Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/696 E. 2020/712 K. 01.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/696 Esas
KARAR NO: 2020/712
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/06/2017
KARAR TARİHİ: 01/12/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: davalının —bulunan ——— bayiliğini yaptığını, müvekkili ile davalı arasında satın alınmayı düşünülen yazılım ve yazılım eğitimi ile teknik destek hizmetiyle ilgili ön görüşme yapıldığını, ön görüşme neticesinde davalı tarafla çalışmama ve sözleşme yapmama kararı alındığını, —– tarihinde müvekkil şirket hesabından sehven ——– ödeme yapıldığını, sehven yatırılmış olan paranın iadesinin yapılmadığını, müvekkil şirkete hiçbir hizmet verilmemesine rağmen fatura düzenlenip gönderildiğini, faturanın gerçeği yansıtmadığını, davalı tarafından herhangi bir sözleşme akdedilmediğini, davalı taraftan hiçbir yazılım programı, eğitim ve destek hizmeti alınmadığını, —– faturaya itiraz süresi içinde söz konusu gerçeği yansıtmayan davalı tarafa ait faturaya ilişkini iade faturasının asılın ve davalı hesabına sehven yapılan—- ödemenin müvekkil şirket hesabına 3 gün içinde yatırılmasına ilişkin ———– ihtarnamesinin keşide edildiğini, davalı tarafın iade faturasına karşı hiçbir hukuki işlem başlatmadığını, ihtarnameye cevap verilmediğini ve sehven yatırılan paranın iade edilmediğini, davalı hakkında———— sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davalının borca itiraz ederek takibi durdurduğunu iddia ederek; davalı tarafın icra takibine vaki haksız itirazının reddi ile icranın devamını, davalı aleyhine %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraftan tahsilini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:Davalı vekilinin cevap dilekçesinde, özetle, davacının iddialarının asılsız olduğunu, müvekkiline ödemenin sehven yapılmadığını, yapılan ödemenin sunulan hizmetin karşılığı olarak, davacı şirkete tebliğ edilen ve herhangi bir itiraza uğramayan faturaya istinaden yapıldığını, hatta yapılan kısmi ödeme nedeniyle müvekkilinin davacıdan——– bakiye alacağının bulunduğunu, davacının müvekkili ile çalışma kararı aldığını, davacı tarafın isteği doğrultusunda sözleşmenin müvekkil tarafından imzalanarak———– teslim edildiğini, damga vergisinin fazla olması sebebiyle davacı taraf sözleşmenin tek nüsha olarak imzalanmasını talep ettiğini, sözleşme tek suret olarak müvekkil tarafından imzalandığını ve davacı tarafından imzalandıktan sonra kendisine de bir suretin teslim edilmediğini, müvekkilinin davacı şirkete yazılım kurulumunu, yazılımın kullanılmasına ilişkin eğitim ve destek hizmeti sunduğunu, durumun e-mail yazışmaları ile sabit olduğunu, davacı şirkete hizmet sunularak yazılım kurulmuş olduğu gibi versiyon güncellemesinin de yapıldığını, müvekkili tarafından verilen bu hizmetin karşılığı olarak da fatura tanzim ederek davacı şirkete teslim edildiğini, davacı şirket faturaya itiraz süresi olan —– sürede faturaya ve içeriğine itiraz etmeyerek faturayı kabul ettiğini ve kısmi ödemeyi müvekkilin hesabına yaptığını, müvekkiline ihtarname ve iade faturası gönderilmediğini, ihtarnamede muhatabın müvekkili olmadığını, ———— olduğu ve adresinin —– adresi olduğunu, iade faturasında müvekkilin adı ve adresi yer almasına rağmen ihtarnamede iş bu hizmetin sunumunda doğrudan muhatap olmayan, iade faturaya konu ——tarihli faturanın sahibi olmayan 3.şirkete yer verilmesi ve tebligatın bu şirketin adresine yapılmasına anlam verilemediğini, ihtarname ve iade faturasının tarihinin —olduğunu, müvekkili tarafından kesilerek davacı şirkete teslim edilen faturanın tarihi ise —–olduğunu savunarak; davanın reddini, %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını talep ve beyan etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE :
Dava, hukuki niteliği itibari ile sebepsiz zenginleşmeye dayalı olarak başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali davasına ilişkindir.
——–sayılı dosyası getirtilerek dosyamız içine konmuştur. İcra takibi incelendiğinde, ödeme emrinin —- tarihinde borçlu/davalıya tebliğ edildiği, borçlunun —- tarihinde borca ve faize itiraz ettiği ettiği, icra takibine itirazın süresinde olduğu, itirazın borca, faize kısaca esasa ilişkin olduğu, icra müdürlüğünün yetkisine bir itirazın olmadığı anlaşılmıştır.
Davanın İ.İ.K. 67/1 maddesindeki 1 yıllık yasal süre içinde açıldığı anlaşılmıştır.
