Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/448 E. 2022/370 K. 27.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/448 Esas
KARAR NO: 2022/370
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 31/03/2017
KARAR TARİHİ: 27/04/2022
Mahkememize —— vasıtasıyla muhabere yoluyla açılan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili kurumun ——- satım işleri ile iştigal ettiğini, mezkur firma tarafından —- bilanço dönemleri için kurumlarına gönderilen mutabakat evrakının, kurumlarının —–tarafından tetkik edilmesi sonucu dava dilekçesi ekinde sundukları———- yıllarına ilişkin raporların düzenlendiğini, bu raporlarda davalı bu şirketin nihai tüketicilere yapmış olduğu elektrik satışlarıyla ilgili olarak tahakkuk ettirilmesi gereken —- payının tahakkuk ettirilmediğini, bu borç ve alacak durumunun davalıya bildirildiğini, ancak gelen cevapta,—– ve yapılan hesaplamanın hatalı olduğunun bildirilerek itiraz edildiğini, itirazının dayanağının olmaması nedeniyle firma tarafından ödenmeyen — arası ödenmesi gereken, ancak ödenmeyen —-aleyhine —- sayılı dosyasından başlatılan toplam ——– ilamsız icra takibine, davalı firmalar vekillerince borcun tamamına yapılan itirazlarının iptali ile takibin devamına, davalılar aleyhine İcra İflas Kanunu 67. Maddesi gereğince toplam takip talebi miktarının %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı— vekili cevap dilekçesinde özetle; davadaki uyuşmazlığın ——- matrahına dahil edilebilecek veya edilemeyecek olan bedellerin tespitine ve davacı tarafından talep edilen tutar hesaplanırken matraha dahil edilmiş olan bedellerin ilgili kanun hükümlerine, aynı konuda kesinleşmiş yargı kararlarına ve hukuka uygun olup olmadığına ilişkin olduğunu, bu tespit yapılırken ilgili hükümde yapılmış olan değişikliklerin ve bu değişikliklerin amacının tahakkuk tarihleri ile birlikte değerlendirilmesi gerektiğini, davacı tarafından iddia edilen alacağın zamanaşımına uğradığını, davacı kurum tarafından —— hesaplanmasına esas olan matraha dahil edilmeye çalışılan bedellerin, enerji bedeli olmadığını, müvekkili şirketin sadece tahsiline aracı olduğu bedeller olduğunu, zamanaşımı yönünden davanın reddi gerektiğini, davacı kurumun davaya konu ettiği bedellerin ödenmesi talebiyle göndermiş olduğu yazı ve dayanağı olan denetçi raporlarında açık çelişkiler ve hukuka aykırı tespitler yer aldığını, dava konusu uyuşmazlık bakımından kesin delil teşkil eden ve önem arz eden ——— sayılı dosyasının özellikle incelenmesi gerektiğini,
davaya dayanak olarak gösterilen denetçi raporları açık, anlaşılır ve denetime elverişli olmadığını, hesaplanan tutarların içerisine hangi bedelerin dahil edilmiş olduğu raporlardan anlaşılamadığını, müvekkili şirketin davacı tarafa herhangi bir borcu bulunmadığını, davacının icra inkar tazminatı talebi haksız ve dayanaksız olduğunu, reddi gerektiğini beyan ederek davaya konu —– niteliğinde olduğundan —– yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğunun kabulü ile davanın zamanaşımı nedeniyle reddine, davacı kurum tarafından talep edilen ——- alacağının ve buna ilişkin matrahın hesaplanmasının ilgili mevzuat ve kesinleşmiş yargı kararlarına açık şekilde aykırı olması sebebi ile tüm usul ve esasa ilişkin itirazlarımız çerçevesinde davanın reddine, talep edilen alacak likit olmadığından, kesinleşmiş mahkeme kararlarına aykırı olduğundan ve söz konusu alacak iddiasının dayanağı olarak açık hatalar ve muğlak tespitler içeren hesaplama raporları gösterildiğinden icra takibine itirazında haksız olmayan müvekkil aleyhine %20’den az olmamak üzere talep edilen icra inkar tazminatının reddine, haksız ve kötü niyetle girişilen takip sebebiyle davacı aleyhine %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı —– vekili cevabında; müvekkil şirket açısından davanın husumet nedeni ile reddi gerektiğini,——- kararı uyarınca ——- tarihinden itibaren ayrı tüzel kişilikler altında yürütülmesine karar verildiğini ve anılan tarih itibariyle ———hukuki ayrışma ve kısmi bölünme yöntemiyle ve küllü halefiyet ilkesi uyarınca sağlandığını, dağıtım şirketlerindeki perakende faaliyetlerine ilişkin her türlü alacak, borç, hak ve yükümlülüğün ———- geçtiğini, bu nedenle davanın husumet nedeniyle reddi gerektiği, kaldı ki davacı kurumun yasa hükmüne aykırı hareket etmek suretiyle reaktif enerji bedeli, elektrik enerji fonu, belediye tüketim vergisi ile elektrik enerji tüketim bedeli dışında kalan başkaca vergi ve payların da hesaplamaya dahil edildiğini, davanın zamanaşımına da uğradığını savunarak davanın reddini ve % 20 kötü niyet tazminatına mahkumiyetini istemiştir.
