Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/626 E. 2020/241 K. 18.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2017/626 Esas
KARAR NO : 2020/241

DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/06/2017
KARAR TARİHİ : 18/06/2020

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinden …’ın keşidecisi, diğer müvekkil şirketin ise son yetkili hamil olduğunu, ———— bedelli çek yetkili hamil müvekkilin rızası hilafına elinden çıkmış olduğunu, çek hakkında İstanbul Anadolu —-. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ——Esas sayılı dosyası ile çekin zayii olması nedeni ile kıymetli evrakın iptal talepli olarak bir dava ikame edildiğini, çek hakkında ödemeden men kararı verildiğini, her iki müvekkil arasında organik bağ bulunduğunu, şahıs müvekkilin şirket müvekkil namına hatır çeki keşide ettiğini, müvekkil şirketin yetkilisi ile diğer şahıs müvekkil kardeş olup, aralarında herhangi bir ticari ilişki mevcut olmamakla, müvekkil şirketin ticari hayatında kullanması amacı ile hatır çeki tanzim edilerek müvekkil şirket yetkilisine teslim edildiğini, müvekkil şirket yetkilisi diğer müvekkil tarafından namına tanzim edilen dava konusu çeki ticari ilişkilerinde kullanmak amacı ile cirolandığını fakat üzerinde taşıdığı sırada kaybetmiş olduğunu, çekin davalı şahıs tarafından bulunduğunu ve cirolanarak kullanıldığını, bu hususta davalı … hakkında her türlü cezai işlem, dava ve tazminat haklarımızı saklı tuttuklarını, müvekkilinin ne davalı şahıs ile ne de diğer davalı şirket ile hiçbir ticari ilişkisi bulunmamakta olduğunu, bahsi geçen çekten dolayı herhangi bir borcunun olmadığını, zira zaten çekin hatır çeki olarak tanzim edildiğini, bu nedenle davalı şirket tarafından kendisinde bulunduğu beyan edilen çekin müvekkil şirkete iadesi, sayın mahkeme aksi kanaatte ise, müvekkilin davalılara karşı herhangi bir borcunun bulunmadığın tespitinin gerektiğini, davalı şirket tarafından çekin ellerinde bulunduğunu bildirmiş olduğunu, eldeki dava ile karşı çekin müvekkile iadesine yönelik olarak istirdat taleplerini iş bu talepleri yerinde görülmez ise her iki müvekkilin çekten kaynaklı borçlu olmadığının tespitine yönelik olarak menfi tespit taleplerinin bulunduğunu, müvekkil şirket dava konusu çek ile aynı zamanda bir başka çeki daha kaybetmiş olduğunu, kaybettiği diğer çek olan —————————– tarihli çek yine işbu dosyanın davalıları tarafından icra takibine konu edilmiş ve her iki müvekkil aleyhine İstanbul Anadolu —– İcra Müdürlüğümün ——-.sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı alacaklı şirket tarafından davalı-borçlu … ile ilgili olarak icra dosyasına yanlış bilgiler sunulmuş, çekin arkasında — numarası yazmasına rağmen bir başka şahsın —- bildirilmek sureti ile o kişi üzerinden işlemler devam ettirilmeye çalışılmış ve hali hazırda da yine davalı-borçlu …’a ait olmayan ——- üzerinden işlemlerin devam ettirildiğini, bu konuda her türlü işlem ve şikayette bulunma haklarımızı saklı tuttuklarını, müvekkillerinin icra tehdidi karşısında diğer çek ile ilgili olarak menfi tespit davasında tedbir kararı almış ve gereğini yerine getirdiğini, dava konusu edilen çek ile ilgili bir icra takibi başlatılmamış ise de, çek davalı şirketin elinde bulunduğundan, müvekkillerin tedbir talebinde bulunma zarureti hasıl olduğunu, dava konusu edilen çek müvekkilin iradesi dışında elinden çıkmış olmakla, müvekkil şu anda kaybettiğini düşündüğü çek bedelini ödeme tehlikesi ile karşı karşıya kalmış durumda olduğunu, borçlu olmadığı bir paranın müvekkilden tahsil edilmesi kötü niyetli bir yaklaşım olmakla, bu nedenle sayın mahkemenizden icra işlemlerinin durdurulmasına yönelik olarak tedbir kararı verilmesini talep etme zaruretimiz hasıl olduğunu, bu nedenle mahkemenizce teminatsız, sayın mahkme aksi kanaatte ise uygun görülecek bir teminat karşılığında icra takibinin durdurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilimiz … ve diğer davalı ….