Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/500 E. 2020/597 K. 05.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2017/500 Esas
KARAR NO: 2020/597
DAVA : Tespit
DAVA TARİHİ: 08/11/2013
KARAR TARİHİ: 05/11/2020
Mahkememizde görülmekte olan Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkili şirket ile davalı yanın ——– yevmiye numaralı —– uyarınca————–üzerinde kat karşılığı inşaat yapmak üzere adi bir ortaklık kurduklarını, ———- yevmiye numaralı ————- göre bu taşınmazın on hissedarı olduğunu, müvekkili şirket ve davalı yan arasında akdedildiğini, ——konu gayrımenkulü adi ortaklığa ve adi ortaklığa ilişkin rekabet yasağının düzenlendiği kanun hükmüne aykırı bir biçimde ————— taşınmazın tüm hissedarları ile ayrı bir sözleşme akdedildiğini, iş bu sözleşme içeriğinde söz konusu taşınmazı davalı yanın tek başına kat karşılığı inşaat yapmak üzere yüklendiğini ve ilgili belediyeden ruhsat talebinde bulunduklarını, —– sayı ile proje onayı alarak inşaatın yapımına başlandığını, müvekkili şirket yetkililerince bu durumun öğrenilmesinin akabinde davalı yana ———— yevmiye numaralı ihtarnamesi keşide edilerek, hukuken tüm unsurları ile oluşan adi ortaklığın sonlandırılmadığını, Türk Borçlar Kanunu’nda düzenlenen rekabet yasağına aykırı hareket eden davalının ————— taşınmaz üzerinde devam eden inşaatın durdurulması için teminatsız olarak, aksi görüşte ise teminat mukabili tedbir kararı verilmesini, yargılama neticesinde davalı yanın kendi nam ve hesabına yaptığı işlemlerin adi ortaklık hesabına yapılmış sayılması veya elde edilen menfaatin şirkete verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekiline ön inceleme aşamasında dava dilekçesindeki “elde edilen menfaatin şirkete verilmesi” istemini açıklaması, bu konuda harç eksiğini tamamlaması için süre verilmiş, davacı vekili açıklama dilekçesi ile “adi ortaklığın kurulduğunun ve yapılan işlerin adi ortaklık nam ve hesabına yapıldığının tespiti talep edilmiş olup, ayrıca müvekkilinin ne kadar menfaatinin zedelendiğini bilemedikleri için şimdilik —– davalıdan alınarak müvekkiline verilmesini” talep etmiş ve bu talebini harçlandırdığı anlaşılmıştır.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesi ile; Öncelikli olarak kurulduğunu kabul etmemekle birlikte ——rekabet yasağı ihlallerinden doğan davalarda geçerli olan zamanaşımı süresinin — ay ve — yıllık sürelere tabi olduğunu,– aylık ve — yıllık sürelerin tamamının dolduğunu, davanın bu süreler sonunda açıldığını, bu nedenle açılan davanın öncelikli olarak zamanaşımı yönünden reddinin gerektiğini, ayrıca dava dilekçesinde herhangi bir değer belirtilmediğini, davacının talebinin bir değer verilmesi yönünde olduğunu, davanın haksız rekabete ilişkin olup, bir değer belirtilmesi ve bu değere göre harçlandırılması gerektiğini, davanın tespit davası olarak açıldığını, ancak dava türünün doğru belirlenmediğini ve salt tespit davası olarak değerlendirilemeyeceğini, davanın haksız rekabete dayalı alacak davası olarak ikame edilip, gerekli harcın yatırılması gerekirken davacının aksine davranışı nedeniyle ve harç eksikliğinden davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davacının tanık deliline dayandığı, ancak tanık gideri yatırmadığı, davacının dava dilekçesinde davacı firma ile davalı firmanın on hissedar ile ———– Yevmiye sayılı düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi ve —————- taşınmazda kat karşılığı inşaat yapmak üzere adi ortaklık kurulduğu iddialarının haksız olduğunu, oysa davalı müvekkili ile davacı arasında adi ortaklık unsurlarının gerçekleşmediği ve söz konusu sözleşmenin hiç kurulmadığını, bu nedenle davacının kanunda belirtilen adi ortaklık sözleşme hükümleri çerçevesinde kurulmayan adi şirket ile ilgili herhangi bir talepte bulunamayacağını, davacının haksız olarak müvekkili firmanın davacıdan habersiz ve bağımsız olarak hissedarlar ile ayrı bir sözleşme akdettiğini, tek başına sözleşmede gösterilen işi üstlendiğini, belediyeden ruhsat alındığını ve rekabet yasağına aykırı hareket edildiğini iddia ettiğini, oysa kurulduğu bile tartışmalı olan adi ortaklık ile ilgili hiçbir sorumluluk yerine getirmeyen ve getirdiğine ilişkin hiçbir beyanda bulunmayanın davacı taraf olduğunu, zira ortaklık kurulurken sermaye payı unsurunun adi ortaklıklar için zorunlu bir unsur olduğunu ve davacının iddia ettiği gibi herhangi bir ortaklık payı ve dolayısıyla da ortaklığın dava dosyası kapsamında mevcut olmadığını, dava dayanağı —– yevmiye sayılı ———- sözleşme konusu gayrimenkulün hissedarlarından tümünün sözleşme konusu işlemlere katılmadığını, dolayısıyla sözleşmeye taraf olmadıklarını, müşterek mülkiyette tüm paydaşların iştirak halinde tüm ortakların ——— şekilde sözleşmeye taraf olmaları gerektiğini, aksi halde