Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/566 E. 2019/1374 K. 18.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2017/566 Esas
KARAR NO : 2019/1374

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 17/05/2017
KARAR TARİHİ : 18/12/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin davalı şirket ile ——– tarihli ————– sözleşmesi imzaladıklarını, bu sözleşmenin —– tarihinde noterden tasdik edildiğini, bu sözleşme kapsamında davalı tarafından müvekkili şirkete düzenli biçimde siparişler verildiğini ve müvekkili tarafından da sözleşmeye uygun biçimde borçların ifa edildiğini, ancak davalı tarafla müvekkili şirket arasındaki uzun süredir sözleşme kapsamında devam eden bu ticari ilişkinin ve davalı tarafın siparişlerinin bir anda azaldığıını ve akabinde kesildiğini, söz konusu siparişlerin kesinlemesinin sebebinin ise davalı tarafın kendisine üretim tesisi kurması olduğunu, siparişlerim tamamen durmasının her ne kadar sözleşme ayakta olsa da fiilen sona erdiğni ve taraflar arasındaki ilişkinin bittiğini, ani şekilde siparişlerin sonlanması sebebiyle müvekkili şirketin davalı şirket için temin etmiş olduğu tüm hammadde ve ambalajların işlevsiz kaldığını, bu nedenle stoklarda kalan malların bedelinin davalı şirketten talep edilebilmesi için fiilen sona eren sözleşmenin müvekkili şirket tarafından feshedilerek hukuken de sona erdirildiğini, müvekkili şirket tarafından gönderilen —- tarihli ihtarname ile, gerek satış tahmininden arta kalan, gerek sipariş değişikliği sebebiyle kullanılmaısna gerek kalmayan, gerek siparişlerin iptal edilmesi sebebiyle stokta kalan ve gerekse de davalı tarafından üretimine başlanan ve artık müvekkili şirkete —— ürettirilmeyen mallar sebebiyle stokta kalan hammadde ve ambalajların işlevsiz kaldığı, taraflar arasındaki sözleşme gereğince toplam —–.fatura bedelinin ödenmesi gerektiğinin belirtildiği, davalı tarafın —- ihtarname ile cevap olarak malların herhangi bir satın alma siparişi kapsamında olmamalarından ötürü alma zorunluluğunun olmadığını, ayrıca bu malların fiili durumlarının ne olduğunun, ayıp olup olmadığını, münhasıran kendileri için alınıp alınmadığının belirsiz olduğunu, taraflar arasındaki sözleşmenin fashedilmediğini belirterek faturalara itiraz ettiklerini,davalı tarafın birbiri ile alaksız ve çelişkili iddialarının tamamen borcun ifasından kaçınmak için ileri sürülen soyut iddialar olduğunu, davalı şirketin borcunu ifadan kaçındığı için İstanbul Anadolu —-.İcra müdürlüğünün —- Esas sayılı dosyası ile icra takibine girişilmişse de borca itiraz edilmesi sebebiyle takibin durduğunu beyanla davalı tarafın İstanbul Anadolu —.İcra Müdürlüğünün —-Esas sayılı dosyasında yapmış olduğu itirazların iptaline, davalının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin müvekkili lehine hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı taraf ile yapılan birinci sözlşeme ile tarafların hak ve yükümlülükleri—- ayrıntılı şekilde düzenlendiğini, ikinci sözleşme çerçeve hükümler ihtiva ettiğini, ek sözleşmenin ise birinci ve ikinci sözleşmeye atıf yapılarak iki sözleşme arasında aynı konuda farklı hükümler olması durumunda 2007 tarihli birinci sözleşmenin geçerli olduğunun düzenlendiğini, birinci sözleşmenin 5.i maddesi hükümlerine istinaden birebir hükmüne göre davacının müvekkili için temin ettiğini ve stoklarında beklediğini iddia ettiği ve varlığı, mahiyeti, değeri, sözleşme kapsamında olup olmadığı, müvekkilinin son kat’i siparişi için temin edilip edilmediği, davacının bu malların bedelini ödeyerek temin edip etmediği dahi belirsiz olani tüm malların bedelini müvekkilinden isteme hakkının bulunmadığının açık olduğunu, bu şartlarda davacının faturada yer alan malların bedelini müvekkilinden talep etme hakkı olup olmadığının tespiti, davacının iddia ettiği gibi “— müvekkilinin geçmiş siparişlerinin de dikkate alınarak yerinde yapılacak bir bilirkişi incelemesiyle” mümkün olmadığını, böyle bir yolun sözleşme hükümlerine aykırı olduğunu, davacı tarafın hiçbir surette fatura konusu malların bedelini müvekkilinden talep etme hakkının bulunmadığını beyanla hksız davanın reddine, davacı tarafın kötüniyetli şekilde müvekkili şirket aleyhine icra takibi başlatması sebebiyle %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava konusu edilen Antalya —–.