Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/514 E. 2018/829 K. 18.09.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/514 Esas
KARAR NO : 2018/829
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/05/2017
KARAR TARİHİ : 18/09/2018
Mahkememizde görülen davanın yapılan incelemesi sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: davacı şirketin……… ürünleri ( Hamam, sauna, buhar odası vb. ) imalatı işi yaptığını, davalı ile kurduğu şifahi ticari ilişki kapsamında, resmi olarak taşeron hizmet ilişkisi olmamakla beraber benzer bir ilişki kapsamında bazı çalışmalar yaptıklarını, davalının, müşteri bulup yapılacak iş ile ilgili müşteri ile doğrudan temas sonucu sözleşme yaptığını, daha sonra ise bu işi davacıdan belli bir miktar komisyon/kar payı almak karşılığında davacıya yaptırdığını, işin bedelini ise doğrudan asıl iş sahibine kendisinin fatura ettiğini ve bedelini tahsil ettiğini, ancak davacı tarafından yapılan iş için davalı veya asıl iş sahibi ile bir sözleşme yapılmadığını, işin niteliğine göre ise her iş için ayrı ayrı ödenecek komisyon miktarı tespit edildiğini ve bu şekilde çalışmalar yapıldığını, yine davacı şirketin yaptığı iş karşılığında hizmet /ürün bedeline dair faturayı doğrudan davalı şirkete kestiğini, davalı şirketin ise bu iş karşılığında doğan komisyon/kar payı alacağını davacıdan tahsil ettiğini, taraflar arasında bu şekilde gelişen ilişki kapsamında, davacı şirket tarafından davalıya kesilen faturalar neticesinde, davalının, davacı şirkete kısmi ödemeler yaptığını, hesaplanan kar payı alacağını davacıdan tahsil ettiğini ancak davacı şirketin iş bedeli olarak bakiye 27.318,93-TL alacağının kaldığını, davalının ise bu bakiye borcu ödemediğini, davalı tarafından davacı şirketin bakiye 27.318,93-TL alacağının ödenmemesi üzerine davacı tarafından davalı aleyhine İstanbul Anadolu 21. İcra Müdürlüğü’nün ……… E. sayılı dosyasından haciz yolu ile ilamsız icra takibi yapıldığını, iş bu takibe, davalı tarafından borcu kabul etmedikleri, borçlarının olmadığı beyanı ile borca ve takibe itiraz edildiğini ve yapılan itiraz nedeniyle icra takibinin durdurulduğunu, takibin devamını ve davacının alacağının tahsilini sağlamak üzere işbu itirazın iptali davasını açma gereğinin hasıl olduğunu, davalının itirazında, öncelikle davacı ile 2015 yılında sözlü anlaşma yaptıklarını, bu anlaşma gereği taşeron olarak aldıkları işlerde davacı şirketin alt taşeron olarak hizmet vereceği ve alınan işlerde maliyet+kar hesaplanarak ortaya çıkan karın % 40’ının davalıya % 60’ının ise davacıyaait olacağının kararlaştırıldığının iddia edildiğini, sanki tüm işler için geçerli bir anlaşma olduğu açıklamasını içeren bu iddianın doğru olmadığını, ticari ilişkinin doğru olmakla birlikte kar payı paylaşımının işin niteliğine göre her iş için ayrı ayrı belirlenmesinin kabul edildiğini, davalının bu iddiaya dayanak olarak sunduğu ve davacıya ait olduğu iddia edilen fotokopi / karalama yazının aslı sunulduğunda bu konuda ayrıca savunma yapma haklarının saklı olduğunu, çünkü davacı şirket adına davalıya hiç kimsenin bu şekilde bir yazı vermediğini, kaldı ki ibraz edilen fotokopi yazıda yapılacak tüm işlerde % 40 / % 60 oranında kar paylaşımı yapılacağına dair bir ibarenin de mevcut olmadığını, davacı şirket ile davalı arasında …………….işinde karın %40’ı davalıya, % 60’ının davacı şirkete ait olacak