Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/691 E. 2018/214 K. 07.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/691 Esas
KARAR NO : 2018/214
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/06/2017
KARAR TARİHİ : 07/03/2018
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili 20/06/2017 tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkil şirketin davalının …..’ün tadilat, bakım ve onarım işini üstlendiğini, davalı ile müvekkil arasında sözleşme akdedildiğini, davalının sözleşmenin her sayfasını imzaladığını ve son sayfaya da işveren başlığı altına şahsen imzaladığını, müvekkil şirketin boğazda bulunan tarihi eserlerin yapım ve restorasyonu işinde ilk sırada yer aldığını, davalının hak edişlerini sürekli olarak geç ödediğini, davalının müvekkil şirketin hakediş ödemelerinin tamamını şahsi hesabından yaptığını, inşaatta hiçbir sıkıntı olmamasına rağmen davalı şirketin müvekkil şirket yetkililerini arayarak şifahi olarak işe devam etmemelerini bildirdiğini, müvekkil şirketin bunun üzerine yapım işini durdurduğunu, yapım işine son verilmesinin akabinde …… Noterliğinin ….. tarih ve ….. yevmiye numaralı ihtarnamesinin davalıya keşide edildiğini, sözleşmenin 17. Maddesinde öngörülen usule aykırı olarak feshettiği ve haksız fesihten kaynaklanan zarara ilişkin taleplerinin saklı tutulduğunu bidirdiklerini, sözleşmenin 5. Maddesinde öngörülen sürede ödenmemesi sebebiyle ortaya çıkan temerrüd faizi ve müvekkil şirketin sözleşmenin feshinden önce muaccel olan son hakedişinin ödenmesini talep ettiğini, davalının ihtanameye cevap vermemesi ve müvekkil şirketin son hakedişini ödememesi sebebiyle İstanbul 25. İcra Müdürlüğünün ……. Esas sayılı dosyasında icra takibine başlandığını, icra takibinden sonra müvekkil şirket ile davalı arasında davalının borçlu olduğunu kabul ettiği protokolün imzalandığını, bu protokol ile son hakedişinin karşılığı davalıdan……i Bankası ……seri numaralı….. ödeme tarihli çek alındığını, son hakedişlere fatura kesildiğini ancak davalının KDV ödemelerini de yapmadığını, İstanbul Anadolu 25. İcra Müdürlüğünün……Esas numaralı dosyasında davalı ve ……. Yapı A.Ş. Yönünden takibe geçildiğini, ancak şirket adına kayıtlı malvarlıığı tespit edilemediğinden bir sonuç alınamadığını, davalının borca itiraz yanında aynı zamanda yetki itirazında da bulunduğu içi İstanbul Anadolu 17. İcra Müdürlüğünün ….. Esas numaralı dosyası ile davalıya tekrar ödeme emrinin tebliğ edildiğini ve davalının yeniden itiraz ettiğini, davalı tarafından yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, haksız itiraz eden davalı aleyhine %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama gider ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının müvekkiline ait konutun tadilat, bakım ve onarım işini üstendiğini, taraflar arasında eser sözleşmesi olduğunu iddia ettiğini, eser sözleşmesinin TTK’da düzenlenmiş bir sözleşme olmayıp TBK’da düzenlendiğini, davacı tarafın tacir sıfatı olmasına karşı davalı tarafın şahıs olduğunu, TTK’nu 4 ve 5.maddelerine göre müvekkilinin tacir olmaması sebebiyle görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, görev yönünden davanın reddinin gerektiğini, KDV alacağına ilişkin …… Yapı A.Ş. Yönünden takibe geçildiğini müvekkilinin davanın tarafı olmadığını, davanın husumet yönünden reddinin gerektiğini, müvekkilinin böyle bir borcu bulunmadığı gibi müvekkili adın akesilmiş herhangi bir fatura ve akdedilmiş herhangi bir sözleşmenin de bulunmadığını, dava dışı ….. Yapı A.Ş. Yönünden de davacı şirkete bir borcun bulunmadığını, davanın özetinin davacı tarafın …… Yapı A.Ş. ‘ye kesmiş olduğu faturanın KDV’sini müvekkilinden talep etmesinden ibaret olduğunu, bu durumda davacı tarafın talebinin herhangi bir hukuki dayanağının bulunmamakta olduğunu, bu itibarla davanın reddinin gerektiğini beyan etmiştir.
TTK’nın 4.maddesinde yazılı davalar mutlak ticari davalardır. Bu yasa maddesi dışında kalan davalar ise normal hukuk davalarıdır. Bu davaların ticari dava sayılabilmesi için TTK’nın 4/1.maddesi uyarınca her iki tarafında tacir ve davanın ticari işletmesi ile ilgili olması gerekir.
Davacı taraf duruşmada; restore edilen dava konusu evin davalının kendi evi olduğunu, sözleşmeyi bizzat kendisinin imzaladığını, hakedişleri kendi hesabından ödediğini, bu nedenle davada taraf sıfatı olduğunu, husumet itirazının reddi gerektiğini beyan etmiştir.
Ne var ki öncelikle incelenmesi gereken husus, mahkememizin görevli olup olmadığıdır. 6502 sayılı kanunun 3/1-(k) maddesinde tüketici, “Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden” gerçek veya tüzel kişi; tüketici işlemi ise, “Mal veya hizmet piyasalarında ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına hareket eden kişilerle tüketiciler arasında kurulan her türlü sözleşme ve hukuki işlem” olarak tarif edilmiştir. Bu nedenlerle, mal veya hizmet alımına dair bir ilişkinin Tüketici Kanunu kapsamında kabul edilebilmesi için satıcı/sağlayıcı kişinin “Ticari veya mesleki amaçla hareket eden” bir kişi, mal veya hizmet alan kişinin ise ticari veya mesleki amaçla hareket etmeyen” bir kişi olması ve taraflar arasında sözleşme veya hukuki işlem bulunması gerekmektedir.
6502 sayılı Kanunun 73. maddesi bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür.
Bir hukuki işlemin sadece 6502 sayılı Kanunda düzenlenmiş olması tek başına o işlemden kaynaklanan uyuşmazlığın Tüketici Mahkemesinde görülmesini gerektirmez. Uyuşmazlığın 6502 sayılı Kanun kapsamında kaldığının kabul edilebilmesi için taraflardan birinin tüketici olması gerekmektedir.
Eldeki davada, davalı şahıs tacir olmayıp, hizmet alan tüketici konumundadır. Davalı kişi ile davacı şirket arasında (yüklenici, belli bir bedel karşılığında imalat ve tadilat işleri yapmayı taahhüt ettiğinden) hukuken bir eser sözleşmesi bulunmakta, davalının “hizmet satın alan ve hizmetten yararlanan” kişi olması nedeniyle tüketici sıfatına haiz olduğu anlaşılmakla mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın HMK’nun 114 ve 115. Maddesine göre USULDEN REDDİNE,
2-HMK’nun 20. Maddesine göre karar kesinleştiğinde süresinde, talep halinde dosyanın İstanbul Anadolu Tüketici Mahkemesine gönderilmesine,
3-Husumet itirazının görevli mahkemece nazara alınmasına,
4-Davaya ilişkin harç ve masrafların görevli mahkemede değerlendirilmesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 07/03/2018