———— istirdat talebi yerinde görülmez ise menfi tespit” talebiyle huzurda görülen dava ikame edildiğini, ancak işbu dava aşağıda açıklayacağımız nedenlerle haksız ve mesnetsiz olup reddi gerektiğini, müvekkilinin————-olduğunu, bu nedenle adres bilgisinin gizli tutulması ve kendisine yapılacak tebligatlara ilişkin ayrı bir adres tespit edilmesi gerekmekte olduğunu, mesleği dolayısıyla birçok düşmanı bulunmakta olup adresinin bilinmesi halinde düşmanlarının açık hedefi haline geleceğini, müvekkilimizin tebliğatlara ilişkin mernis adresi ——-olduğunu, ancak dava dilekçesi müvekkilimizin mernis adresinin bulunamadığı gerekçesiyle —- tarihinde —- gazetesinde ilanen tebliğ edildiğini, müvekkilinin işbu davadan 01/11/2018 tarihinde tamamen—-ile haberdar olduğunu, dolayısıyla müvekkilimizin mernis adresi bulunmasına rağmen ilanen tebligat yapılmasının usulsüz olduğunu, bu nedenle mahkemenizce müvekkile yapılan tebligatın usulsüz olması göz önüne alınarak tebliğ tarihinin e-devletinde öğrendiği tarih olan 01/11/2018 olarak değerlendirilmesini ve cevaplarımız ile delil listelerinin kabul edilmesini istediklerini, davacılar dava dilekçesinde————- keşidecisi ile lehtar şirket arasında organik bağ bulunduğunu, şirket yetkilisi tarafından kullanılmak üzere peşinen cirolandığını, ancak şirket yetkilisinin üzerinde taşıdığı sırada kaybettiğini, akabinde ise çekin müvekkilimiz tarafından bulunup cirolanarak kullanıldığını iddia etmektedir. Ancak davacının işbu iddialarının tarafımızca kabulü hiçbir surette mümkün olmadığını, öncelikle huzurdaki davanın keşideci … tarafından açılmasıın mümkün olmadığını, keşidecinin işbu davada taraf ehliyeti bulunmadığını, davanın keşideci yönünden usulden reddi gerektiğini, dava konusu çekin davacıların iddialarının aksine rızası hilafına elden çıkmamış (kaybolmamış); davacı ….——— tarafından müvekkilimize iş ilişkisi karşılığında ciro edilerek devir ve teslim edildiğini, akabinde ise müvekkilimiz işbu çeki ticari ilişki karşılığında diğer davalıya ciro edilerek devir ve teslim ettiğini, çek üzerindeki ciro silsilesi muntazam olup eksiklik bulunmadığını, ayrıca davacı ….—- tarafından müvekkilimize yine iş ilişkisi karşılığında —–çek ciro edilerek devir ve teslim edildiğini, akabinde müvekkilimiz işbu çeki de yine ticari ilişki karşılığında diğer davalıya ciro edilerek devir ve teslim ettiğini, hayatın olağan akışına göre davacı şirket tarafından ikinci bir çekin müvekkimize ciro edilmesi dahi dava konusu çekin kaybolmadığını ve taraflar arasındaki iş ilişkisi gereği davacı şirket tarafından müvekkilimize cirolandığını ortaya koyduğunu, ancak her iki çek de ibraz süreleri içerisinde son hamiller tarafından muhatap bankaya ibraz edilmesine rağmen; ödeme yasağı nedeniyle çekler üzerinde herhangi bir işlem yapılamadığını, bunun üzerine diğer davalı müvekkillerine başvurmuş olduklarını, müvekkillerinin aralarındaki ticari ilişki ve dostluğa binaen dava konusu—– tarihli çek bedelininin diğer davalıya ödendiğini, bu nedenle ilgili çekin halen müvekkillerinde bulunmakta olduğunu, işbu çeke ilişkin her türlü yasal haklarını saklı tuttuklarını, dava konusu çekin kaybolduğunu ve müvekkilimiz tarafından bulunarak kullanıldığını iddia eden davacıların müvekkileri aleyhine şikayette dahi bulunmadıklarını, oysa hayatın olağan akışına göre; çekini kaybeden ve müvekkilimiz tarafından bulunarak cirolandığını iddia eden davacıların müvekkilimiz aleyhine derhal suç duyurusunda bulunarak işbu ceza dosyasını huzurdaki davaya delil olarak sunmaları gerektiğini, başlı başına bu husus dahi davacıların davaya konu çeki ödememek için müvekkilimiz aleyhine asılsız iddia ve ithamlarla bulunduklarını, huzurdaki dava “istirdat, istirdat talebi yerinde görülmez ise menfi tespit” talebiyle terditli olarak açıldığını, ancak istirdat ve menfi tespit talepleri birbiriyle çelişmekte olup işbu taleplerin terditli olarak açılması mümkün olmadığını, bu husus dahi davacının çeki kaybetmediği, borcu ödemekten nasıl kurtulurum maksadı ile hareket ettiğini gösterdiğini, huzurdaki davanın reddi ile davacılar aleyhine asıl alacağın %20 sinden az olmamak kaydı ile kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve avukat ücretinin davacılar üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …————- tarih ve —- bedelli çek için lehtar şirket tarafından kayıp ve zayi edilerek rızası hilafın elinden çıktığı ileri sürülerek çek iptali davası açıldığını, çekin muhatap bankaya ibrazı üzerine konulan ödeme yasağı nedeniyle çekin tahsilinin mümkün olmadığını, öncelikle belirtmek gerekir ki; davada müvekkil şirkete husumet yöneltilmesinin mümkün olmadığını, dava konusu çeki ciranta .