşterilerden —- tarihinde başladığı, —yılında devam ettiği anlaşılmıştır. Müşterilerden — firması ile davacının— tarihinden önce başlayan ticari ilişkisinin —- yılından sonra devam etmediği anlaşılmıştır.
Dava dışı şirketin ticari defter belgeleri üzerinde yapılan incelemede; — ile ticari ilişki bulunduğu anlaşılmıştır.
— heyeti tarafından davacı şirket ile dava dışı —şirketinin — sayfalarında inceleme yapılmış, davacı şirketin — diğer müşterilerin ihtiyaçlarına göre yedek parça üretimi” yapmakta olduğu, dava dışı —ise —adresinde ” —ve makineleri ile ilgili komple kalıp ekipmanı, tasarımı ve üretimi ile yedek parça üretimi” yapmakta olduğu anlaşılmıştır.
Dava konusu olayda davalıların davacı şirkette çalıştığı süre boyunca, davacı şirkete ait müşteri listeleri, ihracatın nasıl yapılacağını açıklayan belgeleri, dönem raporları, müşteri komisyonu bilgilerine davacının iradesiyle — oldukları açıktır.Somut olayda davacıya ait iş ürünlerinin davalılara emanet edildiği kabul edilebilirse de söz konusu iş ürünlerinden davalıların ticari amaçlarla yararlandıklarının açık bir şekilde ortaya konulması gerekmektedir. Bu bağlamda iş ürünlerinin davalılar tarafından ne şekilde kullanıldığının somut verilerle ispatlanması gerekmektedir. Basit bir araştırma ile ulaşılabilecek müşteri bilgileri Yargıtay tarafından hukuken korunan bir menfaat olarak kabul edilmemektedir. Ancak söz konusu müşteri bilgilerinin basit bir araştırma ile ulaşılamayacak nitelikte olması veya müşteri bilgilerine ek olarak, ihracatın nasıl yapılacağına dair belgeler ile müşteri komisyon bilgilerinden yararlanarak bir yararlanmanın söz konusu olduğu durumlarda haksız rekabetin mevcudiyetinden bahsedilmesi mümkün olacaktır.
Davalıların, davacı şirkette çalışması dolayısıyla davacıya ait müşteri listeleri, ihracatın nasıl yapılacağını açıklayan belgeleri, dönem raporları, müşteri komisyonu bilgiterine ulaşma imkanına sahiptir. Bu bilgilerin kullanılarak müşterilerle iletişime geçilmesi ve bu bilgiler sayesinde rekabette öne geçici faaliyetlerde bulunulmasının genel hüküm kapsamında haksız rekabet teşkil ettiğinden bahsedilebilecektir. Zira her ne kadar basit bir araştırma ile ulaşılabilecek müşteri bilgileri tek başına korunan bir hukuki menfaat olarak karşımıza çıkmasa da somut olayda davalıların sahip olduğu bilgiler bunların ötesinde, özel nitelikli ve davalıları rekabette davacıya karşı öne geçirebilecek bilgiler olarak değerlendirilebilir. Nitekim davalıların davacıya ait fiyat politikalarını ve müşteri komisyon bilgilerini bilmesi sebebiyle, müşterilere davacıdan daha uygun sözleşme bedeli teklif ederek kendisiyle sözleşme yapmalarını sağlaması rekabetin dürüstlük kuralına aykırı olarak gerçekleştirilmesi sonucunu doğurabilir. Böylece davalı, davacıdan elde ettiği bilgileri dürüstlük kuralına aykırı olarak kullanmak suretiyle rekabette bir avantaj sağlamış olmaktadır. Ancak davacı tarafın söz konusu bilgi ve belgelerin kullanıldığına ilişkin somut deliller ortaya koyması gerekmektedir.Haksız rekabet sebebiyle bir zararın doğmuş| olması ve haksız rekabeti gerçekleştiren kişinin kusurlu olması şartlarıyla maddi tazminat talep edilmesi de mümkündür (TTK m. 56/1,d) Tazminat talebinde bulunulabilmesi için ayrıca haksız fiile ilişkin genel hükümler çerçevesinde (BK 49 vd.) zarar ile haksız rekabet teşkil eden fiil arasında illiyet bağının bulunması da gerekmektedir. Ancak haksız rekabet hallerinde zararın mevcudiyetinin ve miktarının ispatı her zaman kolay olmayabilir. Bu sebeple TTK m. 56/1-c.2’de haksız rekabet sebebiyle mağdur olan ve zarar gören kişi lehine bir düzenleme getirilerek, tazminat olarak, haksız rekabet sonucunda davalının elde etmesi mümkün görülen menfaatin karşılığına da hükmedilebileceği öngörülmüştür. Kanun koyucu bu hükümle, davacıyı zararın miktarını ispat yükünden kurtarmıştır. Ancak bu halde dahi davacının uğramış olduğunu iddia ettiği zararını ispatlamaya yarayan delilleri dosyaya sunması gerekmektedir.
Davacı tarafın ticari defter ve kayıtlarına göre, müşterileri ile ticari ilişkisinin— yılı sonuna kadar devam ettiği, aynı müşterilerle belirtilen dönemde dava dışı — şirketinin de ticari ilişkisi olduğu, ancak salt dava dışı şirketin ticari ilişki ile elde ettiği kazancın davacı tarafın zararı olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığı, zira davalıların ticari sır niteliğinde bir bilgiyi kullanarak rekabette haksız olarak avantaj sağladıklarına ilişkin mahkememizde yeterli kanaat oluşmadığı anlaşılmakla, davacının maddi tazminat isteminin — kısmının ispatlanamadığından reddine, ıslah edilen bakiye kısmın ise TTK. nun 60.maddesi uyarınca —yıllık zaman aşımı süresi içerisinde talep edilmemiş olması nedeniyle zaman aşımından reddine karar verilmiştir. Davacı şirketin kişilik haklarına açıkça saldırı niteliği taşıyan bir eylem bulunmadığı ve haksız rekabetin tüm unsurlarının tam olarak gerçekleşmediği anlaşılmakla, manevi tazminat davasının da koşulları oluşmadığından esastan reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının maddi tazminat davasının reddine,
2-Davacının manevi tazminat davasının reddine,
3-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken— karar harcının peşin alınan —- ıslah harcı toplamı —harçtan mahsubu ile bakiye —harcın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan tüm yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafça sarf olunan yargılama gideri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6- Vekalet Ücretleri;
a)Maddi Tazminat davası yönünden; davalı lehine AAÜT uyarınca taktir edilen —vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
b)Manevi Tazminat dayası yönünden; davalı lehine AAÜT uyarınca taktir edilen — vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren — hafta içinde İstinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.