Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/6 E. 2018/217 K. 07.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/6 Esas
KARAR NO : 2018/217
DAVA : Ticari Şirket (Fesih İstemli)
DAVA TARİHİ : 03/01/2017
KARAR TARİHİ : 07/03/2018
Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Fesih İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili …’ın……Yapı San ve Tic. Ltd. Şti’nin diğer ortağı olan … ile evli olduğunu, şirketin müvekkil ve eşi … tarafından evlilik birliği içerisinde 2005 yılında kurulduğunu, her iki tarafın da %50 eşit hisse sahibi olup münferiden temsil ve yönetim yetkisine sahip olduklarını, müvekkili ile şirketin diğer ortağı …’ın İstanbul Anadolu 7. Aile Mahkemesinde 08/09/2016 tarihinde açılan……Esas nolu boşanma davaları olduğunu, müvekkilinin şirketin yetkilisi ve ortağı olmasına rağmen … tarafından şirketten, fabrika binasından ve şubelerden uzak tutulduğunu ve nihayetinde artık hiçbir şekilde şirkete ve şubelerine sokulmamaya başlandığını, bu süreç içerisinde şirkette alınan kararlardan haberdar edilmediğini, bilgi ve onayı dışında bir takım işlemler yapıldığı yönündeki duyumlar üzerine …’ın yanı sıra…… Yapı Ltd. Şti ile müvekkilinin %25 oranında … ve onun babası ile birlikte ortak olduğu…… Ltd. Şti’ne ihtarname göndererek bilgisi ve izni dışında yapılan işlemlere muvafakat etmediğini ihtar ettiğini, …’ın aile fertleri üzerine yeni şirketler kurmak sureti ile tarafların ortak oldukları şirketlerin portföyünü, ticari itibar ve birikimini bu şirketlere aktardığını, ortak oldukları şirketleri işlevsiz kılmaya yönelik somut eylemlerde bulunduğunu, bu durumların müvekkilinin ticari itibarını ve geleceğini telafisi mümkün olmayacak şekilde zedeleyeceğini, bu nedenlerle ……Yapı San ve Tic. Lmt. Şti’nin haklı nedenle feshi ve tasfiyesini, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalı …… Yapı San. ve Tic. Ltd. Şti. üzerinde bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı cevap dilekçesi ile özetle; davacı vekilinin fesih ve tasfiyeye gerekçe olarak öne sürdüğü vakıaların soyut ve afaki olup tümüyle reddettiklerini, davacının şirketi münferiden temsil yetkisine sahip olduğunu ve yetkilerini kullanmasına engel bir durum bulunmadığını, davacının hissedarı olduğu şirket …… Yapı San. ve Tic. Ltd. Şti ile……İnş. Tur. Yapı Malz. San. ve Tic. Ltd. Şti. ile şahsı … adına sahte senet ile Mayıs 2016 da senetin senede dayalı olarak haksız bir icra takibi başlatıldığını ve neticesinde şahsının ve şirketlerinin hesaplarına haciz konulduğunu, bu haciz baskısından korunmak amacıyla tedbir olarak geçici bir süre için banka hesaplarındaki paraların ///////////’in yine şirketleri ve şahsının da hesaplarının olduğu ………..Bankası …… Şubesi’nde açılmış olan hesabına aktarıldığını ve para hareketlerinin bu hesap üzerinden geçici bir süre yürütüldüğünü, diğer kurulan şirketlerin de sahte çekler nedeniyle haciz baskılarından kaynaklandığını, davacının da bu şirketlerin kurulmasına hiçbir itirazda bulunmadığını, kurulduğunu kendisinin başından beri bildiğini, davacının boşanma davasından dolayı aşırı duygusallık göstermekte olduğunu, açılan davanın da duygusallığından kaynaklandığını, davacının iddialarının doğru olduğu kabul edilse dahi davacının talebinin kendi hissesini alarak şirket ortaklığınhdan çıkmayı talep etmek şeklinde olması gerektiğini, fakat şirketin feshini talep etmekte olduğunu, böyle bir talebin Medeni Hukuk’un iyiniyet kuralına aykırı olduğunu, bu nedenlerle maddi ve hukuki dayanağı olmayan davanın reddine, dava masrafları ve ilerde avukat tuulması halinde avukatlık ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili celse arasında dosyaya sunmuş olduğu 23/01/2018 tarihli dilekçesi ile, davadan ve ileri sürülen taleplerinden feragat ettiklerini, beyan etmiştir.
Davalılar vekili de 09/02/2018 tarihli dilekçesi ile davacının feragatı sebebiyle kendilerinin de masraf ve vekalet ücreti talepleri olmadığını beyan etmiştir.
Davacı vekilinin vekaletnamenin denetlenmesinde davadan feragat yetkisinin olduğu görülmüştür.
HMK’nun 307 – 309 ve devamı maddeleri gereğince feragat davayı kesin hüküm gibi sonuçlandıran, karşı taraf ve mahkemenin muvafakatına bağlı olmayan taraf işlemi olmakla, davacı yanın feragati nedeniyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın FERAGAT NEDENİYLE REDDİNE,
2-Alınması gereken 35,90 TL karar harcına karşılık peşin alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 4,50 TL harcın davacıdan tahsiliyle hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan tüm yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Talep edilmediğinden davalı yararına yargılama gideri ve vekalet ücreti taktirine yer olmadığına, yaptığı yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
5-Bakiye gider avanslarının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalı tarafın yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.07/03/2018