—- ile devir ve teslim ala müvekkil şirketin yine ticari ilişki karşılığında——- tarafından belirtilen şirkete ödenerek geri alındığını, daha sonra çek bedelinin …’ın tahsil ederek çeki geri verdiğini, çekin müvekkil şirket elinde olmadığını, bu nedenle husumet yöneltilmesinin mümkün olmadığını, çekin istirdatı mümkün olmadığı takdirde menfi tespit istemi ile çaılan davanın kendi içinde çelişkili olduğunu, çek kaybedilerek zayi mi edilmiştir yoksa bedelsiz mi kalmıştır belli olmadığını, esasen çekin kaybedilmediği dolaylı olarak davacı tarafından kabul edilmekte olduğunu, ancak tüm bu çelişkili ve hayatın olağan akışına aykırı durumlara rağmen mahkemece tedbir talebinin kabul edilmesinin mümkün olmadığını, davacı iddialarının meşru ve haklı hamil müvekkile karşı ileri sürülmesinin mümkün olmadığını, çekteki ciro silsilesinin muntazam olduğunu, eksiklik bulunmadığını, kötüniyetin ve ağır kusurunun davacı tarafından ispatlanması gerektiğini, dava menfi tespit davası ise istirdat olarak görülmesi istirdat davası ise menfi tespit davası olarak görülmesi kabul edilemez esasen iyiniyetli 3.şahıs olan müvekkil şirketin istirdat ya da menfi tespit davasının muhatabı olmadığını, haksız ve hukuka aykırı davanın müvekkil şirket bakımından husumet ve esastan reddine, haksız ve kötüniyetli davcıların %20’den az olmamak üzere icra tazminatı ödenmesine, fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulmasına, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin de davacılara yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE
Dava hukuki niteliği itibari ile istirdat davası ve bu talep kabul olmadığı halde menfi tespit davasıdır.
Davaya konu çek fotokopisi —– incelendiğinde çek keşidecisinin davacılardan … ——— olduğu ilk cironun lehdara ait olduğu ve sonrasında davalılardan … tarafından ciro edildiği anlaşılmıştır. Diğer davalı—— beyanlarından ve banka cevaplarından çekin—-ordan da ——— firmaya ciro edildiği, ödeme yasağı sebebi ile ödenmemesi üzerine çekin tekrardan …—- döndüğü anlaşılmıştır.
İstanbul Anadolu —– Asliye Ticaret Mahkemesi—— sayılı dosyası ile —— sayılı dosyaları getirtilmiş incelenmiş, kararlardan bir örnek alınarak dosya mahkemesine iade edilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık davacının dava konusu —– bedelli çeki geri isteme noktasında hakkı olup olmadığı, eğer hakkı yok ise borçlu olmadığının tespitini istemede haklı olup olmadığı noktasındadır. Davacıların beyanından çekin unsurlarının tamam olduğu imzanın keşideciye ait olduğu uyuşmazlık dışıdır.
6102 sayılı T.T.K.’nun 792. maddesine göre; “çek herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa, ister hamile yazılı, ister ciro yoluyla devredilen bir çek söz konusu olup da hamil hakkını 790. maddesine göre ispat etsin, çek eline geçmiş bulunan yeni hamil ancak çeki kötüniyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu takdirde o çek geri vermekle hükümlüdür.” denmektedir. Kural olarak çek bir ödeme aracı olup çekin davacıların rızaları hilafına ellerinden çıktığını kanıtlamaları gerekmektedir. Bu aşamada ispat yükü davacılarda olup yazılı delille ispat etmeleri gerekmektedir. Davalının elinde unsurları tam ve ciro silsilesi bozuk olmayan çek mevcuttur.
Davalı senedin bedelsiz olduğunu, elinden rızası hilafına çıktığını kanıtlayamadığından davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 683,10-TL karar harcına karşılık peşin alınan 170,78-TL’nin mahsumu ile bakiye 512,32-TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından sarfolunan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından sarfolunan 5,8-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davalı lehine ————- uyarınca taktir olunan 3.400,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Talep halinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı … vekilinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.