Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/662 E. 2019/922 K. 26.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/662 Esas
KARAR NO: 2019/922
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 12/06/2017
KARAR TARİHİ: 26/09/2019
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkilinin davalı şirkete —–tarihinde —- bulunan —— teklif gönderdiğini ve sözleşmenin taraflarca imzalandığını, sözleşme kapsamında yapılan işlemler sonucu —- nolu —- tarihli ——–bedelli faturanın düzenlendiğini, davalının süresi içerisinde faturaları iade etmediğini ve borcun muaccel olmasına rağmen ödemeyi gerçekleştirmediğini, yapılan görüşmelerin sonuçsuz kaldığını, —–.İcra Müdürlüğünün——-esas sayılı dosyası ile ilamsız takip başlatıldığını, davalının icra takibine itiraz ettiğini, yapılacak olan ticari belge ve kayıtlarda davalının müvekkiline borçlu olduğunun ortaya çıkacağını iddia ederek; davalı tarafından haksız yere yapılan itirazın iptalini, takibin devamını, davalı aleyhine %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :Davalı vekilinin cevap dilekçesinde, özetle, icra takibinin yetkisiz icra dairesinde açıldığını, dava ve icra takiplerinin borçlunun ikametgah adresindeki mahkeme ve icra dairelerinde açılabileceğini, yetkili mahkemenin Ankara Mahkemeleri ve İcra Daireleri olduğunu, yetkisizlik kararı verilmesi gerektiğini, müvekkilinin davacıya borcunun bulunmadığını, bu nedenle icra takibine itiraz edildiğini, borcu kabul anlamına gelmemek kaydıyla iddia edilen alacağın zamanaşımına uğradığını, itirazın iptali davasının 1 yıllık süre içinde açılmadığını, davanın süre yönünden reddine karar verilmesini talep ettiklerini, davacının kötü niyetli olduğundan dolayı %20’den az olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına mahkum edilmesi gerektiğini savunarak; davanın yetkisizlik nedeniyle reddini, davanın esastan tümüyle reddini, %20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını talep ve beyan etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE :
Dava, hukuki niteliği itibari ile fatura ve cari hesap alacağından kaynaklanan icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır.
——.İcra Müdürlüğü’nün ——- Esas sayılı dosyası getirtilerek dosyamız içine konmuştur. İcra takibi incelendiğinde, ödeme emrinin —— tarihinde borçlu/davalıya tebliğ edildiği, borçlunun ——— tarihinde borca ve ferilerine itiraz ettiği, icra takibine itirazın süresinde olduğu anlaşılmıştır.
Davacı, aralarındaki ticari ilişki kapsamında davalı firmaya hizmet verildiğini, taraflar arasındaki yapılan anlaşma kapsamında tüm edimlerin yerine getirdiklerini ve davalıya ——- bedelli faturayı düzenlediklerini, bedelin ödenmemesi üzerine icra takibi başlattıklarını iddia etmiş; davalı ise, icra takibinin ve itirazın iptali davasının yetkisiz yerde açıldığını, yetkili icra dairesi ve mahkemenin (davalının Ankara’da olması nedeniyle) Ankara olduğunu, iddia edilen alacağın zamanaşımına uğradığını, itirazın iptali davasının süresi içerisinde açılmadığını, davacıya borçlarının bulunmadığını savunmuştur.
Her ne kadar davalı “İtirazın İptali davasının süresi içerisinde açılmadığını” iddia etmiş ise de, incelenen icra dosyasında borçlu itirazının davacı alacaklıya tebliğ edilmemiş olduğu anlaşıldığından, davanın İ.İ.K. 67/1 maddesindeki 1 yıllık yasal süre içinde açıldığı kabul edilmiştir.
Cevap dilekçesi ile icra dairesinin yetkisine itiraz edildiği görülmüş ise de, icra dosyasına yapılan itirazlar açıkça icra dairesinin yetkisine yönelik bir itirazın bulunmadığı görülerek bu konuda bir değerlendirme yapılmamıştır.