Davacı, davalı taraf ile satın almayı düşündükleri yazılım ve yazılım eğitimi ile ilgili ön görüşme yaptıklarını, bu ön görüşme sonucunda davalı taraf ile çalışmama kararı alındığını, ancak davalı tarafın hesabına —– tarihinde sehven ———- tutarında ödeme yapıldığını, davalı tarafın hizmet vermemesine rağmen bu ödemeyi iade etmediğini, davalı tarafından sözleşme imzalanmadığını ve kendisinden hiçbir hizmet alınmadığını, davalının göndermiş olduğu faturanın iade edildiğini, sebepsiz zenginleşme nedeniyle bedelin iadesi amacıyla icra takibi başlattıklarını iddia etmiştir.
Davalı ise, davacının yapmış olduğu ödemenin sehven yapılan bir ödeme olmadığını, kendileri tarafından sunulan hizmetin karşılığı olarak yapıldığını, davacı şirkete tebliğ edilen ve herhangi bir itiraza uğramayan faturaya istinaden yapıldığını, bu ödemenin kısmi nitelikte olduğunu, bakiye ——– alacaklarının bulunduğunu savunmuştur.
Mahkememizce tarafların bildirmiş olduğu delil ve belgeler toplanmış, her iki tarafın bildirdiği tanıklar dinlenmiş, akabinde tarafların defter ve belgeleri üzerinde mali müşavir bilirkişi ve sorumluluk uzmanı bilirkişi marifetiyle inceleme yaptırılmıştır.
Dosyaya sunulan ——tarihli bilirkişi heyeti raporunda; taraflar arasında yazılı bir sözleşmenin bulunmadığı, tarafların defterlerini usulüne uygun olarak tutulduğu, davalı tarafından davacıya düzenlenmiş olan ——– tutarlı faturanın her iki tarafın defterlerinde kayıtlı olduğu, davacının 8 günlük yasal süre içinde iade faturası kesmediği ve faturaya itiraz etmediği, ayrıca aynı süre içinde davacının fatura bedelinin yarısını davalıya ödediği, davacının iade faturası olarak beyan ettiği faturayı davalıya değil, dava dışı ——- tebliğ ettiği, ayrıca iade faturasının yasal süre içinde olmayıp, davacıya fatura tebliğ edildiğinden —- sonra düzenlendiği, taraflar arasında başka bir ticari ilişkinin bulunmadığı, taraflar arasında yapılan e-posta yazışmalarında “davacının davalıdan hizmet almadığına ve sehven ödenen ——- tutarın geri istenmesine yönelik” bir ifadenin bulunmadığı anlaşılmıştır.
Davacı tarafından bilgisayarlar üzerinde inceleme yapılması talep edilmiş ise de; aradan geçen uzun zaman nedeniyle programın silinmiş veya değiştirilmiş olması, hatta serverlerin dahi değiştirilmiş olma ihtimali nedeniyle bilgisayarlar üzerinde inceleme yapılması uygun görülmemiştir.
Davacının davalıya yapmış olduğu —– tarihli ödemenin, davalı tarafından davacı adına düzenlenmiş olan ve davacı kayıtlarına alındığı anlaşılan ———– tutarlı faturaya istinaden yapıldığı sabittir. Davacı, sehven ödeme yaptığı iddiasını ispat edememiştir. Davacının ———–yönündeki iddiasını da ispata yarar bir delil de bulunmaktadır. Taraflar arasında —– tarihinde başlayarak —– tarihine kadar devam eden e-posta yazışmalarında “Davacının davalıdan hizmet almadığına ve sehven ödenen —– tutarın geri istenmesine yönelik” bir anlatımın bulunmadığı, dava dışı —– tarafından verilen —- tarihli cevabındaki —–tarafından ———- satışı yapılan ———- davacı tarafından sağlanan ve bağlantı bilgisi verilen servere ——-tarihinde yüklenerek kurulum hizmeti verilmiştir.” açıklaması uyarınca davaya konu hizmetin davalı tarafından davacıya verilmiş olduğu anlaşılmıştır. Davacı tarafından kabul edilerek defterlerine işlenen davalı faturasına 8 günlük yasal süre içinde itiraz edilmeyerek aynı süre içinde fatura bedelinin yarısının ödenmesinin sehven yapıldığı yönündeki iddianın basiretli tacir olması gereken davacı yönünden yerinde olmadığı, yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere faturaya konu hizmetin davalı tarafından davacıya verildiği anlaşıldığından, davanın reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın reddine,
2-Şartları oluşmadığından kötü niyet tazminatı hükmedilmesine yer olmadığına,
3-Alınması gereken 54,40-TL harcın, davacı tarafından peşin yatırılan 403.55-TL harçtan mahsubu ile bakiye 349,15 TL’nin davacı tarafa iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan 1.650,50 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
6-Davalı kendini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT göre takdir olunan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Taraflarca yatırılan ancak sarf olunmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa verilmesine,
Gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 01/12/2020