Dava; davacı ———- payı alacağı için davalılar aleyhine başlattığı takibe itirazın iptali davası olup, uyuşmazlığın; davacıların bu döneme ilişkin alacağı olup olmadığı, her iki davalının zamanaşımı def’inin yerinde olup olmadığı, davalı ——- hasım sıfat olup olmadığı, takip tarihi itibariyle alacak miktarı, takipten önce davalıların temerrüde düşüp düşmedikleri, düşmüşler ise takip tarihine kadar işlemiş faizin miktarı noktalarında toplandığı anlaşılmaktadır.
—–göre, kanunda aksine hüküm bulunmadıkça bütün alacaklar, ——- zamanaşımına tabidir. Davacının alacağının doğduğu —— bulunmayıp, alacakların İcra ve İflas Kanunu’ na göre tahsil edileceği, alacaklara ise —— Kanuna göre gecikme faizi işletileceği belirtilmiştir. İlgili düzenlemeye binaen, ———- payının kendisinin on yıllık genel zamanaşımına tabii olduğunu, katkı payına tahakkuk eden gecikme zammının ise ——–tabii olduğundan, zamanaşımı süresinin —- olacağını kabul etmiştir. İlgili düzenleme ve karar nazara alınarak dava konusu olaya bakıldığında, —- yıllarında tahakkuk eden —- takip tarihi itibarıyla zamanaşımına uğramadığı anlaşılmaktadır. —– alacağı vadesinin rastladığı takvim yılını takip eden takvim yılı başından itibaren — içinde zamanaşımına uğradığından, —- takip tarihi nazara alındığında, —— tarihinden önceki tahakkuk eden gecikme cezalarının zamanaşımına uğradığı, ——- başından itibaren takip tarihine kadar geçen sürede tahakkuk eden gecikme cezalarının ise, takip tarihine kadar zamanaşımına uğramadığı anlaşılmakla zaman aşımı def’inin reddine karar verilmiştir.
——– Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalılar aleyhine ——– Alacak üzerinden takip başlatıldığı, borçluların itirazı üzerine takibin durduğu, davanın yasal sürede açıldığı anlaşılmıştır.
Dava konusu, ———- payı alacağının tahsiline yönelik başlatılan, icra takibine itirazın iptal istemidir. Taraflar arasındaki ihtilaf alacağın miktarı, davalıya husumet yöneltilip yöneltilemeyeceği ve alacağın miktarı üzerinde toplanmaktadır.
Dava konusu alacak miktarını tetkik edebilmek için, elektrik faturası bileşenleri, mevzuat değişikliklerini ayrı ayrı inceleyerek hesaplama yapmak gerektiğinden dava dosyasına sunulmuş olan tüm hesap ve fatura dökümleri, mevzuat hükümleri, resmi kurum yazışmaları ve dosya ile birlikte bilirkişi heyetinden rapor alınmıştır.
——– maddesinde tarif edilmektedir. Bu madde üzerinde ilk değişiklik, ——— —– yapılmıştır.
——yılında yapılan değişiklikten sonraki en son duruma göre; Nihai tüketiciye elektrik enerjisi satışı yapan lisans sahibi tüzel kişiler, iletim, dağıtım ve perakende satış hizmetlerine ilişkin bedeller hariç olmak üzere, elektrik enerjisi satış bedelinin —-yüzde ikisi tutarındaki payı —- faturalarında ayrıca gösterir ve bu kapsamdaki bedelleri ——– intikal ettirileceği düzenlenmiştir.
İcra dosyasında borcun sebebi —- gereği mükellefiyet olarak bildirilmiş ise de; takibe konu asıl alacak bakımından —- döneminde dosyaya sunulan fatura kalemleri,—— alınmayacağı ile ilgili kanun değişiklikleri ve—— nazara alınmak suretiyle bilirkişi tarafından inceleme ve hesaplama yapılmıştır.