şekilde paylaşıldığının doğru olduğunu, ancak bu paylaşımın yapılmış olmasının tarafların aldıkları tüm işlerde bu oranlar üzerinde kar paylaşımı yapacaklarını kabul ettikleri anlamına gelmediğini, tarafların aldıkları işin niteliğine göre kar paylaşımı yapmaya karar vermiş/yapmış olduğunu, bu paylaşımdaki oranların işin niteliği, süresi, verilecek emek, maliyeti, kar miktarına göre değişiklik gösterdiğini, davalının borca itiraz dilekçesi ekinde sunduğu ve dava dışı ………. ile yaptıkları 02.11.2015 tarihli …………. kapsamında yapılan işte, davacı şirket ile davalı arasında kar paylaşımının ortaya çıkan karın % 40’ının davalıya % 60’ının ise davacı ait olacağına dair bir sözleşme yapılmadığını, yapılan bu işte maliyetin, davalı iddiasının aksine 85.317,00-TL olmayıp maliyet hesabı dava dışı ……….ile yapılan sözleşmede sözleşme bedelinin EURO olarak kararlaştırılmış olması nedeniyle EURO üzerinden yapılmış olup bu işteki maliyetin 37.131,00-EURO olarak tespit ve kabul edildiğini, Davacı şirket ile davalı şirketin, bu iş için belirlenen maliyet 37.137,00-EURO’yu dikkate alarak davalının alacağı kar payını 15.000,OO-TL olarak belirlediğini ve de davacı tarafından bu iş için davalıya ödenecek bu miktarın 23.03.2016 tarih ve 5.000,00-TL bedelli ve 26.03.2016 tarih ve 10.000,00-TL bedelli çeklerin verilmesi suretiyle davalıya ödendiğini, daha sonra ise davalının aldığı bu bedel karşılığında davacıya “Danışmanlık Hizmeti” açıklaması ile 03.08.2016 tarih,……..no’lu 15.000,00-TL + KDV olmak üzere toplam 17.700,00-TL bedelli faturayı kestiğini ve de davacının bu faturayı da defterlerine işlediğini, yani bu şekilde faturanın da davacı alacağından mahsup edildiğini, netice olarak davalının davacıdan 29.123,20-TL kar payı alacağı olduğu, bu alacaktan talep edilen/takibe konu 27.318,93-TL alacağı mahsup ettiğinde davacıdan 2.702,76-TL alacaklı olduğu iddiasının soyut ve mesnetsiz bir iddia olduğunu, çünkü davalının itiraz dilekçesinde bahsettiği iş kapsamında kar payı alacağını davacıdan tahsil ettiğinibu ödemelerin davacı defterlerine işlendiğini ödenmiş /mahsubu yapılmış alacağın tekrar borçtan düşülmesinin söz konusu olmadığını, davacı tarafından talep edilen takibe konu alacağın, kar payı düşüldükten sonra ortaya çıkmış bakiye iş bedeli olduğunu ve davacının bu alacağının ödenmesi gerektiğini, yine davalı, itiraz dilekçesinde…………..’ye taahhüt edilen işlerin bitirilmediği, bu nedenle sözleşme bedelinin % 20’sinin tahsil edilmediği bu nedenle davacının alacak talebinde bulunmayacağı iddia ve itirazının doğru olmadığını, davacı şirketin,…… ile ilgili olarak yapması gereken tüm işleri süresinde, eksiksiz ve ayıpsız olarak yerine getirdiğini, dava açılıncaya kadar bu konuda kendisine hiç bir ihtar/ihbar yapılmadığını, eğer eksik iş olsa idi şimdiye davacıya bu konuda bir başvuru yapılması gerektiğini, ikinci olarak ise; sözleşme bedelinin % 20’sinin tahsil edilmediği bu nedenle davacının alacak talebinde bulunmayacağı iddiasının da yerinde olmadığını, davacı şirketin dava dışı ……..ile bir sözleşmesi bulunmadığını ve davalı ile dava dışı…… arasında imzalanan sözleşmenin davacı şirketi bağlamadığını, davacı şirketin, davalı şirket ile de alacağını davalının tüm alacağını tahsil etmesinden sonra alacağı yönünde bir sözleşme yapmadığını, bu konuda sözlü ya da yazılı bir taahhüdünün mevcut olmadığını belirtmiştir.