müteahhidin geçersiz bir sözleşme uyarınca işe başlama hakkının olmadığını, bu nedenle davacının bahsettiği işin yalnızca müvekkil firma tarafından yapılması ile elde edilen menfaatlerden pay istenmesi durumunun sözkonusu olmayacağını, zira işin geçersiz olarak kurulmuş ilk sözleşme uyarınca görülmemesinin sorumluluğunun müvekkili firmaya ait olmadığını, dava konusu sözleşmenin hukuken uygulama imkanının yasalarla sabıt olmaması ve müteahhidin de işe başlamasının sözkonusu olmaması nedeniyle davacı ile müvekkili şirket arasında herhangi bir adi ortaklık oluşmadığını, işe başlanmaması sebebiyle davacı şirketin katılım payı olarak herhangi bir emek de ortaya koymadığından ortaklık amacına zarar veren veya haksız rekabet hükümlerine aykırılık teşkil edecek bir sonuç doğmadığından bahisle tedbir taleplerinin ve davanın reddedilmesi gerektiğini, dava dilekçesindeki taleplerin ve ihtiyati tedbir talebinin birbirleri ile çelişkili olup, tedbir talebinin hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davacının tedbir talebinde müvekkili tarafça yapılan inşaatın durdurulmasını talep ettiğini, bu tedbiri talep edebilecek herhangi bir hukuken korunan bir hakkın mevzuatta davacıya tanımlamadığı gibi netice-i talebinin de çelişkili olduğunu beyan ederek, davacının ihtiyati tedbir talebinin reddine, haksız ve dayanaktan yoksun davası ile tüm taleplerinin reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE : Dava, hukuki niteliği itibari ile davacı ile davalı arasında kurulan adi ortaklığın amacına aykırı olarak davalı yanın rekabet yasağına aykırı davranışlarından dolayı yapılan işlemlerin adi ortaklık hesabına yapılmış sayılması veya elde edilen menfaatin davacı tarafa verilmesi talebine ilişkindir.
Dosyaya——–Yevmiye sayılı —- adlarına velayeten —– arsa sahibi ile müteahhitler —– sayılı taşınmaz üzerinde —— olduğu anlaşılmıştır.
Yine davaya konu—— Yevmiye sayılı—–celbedilmiş;——- vekaleten ——-velayeten —–vekaleten —– vekaleten —– arsa sahibi ile müteahhit—– arasında, ————- sayılı taşınmaz üzerinde inşaat yapımı sözleşmesi imzalandığı anlaşılmıştır.
Mahkememiz dosyasının ilk yargılaması mahkememizin ——- dosyası üzerinden yapılmış olup, davanın reddine karar verilmişse de ————— karar sayılı ilamında ; ” davacı ve davalı arasındaki adi ortaklık devam ederken, davalının daha sonra aynı taşınmaz için arsa sahipleri ile tek başına düzenlediği ————— nedeniyle yapılan işi üstlenmesi şeklinde gelişen işlemlerinin, kendi yararına fakat ortaklığın amacına aykırı olduğu, ayrıca bu işlemlerin taraflar arasında yapılan ortaklık amacının gerçekleşmeme ihtimalini artırdığı, bu bağlamda davalının yukarıda açıklanan TBK’nun 626. maddesi uyarınca rekabet yasağını ihlal ettiği, dolayısıyla davalının TBK’nun 628/2. maddesi uyarınca kendi kusurlu davranışı nedeniyle ortak olan davacı şirkete verdiği zararı karşılamakla yükümlü olduğu ortadadır. Hal böyle olunca, mahkemece; davacı şirketlerin uğramış olduğu zararın usulünce belirlenmesi ve ulaşılacak sonuca göre davacı şirketin uğramış olduğu zararın tazminine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile istemin tümden reddi usul ve yasaya aykırıdır. ” gerekçesi ile bozulmakla işbu esasa kaydedilmiştir.
Bozma sonrasında tapu müdürlüklerine ve——— müzekkere yazılmış davaya konu taşınmaza ait imar işlem dosyası ve tapu kayıtları dosyamız arasına alınmıştır.
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, ————sayılı ilamı ve tüm dosya kapsamı ile birlikte yapılan değerlendirmede; Bozma sonrası mahkememizce yapılan yargılamada dava konusu inşaat ve tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde keşfen inceleme yapılmak sureti ile Borçlar Kanunu’nun 626 ve 628-2 maddelerine göre, davacının uğramış olduğu zararın tespitine yönelik, rapor alınması için ara karar oluşturulduğu, ancak davacı vekilinin —— tarihli dilekçesi ile keşif ve rapor masrafını yatırmayacağını beyan ettiği, dosyada mübrez sözleşmeler, ihtarnameler ve muhtelif belgelerin somut zararı tespit için yeterli olmadığı, davacıya verilen kesin süreye rağmen söz konusu ücreti yatırmadığı, yatırmadığı takdirde bu delile dayanmaktan vazgeçmiş sayılacağı hususunun ihtar edildiği, söz konusu zararın somut olarak tespit edilebilmesi için keşif ve bilirkişi incelemesinin zaruri olduğu, mevcut hali ile davacının davasını ispat edemediği kanaatine varıldığından, davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davacının ispatlanamayan davasının REDDİNE,
2-Alınması gerekli 54,40 TL harcın davacı tarafça yatırılan 24,30 TL peşin harçtan mahsubu ile 30,10 TL’nin bakiye harçlar terkin sınırında kaldığından davacıdan alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta içinde ———- Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 05/11/2020