İcra müdürlüğünün icra dosyası incelendiğinde; iflas masası tarafından davalı aleyhine daha önce gönderilen ihtarname kapsamında —-. Asıl alacak—-. işlemiş faiz toplamı —– Alacak için takip başlatıldığı, borçlu tarafından yasal süre içerisinde borca ve fer’ilerine itiraz edildiği, ayrıca icra dairesinin yetkisine de itiraz edildiği, alacaklı tarafından yetkili icra dairesine gönderilmesi talep edildiğinden dosyanın İstanbul Anadolu icra dairelerine gönderildiği, İstanbul Anadolu —-.İcra müdürlüğünün —- Esas sayılı takip dosyası olarak kaydedildiği ve yeniden ödeme emri tebliğ gönderildiği, borçlunun bu kez yasal sürede borca ve fer’ilerine itiraz ettiği, takibin durduğu, davanın yasal sürede açıldığı anlaşılmıştır.
Davaya konu icra dosyası, faturalar, sözleşme, sipariş formları, davacı hakkında verilen iflas kararı, celp ve ibraz edilmiş, davacı tarafın iflas idaresindeki ticari defter ve kayıtları ile davalının —– yıllarına ilişkin ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi ara kararı kurulmuş, ayrıca ürünlerin halen davacının deposunda olduğu bildirildiğinden, ürünlerle ilgili davalının iddiaları da nazara alınarak inceleme yapılmak üzere teknik bilirkişi atanmış ve rapor alınmıştır.
Dava; müflisin iflas masası tarafından davalı aleyhine başlatılan takibe itirazın iptali davası olup, uyşmazlık; takip tarihi itibariyle davacı alacağı olup olmadığı, varsa miktarı, takipten önce temerrüt olup olmadığı, varsa takip tarihi itibariyle işlemiş faiz tutarının ne olacağı konularında toplanmaktadır.
Teknik bilirkişi tarafından dava konusu ürünler üzerinde yapılan incelemede; ———adına stoklandığı belirtilen kimyasal maddeler ve ambalaj malzemelerinin saklandığı ve depolandığı yerde yapılan inceleme sonrasında bu malzemelerin etiketleri ile tespit edildiği, davacı şirketin davalı şirket adına fason üretim yaptığı, üretilen ürünlerin hijyenik içerikli hastane ve benzeri yerlerde kullanım amaçlı temizlik malzemeleri olduğu, davalının karışım reçetelerini hazırlamak ve ambalaj yapmak amacıyla bilirkişiye liste halinde verilen bazı kimyasal maddeler ve ambalaj malzemelerinin stoklanmış oldukları, ürünlerin önemli bir kısımının üzerinde herhangi bir son kullanım tarihinin mevcut olmadığı, son kullanım tarihleri belirsiz olan kimyasal maddelerin üzerlerindeki etiketlerden 2014 yılı itibariyle gemilere yüklendiğinin anlaşıldığı, yükleme tarihi itibariyle raf ömürleri için tahmin yapmanın mümkün olmadığı, zira kimyasal bir maddenin raf ömrünün veya son kullanım tarihi belirleyen kuruluşun o kimyasalı üreten firma olması gerektiği, bu bağlamda raf ömrünün belirsizliğ nedeniyle kullanımı konusunda da belirsizlik olduğu, yine bu kimyasal maddelerin bir kısımının son kullanım tarihlerinin ——- yılı olduğu, depolarda yapılan tespitlere göre depolama koşullarının hijyenik temizlik üretimi yapmayı amaçlayan bir üretim şekline uygunluk arzetmediği, kimyasal malzemelerin dağınık ve gelişigüzel şekilde stoklama alanında yer aldığı, varillerin ve saklama kaplarının üzerlerindeki ambalajların yırtık olduğu, tozlu ortamda uygunsuz depolama şartlarında bulundukları,davalı şirketin ürettiği ürünler açısından davacı şirketin ambarlarının gerekli standartlara uygunluk kriterine sahip olmadığı, hususlarının tespit edildiği,davaya konu takibin ise — yılında yapıldığı anlaşılmıştır.