SAVUNMA :Davalı vekili savunmasında özetle: dava konusu alacak iddiasının kaynağı olan işin henüz tamamlanmadığını, davacının üstlendiği imalatların eksik ve kusurlu olduğunu, bu hususların süreç içerisinde tamamlanacağı ve eksiklerin giderilerek delillerin kaybolacağını, bu nedenle yerinde keşif yapılması gerektiğini, davacı şirket ile davalı şirketin, davalı şirketin üstlendiği ……bulunan ……. işlerinin yapımı konusunda sözlü anlaşmaya vardıklarını, bu işin sorunsuz olarak tamamlandığını ve kesin kabulden sonra, davalının alacağın tamamını tahsil ettiğinde, hesap mutabakatı yapılarak taraflar aralarındaki anlaşmaya göre elde edilen kârın % 60’ı davacıya %40’ı davalıya düşecek şekilde paylaşımının yapıldığını, kârın söz edilen oranlarda paylaşımı konusunda davacı şirket yetkilisinin el yazılı ikrar ve kabulünün icra dosyasına sunulduğunu, ayrıca tarafların ticari defterlerinin incelenmesi sonucunda bu oranın ortaya çıkacağını, daha sonra tarafların aynı koşullarla yeni işler yapmak hususunda anlaştıklarını ve bu anlaşmaya dayanarak davalı şirketin ……….. teklif verdiğini, neticede anlaşılarak davalı şirket taşeron olarak sözleşme imzaladığını, dava konusu sözleşmenin; işin toplam tutarı: 186.586,00 TL (KDV dâhil) maliyeti : 85.317,00 TL anlaşma tutarı :158.125,00 TL şeklinde olduğunu, bu sözleşmeye göre davacı ve davalı arasındaki anlaşma gereği elde edilecek kârın aşağıdaki şekilde paylaşılması gerektiğini, elde edilecek kâr: 72.808,00 TL, davacı taraf; (9660) : 43.684,80 TL, davalı taraf (%40) : 29.123,20 TL, bu tablodan görüleceği gibi davalının borçlu değil, alacaklı durumda olduğunu, davacı tarafın davalıya aralarındaki sözleşmeden doğan tüm alacağını ödediği iddiasının da olmadığını, davacı tarafından talep edilen alacağın henüz doğmadığını, üstlenilen işin tamamlanmadığını ve bakiye %20 alacağın işverenden tahsil edilmediği gibi; bu eksikliğin davacının noksan ve kusurlu imalatları nedeni ile meydana geldiğini, bu konuyu kanıtlayacak olan İşveren…….. tarafından verilen 10.04.2017 tarihli yazılı delilin icra takip dosyasına sunulduğunu, davalı şirket tarafından tahsil edilmeyen tutarın istenmesinin usul ve yasaya uygun olmadığını, davacı tarafın, kar paylaşım oranlarını kabul ettiğini ancak bu oranların sadece …….bulunan …….işi için geçerli olduğunu, dava konusu iş için geçerli olmadığını uymadığını ve taraflar arasında oluşan teamülün aksini iddia eden tarafın bunu yazılı delille kanıtlamak zorunda olduğunu, bu konuda Yüksek Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2011/12-549 E.,2011/644 K. sayılı, 19/10/2011 tarihli içtihadından bölümün; “…bu şekilde işlem yapılıp, şirket yetkilisi tarafından buna ses çıkarılmamış, daha önce de bu tür işlemler yapılagelmiş ve teamül halini almışsa burada da zımni kabulün varlığı söz konusu olur ki, bu durumda da adına işlem yapılan şirketin sorumluluğunun kabulü gerekir. ” şeklinde olduğunu, bu nedenlerle taraflar arasında yazılı olmayan sözleşmenin içeriğinin, ancak aralarında çekişme konusu olmayan önceki sözleşmedeki gerçekleşmiş koşullar dikkate alınarak belirlenebileceğini, aksini iddia eden tarafın bunu yazılı delillerle kanıtlamak zorunda olduğunu, bu yüzden ….. bulunan….. işine ilişkin ödemeler tablosunun, kâr oranı ve bunun paylaşımı sunulan deliller ışığında incelenerek dava konusu …… işine uyarlanması gerektiğini, açıklanan nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE :
Dava, hukuki niteliği itibari ile fatura alacağından kaynaklanan cari hesap alacağına dayalı icra takibine yapılan itirazın iptali davasına ilişkindir.