Davalının mahkemenin yetkisine yönelik itirazı, takibe konu alacağın para borcu olduğu ve bu tür alacakların davacı alacaklının bulunduğu yerde ifa edileceğine ilişkin TBK 89.madde hükmü gözetilerek reddedilmiştir.
Takibe dayanak olarak gösterilen faturanın —— tarihli olduğu ve ödemenin yapılmaması üzerine davacı tarafından ——-tarihinde icra takibinin başlatıldığı, buna göre alacağın zamanaşımına uğramamış olduğu anlaşıldığından, davalının zamanaşımı itirazı yerinde görülmemiştir.
Taraflar tacir olup delil olarak ticari defterlere dayandıklarından; tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş, davalının —- olması nedeniyle davalı defterleri talimat mahkemesi aracılığı ile incelenmiştir. İncelenen her iki taraf defterleri uyarınca; icra takibine konu edilen —— tarih ve ——– tutarlı faturanın her iki taraf defterlerinde kayıtlı olduğu, davalı tarafından fatura içeriğine 8 gün içinde yapılmış bir itirazın bulunmadığı, aradan 7 aydan fazla süre geçtikten sonra (——tarihinde) davalı tarafından —— TL tutarlı iade faturasının düzenlendiği, bu iade faturasının davacı kayıtlarında yer almadığı anlaşılmıştır.
Tüm bu tespitler ışığında; davacı ile davalı arasında ticari ilişkinin bulunduğu, davacı tarafından bu çerçevede düzenlenen —- tarih ve ——- tutarlı faturanın davalıya tebliğ edildiği ve davalı tarafından faturanın defterlere işlendiği, bu faturaya davalı tarafından süresi içerisinde yapılmış bir itiraz veya iadenin söz konusu olmadığı, aradan 7 aydan fazla süre geçtikten sonra davalının düzenlediği —– TL tutarlı iade faturasının davacı kayıtlarında yer almadığı, buna göre iade faturasının düzenlenmesini gerektirir durumun davalı tarafından ispat edilmesinin gerektiği, dosyaya sunulan belge ve delillerle böyle bir ispatın olmadığı anlaşıldığından, icra takibine konu faturanın her iki taraf kayıtlarında yer alması nedeniyle (süresi içerisinde yapılan itiraz veya iade bulunmadığından) faturaya konu hizmetin davacı tarafından verilmiş olduğunun kabulu ile, fatura bedeli üzerinden alacağın varlığının kabulüne karar verilmiştir. Takipten önce davacının ihtarı veya somut belgede ödeme vadesi bulunmadığından, temerrüdün takip tarihinde oluştuğunun kabulü ile davacının işlemiş faiz talebi kabul edilmemiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın kısmen kabulü ile; davalının icra dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptaline, takibin 1.982,40 EURO üzerinden devamına, takipten önce temerrüt oluşmadığından davacının işlemiş faiz ve fazlaya ilişkin istemin reddine,
Alacağa takip tarihinden itibaren 3095 sayılı kanunun 4/a maddesi uyarınca faiz uygulanmasına,
2-Alacak likit ve itiraz haksız olduğundan alacağın %20 ‘si oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacı tarafa verilmesine dair,
3-Alınması gerekli 534,90-TL harcın, davacı tarafından peşin yatırılan 141,41-TL harçtan mahsubu ile bakiye 393,49-TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 2.545,70-TL yargılama giderinin ret ve kabul oranı dikkate alındığında bakiye 2.413,55-TL’sinin ve 31,40-TL başvurma harcı ile 141,41 TL peşin harç olmak üzere toplam 2.586,36-TL masrafın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, arta kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan 4,50 TL masrafın ret ve kabul oranı dikkate alındığında bakiye 0,23 TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, arta kalan kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
6-Hüküm altına alınan miktar üzerinden AAÜT hükümlerine göre davacı lehine 2.725,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Reddedilen kısım yönünden davalı lehine 428,73-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Taraflarca yatırılan ancak sarf olunmayan gider avansı olması halinde karar kesinleştiğinde talep halinde taraflara iadesine,
Gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.26/09/2019