Davaya konu edilen —- nolu faturaların davalı şirket ticari defterlerinde herhangi bir kaydının olmadığı, davalı tarafın bu faturalara yasal sürede itiraz ettiği anlaşılmaktadır.
Taraflar arasında 2 adet sözleşme mevcuttur. Birincisi tedarik sözleşmesidir, ikincisi ——— başlıklı sözleşmelerdir. Sonrasında —sözleşmesi yapıldığı anlaşılmaktadır. Davacı ile davalı arasında karşılıklı çekilen ihtarnameler dosyaya celp edilmiştir. Tedarik sözleşmesinde “—— üretim siparişinde belirtilenler haricinde kalan hiçbir ürünü tedarikçiden satın almak zorunda değildir” düzenlemesi mevcuttur. Ancak davacı tarafından dava konusu olup, davalı için temin edildiği iddia edilen ve fatura kesilen ürünlere ilişkin herhangi bir kat’i üretim siparişi gösteren belge sunulmamıştır. Yine sözleşmedeki düzenlemeye göre davacının fatura edebileceği ürünler, müşteri için temin edilmiş olan ürünlerdir. Bir başka anlatımla, sözleşmenin feshi halinde stokta bekleyen tüm ürünlerin değil, müşteri için temin edilmiş ürünlerin fatura edilebileceği anlaşılmaktadır. Bu durumda davacının davalıya fatura ettiği bu ürünlerin müşteri için temin edilmiş olduğunu ispatlaması gerekmektedir. Yine diğer sözleşme ile birlikte yorumlandığında, davalıya fatura edilmek istenen ürünlerin müşteri için temin edilmiş olduğunu söyleyebilmek için “en güncel kat’i üretim siparişine veya en güncel güncellemeye göre satın alınmış olması” gerekmektedir. Ancak davacı tarafından deposunda bekleyen ürünlerin davalı için temin edildiğini, bunun için en güncel kat’i üretim siparişine veya güncellemeye göre satın alınmış olduğunu ispat edecek bir delil dosyaya sunulmamıştır. Ayrıca davacı bu ürünler yönünden herhangi bir kat’i üretim siparişinden de bahsetmediği gibi bu ürünlerin satış tahmininden arta kalan, siparişlerin iptal edilmesi sebebiyle stokta kalan, davalı tarafından üretimine başlanan ve artık davacı şirkete fason olarak ürettirilmeyen mallar sebebiyle stokta işlevsiz kalan ham madde ve ambalajlar olduğunu belirtmiştir. Ayrıca davacı taraf zaman zaman davalı şirketin talebi üzerine maliyeti düşürmek amacıyla sürekli kullanılan malların fazlaca temin edildiğini kendisi ifade etmektedir. Bu durumda davacının elinde kalan bu malların bedelini aralarındaki sözleşmeye dayanarak davalıdan talep edemeyeceği kanaatine varılmakla davanın reddine dair, aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın Reddine,
2-Harçlar kanunu uyarınca alınması gereken —- karar harcına karşılık peşin alınan —– harcın mahsubu ile bakiye —- harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı lehine —- uyarınca taktir edilen —-vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Bakiye gider avanslarının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair,davacı vekili ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.