İstanbul Anadolu 21. İcra Müdürlüğü’nün……….. Esas sayılı dosyası getirtilerek dosyamız içine konmuştur. İcra takibi incelendiğinde, ödeme emrinin 05/04/2017 tarihinde borçlu/davalıya tebliğ edildiği, borçlunun 11/04/2017 tarihinde borca ve faize itiraz ettiği ettiği, hem icra takibine itirazın hem de iş bu itirazın iptali davasının süresinde açıldığı, uyuşmazlığın borca, faize kısaca esasa ilişkin olduğu, icra müdürlüğünün yetkisine bir itirazın olmadığı anlaşılmıştır.
Davacı, davalı ile aralarındaki ticari ilişki kapsamında davalıya kesilen faturalar nedeniyle davalının kısmi ödemeler yaptığını, ancak bakiye bedeli ödemediğini iddia etmiş; davalı ise, alacağa konu edilen işin henüz tamamlanmadığını, davacının üstlendiği imalatların eksik ve kusurlu olduğunu ve bu nedenle bakiye borcun bulunmadığını savunmuştur.
Taraflar arasındaki ticari ilişkinin bina inşaatının bazı imalatlarına yönelik olduğu ve davalı tarafından eksik ve ayıplı iş savunmasında bulunulmuş olması nedeniyle mahkememizce oluşturulan bilirkişi heyeti ile mahallinde keşif yapılmıştır. Keşif sonucunda hazırlanan bilirkişi heyeti raporu ile; dava konusu işlere ait montaj bağlantılarını kimin yapacağına dair yazılı bir sözleşmenin olmadığı, piyasa şartlarında bu durumun sözleşmeye göre belirlendiği, çoğunlukla bu bağlantıların işveren (davalı) tarafından yapılmakta olduğu, davalının eksik ve kusurlu iş iddialarının piyasa teamülleri ve incelenen imalatlar karşısında eksik ve kusurlu iş olarak değerlendirilemeyeceği, taraflar arasında yapıldığı anlaşılan sözlü anlaşmada yer almaması nedeniyle bazı hususların özellikle yapılmadığının anlaşıldığı, davalı tarafça dosyaya sunulan davalı ile dava dışı……..arasındaki sözleşmenin davaya konu inşaatla ilgili olmayıp,………..l ile ilgili olduğu, taraflar arasında yazılı bir sözleşme bulunmaması nedeniyle kâr alacağı miktarının da belirsiz olduğu, piyasa teamülleri gereğince yapılan işe göre %25 kâr oranının bu iş için kadri matuf olduğu, tarafların ticari defter ve kayıtlarının karşılaştırılması sonucunda her iki taraf kayıtlarının birbirini doğruladığı ve buna göre davacının davalıdan 27.318,93 TL alacaklı olduğu anlaşıldığından; davalının eksik ve ayıplı iş itirazları yukarıda yapılan tespitler uyarınca yerinde görülmeyerek davanın bu kapsamda kabulüne karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın kabulü ile; davalının icra dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaline, takibin 27.318,93 TL üzerinden devamına,
Alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına,
2-Alacak likit ve itiraz haksız olduğundan alacağın %20 ‘si oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacı tarafa verilmesine dair,
3-Alınması gereken 1.866,15 TL karar harcına karşılık peşin alınan 329,95 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.536,20 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 1.640,80 TL yargılama gideri ile 31,40 TL başvurma harcı, 329,95 TL peşin harç olmak üzere toplam 2.002,5 TL masrafın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı lehine AAÜT uyarınca takdir edilen 3.278,27 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 18/09/2018