Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/567 E. 2020/59 K. 28.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2017/567 Esas
KARAR NO: 2020/59 Karar
DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 17/05/2017
KARAR TARİHİ: 28/01/2020
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Dava dışı ——- davacı——– poliçe nolu ve ——– vadeli makina kırılması sigorta poliçesi ile sigorta teminatı altında olduğu, ——- tarihinde yapılan geçe çalışmasında paletlerin seri no bazı kontrollerinin yapımı esnasında –. Kattaki bir palet yere indirildiği, kontrolleri yapıldıktın sonra——— kullanımında olan ——— ile geri çıkarken bıçaklar denge traversine çarpmış ve devredilmiştir, olay esnasıda—— bıçakları asansörü ön konsolu hasar görmüş, ayrıca çarpılan denge traversi de hasar gördüğünü, yapılan ekspertiz neticesinde dava dışı sigortalıya —– tarihinde—- TL ve —— tarihinde ise ——– maddi tazminat ödemesi yapıldığı, hasara sebebiyet veren operatör ——- sigortalı firmanın taşeronluğunu yapan davalı———— çalışanı olduğu tespit edildiği, dava dışı sigortalı ile davalı şirket arasında taşeronluk sözleşmesi bulunmadığı, fakat taraflar arasında aylık faturalar düzenlendiği bilgisi sigortalı firmadan edinildiği, müvekkili şirket tarafından tazmin edilen zarara sebebiyet veren vakıa tamamen davalı şirket çalışanı olan ——– kusuru ile meydana geldiği, Türk Borçlar Kanununun adam çalıştıranın sorumluluğu başlıklı 66. Maddesi gereği operatörün işini ifa ederken vermiş olduğu zararlar nedeni ile davalı işveren şirket kusursuz sorumlu olduğu, davacı fazlaya ilişkin hakkı saklı kalmak kaydıyla ödediği ——— euronun ———- tarihinden hesaplanacak kuru üzerinden, ——— TL’nin ödeme tarihi olan —– tarihinden itibaren devlet bankalarının bir yıl vadeli döviz mevduatına uyguladıkları en yüksek faiz oranıyla davalı şirketten tahsilini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket üçüncü kişilere geçici personel tedariki sağlayan bir firma olduğu, gerek şirket ana sözleşmesi gerekse yürüttüğü işlerin mahiyeti incelendiğinde bu husus açıkça göreleceği, müvekkili şirket hiçbir şekilde herhangi bir taşeronluk faaliyeti içerisinde olmadığı, davacının sigortalısı dava dışı üçüncü kişi ——— müvekkilinden geçici işçi talebinde bulunmuş ve bu talebe istinaden kendilerine iki adet geçici işçi gönderildiği, müvekkilinin ——— yükleme tesislerine ve/veya başkaca herhangi bir iş yerine girme yetkisi dahi bulunmadığını, olayda işin organizasyonu yönetim, denetim ve personel görevlendirmesi tamamen davacının sigortalısı tarafından belirlenip yürütüldüğünü, müvekkilinin işletmenin çalışma düzenini zararın doğmasını önlemeye elverişli hale getiremeyeceği ve veya bu hususta gerekli tedbirleri almasının mümkün olmayacağını, dava konusu edilen kazanın oluş tarihinde sigorta şirket tarafından müvekkillerine yapılmış herhangi bir bildirim bulunmadığını beyan ederek, hukuki dayanaktan yoksun davanın reddi ile, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin dacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE : Dava, hukuki niteliği itibari ile sigorta tarafından halefiyete göre açılan rücuen tazminat davasıdır.
Uyuşmazlık kapsamında sigortalı ile davalı şirket arasında akdi ilişki olup olmadığı, iş makinesi kullanan operatörün kusurlu olup olmadığı, personelin eylemi ile hasar arasında nedensellik bağı olup olmadığı, sigorta tarafından yapılan ödemenin poliçe kapsamında olup olmadığı, kadri maruf olup olmadığı araştırılacaktır.
Mahkememizce deliller toplanmış, bilirkişi raporları dosyaya sunulmuştur.
Davacı tarafça —– tarihli bilirkişi raporuna karşı itiraz dilekçesinde; davalı ile sigortalı arasındaki ilişkinin ——- anlamında kira ilişkisi olduğunu, makina kırılması sigortası kapsamında kiracıya rücu hakkının bulunduğunu beyan etmiştir. —– davalı yana kiralandığını ve kiralayanın işçisinin forklifi devirerek hasara yol açtığını beyan etmiştir.
Yargıtay———-Hukuk Dairesi’nin ——-E. ——– K. Sayılı somut olay ile birebir örtüşen kararı; ” Asliye Ticaret Mahkemesi, taraflar arasındaki uyuşmazlığın kira ilişkisine dayandığı, HMK’nın 4/1-a maddesi gereğince kira ilişkisinden doğan alacak davalarında sulh hukuk mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının ——-Tarih E. —, K. ———-sayılı kararında bu husus “Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur.” şeklinde vurgulanmaktadır.
Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK’nın 4/1. maddesi gereğince sulh hukuk mahkemeleri, dava konusunun değer veya tutarına bakılmaksızın; kiralanan taşınmazların, 09/06/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilâmsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalara bakmakla görevlidir.
Yargıtay —– Hukuk Dairesi ——- E.——–K. Sayılı güncel içtihadında; ” Somut olayda, davacı vekili, müvekkilinin, davalı şirkete sahibi olduğu kule vinçleri kiraladığını ve kiralama bedellerinin yaklaşık 1 yıldır tahsil edilememiş olduğunu———İcra Müdürlüğünün ———- Esas sayılı dosyası ile icra takibine konulduğunu,… yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Dava dilekçesinde davanın asıl kaynağının kira sözleşmesi olduğunun iddia edilmesi karşısında taraflar arasında yazılı veya sözlü kira sözleşmesi bulunup bulunmadığını, uyuşmazlığın anılan sözleşme kapsamında olup olmadığını araştırıp değerlendirme görevi kira uyuşmazlıklarında münhasır yetkili sulh hukuk mahkemelerine ait bulunduğundan uyuşmazlığın sulh hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. ” şeklindedir. Davacı vekilince dava dışı ——- ile davalı arasında kiralayan- kiracı olarak düzenlenmiş kira sözleşmesi olup olmadığının tespiti görevi sulh hukuk mahkemesine aittir.
Yargıtay—— Hukuk Dairesi ——— E.——– K. Sayılı Güncel İlamı, Yargıtay ——- Hukuk Dairesi —- E.—– K. Sayılı ilamında ve Yerleşik Yargıtay Kararlarında belirtildiği üzere ”Dava dilekçesinde davanın asıl kaynağının kira sözleşmesi olduğunun iddia edilmesi karşısında taraflar arasında yazılı veya sözlü kira sözleşmesi bulunup bulunmadığını, uyuşmazlığın anılan sözleşme kapsamında olup olmadığını araştırıp değerlendirme görevi kira uyuşmazlıklarında münhasır yetkili sulh hukuk mahkemelerine ait bulunduğundan uyuşmazlığın sulh hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. ”
6100 Sayılı HMK’nun 4. maddesinde sulh hukuk mahkemesinin bakacağı davalar açıkça belirlenmiştir. Görev kamu düzenine ilişkin olup, dava şartı olduğundan mahkemece resen ele alınır. 6100 Sayılı HMK’nun 4/1-a bendi gereğince; kira ilişkisinden doğan tüm uyuşmazlıklara bakma görevi sulh hukuk mahkemelerine aittir. Mahkememiz kira ilişkisinden kaynaklanan davalara bakmakla görevli olmadığından, mahkememizde görülmekte olan sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davasında; davacı tarafça dava dışı firma ile davalı arasında kira ilişkisi olduğu beyan edilmiş olup; aralarındaki ilişkinin yazılı kira sözleşmesi olarak değerlendirilip değerlendirilemeyeği, uyuşmazlığın kira sözleşmesi kapsamında olup olmadığını araştırıp değerlendirme görevi kira uyuşmazlıklarında münhasır yetkili sulh hukuk mahkemelerine ait bulunduğundan mahkememizin görevsizliği ile dosyanın İstanbul Anadolu Nöbetçi Sulh Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. Her ne kadar hüküm fıkrasında ” Asliye ” yazmış ise de; ——– tarihli duruşma zaptının 4. paragrafında kira ilişkisine dair davacı vekili beyanı belirtilmiş, duruşmada hüküm fıkrası açıklanırken taraflara sulh hukuk mahkemesine görevsizlik kararı verildiği tefhim edilmiş, gerekçeli kararda sulh hukuk mahkemesine gönderildiği ile ilgili açıklama yapılmış olmasına rağmen hüküm kısmında sehven ” Asliye ” kelimesi yazdığı anlaşılmış olup; HMK 304 maddesi uyarınca re’sen tashih kararı yazılacaktır.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-HMK 20 ve 114 ve 115 maddeleri gereğince MAHKEMEMİZİN GÖREVSİZLİĞİ NEDENİYLE AÇILAN DAVANIN REDDİNE,
2-Görevsizlik kararının kesinleşmesinden veya kanun yoluna başvurulmuş ise bu başvurunun reddi tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize başvurulduğu takdirde dosyanın görevli İSTANBUL ANADOLU ADLİYESİ NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE HMK 20. maddesi gereğince GÖNDERİLMESİNE,
3-Kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmemesi halinde HMK 20 maddesi gereğince DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
4-Yargılama harç ve masraflarının gönderilen mahkemede dikkate alınmasına,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere dosya üzerinden verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı. 28/01/2020