Buna göre; gecikme faiz oranları nazara alınarak BK.nun 84.maddesine göre tahsilatların öncelikle faizden düşülmesi suretiyle yapılan hesaplama sonucunda davacının davalıdan takip tarihi itibariyle —- İşlemiş faiz olmak üzere toplam ——- Alacaklı olduğu hesaplanmış ve bu hesaplama tablolar halinde bilirkişi raporunda belirtilmiştir.
Husumet itirazı değerlendirildiğinde; —- payının intikali, öncelikle —–dışındaki elektrik üretimi, dağıtım ve ticaretini yapan kuruluşlara bırakılmıştır. —— değişiklik ile ise intikal yükümlülüğü, tüketiciye —- satan tüzel kişilere geçmiştir.
İlgili dönemde —– tarihil itibaren dağıtım şirketlerinin üretim ve satış faaliyetlerinin ayrı tüzel kişilikler altında yürütülmesi zorunluluğu getirilmiştir. Mevcut durumda —– yükümlülüğünün, bu tarihte yürürlükte olan ——- göre, dağıtım şirketlerinden tedarik şirketlerine geçtiği anlaşılmaktadır. Bütün bu mevzuat hükümleri nazara alındığında, —– dağıtım şirketi olduğu, bu bakımdan, —– yükümlülüğünün davalıda olduğu görülmektedir. Diğer davalı ——- sonra tedarikçi sıfatına haiz olduğundan, enerji piyasası mevzuatı bakımından değerlendirildiğinde ——— payını intikali ile ilgili bir yükümlülüğü bulunmadığı düşünülebilir.
Ancak ——– bakımından değerlendirme yapılması gerekmektedir. Sermaye şirketlerinin malvarlıklarının tamamını veya bir kısmını, farklı bir şirket bünyesinde veya yeni bir şirket kurarak tamamen veya kısmen bölmesi mümkündür. Tamamen bölünmede, bölünen şirket infisah ederken, kısmi bölünmede bölünen şirket, varlığını muhafaza ederek bir kısım malvarlığını bölümler halinde, tasfiyesiz olarak bir veya daha çok hukuk süjesine geçirmektedir. Tam veya kısmi bölünme alacaklıları etkileyen sonuçlar doğurmakta olup; tam bölünmede, bölünen şirketin malvarlığı külli halefiyet yoluyla devralan şirkete geçtiğinden, alacaklılar yönünden borçlu değişmektedir. Kısmi bölünmede ise bölünen şirketin malvarlığı küçüldüğünden, —— alacaklılara bölünme ile ilgili bazı koruyucu hükümler getirilmiştir.
Koruyucu hükümlerden, bölünmeye katılan ortaklığın bütün alacaklıları yararlanmakta olup; alacağın nevi de fark etmemekte, sözleşmeden, haksız fiilden, sebepsiz zenginleşmeden ya da vekaletsiz iş görmeden kaynaklansa dahi, alacak korunmaktadır. Bu koruma hükümlerinden olan Ticaret Kanunumuzun 176. Maddesine göre, bölünme sözleşmesi veya planına göre, bölünen şirketin bazı borçları, bölünmeye katılan şirketlerden birine devredilmişse, yani borç o devralan şirket tarafından ödenecekse, fakat ödenmemişse bölünmeye katılan diğer şirketlerin bu ödenmeyen borçlardan müteselsilen sorumlu oldukları kabul edilmiştir. Bu nedenle davalılardan ——– yönünden de müteselsil sorumluluğun varlığı kabul edilerek husumet itirazı yerinde görülmemiştir.
Bilirkişi tarafından yapılan hesaplama sonucu davacının takip tarihi itibariyle isteyebileceği alacak ve işlemiş faiz tutarı, davaya konu icra takibinde talep edilen tutardan daha yüksek hesaplanmış olmakla, davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurukmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kabulü ile, davalıların——– sayılı dosyasında borca itirazlarının iptali ile takibin devamına,
2-Alacak likit olduğundan alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
3-Alınması gereken 515.678,06 TL harçtan peşin alınan 90.450,00 TL. Harcın mahsubu ile bakiye 425.228,06 TL. harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiliyle hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan; 31,40 TL. Başvuru harcı, 90.450,00 TL. Peşin harç, 10.300,00 TL bilirkişi gideri ve 451,20 TL posta gideri toplamı 101.232,60 TL. yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak, davacı tarafa verilmesine,
5-Davalı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
6-Davacı lehine AAÜT uyarınca taktir edilen 164.115,86 TL nispi vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak, davacı tarafa verilmesine,
7-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair,davacı vekilleri ile davalı —– vekili ve davalı ———– vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 27/04/2022