Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/676 E. 2018/1286 K. 06.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/676 Esas
KARAR NO : 2018/1286
DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 15/06/2017
KARAR TARİHİ : 06/12/2018
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Müvekkil idarenin alt işvereni konumundaki davalı —- Şirketinin çalışanı —– tarafından İstanbul 12. İş Mahkemesi’nin —– sayılı dosyası ile alacak davacı açıldığını, davanın mahkemenin kısmen kabulü ile sonuçlandığını, İstanbul 23. İcra Müdürlüğü’nün —- esası üzerinden icra takibinin başlatıldığını, 89/1 haciz ihbarnamesi gönderilen———- tarafından 18/01/2016 tarihind——– TL ödeme yapıldığını, davalarında davacı işçiler tarafından açılan davalarda davacıların davalı şirketlerin işçisi olduğundan işçi alacaklarından asıl sorumluluk davalı ile idare arasında düzenlenen sözleşme hükümleri uyarınca müteahhit firmanın çalıştırmış olduğu işçilerin özlük haklarından davalı müteahhit şirketlerin sorumlu olduğunu, müvekkili idarenin işçi alacaklarından sorumlu tutulmasının iş kanununun 2.maddesi uyarınca asıl işveren konumunda olması nedeniyle olduğunu, borçlar kanununun 167. Ve 168.maddeleri uyarınca alacaklının haklarına halefiyet gereği rücuen tazmini ile ödenen miktarların cebri icra yolu ile tahsil tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte tahsilini, idare tarafından icra dosyasına yatırılan 47.277,92 TL’nin cebri icra yoluyla tahsil tarihlerinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalılardan tahsiline, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı şirkete tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ..——. vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı çalışanı ——– davacı aleyhine İstanbul 12.İş Mahkemesi’nin ——– E. nolu dosyası ile açmış olduğu davada davacıyı asıl iş veren olarak kabul ederek, söz konusu karara ilişkin olarak İstanbul 23..İcra Müdürlüğü’nün —— E. Sayılı dosyasına; 18/01/2016 tarihinde toplam 42.277,92 + 5.000,00TL ödendiği, Borçlar Kanunun 167. Ve 168. Maddeleri uyarınca alacaklının haklarına halefiyet gereği rücuen tazmini ile ödenen miktarların cebri icra yolu ile tahsil tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte tahsilinin talep edildiğini, zamanaşımı itirazlarının olduğunu, dava dışı işçi müvekkilin şirket bünyesinde müvekkil ile davacı …arasında imzalanan hizmet alım sözleşmesi uyarınca, İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü’nün asıl işveren firmamızın alt işveren olduğu işyerinde——- tarihleri arasında yaklaşık 3 ay, ——- tarihleri arasında ise yaklaşık 2,5 ay kadar çalıştığını, ihale konusu işin müvekkil firma bünyesinde kalmaması ve işin süresinin bitmesi üzerine dava dışı işçinin iş akdi ihbar sürelerine uyularak feshedildiğini, davacı idare ile yüklenici arasında imzalan sözleşme ve ekleri gereğince ihale konusu işte çalışacak personelin alacağı ücrete kadar tüm çalışma koşulları idare tarafından belirlendiğini, başka bir ifade ile görünürde müvekkil yüklenicinin alt işveren gibi algılansa da fiilen işçileri yönetim hakkı ve çalışma koşullarının belirlemesine ait hakkın alt işveren değil davacı idare tarafından kullanıldığını, alt işverenin işçiler üzerinde yönetim hakkını kullanamaması nedeni ile adı geçen işçinin davacı kurumun işçisi olduğunun kabul edilmesi gerektiğini, bu nedenle adı geçen işçinin özlük haklarından davacı kurumun sorumlu olduğunu, davacının ödeme yapmasına dayanak olarak gösterdiği İstanbul İş Mahkemesi kararında müvekkil şirket bakımından müştereken ve müteselsilen sorumluluk bakımından hüküm kurulmadığını, davacı tarafın dava dilekçesinde ödeme tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ettiğini, ancak davacı tarafından yapılan ödeme akabinde ve sonrasında müvekkil şirketten ödediği bedelin iadesinin talep edilmemiş olduğunu faiz talebinin ödeme tarihi olarak talep edilmiş olmasının hukuka aykırı olduğunu, davacı tarafından avans faizi talebinin de kabulü mümkün olmadığını, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın izah edilen nedenlerle öncelikle davanın zamanaşımı nedeni ile reddine, esasa girilmesi halinde ise davanın esastan reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı kurum üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ..——. vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının ikame etmiş olduğu dava ve taleplerinin haksız ve hukuka aykırı olup usule ve yasaya aykırılık teşkil etmekte olduğunu, davanın zamanaşımına uğradığını, dava dışı işçi tarafından İstanbul Anadolu 12. İş Mahkemesi’nin —— Esas sayılı dosyası ile ikame edilen davanın müvekkil şirkete ihbar edilmediğini, dava dilekçesinin davalı …’ye tebliği tarihinde, huzurdaki davanın davacısı —- tarafından birlikte sorumlu olduğu kişilerin bilinmekte olduğunu, zamanaşımının öncelikle bu tarihten itibaren işlemeye başlayacağı ve davanın zamanaşımına uğradığını, 07.10.2014 tarihinde alınan bilirkişi raporunda; dava dışı işçinin çalışmış olduğu alt işverenler dönemleri ile birlikte açıkça belirtildiğini, bu durumda da davacı …’nin bu raporu tebliğ aldığı tarihte kendisi ile birlikte sorumlu olacak kişileri öğrendiği kabul edilebileceğini, dolayısıyla 15.06.2017 tarihinde ikame edilen huzurdaki davanın ikame edildiği tarihte davacı …’nin alacak taleplerinin halihazırda zamanaşımına uğradığının açık olduğunu, davanın öncelikle davacının alacak taleplerinin zamanaşımına uğramış olması nedeniyle reddine karar verilmesini, dava dışı işçi —– davacı … ile müvekkil arasında imzalanan Hizmet Alım Sözleşmesi uyarınca müvekkil nezdinde —— tarihleri arasında yaklaşık beş ay çalışmış ve davacı …’nin işini yapmış olduğunu, ihale bitimi nedeniyle davacının müvekkil nezdindeki sigortasının sona erdirilmiş ve işçi tarafından açılan davaya sunulan 07.10.2014 tarihli bilirkişi raporundan da görüleceği üzere ihaleyi yeni alan işverenliğe devredilmiş olduğunu, müvekkilin davacı …’nin dava dışı işçiye yapmış olduğu ödemelerden bir sorumluluğu bulunmadığından, huzurdaki haksız ve hukuka aykırı davanın öncelikle zamanaşımı nedeniyle, neticede esastan reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … ——– (Eski Unvan;—–) vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın zamanaşımına uğradığını, davacı kurum tarafından, dava dışı işçinin açmış olduğu dava müvekkile ihbar edilmediğini, rücuya konu olabilecek dava dışı işçinin esasen hiçbir alacağının olmadığını, işçinin el yazılı istifa dilekçesiyle kendi isteğiyle işten ayrıldığını, müvekkil için bir sorumluluk var ise Yargıtay İçtihatları ve TBK uyarınca müvekkilde çalıştığı süre ile sınırlı olmak üzere ve sadece bu dönemin %50’si bakımından hüküm kurulması gerektiğini, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın izah edilen nedenlerle öncelikle davanın zamanaşımı nedeni ile reddine, esasa girilmesi halinde ise davanın esastan reddine, davacının kusuru ve ortak defilerin kullanılmasını engellemesi neticesinde kusuru oranında rücu talebinin reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı kurum üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
HMK.nun 115/1.maddesi uyarınca dava şartlarının bulunup bulunmadığı davanın her aşamasında resen araştırılır. Dilekçelerin teatisi aşamasında da mahkemenin bu incelemeyi yapabileceği açıktır.
HMK.nun 114/c maddesi uyarınca mahkemenin görevli olması dava şartı olarak düzenlenmiştir. 26.06.2012 tarihli 6335 sayılı Yasanın 2.maddesiyle değiştirilen TTK.5.maddesinin 3.fıkrası uyarınca, ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer mahkemeler arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır.
Ticari davalar TTK.4.maddesinde sayılmıştır. Buna göre her iki tarafın tacir olması halinde davanın konusuna bakılmaksızın dava nispi ticari dava olarak mahkememizin görevi alanında olacaktır. Olayımızda davalılar tacir olmadığından, taraflar arasında nispi ticari ilişki söz konusu olmadığı görülmüştür.
Dava şartları her aşamasında denetlenip, dava şartının bulunmaması halinde HMK.nun 115/2.maddesi uyarınca dosya üzerinden karar verilmesi mümkündür. Somut olayda davacı idarenin iş hukuku ilişkisi nedeniyle dava dışı ——- açtığı dava sonucunda işçilik alacaklarına ilişkin olarak yapmış olduğu ödemenin asıl işveren konumundaki davalılardan rücuen tahsili istemine ilişkin davaların ticari niteliğinin bulunmaması ve bu davalarda asliye hukuk mahkemesinin görevli olması nedeniyle HMK.nun 114/c ve HMK.nun 20. maddeleri uyarınca mahkememizin görevsizliğine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davacının dava dilekçesinin görev yönünden reddi ile karar kesinleştiğinde dosyanın görevli İstanbul Anadolu Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine
2-HMK.’nun 20.maddesi uyarınca, iş bu kararın kesinleştiği tarihten itibaren iki haftalık süre içinde başvuru halinde, dava dosyasının görevli İstanbul Anadolu Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3-HMK.’nun 331/2 maddesi uyarınca yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine ,
4-Süresinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesinin talep edilmemesi halinde dosyanın ele alınarak davanın açılmamış sayılmasına,
Gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.06/12/2018