Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/430 E. 2018/492 K. 16.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/430 Esas
KARAR NO : 2018/492
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 12/04/2017
KARAR TARİHİ : 16/05/2018
Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; davacı şirketin davalı ile akdettiği inşaat sözleşmesi ile ……….. Mh. ……….. Cd. No:…..’da bulunan gayrimenkül üzerinde , bloktan oluşan toplam ….daire dükkanlar ve otoparkın yapım işini üstlendiğini, müvekkili şirketin imzalanan sözleşmeye uygun olarak yapım işini gerçekleştirdiği sırada, Sancaktepe ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından ilgili inşaatın yapım işinin durdurulmuş olduğunu, akdin ifasının imkansızlaşması sebebiyle davacı şirketin edimini yerine getiremediğini, uzun bir süreden bu yana davalı şirket tarafından imar probleminin giderileceği ve yeniden ruhsat alınacağı gerekçesi ile bekletildiğini ve yapmış olduğu işin bedelinin tam olarak kendisine ödenmediğini, ifanın imkansızlaşması nedeniyle yapılan işin bedelinin müvekkiline ödenmesi gerektiğini, yapmış olduğu işlerin ………… İnşaat Birim Fiyatlarına göre tespitinin Kartal 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin ……. D. İş dosyasıyla 22/02/2010 tarihinde tespit ettirilmiş olduğunu, tespit sonucu yapılan işlerin bedelinin 3,573,546.00 TL olarak hesaplandığını, davalı tarafından, davacı şirkete bugüne kadar 2,050,000.00 TL ödenmiş olduğunu, davalının davacı şirkete 1,523,546.00 TL daha borcunun bulunduğunu ancak bu zamana kadar herhangi bir ödeme yapılmadığını bu nedenle bu alacağından şimdilik 15,000.00 TL’nin dava tarihinden itibaren ticari faizi ile tahsilini ve davalı tarafa ait Osmangazi Mahallesinde bulunan parsellerdeki taşınmazlara tedbir konulmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı tarafın Ticaret Sicil adresine Tebligat Kanunu 35. Maddesi uyarınca davetiye tebliğ edilmiş ve davalı cevap vermemiştir.
Mahkememizce yapılan yargılamanın sonucunda ………… Esas, ………. Karar sayılı karar ile; ” imar planı 2006 yılında iptal edildiği halde ……….. Belediyesi tarafından 2007 yılında verilen inşaat ruhsatının İmar Mevzuatına ve hukukun genel ilkelerine aykırı olduğu buna rağmen tarafların geçersiz sözleşmeye dayanarak İmar Yasasına da aykırı olan inşaata devam ettikleri, davacının iyi niyetli kabul edilmesinin mümkün olmadığı, kusursuz imkansızlık iddiasının da dinlenemeyeceği, inşaat alanının içme suyu havzası içinde kaldığı, zaten bu yüzden İSKİ tarafından kendilerinden görüş alınmadan hazırlanan imar planının iptali için İdare Mahkemesine açılan davanın kabulle sonuçlandığı ve kararın kesinleştiği, inşaatın ruhsatsız olması nedeniyle yıkılmaya mahkum olduğu, bu yüzden maddi değeri olmadığı ve taraflar yönünden sebepsiz zenginleşmeye de neden olmayacağı, bu açıklamalara göre davacının yapılan yapıların imalat bedelini davalıdan talep etmesinin mümkün olmadığı anlaşılmakla davanın reddine dair verilen karar, Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 12/02/2015 tarih ve 2014/687 Esas 2015/692 Karar sayılı ilamıyla; “Dairemizin 18.09.2014 tarihli geri çevirme kararı üzerine dosyaya kazandırılan belediye işlem dosyası kapsamından dava konusu inşaata 01.07.2013 tarihinde Sancaktepe Belediyesi tarafından yapı ruhsatı verildiği anlaşılmaktadır. Sonradan imar değişikliği sonucu inşaatın yapılması ve yasal hale gelmesi mümkün olması halinde davacı yüklenici, iş sahibi yararına olan ve ekonomik değeri haiz yaptığı imalât bedelini isteyebilir. Bu durumda, mahkemece, karardan sonra sunulan belgelere göre sözleşme konusu inşaata yapı ruhsatı verilip verilmediği ve bunun sonucu olarak inşaatın yasal hale getirilip getirilmediği araştırılarak inşaat yasal hale getirilmişse, sözleşmenin götürü bedelli olduğu da dikkate alınarak davacının sözleşme uyarınca gerçekleştirdiği imalâta göre hakettiği bedel hesaplattırılıp davacıya yapılan ödemeler de düşülerek oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış, kararın açıklanan nedenlerle bozulması gerekmiştir. ” gerekçesi ile bozularak gönderilmiş olmakla bozma ilamına uyma kararı verilmiştir.
Mahkememizce verilen ara kararı ile; İSKİ Generl Müdürlüğünden 23/01/2011 yürürlük tarihli olup, 01/08/2014 tarihinde değişikliğe uğrayan ”İSKİ İçme Suyu Havzaları Yönetmeliği ” ne göre Ömerli barajının uzun mesafeli koruma alanında kaldığı bildirilen Sancaktepe İlçesi, Yenidoğan, 484 ada, 21 parsel sayılı taşınmazda yapılaşmanın mümkün olup olmadığının sorulmasına, Sancaktepe Belediyesine müzekkere yazılarak İstanbul 4.İdare Mahkemesinin………….esas, ………. karar sayılı kesinleşmiş kararı ile, imar planı iptal edilen ……….İlçesi, ………. ada, … parsel sayılı taşınmazın bulunduğu mıntıkanın yeniden imar planı yapılmış ise onaylı bir örneğinin derhal istenmesine karar verilmiştir. Sancaktepe Belediyesine yazılan müzekkereye verilen cevapta ……. İlçesi, ……, …. ada, …..parsel sayılı taşınmaza 01/07/2013 tarihinde yapı ve tadilat ruhsatı verildiği bildirilmiş olmakla ruhsat işlem dosyasının Sancaktepe Belediyesinden celbine karar verilmiştir.
Sancaktepe Beleyide Başkanlığı tarafından gönderilen yazı cevabına göre, davaya konu,………. ilçesi, ….. Mah, ….. ada, ….. parsel sayılı taşınmazın bulunduğu yerde yeniden imar planı yapıldığı ve ruhsat verildiği anlaşılmıştır.
İBBB Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü tarafından gönderilen yazı cevabına göre; bahse konu parsel ile ilgili Sancaktepe Belediyesi aleyhine açılmış yeni bir idari dava olmadığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce ilk yargılama aşamasında yapılan keşif sonucu alınan bilirkişi raporunda her ne kadar imar planının iptali sebebiyle yapılan işlerin maddi değeri yok ise de mahkemece aksi kanaatte olunması halinde davacının yapmış olduğu inşaat imalatının toplam bedelinin 2.930.355,00 TL olduğu, davalı tarafından davacıya 2.050.000,00 TL nin ödendiği konusunda taraflar arasında ihtilaf bulunmadığı, buna göre davacının yaptığı iş nedeniyle tahsil edemediği alacak tutarının 880.355,00 TL olduğu rapor edilmiştir.
Davacı vekili 18/04/2016 tarihli ıslah dilekçesi ile taleplerini 865.355 TL ıslah ederek 880.335 TL ye çıkarttıklarını beyan etmiş, ıslah harcını da ikmal etmiştir.
Davalı taraf ıslah dilekçesine karşı yasal süresi içerisinde zamanaşımı def’inde bulunmuştur.
Mahkememizin ……. Esas -……. Karar sayılı ilamı ile; Her ne kadar davacı tarafından talep sonucu ıslah edilerek artırılmış ise de, tahkikatın bitiminden ve dosyanın Yargıtay’a gidip bozularak dönmesinden sonra ıslah mümkün olmadığı gibi eser sözleşmesinden kaynaklanan bu davada ıslah edilen kısım yönünden 5 yıllık zamanaşımının dolduğu ve davalının zamanaşımı def’inin yerinde bulunduğu da anlaşılmakla ıslah edilen kısım yönünden dava reddedilmiş, dava dilekçesinde talep edilen 15.000,00 TL’lik kısım yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Bu karar taraflarca temyiz edilmiştir. Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2016/53 Esas 2017/515 Karar sayılı ilamı ile; “Mahkemece bozma öncesi alınarak benimsenen bilirkişi raporunda imar bedellerinin Bayındırlık Birim Fiyatlarına göre hesaplanmış olması nedeniyle bilirkişilerden alınacak ek rapor ile götürü bedelli işlerde yapılacak hesaplama yöntemi kullanılarak gerçekleştirilen imalatın eksik ve kusurları dikkate alınarak tüm işe oranının tespiti ve bulunacak bu oranın toplam iş bedeline uygulanarak hak edilen bedelin saptanması ve bulunacak bu rakamdan kanıtlanan ödemeler düşülerek hesaplanması gerektiği” gerekçesi ile bozularak gönderilmiş olmakla bozma ilamına uyularak bilirkişiden ek rapor alınmıştır.
Teknik bilirkişiler tarafından yeniden yapılan hesaplama sonrasında davacının davalıya yapmış olduğu iş bedelinin 925.700,78 TL + 3 daire bedeli 473.549,22 TL + cadde tarafına toprak kaymasına karşı özel temel yapımı için malzeme ve işçilik bedeli için olarak 175.000,00 TL toplamı 1.574.250,00 TL olduğu tespit edilmiştir.
Davacının 09/04/2010 tarihli olarak davalı tarafa göndermiş olduğu ihtarname ile; davalıdan 2.050.000,00 TL tahsil ettiğini kendisi beyan etmiş olduğundan ve yargılama sırasında taraflar arasında bu ödeme ile ilgili bir ihtilaf bulunmadığı anlaşıldığından davacının yapmış olduğu işler nedeniyle daha önce davalıdan 2.050.000,00 TL tahsil etmiş olduğu, oysa hak ettiği iş bedelinin 1.574.250,00 TL olduğu, bu durumda davacının davalıdan talep edebileceği herhangi bir alacağı bulunmadığı anlaşılmakla davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 35,90 TL karar harcının dava açılırken alınan 222,75 TL peşin harç, 18/04/2016 tarihinde alınan 14.778,10 TL ıslah harcı toplamı olan 15.000,85 TL harçtan alınarak bakiye 14.964,95 TL harcın talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından sarf olunan 33,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davalı lehine, red edilen kısım üzerinden AAÜT uyarınca takdir edilen 49.164,20 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde Yargıtay yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.16/05/2018